Kardiak Arrestin Tedavisi

Canlandırma aşağıdaki kademelerden meydana gelir:

A.Havayolu : Kardiak arrestin tedavisindeki ilk esas adım, hava yolunun açık tutulmasıdır. Bu genellikle, basitçe başı geriye doğru yatırarak ve alt çeneyi öne doğru çekerek yapılır. Eğer hava yolu hala kapalı ise, farinksten parmak yardımıyla çıkarılması mümkün yabancı cisimler, kusmuk, takma dişler v.b. çıkarılır. Havayolunu emniyete almak için dil dışarı doğru çekilir. Solunumu çok daha iyi kontrol etmek mümkün olduğu için endotrakeal bir tüp yerleştirilmesi tercih edilir.

B.Solunum: Endotrakeal tüp veya sıkıca yerleştirilmiş bir maske yardımıyla hastaya oksijen verilir. Eğer oksijen hemen temin edilemiyorsa ventilasyon ya direkt olarak ya da bir resusitasyon tüpü yardımıyla ağızdan ağıza yapılmalıdır.

C.Kalp Canlandırması : Derhal kapalı göğüs masajı başlatılmalıdır. Bu işlem sırasında hasta sert bir zemine yatırılmalı ve kesin olarak solunum temin edilmiş olmalıdır. Stemuma indirilen sert bir yumruk darbesi ile kalbin çalışması stimüle edilebilir. Eğer bu etkili olmazsa elin tabanı sternum alt ucuna yerleştirilir, yaklaşık olarak saniyede bir defa aşağıya, omurgaya doğru 4-5 cm. bastırılır. Bası sternumu yeterince çökertecek şekilde olmalı ancak kaburganın kırılmasına neden olacak şekilde olmamalıdır. Özellikle güçlü erişkin hastalarda kol hareketinden daha çok pozitif aksiyon gerekir. Bu durumda hekimin hastanın üzerine atabiner gibi diz çökerek hastanın üzerine omuzlarının ağırlığı ile bastırması tavsiye edilir. Her beş kalp kompresyonu arasında bir solunum siklusu olacak şekilde masajı solunum yardımı ile koordine etmeye gayret etmelidir. Palpe edilebilir bir nabız sağlamak için gerekli basıncı tespit etmek üzere karotis ve femoral nabız sık sık kontrol edilmelidir. Pupillerde devam eden dilatasyon yeterli ventilasyona ve perfüzyona ulaşılamadığının işaretidir.Aşırı şiddette bir kompresyon kosta veya kostal kartilajlarda kırıklara, hatta karaciğer ve dalak rüptürlerine neden olabilir. Akciğer,mide gibi diğer organların da yaralanmaları bildirilmiştir. Eğer yelken göğüs, bilateral pnömotoraks veya kalb laserasyonu ekstemal masajı imkânsız kılarsa, derhal torakotomi ve direkt kalb masajı gerekebilir.

D.İlaç Tedavisi: Bu dönemde dokulardan absorpsiyon sınırlı ve geç olduğu için ilaç ve elektrolitlerin hepsi intravenöz olarak verilmelidir. Devam eden ventriküler irritabilite 50-100 mg.lidocaine injeksiyonunu takiben, gerekirse bu ilacın İV drip halinde verilmesi ile tedavi edilmelidir. Eğer hipokaliemi şüphesi varsa potasyum chloride 10-20 meq. dozlarında verilebilir. Yetersiz perfüzyon metabolik asidoz ile sonuçlanacaktır. Bu durum gerekli dozlarda sodium bikarbonat enjeksiyonu ile düzeltilmelidir, (ampuller genellikle 44 meq. sodium bikarbonat içerir.). Ağır olmayan asidozlar çok zararlı değildir. Dikkatler nedene yönelmelidir.

İnotropik ilaçlar yeterli kardiak kontraksiyonu stimüle etmek için esas olabilir veya sistolik aktiviteyi başlatmak için gerekebilir. Yardımcı vazodilatatör aksiyonu nedeni ile isoproteranol tercih edilen ilaç ise de, epinef-rin önemli değerde bir diğer ilaçtır. îsoproterenolün dozajı 500 ml.0.5 N tuzlu su veya %5 dekstroz ve su içerisinde 2 mg. İV olarak dakikada 10-20 damla verilir. Bu dozun iki veya dört katı gerekli olabilir veya aksine ilaç ventriküler fibrilasyona neden olabilir ve kesilmesi gerekebilir.

E.Defibrilasyon: Eğer hasta ventriküler fibrilasyonda ise normal kalb ritminin restorasyonu esası teşkil ederse de, kalbe ve beyne etkili dolaşım sağlanıncaya kadar buna teşebbüs edilmemelidir. îskemik bir kalp ne defibrilasyona ne de inotropik ilaçlara cevap verecektir. İlk canlandırma çalışmaları sırasında dolaşım ve solunum desteklenirken hasta EKG ye bağlanabilir. Efektif intravenöz yollar ve arteriel basınç monitorizasyonu sağlanır. Ancak kalbe yeterli dolaşım desteği sağlandıktan ve kalbin fibrilasyonda olduğu tespit edildikten sonra defibrilasyon işlemi uygulanmalıdır. Defibrilatör elektrotlarına iletici jel sürülmeli veya üzerleri ıslak tuzlu bezle sarılmalıdır. Elektrotların bir tanesi sol alt kaburganın midaksiller çizgi ile kesiştiği yere, diğeri ise sternum üst kısmına yerleştirilir. Defibrilatör (bu sıklıkla bir kondensatör üzerinden boşaltma sistemidir) 200-400 watt-sn. arasında ayarlanmalıdır. Respiratuar destek şok esnasında geçici olarak durdurulmalı, onun arkasından durum değerlendirilirken hemen yeniden başlatılmalıdır. Volum kaybının, asidozun veya elektrolit dengesizliğinin düzeltilmesi için çalışmalara ara vermeden, defibrilasyon sadece bir veya iki kez uygulanmalıdır. Elektrotların bütün yüzeyleri iletici krem ile kaplanarak, vücut yüzeyi ile elektrotları tam bir temas haline getirilerek, kıvılcım için bir ara bırakılmadığından emin olmak suretiyle elektrotlar nedeniyle olan deri yanıkları minimale indirilmiştir. Diğer yandan macun iki elektrot arasında köprü oluşturup kısa devreye neden olacak şekilde sürülmemelidir.

F.Pacemaker: Bir asistolik kalp bloğu veya sinüs bradikardisi ısrar ederse elektriki pacing gerekli olabilir. Konvansiyonel elektrotlar İV yoldan, perkütan eletrotlar ise kalp apeksinden yerleştirilebilir.

Birlikten Kuvvet Doğar Sözünün Anlamı

Birlikten kuvvet doğar sözünün açıklaması konusunda sizlere bu yazımızı sunuyoruz.

İnsanlar sosyal varlıklardır ve bazı işleri tek başlarına yapabilseler de bazı işlerin üstesinden tek başlarına gelemezler bu nedenle birbirlerine ihtiyaç duyarlar. İnsanlar bir araya geldiklerinde zorlukların üstesinden daha kolay gelirler. Eğer insanlar çevresindeki insanlarla birlik ve beraberliği sağlayamaz ise bu insanlar toplumdan dışlanmaktan ya da toplumda eriyip yok olmaktan kaçamazlar. İnsanlar tek başlarına olduklarında toplumda devamlılıklarını sağlayamazlar ve yok olurlar.

Yaşamları boyunca insanların karşılarına bir çok sorun çıkabilir ve insanlar bu sorunlarla savaşmak zorunda kalabilirler. Sorunlarını aşmak isteyen insanlar farklı yollara başvururlar ve farklı çözüm yollarına başvururlar. Bu aşamalarda çevrelerindeki arkadaşlarından ya da dostlarından destek alırlar ve böylece diğer insanların desteği ile de sorunlarını çözebilirler.

Zor durumda olan bir kimse gördüğümüzde ona yardımcı olmalıyız çünkü kimin başına ne zaman hangi olayın geleceği belli olmayacaktır bu nedenle zor durumda olanlara yardım etmeliyiz ki birlikten kuvvet doğar yani birlik olunduğunda her zorluğun üstesinden gelinebilir. Özellikle sosyal olaylarda birlik olunduğu zaman insanların sesleri daha uzak yerlere erişebilir bu nedenle birlikten kuvvet doğar sözü aslında insanlara çok şey anlatmaktadır.

 

Pozitron Emisyon Tomografisi

Nükleer tıp yöntemle­rinde olduğu gibi PET’te de, çok küçük miktarlarda, radyoizotop denen radyoaktif maddeler kulla­nılır. PET’te görüntülenebilmesi için radyoizotop, GLİKOZ veya dokular tarafından etkin olarak kullanılan bir hormon gibi, taşıyıcı görevi gören bir maddeye eklenir. İzotop/taşıyıcı madde bileşimi, kan dolaşımına zerk edilir, vücudun görüntülenecek olan bölgesine ulaşır ve biyolojik olarak en etkin olan dokularda yoğunlaşır.

Bu görüntüleme tekniği, adını, diğer partiküllerle çarpışıp gama ışınları yayan radyoizo­topun ürettiği, pozitron partiküllerinden alır. Başınızın veya vücudu­nuzun etrafında bulunan geniş bir dedektör halka, gama ışınlarını toplar. Daha sonra bir bilgisayar, renk değişimleri kullanarak, bilgiyi, gerek yapının, gerekse yüksek ve düşük aktiviteye sahip bölgelerin detaylı bir görüntüsüne dönüştürür.

Başlangıçta, PET görüntü­leme, başlıca beyin ve kalp işlev­lerini incelemek üzere, araştırma amaçlı kullanılıyordu. PET görün­tüleme, büyük tıp merkezlerinde, hastalıkları teşhis ve tedavi etmede, gün geçtikçe daha fazla kullanıl­maya başlamıştır. Kanseri iyi huylu kitlelerden ayırt etmek, kardiyak egzersiz testleri uygulamak ve gizli enfeksiyon kaynaklarını tanım­lamak, uygulama alanlanndan bazılarıdır. Teknik, inme vakala­rından sonra beyin işlevinin harita­sını çıkarmada veya beyinle ilgili hastalık vakalarının incelenmesinde, yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kullanılan radyoaktivite miktarı çok düşük olduğu için, PET görüntüleme çok az risk arz eder. Acı vermeyen bir yöntemdir, Bazı doktorlar, PET görüntülemenin yerini, vücuda radyoaktif madde zerk etmeyi gerektirmeyen ve daha basit bir yöntem olan, fonksi­yonel manyetik rezonans görün­tülemenin (bir önceki sayfaya bakınız) alacağına inanmaktadır.

Ad Ne Demek? Ad Nedir?

Ad İsmi Ne Demek? Ad İsmi Nedir?
Arapça kökenli bir erkek ismidir. Yemen taraflarında yaşamış bir kavmin adıdır. Hud peygamber tarafından imana getirilmek için uğraşıp ama iman etmemiş bir kavim olarak Kur’anı kerimde de bahsedilen bir kavimdir.