Epidemiyoloji

Epidemiyolojik olarak sifiliz, bulaştıran (erken), ve bulaştırmayan (geç) sifiliz olmak üzere iki kısımda incelenir. Erken sifîliz, inkübasyon, primer ve sekonder sifiliz; geç sifiliz, geç latent sifiliz ve gom, kardiovasküler, nörosifiliz gibi komplikasyonlar dönemlerini içerir. Erken sifiliz bulaşmadan sonraki 1-4 yılı kapsar. Özellikle erken dönemde olup tedavi edilmemiş gebe kadınlar hastalığı fetuse geçirirler (konjenital sifîliz).

Yanan Ayak Sendromu

Polinöropatinin teşhis ve tedavi edilmesi ile nedenlerinin belirlenmesi dokto­runuz tarafından gerçekleştirilebilir. Ancak yanma daha az ciddi bir durumdan kaynaklanıyorsa, aşağıda belirtilen evde uygulayabileceğiniz yöntemlerden fayda elde edebilirsiniz:

ayak

■ Ayaklarınızı günde iki defa 15 dakika ılık suya koyunuz.
■ Ayakta durduğunuz zamanı azaltınız.
■ Ayağınızın hareketini engellemeyen ayakkabılar giyiniz (ayakkıbalarınızın ayaklarınızın hava almasına müsaade eden bir maddeden yapıldığından emin olunuz).
■ Pamuk çoraplar giyiniz.

BRONKOLİTİASİS

Avrupa’da bu nedenle öpere edilen hastaların %10’unun tüberküloz olduğu bildirilirken hastalığın ABD’de daha çok histoplasmosis ile beraber olduğu gösterilmiştir.

Bronkolitiasis için teşhis kriterleri:

(1) Peribronşial hastalığın bronkoskobik olarak varlığı

(2) Belirgin hiler kalsifikasyon

(3) Hastanın semptomlarını açıklayabilecek başka bir akciğer hastalığının olmaması.

Diğer yönlerden sağlıklı bir hastada aniden gelişen beklenmedik bir hemoptizi belli başlı semptomlardan biridir. Kanama herhangi birşey uygulamadan kendi durur. Kanama nadiren aşırı olabilir.

Diğer semptomlar öksürük, ateş, titreme ve pürülan balgamdır. Lokalize plöretik ağrı veya lokalize whezing olabilir. Yaklaşık vakaların 1/3’ünde öksürükle taş çıkarma hikayesi vardır. Göğüs radyografisinde sürekli olarak hiler kalsifikasyon görülür. Vakaların%25’inde bronkoskopi ile bronkolitler görülürken, yaklaşık %20 hastada diğer endobronşial anormallikler görülür.

Ameliyat Sonrası Bakım

Hipoglisemi tespit edildiğinde infüze edilen glukoz miktarı derhal arttırılmalı ve insülin azaltılmalıdır. Orta derecedeki bir hipoglisemide instilin infüzyonunun tamamen kesilmesi nadiren tavsiye edilmektedir çünkü eğer düşük dozda insüline devam edilirse öglisemiye daha yumuşak bir şekilde geçilir.

Cerrahi sonrası diyabetik hasta takibinde insülin gereksinimini ayarlamak için idrar glukoz değerlerine dayanan bir “sliding scale (değişebilen değerlendirme oranı) kullanılması pek mantıklı değildir. İdrar retansiyonu, ikili işeme örneği almada başarısızlık ve glukoz ekskresyonu için böbrek eşiğindeki değişkenlikler gibi problemler idrar glukoz değerlerinin yorumlanmasını zorlaştırmaktadır; bu da insülin gereksinimlerini bu ölçümlere dayandırmayı oldukça tehlikeli yapmaktadır. Bu yüzden glukoz veya insülin veriliş hızındaki ayarlamalar mutlaka kan glukoz düzeylerine dayandırılmalıdır.Bugün artık yatak başı glukoz izlenmesi için kullanımı kolay ve oldukça kesin ve hızlı ölçümler (sonucu almak için 2-3 dakika yeterli) veren pek çok alet mevcuttur. Bir parmak-stiği (finger-stick) için bir tek damla kan yeterli olmaktadır.