Genel Yetişkin Grubu

■ Ailesinde (anne-baba veya kardeşlerinde) genç yaşta (50 yaşın altındaki erkekler ve 60 yaşın altındaki kadınlar) koroner arter hastalığına yakalananlar bulunan kişiler için, düzenli olarak folik asit (günde 400 ug) ve muhtemelen B6 vitamini (100 mg) ve B12 vitamini (100 mg) alımı kalp hastalıklarına karşı koruma sağlayabilir. Bu kanıtlan­mamıştır, ancak bazı doktorlar dolaylı delillere dayanarak bu öneride bulunurlar ve bu vitaminler bu dozlarda alındı­ğında zararlı değildirler.

■ Günlük C vitamini (500 mg) ve E vitamini (400 IU) takviyelerinin, damar sertliği ve bazı kanser türlerine karşı birtakım koruyucu etkileri olabilir. Bu kanıtlan­mamıştır, ancak bazı doktorlar dolaylı delillere dayanarak
bu öneride bulunurlar ve bu vitaminler bu dozlarda alındı­ğında zararlı değildirler.

■ Günde düzenli olarak 20,000 IU’dan fazla A vitamini veya 5,000 IU’dan fazla D vitamini almak zehirleyici olabilir ve bundan kaçınılmalıdır.

Sağlıklı beslenme, sadece gıda seçimlerinizi dengelemek ve yeter­siz beslenmeden kaçınmaktan ibaret değildir. Aynı zamanda, sağ­lığınıza katkıda bulunan yiyecekler tüketmek ve kalp hastalıkları, kan­ser ve diyabet riskini artıran yiye­ceklerden kaçınmakla alakalıdır.

Proteinler, karbonhidratlar ve yağ­lardan yeteri miktarda barındıran bir beslenme biçimine ihtiyacımız vardır – bunun aksi ispatlanmadı-ancak araştırmalar, bu kategoriler içerisindeki bazı seçimlerin, diğer­lerinden daha iyi olduğunu gös­termiştir.

PARENTERAL BESLENME

Periferik intravenöz sıvılara ilave edilen besinler, ameliyatı takip eden ilk hafta içerisinde ağız yolu ile beslenecek hastalarda glukoneogenezisi inhibe ederek protein katabolizmasmı önler. Periferik intravenöz sıvı ile hastalara verilen enerji onların tüm enerji ihtiyaçlarını karşılıyamaz ise de çoğunlukla herhangi bir sorun yaratmaz. Fakat, kalori ve protein gereksiniminin acil olduğu durumlarda, hasta total parenteral beslenmeye adaydır.

ÇAM FISTIĞI

Tohum 1.5cm kadar uzunlukta, iğ biçiminde, süt beyazı renkli ve yağhmsı lezzetlidir. Halen Kuzeybatı Anadolu (Kozak tipi), Aydın ve Antalya (Aydın tipi) ve Maraş (Maraş tipi) bölgelerinde elde edilmektedir.

Sabit yağ (% 46 civarında), protein ve sellüloz

taşır.

Bal ile ezilmesi ile elde edilen macun kuvvet verici olarak kullanılmaktadır. Bazı yemeklerin içine

girer. Türkiyenin dışsatım ürünlerindendİr (2).

TRAVMATİZMALAR

Harici mekanik etkilerle dokuların bütünlüğünün kaybolması travmatizma olarak tarif edilir. Doku bütünlüğünün kaybolma dere­cesi dış etkenin yani travmanın şiddetine, yönüne, etki şekline ve ni­hayet mesafesine bağlıdır. Travmanın etkisi ile doku kesilir, yırtar, ezilir veya kopar. Dokudaki bu harabiyet travmanın şiddet, doğrul­tu ve şekli kadar dokunun direnci ile de ilgili olarak değişir.
Genellikle travmatizmalar:
a) Açık travmatizmalar
b) Kapalı travmatizmalar olarak ikiye ayrılırlar. Açık travma-tizmalarda deri ayrılmış, yırtılmıştır. Kapalı travmatizmada ise do­kuda görünür ayrılına ve yırtılma yoktur. Burada deri altı ve diğer derin dokularda harabiyet söz konusudur. Bunlardan birincisine ya­ra, ikincisine ezik ismi vermek mümkündür. Günümüz insanı, harici travmalara sıklıkla maruz kalmaktadır. Ziraatte makinalaşma, sa­nayinin gelişimi, motorlu taşit araçlarmm her geçen gün artışı, fer­di, her an mekanik travmalarla karşı karşıya bırakmaktadır. Mem­leketimizde iş kazaları ve trafik kazalarındaki yaralanmalar kadar ateşli silahlarla yaralanmalar da önemli bir yer işgal etmektedir.
a) Açık travmatizmalar yani yaralar: Travmayı yapan sebebe göre yaralar,
1 — Batıcı cisimlerle meydana gelen yaralar: Batıcı yaralar
2 — Kesici cisimlerle meydana gelen yaralar: Kesici yaralar
3 — Kunt cisimlerle meydana gelen yaralar: Ezik yaralar
4 — Ateşli silahlarla meydana gelen yaralar, olmak üzere sınıflandırılırlar.
Yaralar sadece deriye inhisar ettiği gibi daha derin dokuları ve hatta iç organlarını da ilgilendirebilir. Bu takdirde penetran (nafiz) veya penetran olmayan (nafiz olmayan) yaralardan söz edilir. Ay­rıca yaraları basit, mürekkep ve komplike olarak da ayırmak müm­kündür. Basit yaranın kenarları muntazamdır ve sadece cildi ilgi­lendirir. Mürekkep yarada ciltle birlikte başka dokularda da hara-biyet vardır. Komplike yaralarda ise enfeksion amilleri işe karış­mıştır, enfekte bir yara söz konusudur.
Batıcı yaralar, iğne, çivi, keskin olmayan kasatura, burgu vs. gibi hernevi batıcı cisimlerle meydana gelen yaralardır. Dokuda travmatik ajan tarafından delik şeklinde bir yara meydana gelmiş­tir. Batıcı yaralarda, batıcı cismin uzunluk ve kalınlığı önemli rol oy­nar. Ayrıca batıcı cisim enfeksion amillerin derinliklere taşımış ise kapalı bir enfeksion odağı yapacaktır ki bu enfeksion diğer yara çe­şitlerine nazaran daha kötü bir seyir takip edecektir. Batıcı cisim­lerle husule gelen yaralarda.doku bütünyle pek büyük ölçüde bozul­mamıştır. Sensitif sinir uçlarının tahrip veya irritasyon derecesine bağlı olarak ağrı mevcuttur. Kapiller arter veya venlerin yaralan­masına bağlı olarak genelikle büyük veya küçük doku içi kanama­ları görülür.
Kesici cisimlerle meydana gelen yaralar, kesik yaralar, bıçak, jilet, cam, her türlü kesici alet ve maddelerle meydana gelen ciltte ayrılmalar göstren yaralardır. Bunlarda da bir evvelkinde olduğu gibi ağrı ve kanamalar mevcuttur.
Enfeksion amilleri travmatik ajanla birlikte yaraya inoküle ol­muşsa veya sekonder olarak yara kirlenmiş ise enfekte kesik yara­dan söz edilir.
Ezik yaralarda ise travmatik ajan kunt bir cisimdir. Yumruk, taş, hayvan tekmesi gibi. Ezik yaralarda dokuda hem eziklik hem de kesilmeler vardır. Yaranın enfeksiona uğrama şansı kesik yara­lardan daha fazladır.
Yara kenarları ve kaidesi girintili çıkıntılıdır. Derinlerde ezik­ler ve doku içi kanamalar mevcuttur. Ezik ve girintili çıkıntılı sa­halarda koagulum, septik ajanlar, her türlü yabancı cisim birikme­leri olabilir. Bunlar yara şifasını geciktiren faktörler olarak karşı­mıza çıkarlar. Bu tip yaralarda ağrı ve kanama ön plandadır. Te­davi yönünden bu tip yaralar daha çok önem arz ederler.
Ateşli silahlarla yaralanmalarda yaralar, delinmiş, kesilmiş ezil­miş ve parçalanmış bir karakter taşırlar. Ateşli silahlarda kullanı­lan mermi, saçma vs. nin vasfı ve atış mesafesi yaranın şekli üzerin­de müessirdir. Çok yakın ve bitişik atışlarda cilt yanıkları ve barut ekeleri dikkati çeker. Genellikle kurşun giriş deliği muntazam fa­kat çıkış deliği parçalı ve eziktir. Bazı durumlarda merminin doku içinde parçalanmasına bağlı olarak geniş harabiyetler de dikkati çe­ker. Ateşli silahlarda kullanılan mermi ve saçmalar dışarıya çıka-mayıp dokular içinde kalabilirler

İnfektif (septik) artrit

Etyoloji-Geniş bir bakteri spektrumu sorumludur ama Staphylococcus aureus, Streptococ ve Haemophilus en önemlilileridir.

Risk faktörleri DM, RA, eklem ponksiyonu veya cerrahi ve immünsüpresan tedavidir.

Bakteriler ekleme şu yollarla girer:
• Lokal travma: penetran yaranın iyi bilinen komplikasyonlarındandır, örneğin açık kırıklar, cerrahi pro­tez yerleştirilmesi ve yerleşmiş otoimmün artritler için nonsteril intraartiküler steroid injeksiyonu sonrası.
• Komşu infekte foküsten yayılım.
Kan akımıyla: daha az sıktır ama adolesan ve genç erişkinlerdeki gonokokal infektif artrit için önemli bir yoldur, i.v. ilaç kullanıcıları gram negatif bakteriemiyle septik artrit geliştirmeye özellikle meyillidir.

Klinik özellikleri-Ani başlangıçlı şiddetli ağrı, has­sasiyet, şişlik ve eritem olur. Vakaların çoğunda tek bir eklem tutulur, ancak gonokokal artrit ve i.v. ilaç kullananlardaki artrit vakalarının bazılarında birden fazla eklem tutulabilir.

Komplikasyonlar-Tedavi edilmediği taktirde hızla eklem destrüksiyonuna gider, beraberinde sıklıkla osteomyelit, sinüs oluşumu, ankiloz ve kalça dislokasyonu olur.