İstanbul Boğaziçi’nin değeri 610 milyar TL!

İstanbul Boğaziçi’ndeki konut fiyatları yüksek değerleriyle ilgi odağı olmaya devam ediyor. Son olarak Türkiye Veri İşleme Merkezi (TUVIMER), İstanbul Boğazı’ndaki yapıların değeri ile ilgili güncel konut fiyatı rakamlarını açıkladı. Araştırmaya göre Boğaziçi’ndeki yapıların değeri 610 milyar TL.

 

Beşiktaş, Boğaziçi’nin en yüksek fiyatlı ilçesi

TUVIMER araştırmasına göre ortaya çıkan dikkat çekici rakamlar şöyle:

• Boğaziçi’nde sıralanan yapıların ortalama metrekare fiyatları 9 bin 500 TL.

• İstanbul Boğazı’nda yer alan 53 milyon 255 bin metrekarelik yapı stoğu mevcut. Bu yapıların toplam değeri ise 550 milyar TL.

• İstanbul Boğazı’nda bulunan 660 yalının toplam değeri ise 17 milyar dolar.

• Yapı stoğu ve 660 yalının değerleri toplamına göre, İstanbul Boğaziçi’nin değeri 610 milyar TL’ye ulaşıyor.

Beşiktaş, Boğaziçi’nde konut fiyatlarının en yüksek olduğu ilçelerin başında geliyor. Beşiktaş’ın Boğaz kenarındaki yapılarının ortalama metrekare fiyatı 16 bin 500 TL.

• Beşiktaş’ı 13 bin 500 TL ile Sarıyer, 9 bin TL ile Beykoz ve 8 bin 500 TL ile Üsküdar izliyor

 

“95 bin bina, 660 yalı”

TUVIMER Genel Müdürü İshak Kurtuluş Altun, araştırma sonuçlarını şöyle değerlendirdi:

“İstanbul’un Varlık Değerleri başlıklı araştırmanın üçüncü raporunda çarpıcı sonuçlar elde ettik. İlk kez 1983 Boğaz Yasası’yla sınırları çizilen Boğaziçi’nde toplamda 114 milyon 453 bin metrekare arazi bulunuyor. Bu arazinin yüzde 6’sı şehir merkezinde, yüzde 41’i öngörünümde, yüzde 12’si geri görünümde ve yüzde 41’i de kırsal kesimde kalıyor. Boğaziçi diye bilinen İstanbul’un boğaz bölgesinde ön ve arka görünümde bulunan toplam yapı alanı 53 milyon 255 bin metrekaredir. İş ve konutları içeren bu yapıların ortalama metrekare fiyatı 9 bin 500 lira. Yapı stoğu açısından Anadolu Yakası ile Avrupa Yakası arasında 7 milyon metrekarelik bir fark söz konusu. Anadolu Yakası’nda bulunan toplam yapı alanı yaklaşık 23 milyon 33 bin metrekare iken, Avrupa Yakası’nda bu rakam yaklaşık 30 milyon 222 bin metrekare.”

Altun, Anadolu Yakası’nda ortalama metrekare fiyatlarının 7 bin 500 lira olduğunu belirterek, Avrupa Yakası’nda bu rakamın 10 bin liranın üzerine çıktığını bildirdi.

Genel Müdür Altun, 95 bin binanın olduğu Boğaziçi’nde yapıların toplam değerinin 550 milyar lira olduğunu belirterek, bu rakama anıtların ve paha biçilemez yapıların dahil edilmediğini söyledi. İstanbul Boğazı’nda tespit edilen 660 yalının da rakama dahil olmadığını dile getiren Altun, boğaz kenarında 366 tanesi birinci, ikinci veya üçüncü derecede tarihi niteliğe sahip olmak üzere toplamda 660 yalı bulunduğunu aktardı. Altun, İstanbul Boğazı’nda bulunan bu 660 yalının toplam değerinin 17 milyar dolar olduğunu kaydederek, bu rakamın da ortalama 60 milyar liraya tekabül ettiğini bildirdi.

 

En değerli mahalleler Vaniköy, Bebek, Beylerbeyi

Altun, Boğaziçi’nde konutların ortalama metrekare fiyatlarının en yüksek olduğu ilçelerin başında 16 bin 500 lira ile Beşiktaş’ın geldiğini belirterek, onu 13 bin 500 lira ile Sarıyer, 9 bin lira ile Beykoz ve 8 bin 500 lira ile Üsküdar’ın izlediğini söyledi.

 

Metrekare fiyatı en yüksek mahallelerin Vaniköy, Bebek, Beylerbeyi, Rumelihisarı, Yeniköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Ortaköy, Pınar, Mirgün ve İstinye olduğunu aktaran Altun, en düşük mahallelerin ise ise Tokatköy, Ferah, Bahçelievler, Kısıklı, Çamlıbahçe ve Yavuztürk olduğunu aktardı. Altun, boğazda en değerli mahallelerde metrekare fiyatlarının 100 bin liraya kadar çıkabildiğini vurguladı.

Avrupa Yakası’nda yer alan iş yerlerinin ortalamasının Anadolu Yakası’na oranla 3 kat daha fazla olduğu dile getiren Altun, “Anadolu Yakası’nda bulunan toplam iş yerlerinin değeri 11 milyar 873 milyon lira iken, Avrupa Yakası’nın toplam iş yeri değeri 36 milyar 383 milyon lirayı buluyor.” diye konuştu.

 

 

Kaynak: http://blog.zingat.com/istanbul-bogazicinin-degeri-610-milyar-tl/

Dejeneratif Bozukluklar Kortikal Alzheimer hastalığı

Etyoloji ve patogenez bilinmemektedir; bazı vaka­lar (%5) familyaldir fakat çoğu (%95) sporadiktir.

Güncel teoriler:

• Enfeksiyoz ajanlar
• Toxinler, örn: Alüminyum
• Travmatik yaralanma

Makroskopik olarak, özellikle frontai loblarda belirgin atrofi vardır, beyin ağırlığı 1000 grama düşmüş veya daha hafiflemiş olabilir. Kortikal gri ve beyaz madde kaybı vardır.

Histolojik özellikler aşağıdaki gibidir:

• Senil plaklar, distrofik nöritlerin çevrelediği amiloid proteinin ekstrasellüler nüvesinden (10-150 mm çaplı) oluşur, en sık hipokompus, serebral korteks ve derin gri maddede olur.
• Nörofibriler ağ-yumak: Beyin nöronlarında çözün­meyen hücre-iskeleti benzeri proteinlerin anormal yumağı (tangle)
• Nöropil lifler: Bozulmuş, burkulmuş ve dilate dendritik uzantılar ve aksonlar amiloid plaklar etrafın­da bulunur.

Klinikte, bellek bozukluğu ve duygusal karmaşa mev­cuttur.

Prognoz-Yiyecek alımında bozukluk ve yürüyememe ile birlikte progresif fiziksel bozulma. Ölüm sık­lıkla pnömoni gelişimine bağlıdır.

Eller ve Parmaklar

Bir kadının ellerinin sıklıkla soğuk olması bir yang eksikliği ol­duğu anlamına gelir, tersine sıcak eller ise yang enerjisinin olduk­ça fazla olduğunu gösterir, yang enerjisi eksik olan bir kadın bu ek­sikliği muhtemelen vajinası da dahil olmak üzere bütün vücudun­da yaşar. Soğuk olmak onun uyarılabilirliğini ve vajinal büyüklü­ğünü azaltabilir. Dolayısıyla, elleri soğuk olan bir kadın, elleri sı­cak olan bir kadın kadar tutkulu olmayabilir. Fazla yin enerjisi olan bir kadının, vajinal ıslaklığının yanında vajinal genişlemesi nispe­ten daha az olabilir.

ellerin_catlaklari_yumusacik_eller

Bir Erkeğin Parmakları

Bir erkeğin parmaklarının ve başparmağının büyüklüğü onun penisinin büyüklüğü ve biçimini yansıtır. Büyüklük ve biçim tartı­şılırken, hiçbir büyüklüğün ya da hiçbir biçimin diğerinden daha iyi olmadığını unutmamak önemlidir. Önemli olan, büyüklüğün ve biçimin partnerle uyumlu olmasıdır. Cinsellikte en önemli fak­tör cinsel enerjimizin niteliğidir.

1. Bir erkeğin bütün parmakları etli, geniş ya da kalınsa, bu ka­lın bir penisin göstergesidir.
2. Bir erkeğin bütün parmakları inceyse, bu daha ince bir peni­si gösterir.
3. Uzun parmaklar, özellikle işaret parmağı, uzun bir penisi gösterir.
4. Erkekler için güzel biçimli bir başparmak kökü küçük, ucu dol­gun bir başparmaktır; bu da başı dolgun, sapı daha ince olan bir penisi gösterir. Biçimi yüzünden buna mantarımsı penis denir ve kadının maksimum vajinal uyarımı için en iyisidir.

Bir Kadının Parmakları

Bir kadının başparmağının büyüklüğü ve biçimi onun vajinasının ya da vajinal kanalının büyüklüğü ve biçimini yansıtır.

1. Ucu kalın, kökü dar bir sapı olan başparmak içi daha geniş vajina ağzı dar bir vajinal kanala karşılık gelir. Bu mantarımsı penis için çok uygun bir durumdur.
2. Tırnak kısmında ya da ucunda dolgun olmayan, ama bi­çimi boruya daha çok benzeyen bir başparmak biçimi yine bo­ruya daha çok benzeyen bir vajinayı yansıtır.
3. Kısa parmaklar kısa ve dar bir vajinal kanala karşılık gelir.

Ellere Masaj Yapılması

Ellere masaj yapmak bütün bedeni gevşetebilir. Ellerdeki noktaları uyararak cinsel enerji harekete geçirilebilir ve den­gelenebilir. Çiftler için parmakları, eldeki çizgileri ve avuç içini keşfederek birbirinin ellerine masaj yapmak oldukça erotik olabilir. Eller kişinin yalnızca kendisine özgü olan de­neyimlerini açığa vuran bir haritaya benzer.

Sevgi dolu ener­jinizi elleriniz aracılığıyla gönderin. Parmakların arasında, boğumlarında ve avuç içlerinin her yeri üzerinde çalışın. Ayrıca, partnerinizin ellerini yalamak, emmek ya da öpmek de çok uyarıcı olabilir. Bu, bütün bedende oldukça güçlü bir cinsel enerji akımı sağlar.

Dünyanın en iyi projesi Avrasya Tüneli!

Uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR (Engineering News Record) tarafından düzenlenen Global Best Projects Awards – Global En İyi Projeler Ödülleri’nin “köprü-tünel” kategorisi birincisi Avrasya Tüneli oldu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM) tarafından Kazlıçeşme-Göztepe hattında Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale edilen tünelin inşaat çalışmaları Yapı Merkezi ve SK E&C ortaklığı tarafından yapılıyor. Tünel, geçtiğimiz yıl Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) sürdürülebilirlik açısından en başarılı projelere verdiği “En İyi Çevresel ve Sosyal Uygulama Ödülü”nün de sahibi olmuştu.

 

 

Avrasya Tüneli, ENR’nin Global Best Projects Awards yarışmasının “tünel ve köprüler” kategorisinin birincisi oldu. Ödülle ilgili konuşan Yapı Merkezi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Arıoğlu, “Denizde dünyada 106 metrede yapılan başka tünel yok. Avrasya Tüneli, bu yönüyle ilktir. Biz, denizde 106 metrede araçların geçeceği tüneli yaparak dünyaya cesaret verdik. Dünyadaki meslektaşlarımız tünelin çalışmalarını yakından izledi. Bu örnekle tünel teknolojisinde yeni bir aşamaya geçildi” dedi. Ödülle ilgili konuşan Ersin Arıoğlu, tünelle ile ilgili şu bilgileri verdi;

 

Avrasya Tüneli güzergahı

Asya ile Avrupa kıtalarını deniz tabanının altından karayolu tüneliyle bağlayacak olan Avrasya Tüneli, Kazlıçeşme- Göztepe hattından geçecek.

Kaynak: http://blog.zingat.com/dunyanin-en-iyi-tunel-projesi-avrasya-tuneli/

Prognoz

Osteomiyelitin komplikasyonları: Komplikasyonlar aşağıda özetlenmiştir:

1. İnfekte odaktan gelişen;

-Yumuşak

-Septikartrit

-Multiplkemikfoküsleri-Beyin absesi

Endokardit

Kronikleşme – nüks (% 10) 2. Tedavi komplikasyonları

-İlaçların yan etkisi

Cerrahi komplikasyonlar

-Hastane infeksiyonlarıDissemine intravasküler koagülasyon

3.Patolojik kırık

5.Uzuvda büyüme bozuklukları Kronik osteomiyelitte ise :

-Nefrotik

-Epidermoid karsinoma

Tedavi uygun ise normal fonksiyonlar açısından prognoz mükemmeldir. Donuktan iyileşmiş kişilerin soğuğa maruz kalmakla diğer bir donuk yaralanmasına duyarlıkları artmıştır.

Prognoz yenidoğan dönemindeki sorunlar ile ilişkilidir. İmmatürite dışında neonatal dö­nemde önemli sorunları olmayan pretermlerin genelde prognozunun iyi olduğu bildirilmekte­dir.  Prognoz,  bebeğin  gestasyon yaşı  yanında, anne ve babasının sosyo ekonomik yapısı ve tahsil durumu ile de önemli ilişki gösterir. Tar­tısı çok küçük olan pretermler daha çok bronko pulmoner displazi, nekrotizan entero kolitis ve­ya sekonder infeksiyon gibi perinatal bir has­talığın komplikasyonları ile kaybedilmektedir. Pretermlerde büyüme geriliği, ani bebek ölü­mü (beşik ölümü), anne yenidoğan bonding fe­nomeninin iyi gelişmemiş olması gibi sorunlar, miadmdaki bebeklere kıyasla daha sıktır. Do­ğumsal anomali ve mss de zedelenme olmaması durumunda çok düşük doğum tartılı preterm bebekler, miadında doğan çocuğun fizik büyü­mesine yaklaşık 2. Yaşta ulaşırlar. Çok düşük doğum tartılı yenidoğanlarda nörolojik sekelle rin ve gelişim bozukluklarının görülme sıklığı % 10 20 arasında değişir. Bu bebeklerde sereb rai hareket bozukluğu, işitme ve görme defekt leri,  öğrenme güçlükleri gibi sekellere rastlanmaktadır. Pretermlerde, miadında doğanlara kı­yasla davranış ve kişilik sorunları daha sıktır. Bu durumu hazırlayan en önemli etkenlerden birisi olarak, preterm bebeğin bakım ünitesinde uzun süre anneden ayrı bırakılması sorumlu tutulmaktadır. Bu nedenle anne, koşullar zorla­narak bebeğin yanında bırakılmalı, bebeğin ba­kımını ve beslenmesini olabildiğince üstlenme­lidir.

Solunum yetmezliği ile birlikte olan tetanoz vakasında ölüm oranı %30-60 dır. Ölüm oranı kuluçka devrinin uzunluğu ile ters orantılı, semptomların şiddeti ile doğru orantılıdır. Tetanozun sağladığı bağışıklık devamlı değildir. Bu nedenle de tetanozdan iyileşen hastalara standart programa göre aktif immünizasyon uygulanmalıdır.

Prognoz, asfiksinin şiddeti ve süresi ile ol­duğu kadar, bebeğin matüritesi ve altta yatan serebral anomaliler ile de ilişkilidir. Apgar puanının da prognostik değeri vardır. 5. Daki­kada apgar puanı 6 veya daha düşük olanlar,

Puanı 6 10 arasında olanlara kıyasla 1 yaşında üç kez daha fazla nörolojik sekel gösterirler. Dü­şük apgar puanı devam ettikçe kalıcı beyin ha­sarı riski artmaktadır. 10. Dakikada apgar pua­nı 3 veya daha düşük olanların % 68 i yaşamın ilk yılı içinde ölmektedirler. Yaşayanların % 12.5 unda nörolojik sekel bulunur.

Çocuğun ilk 36 saatteki durumu prognozu belirler. 36. Saatte genel durumun iyileştiği, hi potoni veya hipertoninin normalleştiği vakalar

Da prognoz iyidir. Daha yavaş düzelen vakalar­da tam şifa olasılığı yaklaşık % 50 dir. Preterm lerde prognoz miadında doğanlara kıyasla kötü­dür. Konvülzif bozukluklar gösteren vakalarda da sekel olasılığı % 80 dir.

Asfiktik bir çocuk eğer yenidoğan dönemin­de sık tekrarlanan muayeneler sırasında tama­men normal bulunursa, bu dönemden sonra da nörolojik sekel veya zekâ geriliği açısından soru­nu olmayacaktır.

Semptomlar ortaya çıktıkktan sonra 2-3 gün içinde ölüm kaçınılmaz olur ve ölüm nedenleri de kalp ve solunum yetmezliği veya jeneralize paralizilerdir.

Eroin ve methamphetamine alışkanlığı olanlarda prognoz iyi değildir. Ayrıca ekstremite sakatlıkları veya tamamen kaybedilmeleri sık görülen durumlardır. Özellikle kapakçık replasmanı gerektiren infektif endokarditde de prognoz kötüdür. İlaç alışkanlığının devam etmesi nükslere ve birçok komplikasyonun ortaya çıkmasına neden olur.

Boyun travmasından sonra prognoz yaralanmanın genişliği ve içerilmiş yapılar değişir. Servikal omurilik kopması paraliziyle sonuçlanır. Boynun yumuşak dokularının, trakeanın ve özofagusun yaralanmaları eğer acilen tedavi edilirlerse iyi ila mükemmel arası bir prognoza sahiptirler. Büyük damar yaralanmaları, eğer irreverzibl şok veya nörolojik defısitin başlangıcından önce acilen tedavi edilirlerse iyi bir prognoza sahiptirler. Servikal yaralanmalar için ortalama ölüm oranı % 10′dur.

Kötü prognoz işaretleri, 42,2°C(108°F) veya daha fazla sıcaklık, 2 saatten uzun süren koma, şok,hiperkalemi ve ilk 24 saatte SGOT nin 1000 Karman ünitesi üzerinde olmasıdır. Doğru olarak teşhis edilmiş ve hızla tedaviye alınmış hastalarda ölüm oranı %10 dur. İlk birkaç gündeki ölümler genellikle beyin hasarı ile ilgilidir. Geç ölümler kanamadan veya kalp, böbrek veya karaciğer yetmezliğinden olabilir.

Vücut sıcaklığı 32.2°C (90°F) altına düşen hastalann yalnız %50’sinde survi beklenebilir. Beraberinde hastaların bulunması (yandaş hastalıklar: felç, neoplazm, myokard infarktüsü gibi) sıktır ve ölüm oranını %75′e veya daha fazlasına çıkarır. Survi ulaşılan en düşük sıcaklıkla yakından ilişki göstermez, ölüm, pnömonitis, kalp yetmezliği veya böbrek yetmezliğinden olabilir.

Tümörün lokal kontrolü büyüklüğüne ve lokalizasyonuna bağlıdır. Dil ucu kanserlerinde 5 yıllık yaşama oranının %75-80 olmasına karşılık bu oran dil kenanndakilerde %55′e ve dil sırtındakilerde %40′a düşmektedir. Lenf nodülü metastazı olmayanlarda 5 yıllık yaşama %79′ken metastaz olanlarda bu oran birden %14′e düşmektedir.

Beş yıllık yaşama oranları tümörün büyüklüğüne, lenf nodülü metastazı varlığına ve primer tedavinin zamanına bağlı olarak %40-75 arasında değiştiği bildirilmektedir.

Maxiller sinüsün alt yarısından kaynaklananlar üst yarısındakilere göre daha iyi prognoza sahiptirler. Preoperatif radyoterapi ve radikal cerrahiyle %40-45 beş yıllık tümörsüz yaşama oranına ulaşılabilmiştir.

Prognoz gestasyon yaşı ve doğum tartısı ile yakından ilişkilidir. Mortalite oranı genelde % 20 30 ise de doğum tartısı 1000 g dan küçük­lerde bu oran % 50 ye varır. Oysa 2500 g üstün­de doğan bebeklerde ölüm oranı % 5 civarında­dır. Ayrıca yenidoğan ünitesinde çalışan ekibin bilgi ve deneyimi morbiditeyi etkileyen faktör­lerdir.

Prognoz açısından kritik dönem ilk 3 gün olup bu dönem atlatıldıkdan sonra prognoz ge­nellikle iyidir. Yenidoğanların küçük bir grubun­da fibroz, kronik pulmoner hastalık ve tekrar­layan akciğer infeksiyonları görülür. Nörolojik bozukluklar hyalin membran hastalığından çok intrakranial kanama, anoksi, hipoglisemi, hiper bilirubinemi ve diğer pretermlik komplikasyon larına bağlıdır.

Mortalite oranı ateş, titreme ve genel toksisite bulunan hastalarda %10 iken, aşikar şok ve organ yetmezliği olanlarda %60 a kadar çıkar. Sonucu etkileyen faktörler, infeksiyona neden olan ajan, kan basıncı, infeksiyonun primer odağı, vücut ısısı, yaş, infeksiyonun alınma yeri (ev, hastane gibi) şeklinde sıralanabilir. Tedaviye cevap veren vakalarda septik nüks riski, vücut ısısı normal ise %20, hem vücut ısısı hem de lökosit sayısı normal ise %3, bunlara ilaveten granulositlerin oranı %13 ten az ise %0 dır. Antibiyotik tedavisininin kesilmesinden sonra orta derecede yüksek ateşi ve lökositozu bulunan hastalarda nüks şansı %60 kadardır. Bununla birlikte şüpheli vakalarda antibiyotiklere devam edilmesi, infeksiyonu maskelemesi ve morbiditeyi arttırabilmesi gibi nedenlerle kontrindikedir.