Safra Akımı

Kanallann silendirik hücreleri kanaliküllerde üretilen sıvıya HCO ten zengin bir diğer sıvı ilave ederler. Bu olay sekretin, gastrin ve kolesistokinin tarafından stimüle edilen hücresel bir pompa yoluyla aktif Na ve HCO sekresyonunu içerir. K ve su kanallardan pasiı olarak geçerler.

Yemekler arasında safra, saatte %20’ye varan oranlarda daha konsantre hale getirilebildiği safra kesesinde depolanır. Na+ ve HCO yada Cl , absorpsiyon sırasında lümenden aktif olarak taşınırlar. Safra akımını üç faktör düzenler: karaciğerden salgılanma, safra kesesi kasılması ve koledok sfinkterinin direnci. Açlık durumunda, koledok kanalındaki basınç 5-10 cm. sudur, ve karaciğerde üretilen safra safra kesesine gitmektedir. Yemekten sonra, safrakesesi kasılır, sfinkter gevşer ve kanal basıncı aralıklı olarak sfinkter direncini aştığından safra fışkırmalar tarzında duodenuma boşaltılır. Kasılma sırasında, safra kesesinde basınç 25 cm. suya, koledok kanalında ise 15-20 cm suya ulaşır.

Yemekten sonraki safra kesesi kasılması ve sfinkter gevşemesinin majör fizyolojik stimülüsü kolesistokinin (CCK) dir. Vagal uyarılar kolesistokininin eylemini kolaşlaştırırlar. CCK lümendeki yağ yada lipolitik ürünler vasıtasıyla ince barsak mukozasından kana salınır. Amino asitler ve küçük polipeptidler daha zayıf uyaranlardır, karbonhidratlar ise etkisizdir. Yemek sırasındaki safra akımı safra tuzlannın enterohepatik dolaşımda artan devin, sekretin, gastrin ve CCK tarafından duktal sekresyonunun uyanlmasıyla arttınhr. Motilin interdijestif fazda kesenin epizotlar halinde kısmen boşalmasını stimüle eder.

Dupuytren Kasılması

Dupuytren kasılmasının nedeninin bilinmemesine rağmen, bilim adamları bunun kalıtımsal olduğuna inanmaktadırlar. En çok orta yaşlı erkekler arasında yaygın gibi görünmektedir ve diyabeti (şeker hastalığı) olan ya da aşın alkol kullanan kişiler arasında daha yaygın olabilir.

duppalm

Genellikle hiçbir soruna neden olmaz. Ama parmaklarınızı doğrult makta zorlanıyorsanız, doktorunuzu görünüz. Sıkıştıran doku bağlarını kesmek ve rahatlatmak için ameliyat tavsiye edilebilir. Ameliyattan sonra fizik tedavi, elinizi tekrar kullanabilmenize yardımcı olacaktır.

Çocuklarda Gastrostomi ve Jejunastomi Beslenme

Ağır nörolojik bozukluğu, esofagus patolo­jisi ve ağır kardiorespiratuar hastalığı bulunan, ancak gastrointestinal işlevleri normal olan hastalarda geçici veya kalıcı gastrostomi uygulana­bilir; Bu yolun kullanılma indikasyon ve yönte­mi nazogastrik uygulamadaki gibidir. Kanama, belirgin rahatsızlık, gastrostomi yerinden diye­tin sızıntısı sonucu peritonit belirtileri, gastrostominin başarılı olmadığını gösteren belirtiler­dir. Mide ve duodenumun bütünlüğünü bozan durumlarda jejunostomi yolu kullanılabilir. Bu­nun uygulama yöntemi de nazojejunal uygula­madaki gibidir.

Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri riski, hayat boyu içilen sigara sayısıyla orantılı olarak artar. 40 yıl boyunca günde bir paket sigara içen birisi, büyük akciğer riski altındadır. Puro ve pipo içenler, sigara içenler kadar risk altında değildirler, ancak yine de tütün kullanmayanlara göre kayda değer bir risk altındadırlar.
Sigara içmenin yanında, akciğer kanserine sebep olan etkenler, asbet, radon ve uranyumdur. Doku içi akciğer hastalığı dolayısıyla oluşan akciğer yaralan ve tüberküloz gibi akciğer enfeksiyonlan da primer akciğer kanseri riskini arttırabilir.
Akciğer kanseri olanlarla ilgili bilimsel görüş iyi değildir. Akciğer kanseri olanlann % 85’i, teşhis konulduktan sonraki 5 yıl içinde ölmektedirler. Tümörün çok lokalize olduğu vakalarda (akciğer, lenf nodüllerine sıçramamış olması durumu), ameliyat, %60 uzun-yaşam şansı vermektedir. Bununla beraber, birçok kanser, sıçramadan önce teşhis edilemez.Akciğer kanseri hiç sigara içmeyerek veya sigraryı hemen bırakarak önlenebilir. Sigarayı bıraktığınız zaman, kanser riskiniz azalır. Sigarayı bıraktıktan 10-15 yıl sonra, akciğer kanseri riskiniz, hiç sigara içmemiş olanlann taşıdıklan riske yakınlaşır.

akciger-kanseri

PRİMER AKCİĞER KANSERİ TÜRLERİ
Birçok primer akciğer kanseri tipinin olmasına karşın, dört tanesi Öne çıkmaktadır:
Yassı Hücreli Kanser (Karsinoma) Tüm akciğer kanserle­rinin %30 ila %35’ini oluşturur. Bu kanser türü, akciğerin merkez kısmında bulunan, geniş hava yollannın (bronşiyol) zar yüzeyle­rinde oluşur. Yavaş gelişen fakat akciğerin yanındaki lenf bezlerine ve diğer organlara erken sıçrayan (metastaz yapan) kanserlerdir.Adenokarsinom Tüm akciğer kanserlerinin %35 ila %40’ını oluşturur.

Bu kanser türü, genel­likle minik hava yollarında başlar ve bu sebeple akciğer­lerin etrafında bulunur. Genellikle ilk başladığı yerden, akciğerlerin yakınında bulunan lenf nodüllerine ve vücudun diğer kısımlarına sıçrar.Küçük Hücreli Kanser (Bir başka adı da yulaf hücreli kanserdir, zira hücreler yulaf tanesine benzer şekildedir) Tüm akciğer kanserlerinin %20 ila %30’unu oluşturur. Bu kanser türü, öncelikle, geniş hava yollannda başlar ve diğer organlara, akciğerde oluşan ilk tümörden sıçrar. Vücûdun diğer kısımla­rına, diğer primer kanser türle­rine göre daha kolay sıçrayabilme-sine rağmen, küçük hücreli kanser, kemoterapiye daha çok cevap verir. Bununla beraber, cevap geçicidir ve iyileştirici değildir.

SEMPTOMLAR
Belirtiler, neredeyse her zaman, kimi zaman kanlı balgam ile gelen öksürük, kısa nefes yetmezliğidir.
Göğüs sancısı da yaşayabilirsiniz. Konuşurken çıkan ses rahatsız edici olur ve iştahınız azalabilir. Bazen kanser, plevral efüzyon ve zatürreeye sebep olabilir.Çok daha ileri vakalarda, kanserin diğer organlara sıçrama belirtilerini yaşayabilirsiniz; kemik ağrısı veya beyinde yarattığı etkilerden dolayı, nörolojik bozuk­luklar gibi. Zaman zaman primer akciğer kanserinin ilk belirtileri vücudun diğer kısımlarına sıçrayan tümörlerdir.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Akciğer kanseri belirtileri hisse­diyorsanız, derhal doktoru­nuzu arayın. Fiziki bir muayene yaptıktan sonra, hastalığın hikaye­sini öğrenmek isteyecektir. Dokto­runuz, ne kadar zamandan beri ve hangi miktarda sigara içtiği­nizi soracaktır. Ayrıca akciğer kanserine sebep olan diğer etken­lere maruz kalıp-kalmadığınızı öğrenmek isteyecektir.

Genellikle, kanserin mevcut olduğunu gösteren bir akciğer röntgeni çekilecektir. BT de genellikle yapılır (özellikle kanser, akciğerin merkez kısmında bulunan, geniş hava yollarında ise) ve bilhassa tümörün akciğerdeki lenf bezle­rine sıçrayıp-sıçramadığmı göster­diği için çok önemlidir.