Kanseri Teşhis Etme ( Tanılama )

Dokunun görünümü sadece kanserin var olduğunu doğrulamaz, aynı zamanda yavaş büyüyen bir kanser mi (tümör mü) yoksa hızlı büyüyen bir kanser mi (tümör mü) olabileceği konusunda da bir şeyler söyleyebilir.

Mikroskop altında kanser hücreleri, çevrelerindeki normal hücrelerle karşılaştırıldığında vahşi ve düzensiz görünür başka bir ifadeyle, kanserin çirkin bir görüntüsü vardır.Kanser teşhisi koymanın yanı sıra, doktorun kanserin ne kadar yayılmış olabileceğini de belirlemesi gerekir. Bu, staging (evreleme) olarak adlandırılır. Kanser erken bir evredeyse, kanseri iyileştirme (yok etme) olasılığı daha yüksektir. Evreyi bilmek aynı zamanda, farklı evreler farklı tedaviler gerektirdiği için, uygulanacak en iyi tedavinin ne olduğunu da gösterebilir.

Kanser Gelişimindeki Evreler

Kanser hücreleri, normal hücrelerden gelişir. Çoğu kanser (tümör); katı, anormal hücre toplarıdır (yumaklarıdır) (kan kanserleri hariç), Normal bir hücrenin ilk anormal büyümesi, hiperplazi ile sonuçlanır. Hiperplazi, aşırı sayıda normal görünümlü hücrenin bulunmasıdır. Sonra, normal görünümlü hücrelerden bazıları anormal görünmeye başlar. Bu, displazi olarak adlandırılır. Daha sonra bu anormal hücreler çoğalır ve bir anormal hücre topu (yumağı) olan lokalize bir kansere (tümöre) dönüşür.

Bu adımlardan her birine, kansere karşı koruyan bir tümör baskılayıcı genin inaktivasyonunun (eylemsizliğinin) yanı sıra bir onkojenin (kansere neden olan gen) aktivasyonu (harekete geçirilmesi) neden olur.

Bazı kanserlerin (tümörlerin) lokalize olarak kalmasına rağmen, çoğu kanser (tümör) bitişik dokuyu istila etmeye başlar. Daha sonra, büyüyen kanserin (tümörün) hücreleri, lenf damarlarını istila eder ve yakın lenf bezlerine yayılır ve/veya kan damarlarını istila ederek kan dolaşımı aracılığıyla diğer organlara yayılır. Çoğu kanser (tümör) oldukça büyür ve bazıları belirlenmeden önce Çoktan yayılmış olur.

Cilt Kanserini Önlemek

■ Geniş kenarlı bir şapka ve güneş gözlüğü kullanınız.
■ Gözlerinizi ultraviyole (UV) ışınlara karşı koruyan bir güneş gözlüğü kullanınız.
■ Uzun kollu kıyafetler ve uzun pantolonlar giyiniz.

RİSK AZALTAN STRATEJİLER
Cilt kanserinin gelişmesini önlemek için almanız gereken bazı önlemler şunlardır:

■ İlaçlarınızı kontrol ediniz. Reçeteyle satılan bazı ilaçlar ve reçetesiz satılan bazı preparatlar, cildi­nizin güneşten daha kolay hasar görmesine neden olabilir. Bunlar; alfa hidroksil asitler, tretinoin gibi akne ilaçları, antidepresanlar ve idrar söktürücüler ile bazı antibiyotikleri, antihistaminleri ve sakinleştirici­leri kapsar. Doktorunuza, kullandığınız ilacın güneşte riski arttırıp arttırmadığını sorunuz.

■ Geçmişiniz (Öykünüz) hakkında bilgi sahibi olunuz. Açık renk ten ve saç, çocukken güneşe maruz kalma ve ailede cilt kanseri öyküsü, cilt kanserinize yakalanma riskinizi arttırır (bkz. Melanom Riski,

■ Benlerinizi gözlemleyiniz. Mevcut benleri­nizi, habis (kötü huylu) melanom belirtisi olabilecek herhangi bir değişikliğe karşı dikkatle takip ediniz

cilt2

■ Cildinizi düzenli olarak kontrol ediniz.Yüzünüz (her yüz kılının altını kontrol ediniz), boynunuz, kollarınız, sırtınız, kalçalarınız, ayakla­rınız (tabanlarınız da dahil olmak üzere) ile el ve ayak tırnaklarınızın altı da dahil olmak üzere tüm vücudu­nuzu tetkik etmenize yardımcı olması için bir ayna kullanınız. Başınızı tetkik edebilmek için saçlarınızı ayırmak üzere birfön makinesi kullanınız. Yeni bir ben ya da şüpheli görünen bir alan fark ederseniz, hemen doktorunuzu görünüz.

■ Düzenli olarak kontrol yaptırınız. Eğer risk altındaysanız , düzenli sağlık kontrolü (check-up) yaptırmayı aksatmayınız.
■ Güvenli bir şekilde güneşleniniz.
■ Özellikle sabahlO ila öğleden sonra2 arasında, güneşe doğrudan maruz kalmaktan kaçınınız.
■ Kışın ve bulutlu günlerde bile koruyucu bir güneş kremi kullanınız.

GÜNEŞİ ENGELLEMEK
Cilt kanserini önlemek için çaba gösterirken bronzlaşmaktan da vazgeçmelisiniz. Koruyucu güneş kremleri bunun için gerekli bir araçtır. İki farklı türde koruyucu güneş kremi mevcuttur:
Kimyasal güneş koruyucular, deri pigmenti olan melanini (cilt kanserine karşı vücudun kendi savun­ması) taklit eden maddeler içerir ve hatta güneşin neden olduğu bazı hasarları yok edebilir. Güneş ışınları, cilde zarar veren UV ışınlar içerir. UV-A ışınları tenin bronzlaşmasına ve uzun süreli cilt hasarına neden olur ama güneş yanığına neden olmaz. UV-B ışınları ise tenin bronzlaşmasına, ciltte hasara ve güneş yanığına neden olur. Güneş koruma faktörü (5PF), bir ürünün etkinli­ğini gösteren standardize edilmiş bir ölçüdür.

Doğru kimyasal güneş koruyucuyu seçmek için dikkat edilmesi gereken birkaç nokta aşağıda belirtilmiştir:

■ 15 SPF koruma faktörü çoğu kişiye uygundur. 15 SPF’den daha yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi biraz daha iyidir. Ama nadiren ödenen parayı hak eder. 15 SPF’den daha düşük koruma faktörü, açık tenli kişiler için nadiren yeterlidir.
■ Hem UV-A hem de UV-B ışınlarını engelleyen geniş spektrumlu bir güneş kremi seçiniz.
■ Akneye yatkınsanız, suda çıkmayan jel bazlı bir ürün tercih ediniz. Yağ bazlı ürünler gözenekleri tıkayarak aknenin kötüleşmesine neden olabilir.
■ Alerjik reaksiyonları önlemek ve böceklerin ilgisini çekmemek için kokusuz ürünleri tercih ediniz.
■ Güneş kreminizi dışarıya çıkmadan önce sürünüz ve eğer suda iseniz bir saatte bir tazeleyiniz.
Sunblock olarak da bilinen fiziksel güneş koruyucu kremler, UV ışınlarına karşı opak, bu nedenle de gözle görülebilen, bir bariyer oluştururlar. Çinko oksit içeren ürünler, yaygın olarak bulunabilen sunblock ürünlerden biridir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz Kaposi sarkumu biyopsi (laboratuvarda incelenmek üzere küçük bir parça dokunun alınması) yaparak teşhis eder. Tedavi, hastalığın seyrine bağlıdır. HIV’li kişilerde, bağımsız nodüller alınabilir ya da bu nodüllere antikanser (kanser önleyici) ilaçlar enjekte edilebilir. Tümörler sıklıkla birkaç ay içinde nükset­melerine (yinelemelerine) rağmen, radyasyon tedavisine iyi yanıt verirler. Daha az saldırgan türde Kaposi sarkomu olan birey­lerde bu tedavi genellikle işe yarar.

Testis Kanseri

testis

SEMPTOMLAR
Testis kanseri testiste sert bir kitle şeklinde ortaya çıkar. Genellikle büyüyüp yayıldığı için düzenli olarak kendi kendine muayene yapmak önemlidir. Kitle genellikle ağrısızdır. Ama bazen de ağrı ve iltihaplanmaya neden olabilir.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Testisinizde bir kitle olduğunu fark ederseniz bunu doktorunuza bildirin. Doktorunuz sizi muayene edecek ve epididimit gibi diğer nedenleri ayıklayacaktır. Bir ultrason yapmak da genellikle tanı koymada bir sonraki adımdır. Kanserden şüphelenirse doktorunuz biyopsi yapacaktır. Biyopside kanserli hücrelere rastlanırsa, bu durumda testisi ve yakınındaki lenf düğümlerini almak için ameliyat gerekir. Ameliyatta bir testis sağlam bırakıldığı için, ameliyat olmanız cinsel üretkenliğinizi ve penisinizin sertleşme yeteneğini çoğunlukla etkilemez.

Bazı testis kanseri türle­rinin erken evrelerinde yalnızca ameliyat yeterlidir. Diğer durum­larda ise, radyasyon tedavisi , kemoterapi veya her ikisi birden uygulanır. Hastalık erken teşhis edilirse mükemmel sonuçlar elde edilir.

Vulva kanseri

SEMPTOMLAR
Bu tür belirtiler kanserden daha çok, basit vajinal enfeksiyonlar ve diğer çok ciddi olmayan rahatsızlıklardan kaynaklansalar da, vulva kanserinin en yaygın belirtisi, vulvanın herhangi bir yerinde yoğun kaşıntı ve yangılı ağrıdır. Daha da ilerlemiş, invaziv evrede, büyük bir kitle fark edebilir veya vajinal akıntınız ya da kanamanız olur. Melanomlar çoğunlukla büyük ya da dış dudaklarda bulunan siyah ya da kahverengi kabarık bölgelerdir.


TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Doktorunuz, kanser hücrelerini mikroskop altında incelemek üzere etkilenmiş bölgeden doku örneği alacaktır. Sadece bir bölgeye hapsolmuş olduğunda kanseri tedavi etme olasılığı çok yüksektir. Etkilenmiş bölgeye bir antikanser ilacı doğrudan uygulanabilir ya da kısmi bir vulvektomi yapılarak yalnızca deri üzerindeki kanser ve altındaki dokuların bir kısmı çıkarılabilir. Bu tedaviler, mümkün olduğunca çok dokuyu ve cinsel fonksiyonu korurken, kanseri de çıkarır.

Kanser, çevredeki dokuya ya da organlara da yayılmışsa, tam vulvektomi yapılır. Etkilenmiş vulva dokusunun tümü ve her lenf bezi çıkarılır. Cerrahınız, üretra ya da idrar yolunu, vajina ve klitorisi ise mümkün olduğu kadar koruyacaktır.Ameliyattan sonra, lenf bezlerine yayılmış tümörü yok etmek üzere radyasyon tedavisi uygulanır.

Diğer organlara da yayılmış daha büyük tümörler ya da kanserler için, ameliyat öncesinde tümörün boyutunu küçültmeye yardımcı olması ve böylece de daha dar kapsamlı bir ameliyata olanak sağlaması açısından, radyasyon tedavisi ve kemoterapi birleşiminden oluşan bir tedavi uygulanabilir.

Anormal Pap Smear Sonucu

Pap smear testiyle belirlenebilir. LSIL adı verilen düşük dereceli Pap smear sonucu ortaya çıkarsa, doktor, örneğin, yeni bir Pap testi planlamak suretiyle oluşumu yakından takip edecektir. Eğer yüksek dereceli (HSIL adı verilen) bir sonuç çıkarsa, bu defa da doktorunuz, rahim ağzınızın daha doğru bir incelemesinin yapılması için kolposkopi yapılmasını tavsiye edebilir. Bu testte, rahim ağzı, özel büyüteçli bir mikroskop ile incelenir. Anormal görünümlü bir bölge görülürse, doktor rahim ağzı biyopsisi yapabilir. Bu biyopside, hücre anormalliklerinin büyüklüğüne ve türüne karar verebilmek için mikroskop altında incelenmek üzere dokudan küçük bir parça çıkarılır.

Rahim ağzındaki anormal prekanseröz bölgeler, genellikle dokuyu kazıyan (LEEP adı verilen bii” işlem) elektrikli bir aletle veya lazerle tedavi edilir. Bu işlemler az ya da hiç anestezi kullanmadan doktor muayenehanesinde yapılabilir; bu işlemlerden hiç biri doğurma yetinizi etkilemez.

Eğer servikal intraepitelyal neoplazinin (CİN) anormal bölgesi bir çok servikal dokuyu kapsıyorsa, bu durumda, daha fazla doku çıkartılması için bir kon biyopsisi yaptırmanız gerekebilir. Kon biyopsisi hamilelik sürecini zorlaştırabilir ama hamile kalmayı imkansız kılmaz. Tedaviden sonra doktorunuz, yeni anormal hücrelerin var olup olmadığını mümkün olduğunca erken tanılamak için, Pap smear testlerini daha sıklıkla yaptırmanızı tavsiye edebilir.

Tedavi edilmeyen CİN, yakınındaki dokuyu sarmaya başladığında rahim ağzı kanserine dönüşür. Servikal kanser vakalarının çoğunun, cinsel yolla bulaşa-bilen, insan papillom virüsünün (HPV) özel türlerinden kaynaklandığı sanılmaktadır. Korunmasız (lateks veya poliüretan prezervatif kullanmadan) cinsel ilişkiye girdiğiniz her yeni erkek partnerle birlikte servikal kanser riskiniz artar. Ergenlik çağında cinsel olarak erkenden aktif olan kadınlarda da risk yüksektir. Aynı virüsün diğer türleri genitai siğillere neden olur. Servikal kanserin genitai siğilleri olan kadınlarda meydana gelmesi çok daha olasıdır.

İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü (HTV) enfeksiyonu, servikal kanser riskini arttırır. Bunun nedeni muhtemelen, zayıflamış bağışıklık sisteminin, insan papillom virüsünün (HPV) daha kolay bir şekilde kansere yol açmasına olanak vermesidir. Prezervatif kullanmak HPV ve HIV virüslerinin yayılmasını engelleyerek servikal kanser riskini düşürür görünmektedir.

SEMPTOMLAR
Erken evrelerindeyken servikal kanserin hiçbir belirtisi yoktur. Daha sonraki evrelerde kanlı ve kötü kokan bir akıntıya sebep olabilir. Cinsel ilişkiden sonra ve adet dönemleri arasında vajinal kanama meydana gelir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Pap smear, rahim ağzının anormal hücrelerini (seıvikal intraepitelyal neoplazi (CİN) de olduğu gibi) ‘ kansere dönüşmeden önce tanıla¬yabildiği için, servikal kanseri önlemenin tek ve en iyi yoludur. CIN’in erken tedavisi seıvikal kanserin ilerlemesini önler.

Pap smear testiniz anormal çıkarsa, doktorunuz rahim ağzınızın büyütülmüş görüntüsünü elde etmek ve mikroskop altında incelemek üzere doku örneği almak için kolposkopi ayarlayabilir.Eğer servikal intraepitelyal neoplazi bulunursa, o bölge kon biyopsisi ile çıkarılır.

Prekanseröz dokuyu çıkarmak için gittikçe artan oranda kullanılan tekniğe Loop Elektrocerrahi Eksizyon Prosedürü (LEEP) adı verilir. Bu işlemde, size lokal bir anestezik verilir.

Hastalıklı dokuyu nazik bir şekilde kesip almak için, çevredeki sağlıklı dokulara minimum düzeyde zarar veren elektrikli bir tel kullanılır. Komplikasyonlar nadir görülür.
Servikal kanser tanısı konulmuşsa, doktorunuz evresini (kanserin nereye kadar yayıldığını) belirleyecektir. Bunun için, kan testleri yapılır; göğsün, pelvik organların ve lenf bezlerinin X-ışınlı röntgeni çekilir; bilgisayarlı tomografi yapılır; manyetik rezonans görüntüleme ( ve kemik taraması yapılır.

Tedavi evreye bağlıdır. Erken evrelerde, kanserin rahim ağzındaki hücrelerin dış katmanıyla sınırlı olduğunda, yalnızca rahmin çıkarıldığı histerektom yapılır. Daha ilerlemiş bir kanser genellikle, fallop tüpleri, yumurtalıklar ve yakındaki lenf bezlerinin (radikal histerektomi) de çıkanlmasım gerektirir.

1999 yılında, servikal kanseri yakındaki lenf düğümlerine veya pelvisin diğer bölümlerine yayılmış olan kadınlara, radyasyonu kemoterapiyle (cisplatin ya da fluorourasil adlı antikanser ilaçlarıyla) birlikte vermenin, hayatta kalma şansını %30’dan %50’ye çıkardığı keşfedildi. Önceleri, kemoterapi yalnızca vücudun daha uzak bölgelerine yayılmış olan servikal kanser için kullanılmıştı.