Operasyon

Tümör veya tümörler travmatize edilmeden çıkarılmalıdır, bezlerin rengi onları çevreleyen trioid, timus, lenf nodülü ve yağ dokusundan ayırmada yardımcıdır. Operasyonda paratiroid tümvrlerinin lokalizasyonu için 2 yardımcı manevra inferior tiroid arterin bir dalını izlemek ve nazikçe palpasyon yapmaktır. Her ne kadar 4 den az veya çok bulunabilirse de 4 paratiroid glandı tespit edilmeye çalışılmalıdır.

Eğer muhtemelen paratiroid adenomu bulunursa çıkarılır ve teşhis frozen section ile teyit edilir. Normal paratiroid bezini çıkarmak akıllıca gözükmemektedir, bunun yararlı etkisi yoktur ve hiperfonksiyon yapan dokunun tümünün çıkarılmasından sonra normal fonksiyon sağlamak için beze ihtiyaç duyulur. Eğer iki adenom bulunmuşsa her ikisi çıkarılır.

Operasyonda normal paratiroid glandının bulunması paratiroid hiperplazisinden çok bir adenomu gösterir, hiperplazi tüm paratiroid bezlerini içerir. Normal paratiroid dokusunun bası altında kalmış bir kenarı da adenomayı düşündürür. Tüm paratiroid bezlerinde hiperplazi varsa bir tanesi dışında diğerleri çıkarılır, kalan bez subtotal extirpe edilir. Timus çıkarılmalı veya dikkatlice palpe edilmelidir çünkü vakaların %15 inde beşinci bir paratiroid glandı bulunur.

Eğer eksplorasyonda paratiroid tümörü gözlenememişse yalnızca bir tane paratiroid glandı bulunan tarafta parsiyel tiroidektomi veya tiroid lobektomi, timektomi yapılır, tümörler tiroid içinde veya timus içinde bulunabilir. Eğer tiroid nodülleri varsa nodüler goitre gibi tedavi edilmelidir. San Francisco California Medical Center Üniversitesinde hiperparatirodizmli hastalarda diferansiye tiroid karsinoma insidans %7 dir.

Mediastinumun eksplorasyonu vakaların sadece %l-2 sinde gereklidir. Eğer servikal eksplorasyon yeterli değilse veya lokalizasyon çalışmaları mediastinal tümörü düşündürüyorsa ilk operasyondan sonra hastanın iyileşmesine izin verilmeli ve hasta 6-8 hafta içinde mediastinal eksplorasyon için geri gelmelidir.

D.Postoperatif Bakım: Hiperplazik bezlerin veya paratiroid adenomunun çıkarılmasını takiben serum kalsiyum konsantrasyonu 24-48 saat içinde normale veya normalin altına düşer. İskelet kemiklerindeki ciddi boşalma (aç kemikler) uzun süre devam eden hiperparatiroidizm veya yüksek kalsiyum seviyesi bulunan hastalarda parestezi, karpopedal spazm veya felç bile gelişebilir. Eğer semptomlar orta şiddette ise ve serum kalsiyumu yavaşça düşüyorsa kalsiyum klor vermek faydalıdır, doku nekrozuna neden olduğu için ven dışına infiltrasyondan kaçınılmalıdır. Eğer cevap hızlı değilse magnezyum da verilmelidir.

ÜZERLİK TOHUMU

Peganum harmala L. (Zygophyllaceae) türünün olgun tohumlarıdır. Bu tür 70 cm kadar yükselebilen, tüysüz, parçalı yapraklı, beyaz çiçekli, çok yıllık ve çalı görünüşünde bir bitkidir (Resim: 68). Orta Anadoluda geniş alanlar kaplar (3).

Dış görünüş: Meyva bir nohut büyüklüğünde ve çok tohumlu. Tohumlar 3-3.5 mm uzunlukta, hafifçe kanatlı, piramit biçiminde, üzeri pürtüklü ve kırmızımtırak esmer renkli, kokusuz ve hafif acı lezzetlidir.

Bileşim: Sabit yağ ve % 4-7 oranında alkaloit (harmin, harmalin, harmol ve diğerleri) taşımaktadır (4).

Etki ve kullanılış: Tohum ve kök kurt düşürücü, adet söktürücü, uyuşturucu, terletici ve yatıştırıcı etkilere sahiptir. Dahilen infusyon (% 2-5) halinde alınır.

Urfa bölgesinde tohumlar, kavrulduktan sonra, dahilen basura karşı kullanılmaktadır.

Meyvalannın, sıra ile ipe dizilmesi ile, değişik şekilli nazarlıklar yapılır (Resim: 67). Bu nazarlıklar Orta Anadoluda pek çok köy evinde bulunur (5).

Tohumları nazara uğradığı sanılan kişilerin tütsülenmesinde kullanılan drogların başında gelir. Şahsı tütsülemek için bir miktar üzerlik tohumu ateşe atılır, nazara uğramış olduğundan korkulan kimse, başını, ayaklarını ve kollarını, meydana gelen dumana tutar. Küçük çocuklar annelerinin kollarında dumandan geçirilerek tütsülenir.

Tohumlardan Cezayirde “Türkiye kırmızısı” ismi verilen ve kumaş boyamakta, haslığı nedeniyle çok değerli olan, kırmızı renkli bir boyar madde elde edilir (6).

Diğer isimler: Yabani sedefotu.

uzum

(Fructus Vitis mınuta,

Kuru üzüm şekerler, organik asitler ve tanen taşımaktadır.

Tedavide kullanılan kuru üzümler iki cinse ay-

nlmaktadır.

Yazıcı, Z. ve Akcasu, A.: Sorbus domestica L. bitkisinin yapraklanma içerdiği aktif maddelerin tavşan ve farelerde kan

şekeri düzeyine etkileri – IV. Bitkisel İlâç Hammaddeleri Toplantısı, bildiriler 133, Eskişehir (1983).

Gökşin, A.: Türkiye’de doğal olarak yetişen Üvez {Sorbus L.) taksonlannın yayılışları ile önemli bazı morfolojik ve

anatomik Özellikleri üzerinde araştırmalar – Ormancılık Araştırma Enst. Yay. No. 120, Ankara (1982).

Elgin, N.: Les caracteres morphologiques et anatomiques du Peganum harmaîa L. – İstanbul Üniv. Fen Fak. Mecm. seri B

15:333(1950).

Kutlu, H. ve Amal, H.: Türkiyede yetişen Peganum harmaİa L. üzerinde kimyasal araştırmalar ; İstanbul Üniv. Ecz. Fak.

Mecm. 3: 133(1967).

Emeksiz, A.: Kültürümüzde üzerlik-İstanbul Üniv. Edebiyat Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Derg. 28:229 (1998).

1  – Büyük kuru üzüm (Uva Passa majör),

2 – Küçük kuru üzüm (Uva Passa minör).

Tedavide taze üzüm de kullanılmaktadır, Genellikle taze üzümün sıkılması ile elde edilen usareler koy ulaştırılarak kuvvet verici ve gıda olarak kullanılır.

Üzümün sıkılması ile elde edilen usareye “Şıra”, bunun ısıtılarak koy ulaştırılması ile elde edilen şekle “Pekmez”, bunun da kesifleştirilmesi ve renginin açılması ile “Bulama” elde edilmektedir.

YALANCI SİNAMEKİ

Colutea arborescens L. (Leguminosae) türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Bu tür sarı çiçekli, 5 m

kadar yükselebilen, tek tüysü yapraklı ve çalı tipinde bir bitkidir. Yapraklar 3-5 çift yaprakçıklı. Meyva şişkin, kısa saplı, zarımsı ve sivri uçludur. Orta ve Güney Avrupada yaygm bir bitkidir. Türkiyede bulunduğu şüphelidir. Bir varyetesi (var. melanot-richa Freyn et Sint.) (Syn: C. cilicica Boiss. et. Bal.) Anadoluda yaygındır. Bu varyete çiçeklerinde korolla’nın 20-22 mm boyunda ve kanatçıkların daima kayıkçıktan uzun olması ile C. arborescens L. türünden aynhr.

Yapraklar müshü etkiye sahiptir. İnfusyon (% 3-10) halinde kullanılır. Tadı iyi olmadığından infusyonun içilmesi zordur. Avrupa sinameki yaprağının tağşişinde kullanılır. Tohumları zehirli ve kusturucu bir etkiye sahiptir.

Diğer isimler: Patîuk.

Retroperitoeal Tümörler

Retroperitoneal sarkomlarda tümörün tamamının ve invaze ettiği dokulann blok halinde rezeksiyonu cerrahi tedavide esas olmalıdır. Olgulann yarısından çoğunda akciğer, kemik, karaciğere hematojen yayılma gözlenir. Olguların %50’sinden fazlasında görülen yüksek rekürens oranından dolayı, palyatif rezeksiyon yapılsa dahi postoperatif dönemde radyoterapi denenmelidir.

Radyoterapi ve kemoterapinin etkinliğini artırmak için tam olarak cerrahi eksizyon yapılamayacak olgularda da mümkün olan ençok tümör kitlesi eksizyonu yapılmalıdır, Doxorubicin en çok kullanılan ilaç olmasına rağmen sonuçlar pek yüz güldürücü değildir. Rezeksiyonun tam yapıldığı olguların 5 yıl yaşam şanslarının %10’dan %40’a yükseldiği bildirilmemektedir.

KESTANE YAPRAĞI

Castanea sativa Miller (Syn: C. vulgaris Lam.) (Fagaceae) türünün gölgede kurutulmuş yaprağıdır. Bu tür 25-30 m kadar boylanabilen, basit yapraklı bir ağaçtır. Kuzey Anadolunun dağ ormanlarında bulunur ve meyvası için yetiştirilir (Bursa). Tedavi alanında yaprak ve dal kabukları kullanılmaktadır.

Yaprak ve kabukta gallik tanen (kabukta % 7-8) bulunmaktadır.

Yaprak ve kabuktan hazırlanan infusyon (% 5) kabız ve tansiyon düşürücü olarak, günde 2-3 bardak, içilir.

Meyvalan gıda olarak kullanılır. Yabani ağaçlardan elde edilen meyvalar küçük olup “Kuzu kestanesi” ismini alır. Bu meyvalar, ipe dizilerek, Kuzey Anadolu kasabalarının pazarlarında satılmaktadır.

Kestane adı muhtemelen Kastamonu şehrinin isminden gelmektedir (1).