Truva Atı Efsanesi Vikipedi

Truva Atı efsanesi hakkında filmler yapılmış olan en ünlü efsanelerden birisidir. Her ne kadar herkes Truva Atı efsanesi konusunda bir şeyler bildiğini iddia etse de birçok kişi bu hikayeyi net bir şekilde bilmemektedir. Efsanenin detaylarına inip gerçek hikayesini öğrenmek isteyenler olduğundan sizlere vikipedi bilgilerini aktaracağız.

Çanakkale Boğazı’nın Ege Denizine doğru ilerlemiş olduğu kısımdan yaklaşık olarak 6 kilometre kadar içerideki Hisarlık’da yer alan höyük şeklinde bir yerleşmeye haiz Troya milattan önce 3. ve 2. bin senelerde hüküm sürmüş olan dönemin en öne çıkan kraliyetidir. Bölge bir hayli uygarlığa hane sahipliği yapmış ve bu uygarlıkların tarihi izlerini içerisinde barındırıyor amma velakin en ilgi çekeni ve en fazla bilineni Truva Atı olarak bilinen efsanedir. Persler, Büyük İskender, Romalılar, Pergamon Krallığı, Selevkoslar bölgede hüküm sürmüş ve uzun seneler boyunca bu bölgeyi ellerinde bulundurmuşlardır. Bu bölgede gerçekleşmiş olan Truva Atı efsanesi dilden dile dolaşmaya devam ettiğinden dolayı sizlere bu efsane hakkında bilgi vermek istiyoruz.

Truva Atı mitolojide yer alan ve günümüze kadar ulaşmış olan bilgilere göre denizlerin tanrıçası olarak kabul edilen Thetis oldukça estetik ve cazibeli bir tanrıçaydı. Bu tanrıçayı gören kişiler füsunlanır ve estetikliğine hayran kalırdı. Dünden bu güne kadar ulaşan inanışlara göre Thetis’in evrene getireceği erkek çocuğun babasından oldukça fazlaca zeki ve parlak zekaya sahip bir kişi olacağı halk arasında yaygın bir şekilde konuşulurdu. Bu konuşulanlar üzerine Teselya Kralı Peleus herkes tarafından uygun olan bir kişi olarak görülmekteydi ve onunla izdivaç ettirilmek herkes tarafından istendi. Bahsi geçen bu birlikteliği sağlamak adına dönemin en güzel yerlerinden birisi olan Olimpos dağında estetik bir sofra ve çalgıcılar hazır hale getirildi, mükemmel bir merasim gerekli her şey hazırlandı. Bütün tanrı ve tanrıçalar Olimpos Dağındaydı sadece bir tek kişi bu merasim yerinde yoktu. Bozuculuk Tanrıçası olarak bilinen Erins bu merasime alınan bir ortak karar nedeniyle çağırılmadı ancak bazı rivayetlere göre çağırılması unutuldu. Bu durumu ciddi manada sinirlenen Erins merasimin tertip edildiği platformda yemek masası üstüne “Tanrıçaların en güzeline” notunu sıkıştırmış olduğu altın bir elmayı hiç kimse görmeden bıraktı. Merasim sırasında yemek masasında yer alan elma fark edilince ortalık ciddi manada karışır. Tanırların Kralı olarak nitelendirilen Zeus öç adına bilenir ve bunun için acelecidir. Gök Tanrıçası Hera, Akıl Tanrıçası Athena ve Aşk Tanrıçası Afrodit’ten öcün alınmasını ister ancak olayın aktif edilmesi için olaydan hiçbir şekilde haberi olan bir kişi gerekmektedir. İnsanlar arasında seçim yapılır ve uygun kişinin çoban Paris olduğuna karar verilir. Bu ismin seçilmesindeki temel maksat yaşanan hiçbir olaydan haberinin olmamasıdır. Bu 3 tanrıça, Paris’in önüne çıkar ve onu ikna etmek adına her şeyi vaat ederler ve bu durum tarihte yaşanmış olan ilk rüşvet vakası olarak da kayıt altına alınır. Afrodit, çobana yeryüzünün en estetik hanımını vaat eder ve çobanın aklını elde eder elma Afrodit’e verilir. Çoban güzel bir bayan için adeta kendinden geçmiştir.
Truva Atı EfsanesiBu vaziyete öteki tanrıçalar fazla sinirlenir ve çobanı mutsuzlaştırmak adına yemin ederler, bir müddet sonra çoban Paris, Sparta Kralı Menelaus’un genç ve estetik partneri Helen’e sevgi duymaya başlar ve Afrodit’in desteği ile onu Truva’ya sessiz sedasız bir şekilde kaçırır. Bu duruma çok sinirlenen Kral Menelaus’un kardeşi Agamennon Truva’ya ölümcül zarar verecek bir şekilde saldırı düzenler ve bu saldırı tarihteki büyük cenklerden bir tanesi olarak kayıt altına alınır.
Truva Atı EfsanesiAkalar ve Troyalılar bu durumdan dolayı düşman olarak karşılaşırlar bununla birlikte yıllardır devam eden cenkler Truvayı yok edemedi ve Akalar bunun sadece entrikayla yapılabileceğini düşünde ve bu olay da Truva Atı efsanesinin doğmasına vesile oldu. Tahta bir beygir, Troya surlarının karşısına bırakıldı ve Akalar toplu halde geri çekildi. Troyalılar ise akıllarında herhangi bir olumsuz düşünce olmadığından Akalar’ın savaştan kaçtıklarını düşündüler ve atı içeri soktular. erkenden gelen zafer sarhoşluğu savunmazsız kalmasına sebep oldu. At içerisinde yer alan askerler herkes sızdığı zaman kale içerisine girdi ve çoluk çocuk demeden herkesi katletti. Bu durum sayesinde tanrılar verdikleri sözü tutup öçlerini almış oldu. Ayrıca bu olay sonrasında Helen geri alındı. Yıllardan beri dilden dile dolaşan Truva Atı efsanesi bu şekildedir ve bu hikaye bu şekilde anlatılmaya devam edecektir.