Bağımlılık Yaratan Maddelerden Uzak Durun

Çoğu içici, 20 yaşından Önce sigaraya başlar ki bu da, genç insanların hiç başlamaması gerektiğinin çok önemli olduğunu kanıtlamaktadır. Uzun süredir sigara kulla­nıyor olsanız bile, vücudunuz, bıraktığınız anda iyileşme kaydetmeye başlar. Sigarayı bırakmak için hiçbir zaman çok geç değildir.

Alkol de, ölçülü kullanılmadığı zaman bağımlılık yaratabilir. Tıbbi kullanımlarının aksine, eğlenme ve dinlenme amacıyla kullanılan kokain ya da morfin gibi bağımlılık yaratan yasadışı maddelerin, kesinlikle hiçbir faydası yoktur.

Alkol bağımlılığında olduğu gibi, bir kez madde bağımlısı oldunuz mu, alacağınız keyif yalnızca, bıraktıktan sonra baş gösterecek sıkıntıların acısını hafifletmek için kullanıl­dığında yaşayacağınız rahatlamayla kısıtlı olacaktır.

Kanseri Teşhis Etme ( Tanılama )

Dokunun görünümü sadece kanserin var olduğunu doğrulamaz, aynı zamanda yavaş büyüyen bir kanser mi (tümör mü) yoksa hızlı büyüyen bir kanser mi (tümör mü) olabileceği konusunda da bir şeyler söyleyebilir.

Mikroskop altında kanser hücreleri, çevrelerindeki normal hücrelerle karşılaştırıldığında vahşi ve düzensiz görünür başka bir ifadeyle, kanserin çirkin bir görüntüsü vardır.Kanser teşhisi koymanın yanı sıra, doktorun kanserin ne kadar yayılmış olabileceğini de belirlemesi gerekir. Bu, staging (evreleme) olarak adlandırılır. Kanser erken bir evredeyse, kanseri iyileştirme (yok etme) olasılığı daha yüksektir. Evreyi bilmek aynı zamanda, farklı evreler farklı tedaviler gerektirdiği için, uygulanacak en iyi tedavinin ne olduğunu da gösterebilir.

Kanser Gelişimindeki Evreler

Kanser hücreleri, normal hücrelerden gelişir. Çoğu kanser (tümör); katı, anormal hücre toplarıdır (yumaklarıdır) (kan kanserleri hariç), Normal bir hücrenin ilk anormal büyümesi, hiperplazi ile sonuçlanır. Hiperplazi, aşırı sayıda normal görünümlü hücrenin bulunmasıdır. Sonra, normal görünümlü hücrelerden bazıları anormal görünmeye başlar. Bu, displazi olarak adlandırılır. Daha sonra bu anormal hücreler çoğalır ve bir anormal hücre topu (yumağı) olan lokalize bir kansere (tümöre) dönüşür.

Bu adımlardan her birine, kansere karşı koruyan bir tümör baskılayıcı genin inaktivasyonunun (eylemsizliğinin) yanı sıra bir onkojenin (kansere neden olan gen) aktivasyonu (harekete geçirilmesi) neden olur.

Bazı kanserlerin (tümörlerin) lokalize olarak kalmasına rağmen, çoğu kanser (tümör) bitişik dokuyu istila etmeye başlar. Daha sonra, büyüyen kanserin (tümörün) hücreleri, lenf damarlarını istila eder ve yakın lenf bezlerine yayılır ve/veya kan damarlarını istila ederek kan dolaşımı aracılığıyla diğer organlara yayılır. Çoğu kanser (tümör) oldukça büyür ve bazıları belirlenmeden önce Çoktan yayılmış olur.

Sağlık Alanında RCT Dışında ki Çalışmalar

Bir Topluluk Çalışması/Kohort Çalış­manın Temel Özellikleri:

■ RCT’lerde olduğu gibi, çalış­maya uygun deneklere ait özel bilgiler, çalışma başlamadan önce, çalışma esnasında ve çalışma bittikten sonra dikkatlice toplanır.

■ RCT’lerin aksine, bir deneğin belli bir ilacı alıp almadığı ya da belli bir yiyeceği tüketip tüketme­diği üzerinde bir kontrol yoktur. Ancak, (kurgusal brokoli çalış­masına devam edecek olursak) deneklerin brokoli yeyip yemedik­leri dikkatlice ölçülür.

■ Çalışma sona erdiğinde, araştır­macılar, brokoli yiyen deneklerin kolon kanserine yakalanma riskinin yemeyenlere oranla daha az olup olmadığına  ve denekler ne kadar fazla brokoli yerse, kolon kanse­rine yakalanma risklerinin o kadar düşüp düşmediğine karar verirler.

■ Ancak, çalışma, hangi denek­lerin brokoli yediğini kontrol etmediği için, brokoli yiyen denek­lerin kolon kanserine yakalanma oranlarının daha az olmasının, brokoli yemelerine mi yoksa başka bir faktöre mi bağlı olduğunu kesin olarak bilmek mümkün değildir. Örneğin, belki de brokoli yiyen aynı denekler, aynı zamanda düzenli olarak egzersiz yaptılar ve oldukça fazla meyve ve sebze tükettiler ve onları kolon kanse­rine karşı koruyan da bu faktör­lerdi, brokoli değil.

Vaka-Kontrol Çalışması: Bu çalışma türü, en az miktarda güçlü kanıt sağlayan çalışma türüdür, ancak uygulanması en kolay ve en hızlı olandır, çünkü hâlihazırda tıbbi kayıtlarda veya başka yerlerde toplanmış olan bilgileri geçmişe dönük olarak gözden geçirerek yapılır.

Vaka-kontrol çalışmasının temel özellikleri:

■ Belli bir hastalık (örneğin kolon kanseri) tanısı konmuş kişiler tıbbi kayıtlardan belirlenir.

■ Hastalık tanısı konmamış (ve dolayısıyla o hastalığı taşıma ihtimali olmayan) kişiler tıbbi kayıtlardan belirlenir.

■ Yaşam tarzına bağlı diğer çeşitli durumlara ilişkin bilgiler (belli yiyecekleri yeme veya egzersiz yapma gibi) ve sağlık kayıtları edinilir.

■ Çalışma, hastalığı taşıyan kişilerin, belli yaşam tarzı alışkanlıklarına (belli yiyecekleri yeme veya egzersiz yapma gibi) sahip olma ihtimallerinin daha düşük olup olmadığını ölçer.

Diğer çalışma türleri: Başka çalışma türleri ve bu bölümde bahsettiğimiz üç çalışma türünün başka biçimleri de mevcuttur. Genelde, doktorların en fazla önemsedikleri bu üç türdür.

GAİTA DİĞER ÖZEL KÜLTÜRLER

2.Kemik iliği kültürü: Enterik ateşte hastaların kan kültürü negatif olsa bile kemik üiği kültürü sıklıkla pozitif bulunur.

3.Enterik ateşli hastalarda görülen “Rose spots”lardan biopsi ile kültür alınabilir. Bu kültürler hastaların 2/3’sinde pozitif sonuç verir.

Artı ve Eksi Yönleriyle Görüntüleme Testleri

Pek çok bilimsel çalışma görüntüleme testlerinin önemini kanıtlamış olsa da, kimin ne sık­lıkta görüntüleme testinden geç­mesi gerektiği konusu hâlâ tartış­malıdır.

Bir Görüntüleme Testinin Fay­dalı Olabilmesi İçin:

■ Doğru olması gerekir. Test sonucu anormal olduğunda (pozitif olduğunda), testten geçen kişinin taranan hastalığı taşıyor olma ihtimalinin yüksek olması gerekir. Test sonucu normal olduğunda (negatif olduğunda), kişinin hastalığı taşımıyor olma ihtimalinin yüksek olması gerekir.

■ Hastalığın iyileştirilebilmesi veya vereceği sıkıntının azaltılabil­mesi için, hastalığı yeterince erken teşhis etmeyi mümkün kılması gerekir.

■ Testten geçen kişi üzerinde, tek başına herhangi bir yan etkisinin olmaması gerekir.

Hiçbir test tamamen doğru değildir; hepsinde belli bir dere­cede hata bulunur. Bir test sonucu “yalancı pozitif’ ise (test sonucu anormal olmasına rağmen kişi hasta değilse), gereksiz (bazen de acı veren ve riskli) ek testler istenebilir. Bunun yanısıra, yalancı pozitif test sonucu alan kişi gerek­siz yere kaygılanmış olur.

Mamogram çektiren kadın­lar arasında yapılan bir Harvard araştırmasından yola çıkılarak yapılan tahminlere göre, 10 yıl­lık bir süreç içerisinde kadınların neredeyse yarısı, en az bir yalancı pozitif mamogram sonucu almış ve yaklaşık %20’sine, dönüp bakıldığında aslında gereksiz yere biyopsi yapılmış.

Bir görüntüleme testinin sonucu “yalancı negatif” ise (test sonucu normal olmasına rağmen kişi aslında hasta ise), kişi yanlış yere rahatlatılmış olur. Kişi, has­talığın belirtilerini göz ardı edebi­lir ve tedavi görmeyi düşünmez, çünkü son görüntüleme testinin sonuçlarına göre endişelenecek bir durum yoktur.

Her görüntüleme testi, hastalık tanısını, sağlığınıza kavuşmanızı sağlayacak kadar erken koymaya­bilir. Buna bir örnek, akciğer kan­seri taraması yapmak için göğüs röntgeni çektirmektir.

Diğer vakalarda, görüntüleme testi, bazen ciddi olmasına rağ­men, her zaman tedavi gerektir­meyen bir hastalık tanısı koyabilir. Buna bir örnek, bazı prostat kan­seri vakalarıdır.

Yaşlı erkeklerde, prostattaki kanserli hücre çok küçükse, hiçbir belirtiye yol açmıyor ve yayılmıyorsa (ve erkeğin hayatı boyunca yayılma ihtimali yoksa), teşhis ve tedavi, hastalık tanısı baştan hiç konmasaydı yol açabileceğinden çok daha fazla endişeye ve soruna yol açabilir.

Akciğer kanserlerinin çoğunun, bir göğüs röntgeninde güvenilir bir biçimde görülebilene kadar çoktan yayılmış olduğu, sonradan anla­şıldı. Dolayısıyla, akciğer kanseri göğüs röntgeninde açıkça görül­düğünde genellikle tedavi için çok geç kalınmış oluyordu.