KASDİ EZİYETLER

Kasdi eziyetler, hakaret, dayak ve eza, haksız hapis, özel hayata tecavüz, moral gerginliğine itme, iftira ve kasden yanlış yorumlama vs. gibi unsurları ihtiva eder. Kasdi eziyetlerle ilgi olan muvakkat doğru iddia, savunmanın tavrının kasıtlı olduğunun ispatlanmasıyla yapılır. Eğer doktorun tavrı davacıya gerçekten zarar vermiş ise bu zarar para tazminatı olarak telafi edilebilir. Eğer tavrın kasdi olduğu ispatlanmış fakat zarar ispat edilememiş ise, bu durumda tazminat usulen bir para cezasına çevrilir. Fakat eğer doktorun fiili (veya gerekli bir şeyi yapmaması) özel anlamda aşırı nefret ve tiksinti taşıyan cinsten ise telafi olarak veya usulen verilen para tazminatlarına ilaveten cezai bir tazminat da verilebilir. Kasdi eziyetlerin değerlendirilmesinde esas önem verilen husus, nihai bedeni zararı ortaya çıkarmak niyeti değil, sadece bu fiili işlemeye yönelik olan niyetin işleme konmasıdır. Yani diğer bir ifade ile, fiilin işlenmiş olması gerçeğinden hareket edilerek nihai zararın da kastedilmiş olduğu hükmü çıkarılır.

Kanun hakaret fiilini, bir şahsı ani zarar anlayışına iten şeyler olarak tanımlar. Yerleşmiş örfe göre, mimiklerle desteklenmeksizin sarfedilmiş olan sözler, hakaret davası için bir esas oluşturmazlar.

Eza, en basit tanımıyla bir kimseye izni olmaksızın dokunmaktır. Şüphesiz temas için muvafakat veya yetki verilmesi her zaman açıklıkla belirtilmeyebilir. Meselâ, bir hastanın bir doktoru tedavi olmak niyetiyle ziyaret etmiş olması, muayene için gerekli olan kabul edilebilir nispetteki bir temasa muvafakatin verilmiş olduğuna delelat eder. Fakat doktorun tedavisi ameliyat, invaziv diagnostik işlemler, veya özel bir risk ihtiva eden ilaç tedavisi gibi hususları içerdiği takdirde, bu tip özel durumlar için evvela hastanın rızası alınmalıdır. Böyle bir muvafakat alınmadığında doktorun bu tipteki tedavisi eza sayılır. Ayrıca, ister muvafakat alınan bir bölge yerine başka bir bölgenin ve isterse bu bölgeye ilaveten diğer bir bölgenin, esas muvafakat alınan bölgeden ayrı olarak ameliyat edilmesi, gene eza sayılır.

Bu meselenin diğer bir yönü de şudur; bahis konusu olan, hastanın muvafakat verip vermediği değil de, normal anlayıştaki bir hastaya seçim yapabilmesi için doktor tarafından yeterli bir bilgi verilip verilmediği konusu ise, bu durumda mahkemeler olayı “hastanın bilgilendirilerek muvafakatinin istenmesi işlemi bulunmadığı için, gerekli bilginin verilmesinde doktorun bir nevi ihmali olarak” değerlendirme eğilimindedirler. Hastanın bilgilendirilerek muvafakatinin alınması konusu son yıllarda çok fazla tartışıldığından, aşağıda ayrı bir başlık altında mütaala edilecektir.

Kasdi bir eziyet tipi olan haksız hapis, bir kimsenin hareket etme serbestliğine ait şahsi haklarına haksız bir hareket kısıtlaması ile tecavüzden ibarettir. Bu yüzden, bir hastanın tecridini veya ilaçla hareketsiz hale getirilmesini hatayla veya sağlam bir tıbbi sebep olmaksızın emreden bir doktor, haksız hapis suçundan mesul tutulabilir. Bu tip durumlara en çok maruz kalan doktorlar, hastanın kendi isteği dışında tutulmasını emreden psikiyatristlerdir.

Diğer bir kasdi eziyet tipi olan aşağılama fiili, bir hasta hakkında başka bir kimseye yazılı veya sözlü bilgi vererek, bu hastanın diğer insanlar ve toplum nezdindeki itibarını azaltmaktır. Sözlü aşağılama fiilinin açtığı zararın miktarı davacı tarafından ispatlanmasıdır. Ancak, şu gibi hususlarda doktorca yapılan açıklamalar istisnadır; suç işlemeye meyilli olma suçlaması, iğrendirici bir hastalık varlığı suçlaması (cüzzam vb.), bir şahsın yapmakta olduğu ticaret veya meslekle uyuşmayan fiillere sahip olduğu iddiası ve kadınlara yapılan iffetsizlik iddiaları. Bütün bunlar, davacının ispat etme zorunda olmadığı ve kendileri için genel bir tazminat ödettirilen 4 tip iftiradır. Makale yayınlama yoluyla yapılan iftiralar için ise özel (fiili) hasarların ispat edilmesi gerekmez. Fakat, iftiracı bir manayı oluşturmak için adli tıp bilgisine atıf yapılıyorsa, genel hasarların sadece yukarıda verilen 4 alan için yapılmış olduğu farzedilir. Aksi halde iftiraya ait muvakkat doğru iddiaların geçerliliği için özel bir zararın bahis konusu olduğu ispatlanmalıdır. Savunma, aşağılama fiilinin sorumluluğundan, yaptığı ifadeye ait dokunulmazlık statüsü temin etmek veya yapılan ifadenin doğruluğunu ispat etmek suretiyle kurtulabilir.

Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da, aşağılayıcı ifadeyi tekrarlayan veya yeniden yayımlayan bir şahsın, bu ifadeyi ilk kullanan şahıs gibi, aynı sorumluluğa maruz kalmasıdır.

özel hayata tecavüz konusu, yeni ve hala gelişmekte olan bir eziyet alanı olup, kabaca 1930’lu yıllardan beri uygulama alanındadır. Bu kategoriye dahil olan fiiller, bir kimse hakkındaki bilgileri kâr amacıyla umuma ifşa etmek veya bir şahsın fiziksel hayatına (özel yaşantısına) müdahale etmek fiilleridir. Eyaletlerin özel kanunları, aşağılama ve özel hayata tecavüz konularındaki istisnaları belirlemiştir. Bu kanunlar, genelde bulaşıcı hastalıkların varlığı, tabanca ve bıçak yaraları, nöbet bozuklukları ve çocuklara tecavüz gibi hususları istisna tutar. Hastaların tedavilerine ait bilgileri açıklamak, bu gibi bilgiler tamamen güvenilir olsa bile, özel hayatın dokunulmazlığı sınırını aşabilir. Hastanın imzalı muvafakati veya mahkeme izni olmaksızın bu eyleme teşebbüs edilmemeli, ve şüphe durumunda ise şu kurala yapışmalıdır; “şüphede iseniz, bilgiyi açıklamayın”.

Aynı ihtiyat, bir vakaya ait vaka tanımı yayınlandığında hastanın adının açıklanması konusunda da gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın önceden rızası alınmaksızın ameliyat odasına hiçbir yabancı şahıs alınmamalıdır. Ancak, standart muvafakat formları eğitim amaçları için gözlem yapılmasına genelde müsaade eder.

Tedavi esnasında fiziksel bir zarardan bağımsız olarak “hastada ruh gerginliği oluşturma” fiili, kısa bir süre önce hukuki bir dava konusu olarak değerlendirmeye alındı. Davada, doktorun tavrının veya kullandığı sözlerin çok aşırı dozda olduğu ve hastanın duygu dünyasının fazlaca tahrip olduğu açıkça anlaşılmalıdır. (Bu tip davalarda başarılı olan davacıların çoğunda fiziksel bir rahatsızlık da oluşmuştur. Kanun vatandaşların bir miktar serinkanlı olmalarını ister. Sadece öfke veya hakaret, dava konusu olarak değerlendirilmez. Bütün bunlara rağmen, doktor ile hasta arasındaki emniyet ve güvene dayalı olan ilişki, hastalarını korumak ve rahat ettirmek zorunda olan doktorlann bu itimadı sarsacak hareketlerden mesul tutulabilmeleri ihtimalini artırır.

Kasdi eziyetler profesyonel sigorta kapsamına dahil değildir. Hükümetin sağladığı dokunulmazlık statüsünün kapsamına da girmezler. Kasdi eziyetin mahkemece tespiti halinde, bütün mahkeme masraflarını doktor cebinden ödemek zorundadır.

Kentsel dönüşüm uzmanı olmak ister misiniz?

Kentsel dönüşüm, deprem riski taşıyan ve buna bağlı olarak yüksek sayıda niteliksiz konut stoğuna sahip Türkiye’de önemli konuların başında geliyor. Kentsel dönüşümün gelecek 20 yıl içerisinde de ülke ekonomisinin lokomotiflerinden biri olacağına kesin gözüyle bakılıyor. 

Kentsel dönüşüm konusunda kendini geliştirmek ve bu konuda söz sahibi profesyonellerle bir araya gelerek bilgisini yükseltmek isteyenler için özel bir sertifika programı düzenleniyor. 

 

Kimler kentsel dönüşüm uzmanı olabilir?

Kentsel dönüşüm sertifika programına belediyelerin kentsel dönüşüm çalışanları, kamu ve özel sektör kurumlarının yöneticileri ve yönetici adayları, gayrimenkul danışmanları, gayrimenkul broker’ları, mimarlar, mühendisler, şehir ve bölge plancıları, bankacılar, gayrimenkul değerleme uzmanları, avukatlar, kentsel dönüşüm alanında kariyer yapmak isteyenler, kentsel dönüşüme ilgi duyan ve bu alanda uzmanlaşmak isteyenler katılabiliyor.


14 Kasım’da başlıyor 

Programın amacı, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli kentsel dönüşüm uzmanlarını yetiştirmek. Kentsel dönüşüm uzmanlığı sertifika programının üçüncüsü, 14 Kasım 2015 tarihinde başlıyor. İstanbul Üniversitesi (SEM) ve ManagementPlus işbirliğiyle düzenlenen programın bitiş tarihi ise 12 Aralık 2015.

Toplamda 72 saat ve dokuz günü kapsayacak kentsel dönüşüm uzmanlığı sertifika programı, cumartesi ve pazar günleri 9:30 ile 17:30 saatleri arasında yapılacak. Yer olarak ise İstanbul Üniversitesi Kongre Salonu kullanılacak.

Bilgi ve kayıt için sem.istanbul.edu.tr ve managementplus-tr.com web siteleri ziyaret edilebilir. 

 

Kaynak: http://blog.zingat.com/kentsel-donusum-uzmani-olmak-ister-misiniz/

İstanbul’un konutta en hızlı kazandıran 7 ilçesi!

Ev almak ya da yatırım yapmak isteyenler için evin lokasyonu, büyüklüğü, değeri gibi birçok kriter önem kazanıyor. Bu kriterlerden en önemlisi de amortisman yani diğer bir adıyla geri dönüş süresidir. Bir yatırımın geri dönüş süresi o gayrimenkulün değerini de belirliyor. Geri dönüş süresi; gayrimenkul yatırımının yıllar içerisinde sağlayacağı kira geliriyle ortaya çıkıyor. Geri dönüş süresini hesaplamak için yatırımın bugünkü değerinin, aylık kira gelirine bölünmesi gerekiyor.

Geri dönüşüm süresi önemli

Özellikle büyük şehirlerde geri dönüş süresi önemli bir kriter. Geri dönüş süresi için bölgedeki ulaşım, hastane, eğitim kurumu, AVM gibi yatırımlar da etkili oluyor. Bir bölgenin hızlı gelişmesi ve gelişimin sürdürülebilir olması da geri dönüş süresini etkileyen faktörlerden. Bu sebeple kârlı bir yatırım için geri dönüş süresi baz alınarak, kiralama oranlarının yüksek olduğu bölgeler ve gayrimenkuller tercih edilmelidir. Eğer bir bölgede kiralama süreleri uzunsa, gayrimenkulün geri dönüşüm süresi de uzayacaktır.

İstanbul’un geri dönüş süresi en kısa olan ilçeleri hangileri? REIDIN Konut Yatırımı Geri Dönüş Süreleri ve Zingat.com ortalama kiralık/ satılık verilerine göre İstanbul’da gayrimenkulde en hızlı kazandıran 10 ilçe..

 

1. Beyoğlu:
Geri dönüş süresi: 11 yıl
Ortalama kira fiyatı: 3.192 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 425.655 TL

 

2. Eyüp:
Geri dönüş süresi:12 yıl
Ortalama kira fiyatı: 2.027 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 297.703 TL

 


3. Küçükçekmece
Geri dönüş süresi:14 yıl
Ortalama kira fiyatı: 1.671 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 274.062 TL

 

4. Esenyurt
Geri dönüş süresi:15 yıl
Ortalama kira fiyatı: 963 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 170.437 TL

 

5. Bağcılar
Geri dönüş süresi: 15 yıl
Ortalama kira fiyatı: 1.454 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 268.952 TL

 

6. Ataşehir
Geri dönüş süresi: 15 yıl
Ortalama kira fiyatı: 2.450 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 428.060 TL

 
7. Zeytinburnu
Geri dönüş süresi: 16 yıl
Ortalama kira fiyatı: 1.829 TL/ay
Ortalama satılık fiyatı: 340.051 TL

• Ortalama satılık ve kiralık fiyatları 100 metrekare konut içindir.

Kaynak: http://blog.zingat.com/istanbulun-konutta-en-hizli-kazandiran-7-ilcesi/

Kasım’da konut fiyatları nasıl değişti?

Yedi büyük şehirde son üç aydan son iki yıla konut fiyatlarında nasıl bir değişim yaşandı? Bölgesel satış fiyatlarında hangi şehirler öne çıktı? Konut fiyatları ve finansal yatırım araçlarının yıllık getiri değişimleri nasıl gerçekleşti? Yedi büyükşehirde gayrimenkul amortisman süreleri nedir? Tüm bu soruların yanıtları REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış – Kasım 2015 değerlendirmesinde… 

 

Son bir yılda konut satış fiyatlarındaki değişim 

Yedi şehir üzerinden değerlendirilen Türkiye konut piyasasına satış ve kira fiyat değişimi açısından bakıldığında, son üç ayda yüzde 7’lik değişim yaşandı. Bu değişim hem satış hem de kira fiyatlarında son altı ay için yüzde 11’lik orana sahip. Son bir yıl göz önüne alındığında ise konut satış fiyatlarında yüzde 19, konut kira fiyatlarında yüzde 16’lık değişim yaşandı.

 

En yüksek oran Adana ve Antalya’da

Bölgesel satış fiyatlarının yıllık değişimlerine bakıldığında, en yüksek oran yüzde 14’le Adana ve Antalya’ya ait. Adana ve Antalya’yı  yüzde 12 ile İstanbul ve Kocaeli, yüzde 11’le İzmir, yüzde 8’le Ankara ve Bursa takip etti.

 

Yatırım araçlarında gayrimenkul kaçıncı sırada?

REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış – Kasım 2015 verilerinin “konut fiyatları ve finansal yatırım araçları yıllık getiri değişimleri” analizinde “gayrimenkul yatırımı”, Amerikan doları ve külçe altından sonra üçüncü sırada yer aldı. Yıllık getiri oranları açısından Amerikan doları yüzde 30’luk, altın (külçe) yüzde 22’lik, yedi şehirdeki Türkiye konut satış fiyat endeksi ise yüzde 19’luk orana sahip. Sıralamada dördüncü sırada yer alan Euro’nun değeri ise yüzde 15 oldu.

 

Yedi büyükşehirde gayrimenkul amortisman süreleri

REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış – Kasım 2015 değerlendirmesine göre, yedi büyük ilin amortisman süreleri yıllık olarak şöyle sıralanıyor:

Adana: Yüzde 18.9

İzmir: Yüzde 18.9

Ankara: Yüzde 18.7

Kocaeli: Yüzde 18.1

İstanbul: Yüzde 17.9

Antalya: Yüzde 17.2

Bursa: Yüzde 17.1

Kaynak: http://blog.zingat.com/kasimda-konut-fiyatlari-nasil-degisti/