SAFRA KESESİ ve KANALLARI HASTALIKLARI SEMPTOM VERMEYEN SAFRA TAŞLARI

Şu kriterlerin varlığı ağır bir gidişi gösterir ve muhtemelen profilaktik bir kolesistektomi için neden teşkil eder:

(1) Ciddi komplikasyonların sık olması (% 10-15) nedeniyle diabetes mellituslularda görülen akut kolesistit;

(2) İlerlemiş hastalığı ifade etmesi nedeniyle görünür hale getirilemeyen kese

(3) Çapı 2 cm’ den daha büyük taşlar (bunlar küçük taşlara oranla daha sık kolesistite yol açarlar);

(4) Sıklıkla kanserle beraber olması nedeniyle kalsifiye olmuş kese. Mamafih, asemptomatik hastaların çoğunda bu özel durumların hiçbiri yoktur. Birlikte bulunan pulmoner yada diğer sorunlar ameliyat riskini yükseltirse cerrahi girişim düşnülmelidir. Vasat bir asemptomatik hastaya kolesistektomiyi ısrarla önermek mantıklı değildir. Mevcut eğilim genç hastaları ameliyat etmek, yaşlıları zamana bırakmak şeklindedir.

Yenidoğanda hipokalsemi

Annede beslenme bozukluğu, plasental ye­tersizlik ve fetal malnütrisyon olsa bile, kalsiyu­mun materno fetal aktif transportu fetal kalsi fikasyonu normal devam ettirecek şekilde çocuk lehine çalışır. Gebelikte annede paratiroid akti vitesi ve kalsiyum emilimi artar, kalsiyumun ke­miklerden mobilizasyonu hızlanır. İntrauterin yaşam boyunca çocuk lehine çalışan kalsiyum metabolizması ve yüksek düzeyde kalsiyum sağ­lanması doğum sonu birden kesilir. Doğumu iz­leyen ilk 24 48 saat içinde kalsiyum düzeyi azal­ma gösterir, bundan sonra stabilize olur. 8 mg/ di altındaki değerler yenidoğanda hipokalsemi olarak kabul edilir.

Yenidoğanda hipokalsemi belirtileri nonspe sifiktir. Hiperirritabilite, tonus artması, konvül ziyon, siyanoz, kusma, emme güçlüğü, yüksek sesle şiddetli ağlama görülebilir. Bunlardan hiç­biri hipokalsemi için spesifik olmayıp, genellikle yüksek riskli çocukların hepsinde sık rastlanan belirtilerdir. Chvostek belirtisi hipokalsemik ço­cukların % 20 sinde görülür, ancak normal ço­cuklarda da sıklıkla görülen bir bulgudur.

Hipokalsemi şüphesinde tanı, laboratuar bul­guları ve tedaviye alman yanıt ile doğrulanma lıdır. Hipokalsemi yönünden risk altında olan tüm çocuklarda serum kalsiyum düzeyi her gün kontrol edilmeli ve düşük düzeyler saptandığın­da destekleyici tedavi uygulanmalıdır.

BÜYÜK TÜKRÜK BEZLERİ TÜMÖRLERİ Klinik Bulgular

Kesin tanı süperfisiyel parotitektomi veya total landektomi materyalinin tümü histolojik incelendikten sonra konulur. İğne aspirasyon veya insizyonel biyopsileri hem tümör hücrelerinin yayılmasına veya lokal nükse hem de tümörsüz yerden alınmış olabilecek örnek nedeniyle yanlış tanıya sebeb olabilirler.

Parotis lenf nodülü metastazlarınının baş boynun herhangi bir yerindeki tümörlerden de ortaya çıkabileceği daima hatırda tutulmalıdır.

Kalp Krizi

Bu aynı zamanda, kardiyak arreste (kalp durmasına) neden olan kalp ritmi bozukluklarına da neden olur. Tıkanıklık 3 saat içinde açılmazsa, kalbin kandan mahrum kalan kısmının %90’ı ölebilir. Kalp kasının bir kısmının ölmesi kalp krizi olarak adlandırılır. O 3 saatlik zaman dilimi esnasında kalp kası henüz ölmemiştir. Eğer kandan mahrum kalmasına neden olan tıkanıklık ortadan kaldırılabilirse zamanla normal fonksiyonunu (işlevini) yerine getirmesi tekrar sağlanabilir.

kriz

Tıkanmış bir koroner arteri açmaya çalışmada kullanıla¬bilen çeşitli teknikler vardır. Bunlar “reperfüzyon” teknikleri (“perfüzyon” kan akışı, “reperfüzyon” da kan akışının yeniden sağlanması anlamına gelir) olarak adlandırılır ve hayat kurtarabilirler.Bu nedenle, bir kalp krizinin ilk belirtileri görülür görülmez tıbbi yardım almaya çalışmak son derece önemlidir.

SEMPTOMLAR
Kalp krizinin tipik semptomları, anjinarınkilere benzer fakat daha şiddetli ve daha uzun sürelidir. Genellikle sıkıştıran ya da yanma yapan bir ağrı ya da göğsünüzün ortasında kötü (berbat) bir baskı hissedersiniz. Bu ağrı, boynunuza, çenenize, omzunuza, kolunuza ya da sırtınıza yayılabilir.

Daha nadir olarak, bir kalp krizi, daha çok hazımsızlığa benzer bir hisse neden olabilir, karnınızın üst kısmının ortasında bulantı, sızı yapan bir his duyarsınız. Büyük bir güçsüzlüğe ya da bayılmak üzereymişsiniz gibi bir hisse neden olabilir.

TANISAL TESTLER
Bir kalp krizinden şüphelenildiğinde. doktor öncelikle kan basıncınızı (tansiyonunuzu) ve kalp hızınızı ölçecek ve kalbinizin ne derece efektif çalıştığına dair bir fikir edinmek için kalbinizi ve akciğerlerinizi dinleyecektir. Kalp krizi teşhisi semptomlarınıza, fiziksel tetkikinize, elektrokardiyograma ve kalp kası enzimleriniz için yapılan kan testlerine bağlıdır.

Elektrokardiyogramlar
(EKG’ler) kalp kası hasarlarını gösterir ve kalbin bir tarafındaki tüm duvar boyunca devam eden hasarı (Q dalgası kalp krizi) ayırt edebilir. Yeni bir Q dalgası gösteren bir EKG, kalp krizinin güçlü bir kanıtıdır. Q dalgası göstermeyen bir kalp krizini gösteren bir EKG’yi yorumlamak daha zordur.

EKG, potansiyel olarak tehlikeli olan kalp ritmi bozukluklarını ve bir kalp krizi esnasında oluşabilen anormal kalp bloğunu da gösterebilir.

Kardiyak enzim testleri, kalp kası dokusu hasar gördüğünde kana boşaltılan belirli kardiyak enzimlerin varlığını belirler (saptar). Kalp hasarı tespit etmek için en sık olarak aranan iki enzim troponin ve keratin kinaz MB’dir. Troponin, bir kalp krizinden 4 saat sonra kanda saptanabilir; keratin kinaz MB 12 ila 24 saat sonra en yoğun düzeyde bulunur.

Göğüs ağrısı mevcut bulunan ve EKG’sinde Q dalgası kalp krizi görülmüş olan kişilerin kardiyak enzimlerini ölçmek, zaten kesin olan bir teşhis hakkında sadece daha fazla bilgi sağlar. EKG’de Q dalgası görülmediğinde teşhis yaparken kardiyak enzimler çok önem kazanmaktadır. Keratin kinaz MB enzimi ölçümleri aynı zamanda kalp kasının ne kadannın hasar gördüğünü belirlemede de faydalıdır çünkü daha çok hasar genellikle daha yüksek keratin kinaz MB enzimi düzeyine yol açar.

Ekokardiyogramlar bir kalp krizinde meydana gelen efektif bir şekilde pompalama yapmayan kalp duvarı parçalarını göstermekte bazen faydalıdır. Ekokardiyagramlar, kalp krizi konjestif  kalp yetmezliğine neden olduğunda, kalp krizinin kalbin genel pompalama kabiliyetini ne derece kötü etkilediğini ve kalp kapakçıklarının görevlerini doğaı şekilde yerine getirip getirmediklerini belirlemede de yaralı olabilir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Muhtemelen, daha çok hemşire ile doktorun ve durumunuzu gözlemlemek ve acil durumlara müdahale etmek için daha çok aletin bulun duğu bir yoğun bakım ünitesine (ya da kroner bakım ünitesine) yerleştirilirsiniz.
Bir kalp krizinden sonraki ilk birkaç gün, yatak istirahıtına ve tehlikeli ritimlerin oluşmadığından emin olmak için kalp atışınızın sürekli olarak gözlenmesine gerek duyabilirsiniz.

Eğer şoktaysanız ya da konjestif kalp yetmezliğiniz varsa, sürekli olarak kan basıncınızın (tansiyonunuzun) ölçülmesi için kolunuzdaki bir artere bir kat eter yerleştirilmesi gerekebilir. Ürettiğiniz idrar miktarını ölçmek için mesanenize bir kat ater ya da belki, kalbinizin ne derece etkili pompalama yaptığını ölçmek için boynunuza bir kat eter takılması gerekebilir.

Şunlara da gereksinim duyabilirsiniz:
■ Oksijen

■ İntravenöz nitrogliserin Bu ilaç, anjina ağrınızı rahatlatmak ya da hasar görmüş kalp kasına kan akışını iyileştirmek için kullanılabilir.

Heparin ve aspirin Bu kan sulandırıcı ilaçlar, hastalıklı kan damarlannda yeni kan pıhtılarının oluşumunu önlemeye yardımcı olmak için kullanılır. Tirofiban olarak adlandırılan daha yeni bir kan sulandırıcı ilaç, heparin ve aspirine eklendiğinde, daha fazla fayda sağlayabilir. Q dalgası meydana gelmeyen bir kalp krizi geçiren kişilerde, enoksaparin olarak adlandırılan yeni bir kan sulandırıcı ilaç heparinden daha iyi sonuçlar verebilir.

■ Beta blokerler Bu ilaçlar, kalp çok fazla çalışmak zorunda kalmasın diye kalp hızını yavaşlatmak ve kalp ritmi bozukluklarını önlemek için kullanılır. Kalp krizinden sonraki aylarda kalp hastalığından ölme riskini azaltırlar.

■ Anjiyo tansin dönüştürücü enzim inhibitörleri Eğer kalp krizinden sonraki ilk 36 saat içinde bu ilaçlara başlanırsa, bu ilaçlar kalbinizin daha az çalışmasına yardımcı olur ve özellikle büyük (majör) bir kalp krizi geçirdiyseniz, sonraki 30 gün içinde ölme riskinizi azaltır.

■ Trombolİtik tedavi Bir kalp krizinden sonra genellikle 4 ila 7 gün arasında hastanede kalmanız gerekir. Tam olarak ne kadar süre hastanede kalacağınız, krizin şiddetine ve herhangi bir komplikasyonun meydana gelip gelmediğine bağlıdır.

Hastanede yattığınız sürece doktorlar, kalbinizin fonksiyonunu ne derece iyi yerine getirdiğini ve başka bir kalp krizi geçirme riskinizin ne kadar olduğunu değerlendirmek için testler yaparlar. Kalbinizin kuvveti ve fonksiyonu, kalp kasının nerelerde hasar gördüğünü belirlemek için bir ekokardiyogramla ölçülebilir.

Herhangi bir anormal kalp ritmi olup olmadığını görmek için , gözlemlenirsiniz. Ayrıca, başka invaziv testler yapılmadan hastaneden çıkmanızın güvenli olup olmadığını görmek için normal efor testinden daha az yorucu olan bir efor testinden de geçirilirsiniz.Efor testi herhangi bir sorun olduğunu gösterirse ya da kalp krizinden sonra dönem dönem anjinanız olursa, sonraki adım koroner arter hastalığınızın şiddetini belirlemek için kalp odacıklarındaki ve büyük (majör) kan damarlarındaki basıncı ölçmek için kardiyak kateterizasyon yapılmasıdır.

Eğer soaın; kan akışını kayda değer bir derecede önleyen bir arterdeki stenoz (daralma) ise, daman açmak için balonlu ya da muhtemelen stentli anjiyoplasti kullanılabilir. İki ya da daha fazla damar söz konusu olduğunda ya da kalp kasının büyük bir kısmını besleyen kan tehlike altında olduğunda, bu alana kan akışını yeniden sağlamak için muhtemelen bypass ameliyatı önerilecektir.

İlaçlar da bir kalp krizinden sonra hayatta kalma olasılığınızı arttırmaya yardımcı olabilir. Bu ilaçlardan biri, başka bir kalp krizi geçirme olasılığınızı %31 oranında azaltan aspirindir, Varfarin olarak adlandırılan bir diğer güçlü kan sulandırıcı de benzer sonuçlar doğurmaktadır fakat izlenmesi zor olduğundan ve kanama yapma riskinden dolayı sıklıkla kullanılmaz (nadiren kullanılır).

Kolesterol düzeyiniz ortalamanın üzerindeyse, etkili (güçlü) kolesterol düşürücü ilaçlar  Özellikle kalbin pompalama kabiliyetinin tehlike altında olduğu vakalarda, ACE inhibitörleri gibi, beta blokerler de hayatta kalma olasılığını arttırmaktadır. Bu ilaçlar, Yüksek Kan Basıncı (Tansiyon) için Doğru İlacı Seçme bölümünde tartışılmıştır.
Bir kalp krizi geçirmişseniz, başka bir kalp krizi daha geçirme ve (vaktinden önce) ölme riskiniz daha yüksektir. Ancak, yaşantınıza ve yaşam tarzınıza dikkat ederseniz, hastaneden çıktıktan sonra iyileşme olasılığınızı büyük derecede arttırırsınız.