Radyoaktivite

Nükleer tıpta tanı ve tedavi için kullanılan radyoizotopların oluşturduğu irradiasyonun hasta tarafından absorpsiyonu farklı biçimlerde olur. Eğer radyoizotop diagnostik amaçlarla kullanılıyor ise oluşan radyasyon hasta tarafından çok az oranda absorbe edilecek, daha büyük bir bölümü ise hasta dışındaki dedektörlere (algılayıcı) ulaşacaktır. Oysa tedavi için kullanılan bir radyoizotopun yayımladığı radyasyon büyük ölçüde hasta tarafından absorbe edilecek ve ancak az bir bölümü dış ortama yayılacaktır.

Tiroit “uptake” testi, radyoizotop renogram ve organ görüntülemeleri gibi diagnostik çalışmalar genellikle gamma ışınları kullanılarak uygulanır. Bunlar kitlesi ve elektriksel yükü olmayan elektromagnetik ışınlardır ve bu nedenle de dokularda hemen hiç absorbe olmadan geçerler. Gamma radyasyonu eksternal dedektörlerle saptanır ve ölçülürler.

Nükleer tıpta tedavi amacı ile kullanılan başlıca ışınlar beta partikülleridir. Bu ışınların kitleleri ve elektrik yükleri olması nedeni ile kaynaktan çıktıktan sonra 1 mm uzunluğunda bir trase çizmeden tüm enerjilerini yitirirler.

Nükleer Tıpta Kullanılan Cihazlar: Radyoizotopik görüntülemede kullanılan temel araç sintilasyon kamerasıdır. Birbirine parelel delikleri olan kurşun bir kollimatör (daraltıcı) aracılığı ile hastadan dikey yönde yayılan gamma ışınlarının tümü absorbe edilir. Bu ışınların kullanılmasında sodyum iodid kristalleri kullanılır. Bu kristal üzerine düşen gamma ışınları ışığa dönüştürülür. Bu ışığın şiddeti dedektör üzerine düşen gamma ışınının şiddeti ile orantılıdır. Bu kristallerle bağlantılı bir elektron tüpü bulunur. Bu tüp tüm enerji değerlerini saptayabilme yeteneğinde olmasına karşın, imajın oluşması için seçilmiş belli bir enerji düzeyinin altında olan tüm radyasyonu ekarte eder. özellikle saçılım ile oluşan tüm düşük enerjili ışınları bu tüp aracılığı ile ekarte edilir. Tüp daha sonra bu bilgiyi ya bir fotoğraf plağına kaydeder ya da bir bilgisayarın magnetik bantına vererek değerlendirir. Bilgisayar bu enformasyonu bir imaja dönüştürebileceği gibi belli analiz-lerlerde de (data analysing) kullanır.

Sabit dedektorleri olan sintilasyon kamerası gibi yöntemlerle zamanda kalp hareketleri ve kan akım gibi dinamik olaylan da incelemek olasıdır. Hareketli sintilasyon kamerası ile, kemik taramalarında olduğu gibi, tüm vücudu tek bir fotoğraf plağı üzerinde görüntülemek mümkündür. Sintilasyon kamerasının dedektörlerini hasta etrafında döndürmek sureti ile ve bilgisayardan yararlanılarak aksiaî ve diğer düzlemlerde tomografik görüntüler elde edilebilir. Bu yöntem “Tek Toton Emisyon Bilgisayarlı Tomografisi” (SPECT) olarak bilinir.

Diğer radyoizotopik yöntemler de özel amaçlarla kullanılabilir. Örneğin doğru tarayıcıların hasta boyunca hareket ettirilmesi ile belli radyoaktif maddelerin aktivasyon dağılımları saptanabilir

Elektrokardiyografi (EKG)

Doktorunuz, grafikteki anormal elektrik akımlarını inceler. Bir EKG, kalpte yeni veya önceden oluşmuş bir hasarı (örneğin, kalp krizinden kaynaklanmış bir hasar), anormal kalp ritimlerini, kalp kası duvarındaki kalınlaşma veya incel­meyi, kalbi çevreleyen dokuda (perikardiyum) iltihaplanmayı ve diğer pek çok sorunu tespit edebilir.

EKG çektirmek acı vermez. İstirahat EKG’si denen bir kayıt, siz muayene masasında hareketsiz yatarken yapılır. Egzersiz EKG’si, siz fiziksel olarak efor sarf ederken çekilir.

ElektrokardiyografiGöğsünüzde, kollarınızda ve bacaklarınızda belli bölge­lere elektrotlar – küçük, yuvarlak, metal plaklar – yerleştirilir. Elekt­rotlar vücuda, vakum cihaz­ları veya yapışkanlar vasıtasıyla yapıştırılır; bunlar, cildinize hasar vermez ve vücudunuza elektrik iletmezler.

Elektrotlar, kalbinizin ürettiği elektrik sinyallerini tespit ederek, bu bilgiyi kablolar vasıtasıyla bir kayıt cihazına gönderirler. Kayıt cihazı, uzun bir kağıt üzerinde, kalp atışlarından alınan elektrik sinyallerinin bir grafiğini oluşturur.

Hormon Enjeksiyonu

Hormon enjeksiyonları, yu­murtlama olasılığını düşürür ve serviks mukusunun (rahim ağzından gelen akıntının) kıvamını yoğunlaştırarak spermin, yumur­tayı döllediği yer olan rahime ve fallop tüplerine (döl yatağı borusuna) ulaşmasını engeller.

Enjeksiyonlar, ayrıca, endometriumu (ç. n. rahimin iç kısmını döşeyen zar tabakasını) incelterek, döllenmiş bir yumurtanın rahime yerleşme olasılığını düşürür. Hor­mon enjeksiyonlarının en yaygın yan etkisi, düzensiz kanama ve yaklaşık 1 yıl sonra adetten kesil­medir. Diğer yan etkilerinin arasın­da, kilo alımı da vardır.

Follikülit Fronkül ( Çıban ) ve Karbonküller

Follikülde bakteri ve ölü hücre­lerle birleşen akyuvar hücreleri irin (pü) oluşturur. Sonuç olarak da ortaya bir çıban (ya da fronkül) çıkar. Çıban sert ve büyük olduğunda ya da birçok çıban birleştiğinde buna karbonkül adı verilir.İrinin (pünün) deri altına yayıl­dığı nadir durumlar haricinde, çıbanlar ya da karbonküller büyük riskler oluşturmazlar. Follikülitin neden olduğu çıbanlar ya da karbonküller genellikle kalçalar, uyluklar, kasık, baş, koltuk altlan ve yüzde oluşur.

SEMPTOMLAR
Ciltte önce kırmızı, ateşli, dokun­maya hassas bir şişkinlik belirir Bir gün içinde bakteriler ürer, şişkinlik genişler ve içindekiler deri içinde sıkıştığı için acı verir. Çıbanın çevresindeki lenf bezleri şişebilir. Genellikle, çıban başverir ve patlar. Bu da irinin (pünün) boşalmasını ve derinin iyileşmesini sağlar. Daha nadir olarak, çıban kendi kendine deri altında yok olur ve acı kaybolur.Şeker hastalığı (diabetes mellitus) gibi gibi hastalıklar ya da bağışıklık sisteminizin normalden daha zayıf olmasına neden olan sağlık durumları vücudunuzda çıbanların nüksetme (yineleme) riskini arttırır. Kronik­leşmiş bir sorununuz varsa, dokto­runuza danışınız.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Asla çıbanı sıkmayınız ya da kendiniz patlamayınız. Bu, daha şiddetli bir enfeksiyona ya da enfeksiyonun yayılma­sına neden olabilir. Çıban ya da karbonkülün daha çabuk başver-mesini sağlamak için enfekte olmuş bölgeyi yıkayınız ve bu bölgeye her 2-3 saatte bir ılık, nemli kompres yapınız. Her bir uygulama için sıcak suya batınlmış temiz bir bez kullanınız.Çıbanın 3 hafta içinde kendi kendine geçmesi gerekir. Eğer geçmezse, ya da şiddetliyse, doktorunuza danışınız. Dokto­runuz çıbanı yarıp boşalta­bilir. Ayrıca, özellikle nükseden (yineleyen) bir sorununuz varsa, antibiyotik yazabilir.

Erkekler, tıraş olurken enfek­siyon kapabilecek küçük kesiklere sebebiyet verebilirler. Bu tür follikülitlerin iyileşmesine yardımcı olmak için, tıraş bıçağı bakterilerin bir bölgeden başka bir bölgeye bulaş­masına neden olabileceğinden, birkaç gün tıraş olmaktan kaçınınız.Bazı bireylerin burunlannda kronik stafilokok enfeksiyonlan görülebilir. Bu da, yüz ve boyunda daha sık çıban ya da follikütile neden olabilir. Bunu önlemenin yollarından biri, burnun içine mupirosin olarak adlandınlan antibi­yotik bir merhem sürmektir (bu bazen yanma hissi uyandırabilir).