Dost Acı Söyler Atasözüyle İlgili Hikaye

Gerçek dost diye nitelendirdiğimiz kişiler iyiliğimizi düşünüp kötü cümlede olsa sırf iyiliğimiz için bunları bize söylemeye cesaret eden kişilerdir. Bu nedenle bu atasözü kullanılmaktadır. Bizim hoşumuza gitmese de gerçek dost bu cümleleri iyiliğimiz için sarf etmelidir. Gerçek dost gerçek cümleler kurandır. Bugün bu atasözüne ilişkin bir hikaye ile sizlere bu atasözünün anlamını da iyi anlatacağız.

Yakup’un Hatası

Yakup ve Sümeyye aralarından su sızmayan iki arkadaştır. Her an birlikte gezer, birlikte yer içerlerdi. Aynı zamanda aynı mahallenin çocuklarıydılar. Günlerden bir gün Yakup ile Sümeyye oyun oynamak için sokağa çıkmışlardır.

Sokakta oyun oynar iken Yakup, Sümeyye ye benim param var bakkala gidelim ikimize de bir şeyler alalım dedi. Sümeyye bunu kabul etti ve birlikte koşa koşa bakkala gittiler. Bakkal Rukiye teyze bunların koştur koştur halini görünce gülerek onları bakkala buyur etti.

Ne alacaklarını soran Rukiye Teyze’ye, Yakup iki elma şekeri istediklerini söyledi. Elma şekerlerini çocuklara veren Rukiye teyze Yakup’un uzattığı 5 lirayı aldı ve üzerine 3 lira verdi. Ancak elma şekerleri 4 lira tutuyordu ve teyzenin 1 lira para üstü vermesi gerekiyordu. Yakup, teyzenin fazla para verdiğini anladı. Çünkü Rukiye Teyze az görüyordu. Ancak bunu dile getirmeden çıkıp gittiler. Bakkaldan çıkar çıkmaz elma şekerini Sümeyye’ye uzattı. Ancak Sümeyye şekeri kabul etmedi. Yakup’un neden diye şaşırmasının üzerine Sümeyye şöyle cevap verdi; ” Rukiye teyze bize yanlış para üstü verdi ve sen de bunu kabul ettin. Bu çok yanlış bir hareket bu yüzden ben bu elma şekerini yemem. Ancak fazla para üstünü geri iade edersen yerim” dedi. Bunun üzerine Yakup yaptığı hatayı anladı ve hemen Rukiye teyzeye yanlış verdiği para üstünü vermeye gittiler. Rukiye teyzeye yanlışı anlatıp parayı verdiler.

Arkadaşının hatasını kabul ettiğine sevinen Sümeyye artık şekeri yemeyi kabul etti. Mutlu mutlu şekerlerini yediler ve Sümeyye Yakup’a şöyle dedi; ” Sen benim en sevdiğim arkadaşımsın. Sana gerçekleri söylemeliydim. ” . Bu duruma ikisi de sevindi. Bir daha Yakup böyle hatalar yapmadı.

Dost Acı Söyler Atasözü Hakkında Hikaye İle İlgili

Tanzimat Dönemi Şiiri Kavramlarının “Aydınlanma Dönemi” Düşüncesiyle İlişkisi

Tanzimat Döneminde şiire giren yeni kavramların “Aydınlanma Dönemi” düşüncesiyle ilişkisi nedir?

Tanzimat Döneminde şiire giren yeni kavramların “Aydınlanma Dönemi” ile bağı nedir?

Tanzimat dönemi şiirlerinde işlenen ‘‘akıl, ilerleme, deney, hürriyet” sözcükleri Aydınlanma düşüncesiyle alakalıdır. Neden mi? Çünkü Aydınlanma Dönemi Ortaçağ’da ilerleme gösteren dünya görüşüne zıt yeni bir dünya görüşünün oluşması ve ilerlemesidir. Bu düşünceye bakılarak aklın alabildiği kesin doğrulara ulaşmasını ve bilginin gelişmesini hedefleyen bir kültür geçerli olmalı ve bu  kültür devamlı gelişmeli uzun yıllar daim kalmalıdır. Bu şekilde ilerleme isteği kişinin, eskicilikten kurtularak daima yenilikçi ve özgürlükçü olma düşüncesini benimser.

Deneme İle Sohbet Arasındaki Farklar

Deneme ile sohbet arasındaki farklar nelerdir

Yazar, deneme yazarken kendi seçtiği bir konu üzerinde serbest bir dille yazısını yazar. Denemenin adından da anlaşılabileceği gibi yazı çıkarılmadan önce bir yazı hakkında bize düşünce ve bilgilerini yansıtır. Deneme yazısı ile tenkit ve sohbet yazıları özellik bakımından birbirine benzemektedir. Yazarlar deneme yazarken konuları daha çok felsefi olarak ele alırlar. Deneme yazılarında genel olarak yazarın düşünceleri ön plandadır. Yazar, denemede kendi düşüncelerini okuyucuya açıklamaya çalışır ancak kanıtlama gibi bir düşüncesi yoktur.

Deneme ile sohbet arasındaki farklar;

Deneme yazısı yazarın düşüncelerini yansıtır ancak sohbet yazısında yazar okuyucu ile konuşuyor havasındadır.

Deneme yazısı sohbet yazısına göre daha içten ve samimi bir dilde kaleme alınır.

Denemeler, yazarın duygu ve düşüncelerini yansıtırken sohbet yazısında konuşulanlar dile getirilir.

Deneme ile sohbet arasındaki benzerlikler;

Deneme ve sohbet yazıları öznel yazılardır.

İki yazı türünde de yazar kendi duygu ve düşüncelerini yansıtır.

İki yazı türünün de konuları ortak olabilir.

Her iki yazı türünde de seçilecek olan konular ilgiyi yüksek tutucu konular olmalıdır.

 

Sadrazamın Günümüzdeki Karşılığı Nedir

Sadrazamın günümüzdeki karşılığı

Sadrazamın tarihteki diğer adı Vezir-i Azam’dır.

Osmanlı Devletinde belirli bir hiyerarşik düzen vardı ve bu düzenin en başında padişah bulunurdu ancak padişahın olmadığı dönemlerde padişahın yerine bakma, onun görevlerini yerini getirme, padişahın yerine karar verme, padişahın mührünü kullanma, padişahın yerine toplantılara katılma gibi görevleri sadrazam yerine getirirdi. Yani bu hiyerarşik düzenin en üstünde padişah yer alırken padişahın hemen altında sadrazam yer alırdı yani sadrazam padişahtan sonra ülkedeki en yetkili yöneticiydi.

Sadrazamlık bugünkü Başbakanlık ile eş değerdedir. Osmanlı Devletindeki Padişah ise günümüzdeki Cumhurbaşkanıdır. Günümüzdeki Başbakan da Cumhurbaşkanından sonra en yetkili kişidir ve Cumhurbaşkanının olmadığı dönemlerde Başbakanlık Cumhurbaşkanlığına vekillik etmektedir. Yani Padişah günümüzdeki Cumhurbaşkanı, sadrazam ise günümüzdeki başbakandır. Farklı olan sadece görüldüğü gibi isimler ve yönetim şeklidir.

 

Sabahattin Teoman Hakkında Bilgi

Sebahattin Teoman hakkında bilgi kısaca konusunda sizlere bilgi vermek amacıyla sizlere bu yazımızı hazırladık.

 

Sebahattin Teoman, 1 Nisan 1914 gününde dünyaya gelmiştir. 1935 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ni Bitirdikten sonra Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde üniversite eğitimini tamamlayan Sebahattin Teoman, üniversite eğitiminden sonra Maliye Bakanlığı’nda görev başına geçmiştir. Sebahattin Teoman, 1960 yılının sonrasında Gümrük ve Tekel Bakanlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü, Sanayi Bakanlığı Sanayi Dairesi Reisliği, Ortak Pazar Daimi Delegelik Müşavirliği, Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği Genel Sekreterliği gibi bir çok meslekte görev almıştır. Sonrasında 1968’de Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu üyeliğindeki görevinden emekli olmuştur.

Sebahattin Teoman, 1930’da ilk şiirini kaleme alarak bu ilk şiirini Vakit gazetesinde okuyucularla paylaşmıştır. Sonrasında çeşitli gazete ve dergilerde şiirlerini bastırmıştır.

Sebahattin Teoman, şiirlerini kaleme alırken lirizme ve ritme fazlasıyla dikkat etmiştir. Sebahattin Teoman, şiirlerini yazdığı dönemlerde deneme, inceleme ve eleştiri yazılarını da kaleme almıştır.