İdrar Tahlilleri

Çeşitli kimyasalların idrarda bulunan düşük ya da yüksek seviyelerini ölçmek, vücudunuzun işleyişi üzerine pek çok şeyi açığa çıkarabilir.

Test numunesi, bir kutuya idrar bırakmak suretiyle kolayca alınır. Bazı idrar testleri, doktor muayenehanelerinde, kimyasal maddeyle işlenmiş kağıtlar kulla­nılarak yapılır. Diğerleri, laboratuvarda uygulanır.

BETA İNSAN KORYONİK GONADOT-ROPİN (BETA HUMAN CHORİONİC GONADOTROPİN -BETA HCG)

Beta hCG, döllenmiş bir yumurta rahime yerleştikten hemen sonra üretilen bir hormondur. Beta hCG, bir kadının hem kanında hem de idrarında tespit edilebilir. İdrar testi, doktor muayenehanesinde ve ayrıca evde uygulanabilecek test kitlerinde kullanılır.

KAN

Normalde, idrarda kan bulunmaz. İdrarda kan arama testi, genellikle tam idrar tahlili dahilinde yapılır. İdrarda kana rastlanması, böbrek­lerde taş olduğuna, idrar yolu enfeksiyonuna, idrar yolu tümör­lerine veya diğer sorunlara işaret edebilir.

KALSİYUM

Kalsiyum, vücuttaki bazı metabolik işlevlerin yürütülmesinde önemlidir. Paratiroid bezlerindeki bozukluklar da dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklarda anormal seviyelerde buluna­bilir. Yüksek seviyelere, genellikle kalsiyum içeren böbrek taşları olan kişilerde rastlanır.

KASTLAR

Kastlar, böbrek kanallarında oluşan ve idrar yoluyla atılan, tüp şeklindeki madde veya hücre kümeleridir. Bazı kast türleri (akyuvar kastları gibi), hastalık habercisi iken, diğerleri normaldir.

KATEKOLAMİNLER

KREATİNİN

GLİKOZ

Diyabette olduğu gibi, kandaki glikoz (kan şekeri) seviyeleri yüksek olduğunda, idrarda glikoz bulunur. İdrar üzerinde yapılan şeker testleri, diyabet olup olmadı­ğına bakmanın ve diyabetin ne kadar kontrol altında tutulabildiğinin anlaşılması için, kolay bir yöntemdir.

HİDROKSİİNDOLASETİK ASİT (5-HIAA)

-HIAA, vücudun metabolik işlem­lerinin normal bir yan ürünüdür. Karsinoid hücre tümörü olan kişilerin idrarında, yüksek seviye­lerde bulunabilir. Nadir rastlanan bu tümörler, hem kanda hem de idrarda, 5-HIAA seviyelerinin yükselmesine sebep olur.

LÖKOSİT ESTERAZ

Bu enzim, bazı akyuvarlarda bulunur. İdrarda saptandığında, idrarda, bakteriyel bir enfeksi­yondan kaynaklanmış olabilecek iltihaplanmaya bağlı akyuvarlar olduğunu gösterir.

METANEFRİNLER

Metanefrinler, feokromositoma tümörü olan kişilerde yüksek seviyelerde bulunabilir

NİTRİTLER

İdrar yolu enfeksiyonlarına yol açan bakteriler, idrarda nitrit denen maddelerin görülmesine sebep olurlar. İdrarda yüksek seviyede nitrit bulunması, idrar yolu enfeksiyonunun habercisi olabilir.

PROTEİN

İdrarda genellikle protein bulunmaz, çünkü proteinler normalde kanın içerisinde kalan ve idrara geçmeyen büyük moleküllerdir. Böbreklerin süzme sistemi hasar gördüyse, proteinler idrara karışabilir ve idrarda tespit edilebilirler.

ALYUVARLAR

Normalde, idrarda alyuvar bulunmaz ve saptandığı takdirde, idrar yollarında, enfeksiyon, tümör veya börek iltihabı gibi anormal­likler olduğuna işaret edebilir.

ÖZGÜL AĞIRLIK

Bu testte, idrardaki partiküllerin yoğunluğu ölçülür ve test, kişinin yeterince su alıp almadığını ve böbreklerin, vücuttaki sıvı denge­sini ayarlamada ne kadar iyi çalış­tığım anlamak için yapılır.

ÜRİK ASİT

Ürik asit, DNA genetik maddesinin bir bileşenidir. Anormal derecede fazla bulunması, gut, böbrek yetmezliği ve diğer hastalıklann habercisi olabilir. Ürik asit içeren böbrek taşı olan kişilerin idrarındaki ürik asit seviyesi, genellikle yüksektir.

AKYUVARLAR

İdrarda akyuvarlara rastlan­ması, genellikle böbreklerde veya mesanede bir enfeksiyon olabile­ceğine işaret eder.

Mikrobiyoloji Testleri

KÜLTÜR TETKİKLERİ

Kültür tetkikleri, bakteri gibi, hastalığa yol açan mikroorga­nizmaları belirlemek için kulla­nılır. Kültür tetkiki yapmak için, bir pamuklu çubuk veya benzer bir alet vasıtasıyla, boğaz veya vajina gibi bölgelerden enfek­siyon bulaşmış olma ihtimali olan malzeme toplanır. Numune, bir laboratuvara yollanır ve burada, besleyici bir jelin veya sıvının üzerine bırakılır veya içine yerleş­tirilir. Farklı bakteriler farklı besle­yici jellerin içinde büyür.

Besleyici jelin üzerinde birkaç tane gözle görülemeyen bakteri ürediğinde, bunlar gözle görüle­bilen, milyonlarca bakteriden oluşan koloniler oluştururlar. Bu bakteri kolonileri daha sonra, ne tür bakteriler olduklarını belir­lemek amacıyla, kimyasal tekniklerle ve mikroskopik inceleme yoluyla test edilebilir. Kültürlerin, gelişmeleri ve analiz edilmeleri bir veya birkaç gün sürebilir.

BOYAMA

Bir enfeksiyona yol açan bakteri­lerin türünü belirlemenin önemli bir yolu, bakterinin hücre duvarını boyamaktır. En yaygın olarak kullanılan boya, bazı bakteri­lerin rengini menekşe mavisine (gram-pozitif bakteriler), bazılarınınkiniyse pembeye (gram-negatif bakteriler) döndüren, Gram boyasıdır.
Boya, bir bakterinin şeklinin yanı sıra, mevcut bakterinin türünü anlamaya da yardımcı olur. Boyama sonuçları, birkaç dakika içerisinde alınabilir.

ANTİBAKTERİYEL DUYARLILIK

Hastalığa yol açan bakteri, laboratuvarda tanımlandıktan sonra, onu öldürmede hangi antibiyo­tiğin etkili olacağını anlamak için, bir antibakteriyel duyarlılık testine tabi tutulabilir.

En yaygın yöntem, her biri farklı antibiyotikler uygulanmış birkaç kağıt diski, bakterilerin gelişmekte olduğu besleyici jelin üzerine yerleştirmektir. Bakteri­lerin her bir diskin yakınında geliş­meme dereceleri, bakterilerin her bir antibiyotiğe ne kadar duyarlı olduklarını gösterir.

MİKROSKOPİK GÖZLEM

Hastalığa yol açan birçok mikro­organizma, özel boyalar kulla­nılarak veya boya kullanımına gerek kalmadan mikroskop altında tanımlanabilir. Bazıları, örneğin virüsler, bir doktor muayenehane­sinde bulunan ışık mikroskopunda görülemeyecek kadar küçüktürler, ancak çok daha güçlü elektron mikroskoplarında görülebilirler.

Laboratuvar teknisyenleri, kan, balgam, idrar, dışkı, cerahat ve diğer salgıların numunele­rini inceleyerek, birçok bakteri, mantar, protozoa ve kurtçukları belirleyebilirler.

Vücuda, yabancı, enfeksiyöz bir ajan veya madde (örneğin, polen gibi bir alerjen) girdi­ğinde, bağışıklık sistemi, ajan veya maddenin, antijen adı verilen kısımlarını yabancı olarak tanımlar ve bu davetsiz misafire yapışıp, onu yok etmek üzere özel olarak tasarlanmış olan antikorlar üretir. Bu antikorların tespitinde kulla­nılan bir kan testi ile, vücuda giren yabancı, enfeksiyöz ajanın veya maddenin türü anlaşılabilir.

ANTİJENLER

Bir antijen, bağışıklık sistemi tarafından tanınabilen doğal veya yabancı bir ajan veya maddenin bir parçasıdır. Eğer madde yabancıysa, varlığı, bağışıklık sistemini ona saldırmaya iter. Bazı durumlarda, antijen testleri, antikor testlerinden daha doğru bir teşhiste bulunmayı sağlayabilirler. En yaygın olarak, hepatit B ve Lejyoner hastalığı gibi, belli enfeksiyöz ajanları tespit etmede kullanılırlar.

NÜKLEİK ASİTLER

Vücuttaki her hücre ve her tür enfeksiyöz ajan (prionlar hariç) nükleik asitler içerir. Bir enfek­siyöz ajanın nükleik asitleri, ajanı tanımlayan bir parmak izi gibidir.

Nükleik asitlerin türünü ve miktarını ölçen testler, bulaşıcı hastalıkların teşhisinde ve tedavinin etkilerini izlemede gittikçe daha fazla kullanılmaya başlamıştır.

Nükleik asit için en yaygın olarak kullanılan teste, Polimeraz Zincir Reaksiyonu (Polymerase Chain Reaction – PCR) adı verilir. İnsan dokularındaki, örneğin bir virüsten gelen, çok küçük miktar­daki nükleik asiti saptayabilir. Deyim yerindeyse, samanlıktaki iğneyi bulabilir. Teknikte, nükleik asit bulunur ve sonra çoğaltılır. Miktar çoğaltıldığında, nükleik asitin yapısı belirlenebilir.

Nükleik asit testi, ayrıca, kansere yol açan genler gibi, insanlarda olağan dışı nükleik asitleri saptamada da kullanıla­bilir. Bu teknik, kanserin vücudun çeşitli bölgelerine yayılıp yayılmadığını belirlemede, doğruluk oranını hızla artırmaktadır. Bu sürece, kanser evreleme denir ve tedavi seçeneklerinin çoğaltıl­masını ve prognoza (ön teşhise) ilişkin daha doğru bilgi sağlar.

TOKSİNLER

Vücudu istila eden bazı mikroor­ganizmalar, vücuda zarar veren toksinler, diğer bir deyişle, zehir üretirler. Toksinler genellikle vücut sıvıları üzerinde yapılan testler vasıtasıyla tespit edilebilir. Toksik şok sendromuna yol açan toksin ve bağırsakta Clostridium difficile enfeksiyonuna yol açan toksin, örnek olarak gösterilebilir.

DİĞER MİKROBİYOLOJİ TESTLERİ

FRENGİ İÇİN KARANLİK SAHA İNCELEMESİ

Frengiye yol açan bakteri olan, Treponema pallidum, standart bir mikroskop altında kolayca görülemez. Bakteriyi tespit etmenin bir yolu, bakteri örneğinin, organizmaların karanlık bir zemin üzerinde parlamalarım sağlayan özel bir karanlık saha mikroskopu altında incelenmesidir.

FEÇES LÖKOSİTLERİ

Feçes lökositleri, bir dışkı örneğinde bulunan akyuvar­lardır. Tüm türlerinde olmasa da, diyareye (ishal) yol açan bazı enfeksiyon türlerinde bunlara rastlanır.

MANTAR

Birçok vakada, mantar deri üzerinde görülebilir ve deriden kazınarak, analiz için laboratuvara gönderilebilir. Bazen, mantar çıplak gözle görülemez. Bu tür durumlarda, derinin üzerine ultraviyole bir ışık tutularak, mantar görünür hale getirilebilir.

DIŞKIDA YUMURTA VE PARAZİT İNCELEMESİ

Dışkı numunesinde, bir mikroskop altında, parazitler ve onların yumurtaları incelenebilir. Bu test, sindirim sisteminde enfeksiyon­lara yol açan çeşitli protozoa ve kurtçukları ortaya çıkarabilir.

ALYUVAR PARAZİTLERİ İÇİN KALIN YAYMA

Bir kan numunesi üzerinde yapılan bu mikroskopik inceleme, sıtma ve babeziyoz gibi hasta­lıklara yol açan parazitleri tespit etmek için kullanılır.

Kan Şekeri Testi

Bir kan şekeri ölçme aleti almadan önce, öneride bulunması için doktorunuza ya da diyabet eğitmeninize danışın. Size, ayrıca, görme ve duyma bozuklukları, titreme nöbetleri veya el beceri­sinde bozulmalar olan kişiler için tasarlanmış olan özel ölçüm aletle­ri hakkında da bilgi verebilirler.

Tedavinize ilişkin kararlar, ev testlerinin sonuçlarına göre alına­cağından, glükoz ölçüm aletinizin doğru ölçüm yapması çok önemli­dir. Ölçüm aletinizle elde ettiğiniz sonuçları belli aralıklarla doktoru­nuzun ölçümleriyle karşılaştırın. Uygun test tekniğine henüz alışmadıysanız, bantların tarihi geçmişse, ölçüm aleti kirliyse veya aşırı sıcak bir yerde muhafaza edildiyse, yan­lış değerler elde edilebilir.

Doktorunuzla birlikte, kan şe­keri ölçümleriniz için belli bir za­man çizelgesi hazırlayın. Eğer kan şekeri düzeyiniz dalgalanmalar kaydediyorsa veya ilaç dozunuz ayarlanmışsa ya da iyi hissetmi­yorsanız, kan şekeri düzeylerinizi, ölçümleriniz sabitken olduğundan daha sık ölçmeniz gerekecektir.

Kan şekeri değerlerinizin yazılı bir kaydını tutmanız ve doktora giderken yanınızda bulundurmanız çok önemlidir. Diyabet hastalığı olmayan kişilerin, evde kan şekeri ölçümü yapmalarına gerek yoktur.

Kan Basıncı Testi

Bazı dijital modellerdeki kol­luklar otomatik olarak şişer, diğer­lerinin bir el pompasıyla şişirilmesi gerekir. El pompasıyla şişirilen kolluklar biraz daha doğru sonuç verirler, ancak tansiyon göstergesini okurken, bir steteskop vasıtasıyla kalp atışlarını dinlemeniz gerekir.

Manuel aletin stetskop ile bir­likte satıldığını göz önünde bulun­durarak, dijital ve manuel aletlerin fiyatları karşılaştırılabilir, ancak fiyatlar çok değişkenlik göstermek­tedir. Parmak aletleri de mevcuttur, ancak kolunuzu kavrayan kolluk­lar kadar doğru sonuç vermezler.

Tansiyon aletini, kullanmadan önce doktorunuzun muyenehanesine götürün ve doktorunuzun ölçüm aletinin verdiği sonuçlarla sizin ölçüm aletinizinkileri karşılaş­tırın. Sonuçlar çok yakın olmalıdır.

Kan basıncı doğal olarak, fa­aliyetlerinize ve içinde bulunulan zaman dilimine göre değişkenlik gösterir. Elde ettiğiniz tek bir so­nucun yüksek olması sizi endişe­lendirmesin; önemli olan, birçok ölçümde elde edilen ortalama değerdir. Tansiyonunuzu rahat bir pozisyondayken ölçün. Kan basın­cınız, konuşurken 10 derece fazla çıkabilir ve aynı zamanda, egzersiz yaptıktan veya sigara içtikten son­ra da yüksek olabilir.

Kan Tahlilleri

ALANİN AMİNOTRANSFERAZ (ALT)

ALT, başlıca karaciğer dokusunda doğal olarak bulunan bir enzimdir. Karaciğer hasarı söz konusuysa, kana ALT yayılır. Kanda yüksek düzeyde ALT’ye rastlanması, akut karaciğer hasarına işaret edebilir.

ALBÜMİN

Albümin, karaciğer tarafından yapılan ve vücudun normal işleyişi için gerekli olan bir proteindir. Kandaki albümin düzeyleri, dokto­runuzun karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarını teşhis etmesine yardımcı olur. Geçici ya da sürekli, ciddi bir rahatsızlık söz konusu olduğunda, albümin seviyeleri genellikle düşük olur.

ALKOL

Kandaki alkol seviyesini ölçerek, hukuki bir süreç bağlamında, bir kişinin içkili olup olmadığı belir­lenebilir.

ALKALİN FOSFAT

Alkalin fosfat, hem karaciğerde hem de kemiklerde bulunan bir enzimdir. Karaciğer bir hastalıktan etkilendiğinde, alkalin fosfat, kan dolaşımına karışır. Yüksek düzey­lerde ölçülmesi, karaciğer kanse­rine, iltihaplanmaya, hepatite, safra kesesi taşlarına ve kemik hasta­lıklarına işaret edebilir, Bu test, genellikle karaciğer fonksiyon testleri dahilinde yapılır.

ALFA FETOPROTEİN (AFP)

AFP, fetus (cenin) tarafından üretilen bir proteindir. Hamile bir kadında yüksek AFP düzeylerine rastlanması, fetusta, spina bifida ve anensefali (beynin ve/veya omuriliğin olmaması durumu) gibi doğum kusurları olduğuna işaret edebilir.

AMİLAZ

ANTİNÖTROFİL SİTOPLAZMİK ANTİKOR (ANCA)

ANTİNÜKLEER ANTİKOR (ANA)

ANA’lar, bağışıklık sistemi, kendi hücrelerinin bazılarının çekirdek­lerini yanlışlıkla yabancı olarak tanımladığında vücut tarafından üretilirler. ANA’lar, lupus ve romatoid artrit gibi otoimmun hastalıkları olan kişilerin kanında bulunur. Bir ultraviyole mikroskop vasıtasıyla kan numunesine bakılarak tespit edilir.

ARTER KAN GAZI (AKG)

Bu test ile, kandaki oksijen ve karbon dioksit gazlarının seviye­lerinin yanı sıra, atardamarlardaki asit düzeyi de ölçülebilir. Akciğerler, kalp ve böbreklere ilişkin çeşitli sorunları tanımla­mada bu testten faydalanılabilir.

ASPARTAT AMİNOTRANSFERAZ (AST)

AST, başlıca karaciğer ve kalp dokusunda doğal olarak bulunan bir enzimdir. Karaciğerde veya kalpte bir hasar söz konusuysa, AST kana yayılarak kandaki düzeyi normalin üstüne çeker.

BETA İNSAN KORYONİK GONADOT-ROPİN(BETA HUMAN CHORİONİC GONADOTROPİN -BETA HCG)

Beta hCG, döllenmiş bir yumurta rahime yerleştiğinde üretilen bir hormondur. Vücudu, her ikisi de hamileliğin seyrinde yardımcı olan, estrojen ve progesteron hormonları salgılaması için harekete geçirir. Beta hCG, hamile bir kadının kanında ve idrarında tespit edilebilir. Hamilelik de bu şekilde doğrulanır. Kan tahlili biraz daha doğru sonuçlar verir, ancak idrar tahlilleri daha sık yapılır, çünkü numune almak daha kolaydır.

BİLİRUBİN

Bilirubin, karaciğer akyuvarlardaki hemoglobini metabolize ettiğinde ortaya çıkan turuncu renkli pigmenttir. Bilirubin karaci­ğerde toplanır, tuvalete çıkarken vücuttan atılır ve feçese rengini verir. Karaciğer hastalığı, bilirubinin anormal derecede birikme­sine yol açtığında, sarılığa (cildin ve göz beyazlarının sararması) sebebiyet verir. Bilirubin testi ile, karaciğer hastalıkları, safra kanalı tıkanıklığı ve bazı anemi türleri teşhis edilebilir.

KAN ÜRE NİTROJEN (BLOOD UREA NİTROGEN -BUN)

Üre nitrojen, kan böbreklerden geçerken genellikle kandan temizlenen atık bir maddedir. Kandaki anormal BUN seviye­leri, böbreklerin düzgün işleme­diğinin göstergesi olabilir. Ayrıca, vücudun ne derece susuz olduğunu da gösterebilir.

KALSİYUM

Kalsiyum, doğal olarak oluşan, kemiklerde depolanan bir mineraldir. Kalp atışı ve sinirler arası sinyallerin iletimi de dahil olmak üzere, birçok vücut işlevinde rol oynar. Kanda anormal kalsiyum düzeylerine rastlanması, böbrek hastalıklarının, D vitamini eksikliğinin, paratiroid bezi bozuk­luklarının veya kemik kanserinin habercisi olabilir.

KARBAMAZEPİN

Karbamazepin, nöbet hastalıklarının ve bipolar bozukluğun (çift kutuplu rahatsızlık) tedavisinde kullanılan antikonvülzan bir ilaçtır. Zehirlenmenin önüne geçmek için, kandaki yoğunluğunun yakından takip edilmesi gerekir.

KARSİNOEMBRİYOJENİK ANTİJEN (CARCİNOEMBRYONİC ANTİGEN -CEA)

Sindirim sistemi kanserlerinde CEA protein seviyeleri yüksektir ve kanser tedavisi süresince izlenir, yüksek CEA düzeylerine, hepatit hastalarında ve çok fazla sigara içen kişilerde de rastlanabilir.

KOMPLEMAN

Kompleman, vücudun yabancı maddeleri ve mikroorganizmaları yok etmesine yardımcı olan bir grup kan proteinine verilen addır. Bazı etkin iltihabı hastalıklarda (lupus gibi), kompleman düzeyleri düşüktür; diğerlerinde ise yüksektir.

TAM KAN SAYIMI (COMPLETE BLOOD CELLCOUNT-CBC)

Tam kan sayımı, en yaygın laboratuvar testlerinden biridir. Akyuvarlar, farklı alyuvar türleri ve trombositler gibi, bazı kan bileşen­lerinin sayılarını hesaplar. Aynı zamanda, alyuvarların ebatlarını da ölçer. Anormal bulgular, anemiye, enfeksiyona ve diğer sağlık sorun­larına işaret edebilir.

KORTİZOL

Kortizol, böbrek üstü bezle­rinin salgıladığı bir hormondur. Bağışıklık sistemini düzenlemeye yardımcı olur. Anormal düzeylerde bulunması, Cushing sendromu veya Addison hastalığı gibi hormonal sorunlara işaret edebilir.