Zeka, Başarı, Zeka Çeşitleri

Zeka çeşitleri nelerdir, zeka ve başarı nedir

Toplumda üstün zekalı kişiler hep daha çok başarılı olacağı düşünülür, ancak bu düşünceler bazen yersiz olabiliyor. Çünkü zekanın toplumsal başarıya etkisi daha kanıtlanmamıştır. Çocukluk çağlarında kontrol amaçlı yapılan başarı testlerinin yine o çağlarda yapılan IQ testleri ile örtüşür. Ancak hayatın ileri ki safhalarında bu sonuçlar tamamen örtüşmesi imkansızdır.

 Zeka Alanları Nelerdir?

Şimdilerde en çok kullanılan Stanford-Binet ve WAIS-R testlerinde zeka ölçmek amacıyla Binet’in geliştirdiği testin uygulanmasına rağmen, zekanın tanımında bazı eksiklikler mevcut. Binet sisteminde  zeka, kişinin teste tabii tutulmasıyla elde ettiği sonuç üzerinden değerlendiriliyor. Bu kişilerin performanslarını ölçen pratik ve çok kapsamlı olmayan bir testtir.  Bir çok araştırmacı zekanın kapsamını öğrenmek amacıyla çalışmalar yapmaktadır. Zeka ile ilgili en çok merak edilen sorulardan biri şudur; zeka tek bir faktörden mi yoksa bir kaç etkenin birleşmesiyle mi oluşmuştur. Bu konuda ilk çalışmalarını veren psikologlar, zekanın ve genel bir g-faktörü diye tanımlanan genel bir mental faktörden meydana geldiğini savundular. Bu faktörün, zekanın tüm performansını etkilediğini düşünerek, zeka testinin bu g-faktörünü ölçmeye yaradığını söylemişlerdir. Bir sonraki dönem araştırmacıları akıcı zeka ve kristalize zeka diye iki zeka tipi olduğunu savundular. Akıcı zeka, yeni problemlerin ve durumların başarıyla üstesinden gelebilme kabiliyetini, kristalize zeka ise bilginin muhafaza edilmesi, yetenekler, akışkan zekanın kullanılması ve deneyimler sonucu oluşan yöntemleri bünyesinde barındırır.

Bazı bilim adamları da zekanın çok kapsamlı olduğunu savunmuşlardır. Örneğin, Howard Gardner belirli konularda üstün başarı yakalayan insanların kabiliyetlerini araştırarak yedi değişik zeka tipinin varlığını savunmuştur. Bu zeka tirlerinin diğerinden bağımsız olmasına rağmen, bazı aktivitelerde bu zeka tiplerinin bir kaçının aynı anda kullanılması da mümkündür. 7 Zeka alanı;

1. Müziksel Zeka: Müzik alanlarındaki yeteneklerdir.

2. Bedensel Kinestetik Zeka: Vücudun tamamının yada bazı kısımlarının bir problemin çözümünde, bir üretim veya gösteri esnasında faaliyet göstermesidir; dans etme, atletizm, aktörlük, yüzme gibi yeteneklerdir.

3. Mantık-Matematik Zekası: Problem çözme ve teknik düşünmedeki yeteneklerdir.

4. Dilsel Zeka: Bir dilin kullanımı ve o dilde yapıtlar verme konusundaki yeteneklerdir.

5. Uzaysal-Konum Zeka: Mimarların, ressamların, heykeltıraşların görevlileriyle ilişkili uzay-konum durumlarını çözmedeki yetenekleridir.

6. Kişiler Arası İletişim: Sosyal çevrede ilişki halindeki olduğumuz kişilerin ruh halini, isteklerini, niyetlerini kavrama yeteneğidir.

7. İçeyönelik Zeka: Bir kişinin iç dünyasındaki gelgitleri çözmesi, duygularının farkına varma yeteneğidir.

Gardner’in her bir zeka alanın örnek olarak Yehudi Menuhin, T.S. Elliot, Anne Sullivan, Virginia Wolf gibi ünlüleri vermiştir.

Yehudi Menuhin San Fransisco Orkestrasının konser salonuna gizlice sokulduğunda henüz daha 3 yaşındaymış. Orada violin çalan Louis Persinger’den çok etkilenmiş ve doğum gününde bir violin istemiş. Ardından Louis Persinger’in hocası olması konusunda üstün çabalar sergilemiş. Sonuç olarak her kiki isteği de kabul olan Menuhin, 10 yaşına bastığında dünyaca tanınan üne sahip bir yorumcu olmuştur.

T.S. Eliot henüz 10 yaşındayken, Fireside adında bir magazini kimseden yardım almadan yayınlamış, üç gün süren kış tatili esnasında derginin 8 sayısını bile tamamlamıştır.

Anne Sullivan sağır ve kör olan Helen Keller’in eğitimini üstlenmiş. Bazı kişilerin yıllarını alacak gelişmeleri Sullivan daha iki haftada kat etmiştir. Geçen zaman zarfında vahşi Keller kibar bir çocuğa dönüşmüştü.

Virginia Wolf “A sketch of the Past” adlı eserinde, kendi iç dünyasına seyrinin en iyi örneğini vermiş, eserinde çocukluğunda yaşadığı ve şu yaşına rağmen etkisinden çıkamadığı bir çok özel anısını anlatmıştır.

Üstün Zeka Nedir?

Zeka dağılım eğrisinin en tepesinde bulunan kişilerin zekasıdır. Toplumda yalnızca %2’lik bir kısmı 130 ve üstündeki IQ derecesine sahiptir. IQ derecesi 140’ın üzerinde olan kişiler ise sadece % 0.2 oranındadır.

Üstün zekalılar genelde sakar, utangaç, sosyal açıdan akranlarıyla uyumsuz gibi görünse de aksine araştırmalara göre bir çok şeyi normal insandan çok daha iyi yapabilen, iyi uyumlu, sevilen kişiler olduğu sonucu çıkmıştır.

Lewis Terman’ın  1920 yılında başlattığı ve henüz süren çalışma da IQ derecesi 140’ın üstündeki 1500 üstün zekalı çocuğun oluşturduğu bir grupla 60 yıl devamlı takip halinde olacaklar. Bu gruptaki kişiler her açıdan yaşıtlarına nazaran öndedirler. Çoğunlukla daha sağlıklı, daha uzun, daha ağır, daha kuvvetli, daha başarılı ve daha sosyal oldukları saptanmıştır. Bu yetenekler kişilere artı olarak dönmüş  bu kişiler normal insanlara göre daha çok ödül almış, daha fazla maddi gelire sahip olmuş, sanat ve edebiyata daha çok katkı saplamış daha kariyerli kimselerdir. Bu grupta bulunan kişiler 40 yaşına bastıklarında, toplam 90 kitap, 375 oyun ve kısa hikaye, 2000 makale yazmışlar, 200 üzerinde patente sahip olmuşlar. Böylece hayattan daha çok tat almışlardır.

Bu çalışma, üstün zekalı kişilerin daima istisnasız başarılı olamayacağını da kanıtlamıştır. Terman’ın üzerinde çalıştığı grupta bazı büyük başarısızlıklar da görülmüştür. Yüksek IQ’su olan bir kişinin akademik konularda kesin ve net başarı göstermese de, başka dalların bir veya bir kaçında üstün bir yetenek sahibidir.