İnsan yaşlandıkça özellikle yüz bölgesinde yer alan cildin esneklik özelliğini kaybetmeye başlamasından dolayı kırışıklıklar meydana gelmeye başlar. İnsan duygularını belli etmek adına aktif bir şekilde yüz mimiklerini kullanır. Mimikler yüz bölgesinde yer alan derinin katlanmasına ve bu katlanan yerlerinde zaman içerisinde kalıcı çizgiler oluşturmasına neden olmaktadır. Sağlıklı beslenen bireylerde cilt her vitamini yetkin düzeyde aldığından kırışmalar birçok kişiye oranla ilerleyen yaşlarda meydana gelir. Eğer zamanında dengeli beslenmemekten dolayı erken yaşlarda cilt kırışıklıkları ile mücadele etmek zorunda kaldıysanız doğal yağlardan faydalanarak oluşan bu kötü görünümü kısa süre içerisinde ortadan kaldırabilirsiniz. Hangi yağı kullanırsanız kullanın yaşınıza paralel olarak kırışmaların önüne geçemeyeceksinizdir ancak oluşan çizgilerin derin bir hal almasını engellemeniz mümkündür.

Kırışıklık Giderici Doğal Yağlar

Cildin en önemli güç kaynağı tüketilen sudur. Cilt problemleriniz varsa özellikle su tüketmeye özen gösteriniz. Ayrıca kırışıklıkları ortadan kaldırmak için doğal yağlardan yararlanmak istemiyorsanız içerisinde bol miktarda A, C ve E vitaminlerini barındıran besinleri tüketmenizi tavsiye ederiz. Beslenme ile sorunları gidermek uzun sürdüğünden gelin hangi doğal yağları kullanabiliriz birlikte öğrenelim.

Havuç Tohumu Yağı: Havuç tohumundan elde edilen yağ cildi özellikle güneşin zararları ışınlarından korumaktadır. Ayrıca havuç yağının cildi gerdirme özelliğinin de olduğu bilinmektedir. Havuç tohumu yağı hücrelerin oksijen bakımından zenginleşmesini sağlar ve bu sayede cilt kendisini daha kısa süre içerisinde yeniler. Yenilenen ciltte önceden meydana gelmiş olan kırışıklıklar da ortadan kalkar. Havuç tohumu yağını uzun zamandan beri kullanan kişiler emsallerine oranla daha genç durduklarını dile getirmektedir.

Hint Yağı: Bu yağ tarihsel süreç içerisinde kırışıklıklar için kullanılan ilk yağlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Eski Mısır kadınlarının ciltlerini nemlendirmek ve ciltlerine canlılık katmak adına Hint yağını kullandıkları bilinmektedir. Birçok kişi saçlarının aşırı derecede kuru olmasından dolayı bu yağı saç bakım ürünü olarak da kullanmaktadır.

Hindistan Cevizi Yağı: Kullanılan yağlar içerisinde kırışıkları giderme konusunda en etkili yağ Hindistan cevizi yağıdır. E vitamini bakımından zengin olduğu için oluşan derin kırışıklıkların kısa süre içerisinde incelmesini ve cildin nemlenmesini sağlamaktadır. Aşırı derecede nemlendirici özelliği olmasına rağmen cildi iyi derecede sıkılaştırdığı da bilinenler arasında yer alıyor.

Zeytinyağı: cilt yağlarını aşırı derecede para vermemek isteyen kişiler fiyatının ucuz olmasından dolayı zeytinyağını tercih etmektedir. Yaşlanmayı geciktirme özelliği bulunan bu yağ içerisinde yetkin seviyede A ve E vitaminleri bulunmaktadır. Birçok kişi fiyatının düşük olmasından dolayı etkisinin yeterli olmayacağını düşünse de emin olun alacağınız birçok yağa oranla doğal olmasından dolayı zeytinyağı cildinizi daha iyi besleyecek ve cildinizin daha genç bir görünüme kavuşmasını sağlayacaktır.

Doğal Yağlar Cilde Nasıl Uygulanır?

Cildi nemlendirme ve gerdirme özelliği olan bu yağlar kullanılmaya başlamadan evvel öncelikle cilt güzelce temizlenmeli, tozdan ve kirden arındırılmalıdır. Temizleme işleminin ardından bir pamuğa doğal yağ damlatılmalı ve aşırı baskı uygulamadan cilde masaj yaparak sürülmeye başlanmalıdır. Aşırı derecede bastırmanız cildin soyulmasına ve yara oluşmasına neden olacaktır. Sürme işlemi bittikten sonra yaklaşık olarak 10 dakika kadar bekleyin ve ardından cildinizi yağdan arındırmak adına ılık su ile yıkayın.

Basur problemi Türk insanının yemeklerinde aşırı derecede baharat bulunmasından dolayı ülkemiz genelinde yaşanan sorunlardan birisidir. Basur problemi olan kişiler basura iyi gelen yiyecekleri merak ettiği için sizlere ilgili rahatsızlık hakkında elimizden gelen tüm bilgileri sunmak istiyoruz. 55 yaş üstü erişkinlerin nerede ise yarısı hemoroid hastalığı ile mücadele etmektedir. Emareleri ve sebep olduğu hastalıklar hemoroidin hangi evrede olduğuna göre farklılaşmakla beraber; makatta kan akma, anal alanında şişkinlikler, abdesthaneye çıkarken güçlük çekme ya da acı sebebiyle çıkamama ve anal kesiminde kaşınma en çok gözlemlenen emareler içerisinde bulunmaktadır. Hemoroidin en fazla gözlemlenen sebepleri ise hamilelik, aşırı kiloluluk, uzun zamanlar süresince oturma, süreğen hazım sistemi problemleri, lif bakımından kifayetsiz yeme içme, kabızlık ve yetersiz akışkan tüketimidir. Genel anlamda et ağırlıklı yeme içme alışkanlığımız, durağan bir şekilde devam eden yaşamımız, bolca baharatlı yemeklerimiz düşünüldüğünde hemoroidin vatanımızda büyük bir mesele olduğunu demek oldukça olağandır. İyileştirme tercihleri içerisinde ise, yine hemoroidin haline göre ilaç, krem kullanması ya da operasyon yer almaktadır. Hemoroid sızılarının şiddetlenmesi ve hemoroidin ilerlemesi beslenmemizle yakından alakalıdır ve buna alakalı olarak fazlaca ilerlememiş hemoroidin oluşturduğu problemler, isabetli besinler ve bolca akışkan kullanımı ile mühim miktarda ortadan kaldırılabilir.

Hemoroidi Olanlara Tavsiye Edilen Besinler

Aşağıda, profesörlerin hemoroid problemi olanlara tavsiye etmiş olduğu kimi yiyecekler yer ediniyor. Bu besinleri beslenmenize ilave ederek sindirimi kolay hale getirebilir, kabızlığı engelleyebilir ve hemoroid emarelerini denetim altında alabilirsiniz.

Yoğurt ve Kefir: Yoğurt ve kefir, bağırsaklarda yer alan ve besinlerin sindirimi esnasında tüketilen iyi bakterilere yardımcı olduğundan hemoroidi olanlara tavsiye edilen besinler içerisinde en başlarda bulunmaktadır. Bağırsaklardaki iyi bakteriler çoğaldığında karında tümüyle sindirilmeden bağırsaklara ulaşan besinlerin parçalanması kolay hale gelir ve kabızlık riski azalır.

Meyve ve Sebzeler: Kabızken abdesthaneye gittiğinizde zorlanmayla alakalı olarak damarlar normalinden aşırı baskıya maruz kalır, bu yüzden hemoroid sızıları artar ve kan akma gözlemlenebilir. Taze meyve ve sebzeler muafiyet sistemini kuvvetlendirirken, lifli yapıları ile hazım sistemine yardımcı olarak kabızlığı engellerler. Yiyeceklerdeki lif, bağırsakları aktif hale getirir, dışkıyı yumuşak hale getirir ve zorlamaya ihtiyaç duymadan bedenden uzaklaştırılmasına destek verir. Lif bakımından varlıklı meyve ve sebzeler içerisinde en başlarda elma, armut, avokado, enginar, bezelye, brokoli, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve fasulye yer almaktadır.

Tahıllar: Kepekli tahıllar, varlıklı gıda değerleri haricinde lif ve protein muhtevaları ile sindirimi kolay hale getirerek hemoroidin sebep olduğu problemlerin azaltılmasına destek olarak tüketilebilir. Sıhhatli bir hazım sistemi ve tertipli olarak abdesthaneye çıkmak için mütehassısların önerilmiş olduğu günlük kullanılması ihtiyaç duyulan lif dozu takribi 20-35 gram civarındadır. Lif açısından varlıklı yulaf ezmesi, kahverengi pirinç, kepek ekmeği, tam buğday ekmeği ya da aburcuburluk olarak lif yağsız patlamış mısır yiyebilirsiniz.

Sıvılar: Hemoroid emarelerinden ve oluşumundan korunmak için bol bol akışkan tüketmelisiniz. Su haricinde sindirimi kolay hale getiren nebatsal çaylar, lif ihtiva eden sebze ve meyve sularını yudumlayabilirsiniz.

Hemoroidi Olanların Tüketmemesi Gereken Yiyecekler

Kimi yiyecekler hemoroid emarelerini artırıp sızılara ve kanamalara sebep olabilir. Kahve, çay ve farklı olarak kafein ihtiva eden sıvı gıdalar hemoroidi tetikleyen sıvı gıdalar içerisinde en başlarda yer almaktadır. Kafein, bedenin susuz kalmasına sebep olur. Üstelik müshil tesiri meydana getirerek hazım sisteminin tetiklenmesine ve abdesthaneye çıkma düzeninin düzensizleşmesine neden olabilir. Kahve, bir ihtimal başlarda abdesthaneye çıkmayı kolay hale getirdiği gibi bir ihtiva meydana getirebilir bununla birlikte çok tüketildiğinde bağırsaklardaki sıvıyı büyük oranda azalttığı için kabızlığa sebep olur. İçki kullanımı da basur ile irtibatlı problemleri, bedendeki suyu azaltıp enfeksiyonlaşmanın çoğalmasına sebep olduğu için artırmaktadır. Kırmızıbiber, pul biber, karabiber benzer baharatlar ve hardal benzer acı soslar bağırsaklardan yarı sindirilmiş olarak ilerlediğinden hemoroid kanamalarını çoğaltabilir.

Kek, çörek, kurabiye, gazlı sıvı gıdalar, dondurma benzer şekerli besinlerden uzak durun. Bu şekil arıtılmış şeker ihtiva eden yiyecekler kabızlığa sebep olarak bağırsak aktivitelerini yavaş hale getirir ve hemoroid emarelerini çoğaltabilir. Hemoroidi olanların denetim altında tutması ihtiyaç duyulan bir diğer noktada iyot alımıdır. Patates kızartması, patates cipsi, iyotlu krakerler, hazır yemekler, şarküteri mahsulleri, konserve çorba, iyotlu fındık, ay çekirdeği benzer yüksek dozda sodyum ihtiva eden yiyecekler tansiyonu yükseltip basura yol açan damarların şişik hale gelmesine neden olabilir. Şişkin hale gelen rektal damarlar abdesthaneye çıkmayı zor hale getirir ve hemoroid kanamalarını çoğaltabilir.

Doymuş yağlar, sarf edilen besinlerin bağırsaklarda katılaşmasına, bağlı olarak kabızlığa sebep olduğu için yenilmeleri tavsiye edilmemektedir. Sosis, salam, sucuk, margarin, fast food mahsulleri doymuş yağ ihtiva eder ve sindirimi zor hale getirir. Bu şekil yağlar yerine yağ deposu olarak zeytinyağı, keten tohumu yağı benzer sıhhatli alternatifleri rejiminize ilave edebilirsiniz.

Basur ve Yeme İçme

Akıbet olarak hemoroidin iyileştirilmesi dengelenmiş ve temkinli bir yeme içme programı ile yakından alakalıdır. Yediğimiz besinlere göre hemoroid sızılarını günlük yaşamınızı etkilemeyecek, abdesthaneye çıkmayı zor hale getirmeyecek miktara indirebilir ve basura bağlı kanamaları engelleyebilirsiniz. Öte yandan beslenmenize itina göstermezseniz her abdesthaneye çıktığınızda sızılı bir süreç ile yüzleşmek zorunda kalacaksınız.

Hemoroid emarelerini hafif hale getirmek için tavsiye edilen yiyecekler genel anlamda sıhhatli yeme içme için önerilen besinlerle aynıdır. Mütehassısların önerilmiş olduğu yiyecekler basura bağlı emareleri azaltmakla beraber genel sıhhatinizi de geliştirmenize destek olacaktır. Amma velakin hemoroidin iyileştirilmesi için ancak yeme içme tipinizi farklılaştırmanın ehil olmadığını unutmadan ilerleyen hemoroid iyileştirilmesi için hekime görünmeli ve profesör kontrolünde bir iyileştirme programı meydana getirilmesini sağlamalısınız.

Hemoroid İçin Ne Zaman Doktora Gidilmeli

Alttaki hallerde profesyonel iyileştirme şekilleri için hekime gitmeniz lazım olabilir.

• Hanede tatbik edilen hastalığın iyileştirmeye rağmen 1 haftadan uzun devam eden ağrılarda
• Sızı ve şişkinlik şiddetleniyorsa
• Evde iyileştirme metotları ile şişkin hale gelen damarlar 4-7 gün içerisinde normal hale gelmiyorsa
• Rektal kanamalarda gözlemlenen kan rengi farklılaştıysa
• Dışkı renginde değişim mevcutsa

Sıklıkla gözlemlenen hemoroid emareleri kimi kritik rahatsızlıkların emareleri ile benzerlik gösterir. Alttaki emareleri yaşıyorsanız zaman harcamadan bir hekime görünmeniz tavsiye edilmektedir.

• Abdesthaneye çıkmayla alakalı olmayan rektal kan akma sorununuz varsa
• Dışkı normalden daha da ince çıkıyorsa
• Midenizde şişkinlikle beraber ishalseniz amma velakin yine de abdesthaneye çıkmakta güçlük çekiyorsanız
• Dışkı siyah bir hale büründüyse
• Makat yolu kesiminde duyarlı olmayan şişkinlik ya da şişkinlikler mevcutsa

Hemoroid Emarelerini Hafif hale getirmek İçin Tavsiyeler

Duş: Sızı, kaşınma ve hemoroidin sebep olduğu hastalığın çoğaldığı zamanlarda serin suyla alınan banyo rektal damaları rahatlatarak hemoroid emarelerini hafifletmeye destek olabilir.

Merhemler: İlerlemiş hemoroid için hekiminizden reçeteli krem tavsiyesi alabilirsiniz. Hafifçe ve orta dereceli hemoroid içinse bir eczaneden öneri alabilirsiniz. Bu merhemler basura bağlı oluşan kaşınmayı büyük oranda azaltır.

Hareket: Oturarak günü geçiriyorsanız her otuz dakikada bir oturduğunuz yerden kalkıp bir kaç adım atın ve kan dolaşımını hızlandırmaya yardımcı olacak egzersizler yapın. Otururken sızı yaşıyorsanız hemoroid rahatsızları için hususi olarak imal edilen ve damalar üstündeki tazyiki az hale getiren yuvarlak oturaklardan temin etmenizde fayda var.

Soğuk Kompres: Bir torbaya sızıntı olmayacak şekilde buz parçalarını doldurun ve 15 dakikadan çok olmamak suretiyle kesime soğuk kompres uygulayın. Soğuk kompres şişkinliğin büyük ölçüde ortadan kalkmasına ve sızıların hafif hale gelmesine destek olacaktır.

Ameliyat: Yediğiniz besinler hemoroid emarelerini ortadan kaldırabilir amma velakin aslolan problemin iyileştirmesini sağlamaz. Bundan dolayı hekime gitmeye utanmayın, akıbet olarak bu mesele ancak size has değil ve yüz binlerce insanla aynı hastalığı yaşadığınıza emin olabilirsiniz. İlerlemiş ve günlük yaşama tesir eden hemoroid için operasyon seçeneğini düşünebilirsiniz. Hemoroid operasyonu başka ameliyatsal operasyonlara kıyasla kolay bir uygulamadır.

Dış basurda ise kan akma gözlemlenen damarlara kimyevi bir solüsyon verilerek şişkinlik alınır ve damar büyüklüğünde mühim miktarda küçülme sağlanır. İlerlemiş dış basurda bir farklı olarak tercih ise damarların büsbütün alındığı ameliyatsal operasyondur. Birçok kişi basur hastalığının anal yolda yer almasından dolayı doktora gitmemektedir. Utanç verici bir durum olarak nitelendirilen bu durumun üstesinden gelmek adına duygularınızı bir kenara bırakıp en kısa zaman içerisinde bir doktora görünmenizi tavsiye ederiz.

Kaynaklar:

Hemorrhoids
Hemorrhoids and what to do about them

Bağırsaklar sindirim sisteminin en önemli elemanlarından birisi olduğundan çalışmasını durdukları andan itibaren ciddi sorunlar meydana gelebilir. Bağırsakları çalıştırma konusunda modern tıp yöntemlerinden çare bulamadıysanız bağırsaklara iyi gelen yiyecekler hakkında verdiğimiz bilgilere göz atmanızı tavsiye ederiz.

Bağırsaklarda meydana gelen hareketlerin organik ve tertipli olması, sindirim sisteminin düzgün çalışması, abdesthaneye çıkabilme kolaylığı, gaz ve karında meydana gelen şişkinliğin engellenmesi için mühimdir. Gün içerisinde 1 defa bağırsakların çalışması ya da gün aşırı abdesthaneye çıkma olan bir durum olarak görülür. Günlük olarak 25 ile 30 gr arası gıda lifi kullanmak bağırsak hareketlerinin tertip edilmesi için ehil olarak kabul edilir. Bununla beraber bol bol akışkan kullanmak sistemin çalışması ve gıda liflerinin basit sindirilebilmesi için gerekmektedir.

Bağırsakları Çalıştıran Yiyecekler

Bakliyat: Yüksek miktarda lif ihtiva eden fasulye, bezelye ve mercimek gibi baklagiller sıhhatli bir bağırsak faaliyetine destek olabilir. 1 fincan kaynatılmış bezelye 16 gr, 1 fincan pişmiş mercimek ise 15 gr lif ihtiva eder ve bu seviye günlük lif gereksiniminin hemen hemen yarısını sağlar. Bağırsakları hareketlendiren bakliyat mahsulleri bununla beraber protein ve demir gibi mineraller bakımından mükemmel bir kaynaktır. Bu nitelikleri ile et mamullerine alternatif olarak tüketilebilir. Bakliyatı yiyecek olarak ya da salatalara, çorbalara, pilav ve makarnalara ilave ederek yiyebilirsiniz. Bakliyatların sindirim sisteminize ciddi yararları olduğuna emin olabilirsiniz.

Kepekli Tahıllar: Bakliyat mahsulleri gibi kepekli tahıllar da büyük miktarda gıda lifi ihtiva eder. Kepekli tahılları kahvaltılarınızda gevrek olarak sütle beraber yiyebilirsiniz. Gün içerisinde ise yüksek kalorili ara öğünler yerine, bir miktar kepekli tahıllardan imal edilen kahvaltılık gevrek yemek kof ve yararsız kalori alımına sıhhatli bir alternatif olur.
Kuru Meyveler: 3 adet kuru hale getirilmiş incir 1.5 gr, 2 tane kuru kayısı 1.7 gr ve 3 tane kuru erik hemen hemen 1.9 gr gıda lifi ihtiva etmektedir. Bu şekil kuru haldeki meyveleri abur cuburluk olarak yiyerek hem öğünler arasındaki açlık hissiyatını azaltabilir aynı zamanda hazım sisteminin daha fazla sıhhatli çalışmasını sağlamanız mümkün. Kuru meyveler salatalarda da kullanılabilir. İnsan sağlığını önem veren gıda firmalarının bu ürünleri salatalarda kullandığını gözlemleyebilirsiniz.

Taze Meyveler: Meyveler lif açısından varlıklıdır ve günlük gereksiniminiz olan vitamin ve minerallerin büyük bölümünü temin etmenize destek verir. Mesela 1 bardak ahududu takribi 8 gr, orta boy bir armut ise 5.5 gr lif ihtiva eder. Farklı olarak yüksek lif barındıran meyveler içerisinde kabuklu elma, turunçgil, çilek ve muzu sayabiliriz.

Sebzeler: Bağırsaklara şifa olan sebzeler içerisinde en başlarda enginar, brokoli, şalgam, mısır, Brüksel lahanası ve patates yer almaktadır.

Su: Besinler kanalıyla alınan liflerin hazmedilmesi, bağırsakların daha fazla basit çalışması için gün boyunca alınan akışkan dozu ehemmiyet arz etmektedir. Bu sıvının kahve ve çay benzer sıvı gıdalar yerine su olarak katılımı gereklidir. Kifayetsiz su kullanımı bağırsakların katılaşmasına ve abdesthaneye çıkmada zorluk çekmeye sebep olabilir.

Bağırsaklardaki İyi Bakterileri Çoğaltan Yiyecekler

Her adamın bağırsaklarında gıdaların sindirilmesinde kullanılan ve riskli mikroorganizmalarla mücadele eden probiyotik isminde olan bakteriler yer almaktadır. Lactobacillus acidophilus ve Bifidobacterium bifidum isminde bakteriler, besinlerden vitamin ve minerallerin temin edilmesine destek olurken bağırsak ve üretra patojenlerine karşı savunma yapar. Kimi hallerde bu faydalı bakterilerin adedi azalır ve hazım sistemi yavaş hale gelebilir. Bu benzer hallerde probiyotik bakımından varlıklı besinlerle iyi bakterilerin sayısını fazlalaştırabilirsiniz.
Süt Mahsulleri: Süt probiyotik açısından varlıklıdır ve her 2 ana gruptaki probiyotikleri ihtiva eder. Aldığınız sütün etiketinde yaşayan ve etkin kültürleri ihtiva eder yazısı yer alıyorsa iyi parazit yer alıyor manasına gelmektedir.

Prebiyotikler: Enginar, muz, çilek, keten, sarımsak ve bal benzer yiyeceklerde natürel olarak yer alan prebiyotikler iyi bakteriler için enerji verir ve gıdaların sindirilmesine katkıda bulunur.

Takviyeler: Laktoz intoleransı yer alan bireyler probiyotik açısından varlıklı süt ve süt mamullerini yiyemediğinden hekime danışarak probiyotik ilavesi kullanabilirler. Bu durumda yanlışa düşmemek adına alanında uzman bir doktora kesinlikle danışmanızda fayda var.

Kaynaklar:

14 Best and Worst Foods for Digestion
The Digestive System and How It Works

Astım yaşam kalitesini ciddi manada düşüren solunum yolu hastalıkları içerisinde yer almaktadır. Astıma iyi gelen yiyecekler alternatif tıp dünyasında popüler hale geldiğinden dolayı sizlere hangi yiyecekler astıma iyi gelir konusunda bilgi vereceğiz.

Astım hastalığı akciğerlerin süreğen enfeksiyonu ile özdeşen bir hastalıktır. Bunalım, alerjik tepkimeler, sigara dumanı, ağır alıştırmalar ve soğuk ambiyans astımın oluşmasına neden olan sebepler içinde yer almaktadır. Yeme içme alışmışlıklarını tanzim etmek ve muayyen yemekleri kullanmak astımı iyileştirme etmez sadece astım ataklarının sayısını ve şiddetini az hale getirmenizde size destek olabilir. Astım için rejim programınızı tespit ederken hekiminize danışın.

Astıma İyi Gelen Besinler

Sarımsak Soğan: Quercetin isminde olan bir kimyevi ihtiva eden sarımsak ve soğan, akciğer enfeksiyonuna yol açan enzimleri yok edip astım tepkimelerinin sayısını ve yaşanan atakların şiddetini düşürebilir. Doktor astım ataklarının ortadan kaldırılmasında sarımsak ve soğanı sıklıkla kullanmaktadır.

Kolin Yönünden Varlıklı Besinler: B kompleks vitamini olarak bilinen kolin astım tepkimelerini engelleyebilir. Kolin ihtiva eden yiyecekler arasında mercimek, fasulye, süt mahsulleri, nohut, yumurta sarısı ve soya fasulyesi gibi yiyecekler yer almaktadır. Kolin yönünden varlıklı besinleri tüketmeniz astım hastalığı ile olan mücadelenizi daha çekilir hale getirecektir.

Keten Yağı: Keten nebatının tohumlarından elde edilmiş olan keten tohumu yağı omega 3 yağ asidi yönünden fazlaca varlıklıdır. Bu esansiyel yağ asitleri bronşiyal dokularda husule gelen enfeksiyonlaşmayı düşürerek astım rahatsızlarının soluk alıp vermesini kolay hale getirirken emareleri hafif hale getirir. Keten yağını alırken yağın taze olmasına özen gösterin. Çevrenizde yer alan aktarcılardan bu yağı kolay bir şekilde temin edebilirsiniz.

Selenyum Yönünden Varlıklı Yiyecekler: Selenyum astım sebebiyle enfeksiyonlaşan ciğerlerin iyileştirilmesine destek olan bir mineraldir. Bu mineralin kullanımı astım tepkimelerinin zaman aralığını az hale getirebilir. Kuvvetli bir antioksidan olan selenyum bununla birlikte tahribat olan akciğer gözenekleri sebebiyle çoğalan lipidi oranını düşürebilir. Kahverengi pirinç, ton balığı, kepekli tahıllar, yumurta, tavuk ve kırmızıbiber yüksek miktarda selenyum ihtiva eder. Bu ürünleri aşırıya kaçmadan tüketmeniz astım hastalığı için önemlidir.

Astım Hastaları Neler Yemeli

İyotlu Besinler: İyotlu yiyecekler astım emarelerinin çoğalmasına neden olabilir. Hamburger, iyotlu patates kızartması, patates cipsi, hazır konserve yiyecek, ak ekmek, işlenmiş peynir, şarküteri mahsulleri, soya sosu, hazır çorba benzer biçimde yiyeceklerde çoğu zaman bedenin gereksiniminden aşırı sodyum almasına neden olmaktadır. Tuzu olası olduğu kadar az hale getirmeye ve iyot ihtiva etmeyen baharat bileşikleri tüketmeye elinizden geldiğince uğraşın. Cips, kraker şeklinde atıştırmalıkları yemek yerine meyve yemeyi tercih edebilirsiniz.

Doymuş Yağ: Doymuş yağ kızartılarak tüketilen ürünlerde, yağlı süt mamullerinde ve kırmızı ette yer alan sağlıklı olmayan bir yağ türü olarak bilinmektedir. Bu yağ muafiyet sisteminin güçsüzleşmesine neden olarak astım tepkimelerinin zaman aralıklarının sıklaşmasına neden olabilir. Tereyağı, yağlı süt ve peynir, patates kızartması, fast-food mahsulleri yerine yağ deposu olarak zeytinyağı, fındık, keten tohumu yağı tüketmeniz sağlığınız için büyük önem arz etmektedir. Genel hatlarıyla ağır yağlı yemekler yemekten uzak durun. Ek olarak trans yağ ihtiva eden ticari bisküvi, pasta, tatlılar, kek şeklinde besin mahsulleri yalnız astıma değil kalbiniz ve damarlarınız içinde zararı olan yiyecekler arasında yer almaktadır. Bu nedenlerden dolayı beslenme zincirinizde yer alan besinlere özen göstermenizde fayda var.

Gaza Neden Olan Besinler: Çok fazla ağır ve şişliğe yol açan yiyecekler astım ataklarının meydana gelmesine neden olabilir. Ağır yağlı kebap ve benzeri et yiyeceklerini, çok baharatlı yemekleri, gazlı sıvı gıdaları düşürerek gaz meydana gelişini önleyebilirsiniz. Ek olarak gaz meydana getirdiği bilinen karnabahar, fasulye, brokoli, bezelye, kuşkonmaz gibi sebzeleri azca yemeye uğraşın. Gaz meydana getiren besinleri tüketmeniz yaşam kalitenizin ciddi oranda düşmesine neden olacaktır.

Astım ve Beslenme İlişkisi

Makalemizin başlangıcında da üzerinde durduğumuz gibi bir tek tertipli yeme içme astımı iyileştirmek olası değil sadece doğru beslenmenin astım ataklarını az hale getirdiği profesörler tarafınca kabul ediliyor. Yukarda listelediğimiz kullanılması ve yenilmesi ihtiyaç duyulan yemeklere dikkat ederek iyileştirme süresinde bir adım öne geçebilirsiniz. Ek olarak hekiminize danışarak bilhassa B, C ve E vitamini, quercetin, magnezyum ve karoten ihtiva eden multivitamin desteği tüketebilirsiniz. Alerjik astım rahatsızları tetikleyici alerjenlerin neler olduğu hakkında bilgi alıp bunlardan kaçınarak hayat standardını yükseltebilirler.

Yediğiniz yiyecekler derinizi yakından ilgilendirir ve görünüşünü büyük seviyede etkisinde bırakır. Gıda kıymeti yüksek besinlerle yeme içme, gövde için ihtiyaç duyulan vitamin ve minerallerin tertipli olarak katılması genel sıhatiniz değin derinizin sıhhati içerisinde mühimdir. Vitamin ve mineraller derinizin elastik olması ve pürüzlülük meydana gelişini geciktirmek için ihtiyaç duyulan esnek liflerin imalatı için kullanılır. Tene iyi gelen besinler bununla birlikte deri gözeneklerinde zedelenmeye yol açan oksidatif tahribatı engellemeye destek sağlar. Istikametli yağ kaynaklarını tüketmek ise teninizi nemli ve soft olmasını mümkün kılar. Bütün faydalı gıda kaynakları haricinde deri için en mühim unsurlardan biri de kafi oranda su tüketimidir.
Deri Sıhhati İçin Tavsiye Edilen Besinler

Havuç: Deri ve göz sıhhati için mühim vitaminler içinde yer alan A vitamini tarafından çok varlıklı olan havuç derinin görünüşünü geliştirmek için kullanılabilir. Oldukça oldukca nitelikli kozmetik losyonun muhteviyat kısmında bakarsanız “retinol” barındırdığını görmüş olacaksınız. Havuç da deri için naturel retinol işlevi görerek antioksidan tesiri ile derinin görünüşünü geliştirebilir. Havuç haricinde A vitamini yönünden varlıklı besinler içinde süt ve kepekli tahılları sayabiliriz.

Domates: “Likopen” ihtiva eden domates antioksidan rolü görerek deriyi ihtiyarlama emarelerine, ihtiyarlık lekelenmelerine ve kırışıklıklara aksi kollar. Hem de derinin güneşin zararı olan ultraviyole ışınlarından fazlaca faal bir halde muhafaza edilmesini mümkün kılar.

Balık: Somon, tuna benzer biçimde yağlı balıklar omega 3 yağ asitleri aracılığıyla varlıklıdır. Omega 3 yağ asidinin tene yararı ise bilhassa alerjik tepkimeler sebebiyle tahribat olan derinin şahsı şahsını tedavi dönemini kısaltmasından dolayı oluşmaktadır. Bununla beraber deriyi nemli tutarak kurumanın negatif tesirlerine ve güneş ışınlarına aksi kollar. Somon benzer biçimde soğuk deniz balıkları deri için mühim bir mineral olan selenyum bakımından da varlıklıdır.

Ceviz ve Badem: Ceviz ve bademi, hücre zarını kuvvetlendirerek toksinlerin hücrelere girip harabiyete yol açmasını durdurmak için kullanabilirsiniz. Sıhhatli deri gözenekleri derinin sıhhatli görünmesi için gerekmektedir ve ceviz, badem şeklinde yemişler muhteviyatı yağ asitleri ile hücre yapısının korunmasına katkıda yer alabilir. Bununla beraber E vitamini ihtiva eden badem sıkı bir deri için ihtiyaç duyulan elastin liflerini kuvvetlendirerek özgür değişkenlere aksi savunma mümkün kılar.

Turunçgil: Sıhhatli kıkırdak, kan damarları, kemikler ve dişler için lüzumlu olan C vitamini cilt dokusunun büyümesini mümkün kılar, ihtiyarlamanın tesirlerine, sigaranın zararlarına ve kırışıklıklara aksi deriyi güvene alır. Bilhassa sigara içenler pürüzlülükleri geciktirmek için tertipli olarak C vitamini almalıdır. C vitamini aracılığıyla varlıklı öteki yiyecekler içinde brokoli, Brüksel lahanası, yeşil yapraklı sebzeler, kivi, mandalinayı ve çileği sayabiliriz.

Yeşil Yapraklı Sebzeler: Yeşil yapraklı sebzeler C vitamini haricinde deriye ve genel hatlarıyla bedene yararlı demir ihtiva eder. Demir yetersizliği anemiye, kansızlık ise kandaki O2 dozunun düşmesine sebep olabilir. Kanda kafi oranda O2 yer almaması ise bütün öteki organlar benzer biçimde deri sıhhatini da yakından etkisinde bırakır. Deri hücrelerine kafi O2 ulaştırılamadığında derinin şahsını yenileme kabiliyeti zayıflar, pürüzlülükler derinleşir ve deri fazlaca ölü görünür.

Yaban Mersini: Çilek, böğürtlen, ahududu ve yaban mersini C vitamini tarafınca çok varlıklıdır ve derinin esnekliğini elde eden kolajenin imal edilmesine destek sunar. Bu meyveler içerisinde yer alan “antosiyanin” ve “ellagitannin” benzer biçimde flavonoidler antioksidan tesiriyle derinin yapısını geliştirir ve iltihaplanmaları engeller.

Yumurta: Yüksek protein ve amino asit içinde ne olduğu ile dokuların şahsını yenilemesine destek olan yumurta hem de selenyum ile deri kötü huylu tümörüne aksi savunma mümkün kılar. Yumurta içerisinde yer alan A vitamini ise deri hücrelerini kuvvetlendirerek ben ve deri lekelenmeleri meydana gelişini önüne geçer.

Su: Yaşamın devam edebilmesi, bütün uzuvların elbette çalışabilmesi ve toksinlerin bedenden atılabilmesi için muazzam olan su, teni nemlendirerek elastikiyetini kollar, kırışmasını engeller ve ihtiyarlamanın tesirlerini geciktirir. Sıhhatli bireyler için önerilen su kullanımı hanımlarda 2,5 lt baylarda ise 3 lt dolaylarındadır. Bu oranlar cırcır şeklinde bedenin su kaybetmesine yol açan muhtelif rahatsızlıklar ve alıştırmalar esnasında arttırılmalıdır.