Osteomyelit Ayırıcı tanı

Sellülit

– Septik artrit

–   Romatizmal ateş-Romatoid artrit (kollajen vaskûler hastalıklar)

– Ewirıg sarkoma

– Lösemiler

– Tromboflebit

– Sickle cell’de görülen kemik infarktları

– Toksik sinovit -Travma

– Skorbüt-sifiliz

– Viral, riketsiyal, fungal ve parazitik infeksiyonlar

– Histiostozis

Patogenez Ayırıcı tanı özellikleri

Difterik krup’ta; aynı klinik bulgular vardır. Farenks muayenesinde tipik gribeyaz renkte membran görülür. Tanıda şüphe olduğunda laringoskopik inceleme yapılmalıdır. Retrofarenjial ab-sede solunum zorluğu, disfaji vardır. Hasta başını geriye doğru atar. Lateral boyun grafîsinde yumuşak doku şişliği görülebileceği gibi palpasyonda posterior farenks duvarında fluktuasyon veren kitle fark edilir. Krup bazen kızamık ile birlikte görülür. Bu durumda kızamığa ait diğer belirtilerin olması ayırıcı tanıyı sağlar.

Ayırıcı tanıda özellikle akut epiglottit’i düşünmek gerekir. Epiglottit daha. ani başlangıç gösterir ve hasta daha toksik görünümdedir. Boğuk sesin yanında, yutma güçlüğü vardır. Disfaji nedeniyle hasta tükrüğünü yutamaz ve ağzından dışarıya akıtır. Hasta genellikle oturarak öne eğilir pozisyonda durur. Yan boyun grafisinde çpiglod Ödemli görünümdedir ve subglottik bölgede daralma yoktur. Ayırıcı tanıda hava yolunda ekstrensek bası ya da intraluminal obstruksiyona neden olan tümör, hematom gibi nedenler de düşünülmelidir. Anjiyonörotik ödem de benzer tabloya neden olursa da bu hastalarda allerji öyküsünün olması ve adrenaline hızla cevap vermeleri ayırıcı tanıyı sağlar.

Spazmodik krup genellikle 1 İle 3 yaş arası çocuklarda görülür. Genellikle akşam üzeri veya gece aniden başlayan birkaç saat sürdükten sonra hafifleyen ve sık sık tekrarlama gösteren inspiratuvar stridor, havlar tarzda öksürük atakları ile karakterizedir. Atakların sık tekrarlaması ve gece ortaya çıkması ayırıcı tanıda yardımcıdır.

Zollinger-Ellison Sendromu Çeşitleri ve Tedavi Yöntemleri

Ulkus hastalığının özel bir formudur. Çoğunlukla pankreastaki bir küçük adenomdan salgılanan gastrin’in etkisiyle midenin örtücü epiteli aralıksız olarak uyarılmaktadır ve sonuçta bol ve devamlı sekresyon meydana gelmektedir. Mide sürekli surette gastrin kırbacı altında çalışmaktadır.

Hastalarda âdeta bir ulkus diyatezi söz konusudur. Ülserin tipik lokalizasyonları dışında özofagusun alt kısmında, duodenumun ekinci ve üçüncü bölümlerinde, midenin büyük kurvatüründe de ülserler bulunur. Bundan dolayıdır ki ülserlerin bilinen komplikasyonları bu sendromda daha sık görülür. Gastrin ayni zamanda mide barsak peristaltizmini de artırdığı için sık sık diyareler olur. Barsak lumeninde pH’nın 6,5 altına inmesi sonucu lipaz enzimi inaktive olduğundan yağ sindirimi de bozulur ve-steatore meydana gelir.

Pankreas ve çevresindeki organlarda bulunabilen ve gastrinoma denen adenom yarı habis bir tümördür. Metastazlar yapabilir. Metastazlarda da gastrin yapımı sürer.

Prognoz: Tedavisiz bırakılan hastalar kısa zaman sonra kaybedilir. Gitgide artan bir beslenememe hali ve kaşeksi yerleşir, aşırı diyareye bağlı su ve elektrolit kaybı sonucu böbrek yetmezliği ortaya çıkar ve ölüme neden olur. Bu hastalarda tanı çok geç konabilmekte ve o zamana kadar birçok ülser ameliyatları geçirmektedir. Trajik son, böylece hazırlanmaktadır.

Tedavi
Cerrahîdir. Adenomun çıkarılması şarttır. Mide rezeksiyonu geçici düzelme sağlarsa da hastalık sürer. Ameliyat edilemeyen vak’alarda yüksek doz simetidin (Tagamet 800, Ulkomet forte 400) veya ranitidin (Ulcuran 300, Ranidif 300 v.s.) verilmesi gerektiğini önceki sayfalarda bildirmiştik.

MİDE NÖROZU

Sinonimleri: İrritabl mide, fonksiyonel mide hastalığı.
Objektif bulgu vermeyen fonksiyonel mide yakınmaları Mide nörozu adı altında toplanmaktadır. Pratik hekimlikte pek sık rastlanan bir hastalıktır. Vejetatif  labilite gösteren kimselerde görülmektedir.

Klinik tablo: Epigastriumda dolgunluk hissi, bulantı, midede huzursuzluk, kusma, epigastrik ağrılar, mide kaynaması, şişkinlik, geğirti ve benzeri yakınmalarla hekime başvururlar.

Tanı: Hastaların nörotik tipte olmaları bu tanıyı düşündürmelidir. Ağrıların periodik olmayışı, yemeklerle ilgili bulunmayışı tipiktir. Sinir gerginliği, heyecanlar yakınmaların hemen ortaya çıkmasına neden olur. Sınav, nişanlılık veya evliliğe hazırlık safhaları ve benzeri olaylar mide nörozu belirtilerinin artmasına yol açar.

Radyolojik ve gastroskopik muayeneler normal çıkar. Radyolojik incelemede kaskad mide görünümü, hipersekresyon bulgusu karakteristiktir. Endoskopide patoloji saptanmaz, biyopsi normal sonuç verir. Tübajda daima hiperasidite bulunur.

Tedavi

Semptomatik tedavi: Mevcut semptomların tedavisi, tıpkı organik mide hastalıklarında olduğu gibidir. Yalnız hastanın bazı besinlere karşı tahammülsüzlüğü (kızarmış yağlar, koyu kahve, tatlılar, fazla yemek, şarap v.s. gibi) veya besin allerjisi (süt, çilek, fındık, ceviz v.s. gibi) bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu maddelerin alınmasından vazgeçilmesiyle hasta rahata kavuşur.

Egzersizler: Hastayı sportif çalışmalar konusunda motive etmenin büyük yararı olmaktadır. Günlük egzersizlerle başlanarak bu çalışmalar sportif anlamda ata binmeler, koşmalar, yürümeler, yüzmeler, kayak sporları şekline dönüştürülebilir. Bu sayede hastanın kendi psişik gücüne güveni artar ve sırf bu tedaviyle iyileşenler çoktur.

İlâçlı psikoterapi: Yukarki tedavi örneklerine uyum sağlaması güç olan hastalarda psikoterapötik ilâçların verilmesi gerekli hale gelir. Bizim bu konudaki deneyimlerimiz daha ziyade opipramol (İnsidon, İnsomin) ile olmuştur.

Dozaj: İlk ay günde 3 defa birer draje. Sonraki 2 ay sabah akşam birer draje. Daha sonra 1 yıl müddetle akşamları 1 draje.

MİDE KARSİNOMU

En sık antrumda lokalizedir. Tanı genellikle geç konabilmektedir. İlk yakınmalar tamamen nons-pesifiktir. Hastalık yavaş seyirli olduğundan çok defa semptomatik tedaviyle yetinilir ve zaman kaybedilir.

888888888

Klinik tablo: İştah kesilmesi, etten tiksinme, kilo kaybı, disfaji ile karsinom şüphesi uyanır. Muayenede epigastriumda kitle ele gelebilir. Geç kalınmış vak’alarda Virc-how ganglionu veya hepatomegali dikkati çeker.

Tanı: Radyolojik muayene, gastroskobik inceleme ile konur. Mide suyu hipoasit veya çoklukla anasittir. Sedimantasyon hızlanmış olabilir.

Tedavi

Tedavide önemli olan erken tanıdır. Bu suretle hastaların ameliyatla şifaya kavuşturulma şansları artar.

Cerrahî müdahale şansını yitirmiş vak’alarda kemoterapi denenebilirse de başarı şansı çok azdır.

Semptomatik tedavi: Anasiditeye bağlı iştahsızlığa karşı asit preparatı (Pansan) verilebilir.

Dozaj: Günde 3 defa yemeklerden evvel birer veya ikişer adet. Ağrılara karşı antispazmodikler (Epidosin compositum, Baralgin v.s.) verilir, ilerlemiş dönemlerde ise petidin (Dolantin) gerekli olur. Anemi semptomlarına karşı kan transfüzyonları yapılır.

POSTGASTREKTOMİ SENDROMU

Mide rezeksiyonu yapılmış hastaların % 6’sında yemeklerden sonra birdenbire boşalma görülmektedir. Bunların % 16’sında “dumping sendromu” denen tablo meydana çıkar.

Postgastrektomi sendromunu önlemek amacıyla, mide rezeksiyonu ameliyatının ilk günlerinden sonra hastalara proteinden zengin diyet, Pansan ve gerekiyorsa demirli preparatlar (Fersamal, Liferon, Ferro-Bifacton, Ferrum Hausmann, Jectofer) verilmelidir. Alkol verilmemelidir. Şekerli ve nişastalı yiyecekleri, ancak az miktarda vermek doğru olur. Fazla şekerli yiyeceklerden kaçınmalıdır. Bazı vak’alarda B12 vitamini gerekebilir.

Dumping sendromu: Gastrektomize hastaların yaklaşık % 16’sında (bazı yazarlara göre % 40’ında) görülmektedir. Dumping’li hastalarda yemekten sonra bir halsizlik, terleme, solukluk, taşikardi, bulantı, kusma ve diyare hali ortaya çıkar. Latens zamanı kısadır ve çoğunlukla bu belirtiler yemekten 15-20 dakika (bazen da 60 dakika) sonra başlar.

Tedavi

Günde 6 öğün besin almakla ve yiyecek listesini proteinden zengin, fakat karbonhidrattan fakir şekilde düzenlemekle, dumping sendromu belirtilerini geçirmek çoğunlukla kolay olmaktadır.

Şekerli solüsyonlar, kompostolar, bal, reçel, helva, hamur tatlıları, ayrıca buzlu veya çok sıcak içecekler (özellikle şekerli süt) kesin olarak yasaklanmalıdır. Yemeklerde su içilmesine izin verilmez. Böyle hastalar ancak yemekler dışındaki entervallerde su içebilirler. Yemeklerden sonra hastaların yarım saat kadar süreyle yatarak dinlenmeleri de çok yararlıdır. Sırf bu önlemlerle nöbetler karşılanabilir. Gerekiyorsa antispazmodik ilâçlar ve trankilizanlar verilir.

Geç sendrom: Gastrektomize kimselerde yemeklerden 2-4 saat sonra ortaya çıkan dumping sendromu nöbetlerine “geç sendrom” deniyor. Burada söz konusu olan tipik bir postalimanter hipoglisemidir. Yemeklerden 2 saat sonra yeniden hafif bir kahvaltı alınmasıyla önlenir.

Spesifik olmayan immünite

Job sendromunda görülen fagosit defektleri gibi bozukluklar nadir olmakla beraber görüldüğünde sonuçlar kötüdür. Bu sendromu gösteren çocuklarda kronik granulomatöz hastalığa bağlı olarak mikroorganizmaların fagositler içinde öldürülme işleminde bir defekt ortaya çıkmaktadır. Bu çocuklar, gerekli antibiyotik desteği verilmediği takdirde, infant ve çocukluk çağı devresinde çok defa mültipl abseler nedeni ile ölürler.

KIRLANGIÇOTU

Chelidonium majus L. (Papaveraceae) türünün kurutulmuş çiçekli dallarıdır. Bu tür 30-70 cm yükseklikte, sarı çiçekli, çok senelik ve otsu bir bitkidir. Avrupa ve Kuzey Anadoluda, gölgelik ve rutubetli yerlerde, yetişir. San renkli bir sütü vardır.

Dış görünüşü: Yapraklı ve çiçekli dallardan ibarettir. Çiçekler küçük, petaller 4 adet ve sarı renkli, yapraklar parçalı, parçaların kenarları loblu. Meyva 3-4 cm uzunluk ve 2-3 mm çapta bir kapsüldür.

. Bileşim: Alkaloitler (kelidonin ve türevleri % 0.31) taşımaktadır (3). ….

Etki ve kullanılış: Toprak üstü kısmı ve usaresi idrar ve safra arttırıcı, müshil, yatıştırıcı ve uyutu-

]- Uzluk, F.N.: Die Monographie iiber die Chinarinde von Ali Münschi aus Bursa – Açta Medica Turcica (Ankara Üniv. Tıp Fak. Mecm)7: 67(1955).

2 – Scpul, A.: Sur le sulfate de quinİnc eî les quinquinas – Gazerte Medicale d’Orient 10: 28 (1866).

3  – Gürgen, A.R.: Türkiye zehirli nebatlarının en ehemmiyetlileri üzerinde kimyevi araştırmalar – Ankara Y. Zir. Enst,

Çalışmalar sayı 13£, Ankara (1943).

cu etkilere sahiptir. Göz hastalıklarına karşı da kullanılmaktadır. Yüksek miktarları zehirlidir. Hayvanlarda, ölümle sonuçlanan, zehirlenmeler yapar. Taze sütü, haricen siğillere karşı kullanılır (Trabzon).

Bu bitkinin antitumor etkisi incelenmelidir.

Kullanılış şekli: înfusyon veya dekoksiyon (% 1-3) dahilen yemeklerden önce bir bardak, haricen göz banyosu. Taze bitkiden elde edilen süt, günde 2-3 defa siğiller üzerine sürülür.

(Bolu), Trabzon:

Basit bir kırmız formülü şöyledir: Bir litrelik bir cam kavanoz içine aşağıdaki maddeler konulur.