0 grubu olmayan bir yetişkine 4 veya daha fazla ünite kan olaysız şekilde verilmişse, gruba özgü kan bulunsa bile, 0 grubu kan genellikle devam edilebilir. Gruba özgü kana geri dönüş karan (eğer daha fazla transfüzyon gerekiyorsa) en iyisi, alıcının kanının çaprazlaştırması daha sonraki örneklerde yapılıp anti – A veya anti – B nin varlığı veya yokluğuna dayandırılmalıdır. A veya B grubu kan alan, AB grubu alıcının plazması anti -A veya anti – B içerecektir. Diğer değiştirme ilgili antikorlar göz önüne alınarak yapılmalıdır.
Ev taşırken K3 belgesini sormayı unutmayın!
Gayrimenkul sektörünün büyümesi farklı alanlarda da etkisini gösteriyor. Özellikle kentsel dönüşümle birlikte nakliye sektörü güçlü bir ivme kazandı. Geçtiğimiz günlerde TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş’nin desteğiyle REIDIN tarafından hazırlanan “İstanbul Taşınma Hareketliliği” 2016 ilk çeyrek raporu da bunun göstergesi oldu. Reidin’in bu raporunda veri sağlayan İstanbul Evden Eve Nakliyeciler Derneği (İSTEEND) oldu. Dernek, taşınan müşterilerine nereye taşındıklarını, neden taşındıklarını, kaçıncı kattan kaçıncı kata taşındıklarına dair sorular yönelterek rapor için veri topladı.
Şu an Türkiye’de K3 yetki belgesi sahibi bin 120 tane nakliye firması, İstanbul’da 250 nakliye firması var. İSTEEND Türkiye genelinde sektörün yüzde 10’nunu, İstanbul genelinde ise yüzde 50’yi kapsıyor. Peki, İSTEEND nedir? Kimlerden oluşuyor? Gayrimenkul sektörü nakliye piyasasını nasıl etkiledi? Taşınmada sezon kavramı değişti mi? Taşınırken nelere dikkat etmeli? İSTEEND Genel Başkanı Davut Ukan’la nakliye sektörünü ve İstanbul’un taşınma hareketliliğini konuştuk….
İstanbul Evden Eve Nakliyeciler Derneği’nden bahseder misiniz?
Dernek olarak 2014 yılında kurulduk. Nakliye sektöründe dernek olarak varolmamızın amacı K3 yetki belgesi (ev-ofis taşımacılığı yapan firmalara verilen belge) bulunan nakliye firmaları arasında birlik beraberliği sağlamak, sektörün standartlarının oluşmasını ve çalışanların hakları konusunda bilinçlenmesini sağlamak, bunların yanı sıra nakliye hizmeti alan müşterilerin bu konudaki haklarını korumak.
Gayrimenkul sektörünün büyümesiyle birlikte nakliye piyasası da önemli bir ivme kazandı. Sektör olarak baktığınızda en önemli problemleriniz neler?
Nakliye sektörü olarak iki önemli sorunumuz var; bunlardan biri K3 belgesi olmadan bu işi yapmaya çalışanlar. Bu korsan firmalar, belgeleri olmamalarına rağmen bir internet sitesi kurarak bu işi yapmaya çalışıyorlar. Ancak bu hem sektöre zarar veriyor hem de nakliye hizmeti alan müşterilerimizin sağlıkları için tehlike oluşturuyor.
Sektör olarak ikinci önemli problemimiz de Ulaştırma Bakanlığı’nın bu korsan nakliye şirketlerini denetlememesi. Son kullanıcı K3 belgesini bilmiyor, ihtiyaç duyduğunda biriyle anlaşıyor. Ancak sektördeki nakliye firmalarının “Ticaret Odası’na kayıtlı mı?”, “K3 belgesine sahip mi?” gibi sorular çerçevesinde denetlenmesi gerekiyor.
Biraz önce K3 belgesine sahip olmayan nakliye firmalarının taşıma hizmeti alan kişiler için tehlikeli olduğunu belirttiniz. Burada tüketicileri ne gibi tehlikeler bekliyor?
K3 yetki belgesinin açılımı; ev ve ofis taşımacılığıdır. Eğer nakliye hizmeti almak isteyen bir kişi, K1 belgesi olan bir firmayla anlaşırsa bu tehlikelidir. Çünkü K1 belgesi olan kamyon her türlü madde taşır ki, bu da sağlığı tehdit eder. Ayrıca bu tür nakliye araçlarının bu iş için yapılmış özel bir kasası yoktur. Diğer yandan bu tür taşıma yapan firmaların bir ofisi ya da personeli yoktur. Hizmet sonrası muhatap bulamazsınız.
Bizim tavsiyemiz; gelir düzeyi ne olursa olsun nakliye hizmeti almak isteyenler mutlaka K3 belgesi olan nakliye firmaları tercih etmeli. Gerekirse Ulaştırma Bakanlığı’nı, bölge müdürlüklerini ya da derneğimizi arayıp, hizmet alacağı nakliye firmasının K3 yetki belgesine sahip olup olmadığını öğrenebilirler.
Taşınmanın en önemli sebebi kentsel dönüşüm!
Reidin’le yaptığınız “İstanbul Taşınma Hareketliliği” Raporu’na gelirsek… Verileri nasıl topladınız, hangi soruları yönelttiniz?
Rapor verilerini toplarken belli kriterlerimiz vardı. Taşınan müşterilerimize, “Nereden nereye taşınıyorsunuz?”, “Neden taşınıyorsunuz?”, “Eviniz kaç oda?”, “Kaçıncı kattan kaçıncı kata taşınıyorsunuz?” gibi sorular yönelttik. Bu soruları yönelttiğimiz kişilerin yüzde 30’u kentsel dönüşümden dolayı taşındıklarını söyledi. Geriye kalan yüzde 70’i ya ekonomik durumlar, semt değiştirmek, tayin vb. sebepler sıraladılar.
Peki, sizce bu raporun en şaşırtıcı verisi neydi?
Bu esnada bizi en çok Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy çevresinde özellikle 60 yaş üzeri müşterilerimizin kentsel dönüşümden dolayı başka bir semte değil, şehir dışına taşındıklarını gördük. Normalde kentsel dönüşümde müşteri taşınır, iki yıl sonra evine gelir. Ancak 60 yaş üzeri ve bu ilçelerde müşterilerimiz sahil kasabalarına yerleşip, geri dönmek istemiyorlar.
Yaz taşınma mevsimi olarak bilinir, bu sezon algısında bir değişiklik var mı?
Şehir içinde kış mevsiminde de taşınılıyor. Ancak atamaların, okulların kapanmasının yaza denk gelmesi yaz mevsimini yoğun bir şekilde geçiriyoruz. Ancak eskisine oranlar yaz ve kış arasında sayısal olarak çok büyük rakamlar yok.
Geçmişle karşılaştırdığınızda nakliye sektörü nasıl bir gelişme gösterdi?
20 yıldır bu sektörün içindeyim. Artık nakliye standartları olan ve profesyonelce ilerleyen bir sektör. Özellikle ambalajlama artık daha hijyenik ve profesyonel bir şekilde yapılıyor. Daha kaliteli malzemeler kullanılıyor. Nakliye hizmeti alacak olan kişilerin, tüm eşyaları profesyonel bir şekilde ambalajlanıyor ve aynı şekilde yeni eve yerleştiriliyor.
Son 10 yılda gayrimenkul sektörünün büyümesi nakliye sektörünü nasıl ekledi?
Yeni konut projeleriyle birlikte nakliye hizmeti alan kişi sayısı da arttı. Özellikle kentsel dönüşüm taşınma oranlarını arttırdı. Şu an da kentsel dönüşüm bizim iş gücümüzü yüzde 30 etkiliyor. Daha fazla iş olanağı, daha fazla iş yapmamızı sağlıyor. Kentsel dönüşüm nakliye sektörünü gelir olarak da, yeni semtlere açılması olarak da geliştirdi. Özetle, nakliye piyasası inşaat sektörüyle entegre bir büyüme kaydetti ve sektör özelinde daha fazla geliştik.
Kaynak: http://blog.zingat.com/ev-tasirken-k3-belgesini-sormayi-unutmayin/
HAVUÇ MEYVASI
Daucus caroîa L. subsp. sativus (Hoffra.) Arc. (Umbelliferae) türünün olgun meyvalandır. Bunlara halk arasında tohum denilir. Havuç kazık köklü, iki yıllık, otsu bir kültür bitkisidir. Yapraklar parçalı, yumuşak ve tüylü. Çiçekler beyaz veya pembe renkli, birçoğu bir arada ve umbella durumda. Meyva uzunca yumurta biçiminde, 2-4 mm uzunlukta, kostalann üzeri dikenli. Birçok kültür formu Anadoluda yetiştirilmektedir (3).
Uçucu yağ (% 0.5-1.6), sabit yağ ve rezin taşımaktadır.
Midevi, gaz söktürücü, idrar arttırıcı, kurt düşürücü, adet getirici, gebeliği önleyici (Diyarbakır bölgesi) ve cinsel kudreti arttırıcı olarak kullanılmaktadır. Kökü çok tanınmış bir sebzedir. Yabani bitkilerin genç sürgünleri de sebze olarak yenilir.
i
infusyon (% 5) günde 2-3 bardak içilir. Meyva-nın dövülmesi ile elde edilen toz, hap halinde, günde 1-3 gr alınır.
Diğer isimler: Havuç tohumu. Bitkiye Yerege-çen, Keşür (Diyarbakır yöresi). Pörçüklü (Erzurum) isimleri verilir.
Toplardamar Yangısı
Flebitin gelişme olasılığı, variste (variköz venlerde) olduğu gibi, kan dolaşımı normalden daha yavaş olduğunda ya da kanınızın pıhtı oluşturma eğilimi arttığında daha yüksektir.
Flebit bazen, özellikle kan dolaşımı zayıf olan kişilerde, bir venin (toplardamarın) yaralanmasından sonra gelişir. Örneğin, bu hastalık varisli (variköz) bir venin (toplardamarın) küçük bir yara almasından sonra bacaklarda bu venin (toplardamarın) bulunduğu bölgede gelişir.
Uzun bir süre bir venin (toplardamarın) içinde bırakılan intravenöz bir kateter ya da yasa dışı intravenöz maddelerin kullanımı da bir veni (toplardamar) tahrip edebilir ve iltihaplanmaya neden olabilir.
Flebit genellikle pankreas kanseri olan kişilerde gelişir. Daha seyrek olarak, meme ve yumurtalık kanseri olan kişilerde gelişir. Lupus gibi bağ doku hastalıkları olanlarda da gelişebilir.
SEMPTOMLAR
Flebit; sıcaklık, kızarıklık ve deri ile deri altındaki dokuların ağrısıyla karakterizedir. Hastalığın görünen belirtileri nadiren derinin iltihaplanması (selülit) ya da lenf sisteminin iltihaplanması (lenfajit) ile karıştırılabilir. Bu hastalıkların her ikisi de ekstremitelerde sıcaklık ve kızarıklığa neden olur.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Fiziksel muayene genellikle flebit teşhisini belirginleştirir. Doktorunuz, flebitin derin venlere (toplardamarlara) yayılıp yayımladığını ve derin ven (toplardamar) trombozuna neden olup olmadığını belirlemek için bacak venlerinin (toplardamarlannın) ultrasonunu çekebilir. Flebit, %30 oranında ven (toplardamar) trombozuna neden olmaktadır.
Flebit, özellikle iki bacak venini (toplardamarını) daha büyük ve daha küçük olan sefanöz bacak venleri (toplardamarları etkilediğinde, derin venlere (toplardamarlara) yayılma olasılığı daha yüksektir. Eğer derin venlere (toplardamarlara) yayılmamışsa, tedavi ılık kompres uygulamayı, ibuprofen ya da indometasin gibi anlienflamatuar (iltihap önleyici) ilaçlar kullanmayı ve elastik varis çorabı giymeyi kapsar. Bazen, pıhtılaşmanın seyrini değerlendirmek için her birkaç günde bir ultrason çekilebilir.
AVM kiralarında TL talebi!
Son dönemde döviz kurundaki artışla birlikte AVM kiraları konusundaki tartışma tekrardan gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TL kullanılması yönündeki çağrısı sonrasında, AVM kiralarının dövizden Türk Lirası’na geçiş talebi tekrardan konuşulmaya başlandı.
AVM kiraları konusundaki tartışmayla ilgili yorumda bulunan Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, AA’ya yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının organize perakende sektöründe memnuniyet yarattığını ifade ederek, Erdoğan’ın, Türk markaları açısından hayati bir sorunu ülke gündeminde tuttuğunu, AVM yöneticilerine yapılan çağrıların karşılık bulacağından emin olduklarını söyledi. Öncel, “Mademki TL ile kazanıyoruz, TL ile de borçlanmak ve harcamak durumundayız. Türk markaları olarak AVM ve cadde mağazalarında ödenebilir kurla TL’ye dönülmesini bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın dövize dayalı ekonomiden TL’ye dayalı ekonomiye geçiş çağrılarına destek veriyoruz” dedi.
AVM kiralarında kur sabitlenmeli
Kategori Mağazacılığı Derneği (KMD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu da AVM ve caddelerdeki mağazalardan markaların ayrılmasını üzülerek gördüklerini ifade ederek, “İşimizin doğası gereği belli bir verimliliği ve karlılığı yakalayamadığımız mağazalarımızı kapatıyoruz. Kapanan mağazaların artması en büyük endişemizdir. Bu bizler için olduğu kadar, AVM yatırımcıları için de istenmeyen bir durum” dedi. Özpamukçu, “Döviz borcu bulunmayan, yatırım kredisinin ödemesini tamamlamış AVM’lerin, yatırımlarına yeniden değerleme yaptırarak makul bir döviz kuruyla TL bazlı kiraya dönmelerini bekliyoruz. Diğer AVM’ler de mutlaka kur sabitlemeli” ifadesini kullandı.
Kapalıçarşı’da 100’ün üzerinde dükkan kapandı
Kapalıçarşı Esnafları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hasan Fırat ise Kapalıçarşı’da dükkan kiralarının şimdiye kadar hem TL ile hem de dolarla ödendiğini, dükkan sahiplerinin şu anda dolar üzerinde durduğunu ve kiraları düşürdüğünü anlattı. Kapalıçarşı’da son 4 aydır dükkanların boşaldığını, dolarla tutulan ve kontratları sona eren dükkanlarda kiracıların sıkıntı çektiğini ifade eden Fırat, “Şu anda 100’ün üzerindeki dükkan kira sıkıntısından dolayı boşaldı. Sayı, her geçen gün de artıyor. Dolar bazında devam edilirse yılbaşına kadar kontratını tazeleyemeyecek olanlar da bırakacaklar” diye konuştu.
Kaynak: http://blog.zingat.com/avm-kiralarinda-tl-talebi/