Gebelik testleri

Gebelik teşhisinde kullanılan hormonal testler, plancenta’da salgılanan chörion gonadotrop (ÇGH.) hormonunun tesbitine varı-. jjtn testlerdir. Bilindiği gibi, CGH., döllenmiş ovumun imjplantas-yonundan Tıemen sonra başlayarak, her an artan miktarda salgılanır. Geîbeliğin ikinci ayı sonunda 50.000 IU/ml. ye vasıl olur. 4 üncü ay sonunda en düşük noktaya iner ve doğuma kadar bu seviyede kalır ve doğumdan 2 hafta sonra da tamamen kaybolur.

Kanı Hangi Organ Üretir

Kanı hangi organ yapar

Vücudumuzda oksijen, besin maddelerini, hormonları, vitaminleri ve antikorları dokulara ileten ve meydana gelen karbondioksit ve atık maddelerini vücudumuzdan atan yaşamsal sıvıya kan adı verilmektedir.

Kan, kalbin, atardamarların, toplardamarın ve kılcal damarların bulunduğu dolaşım sistemi içerisinde yer alır. Kalp, kanı pompalar ve kanı tüm vücuda yollar. Damarlar, kanın tüm vücuda yayılması için adete bir boru görevi görür ve tüm dokulara kanı iletir.

Kanı hangi organ üretir;

Kan oluşumu embriyo döneminde ve safra kesesinde başlamaktadır. 3. ay sonrasında kan üretimi sona erer. 1. aydan itibaren karaciğer ve dalak kan üretimine başlar. Doğum olduktan sonra ise uzun ve yassı kemikler kan üretimine devam eder. Yetişkin bir insanda 30 yaşından sonra kan üretimi yassı kemiklerde devam eder.

Kanın üretilmesi olayına Hematopoesis denir. Kanın yassı kemiklerde üretilmesine ise Modüler hematopoiesis denir.

 

HİPERKALEMİ

Hiperkalemik hastayı değerlendirirken bir kaç etken hızlıca gözden geçirilmelidir. İlk olarak potasyum seviyesinin gerçek metabolik bir anormalliğe mi bağlı olduğu yoksa hemoliz, lökositoz veya trombositoz sonucu mu olduğu bulunmalıdır. 1 milyon mL üstünde trombosit sayımları pıhtılaşma sırasında potasyum serbestleştiğinden hiperpotassemi yapabilir. İkinci olarak etkisini önlemek için asid-baz durumu tayin edilmelidir. Son olarak yükselmiş serum potasyumunun ne kadar zamanda düzeltilebileceği hesaplanmalıdır.

Hiperkalemi tedavisine yaklaşımda 3 temel prensip vardır. İlk olarak 20 ünite kristalize insulin içeren 100 mi %50 dextroz solüsyonu verilerek glikozun hücre içine taşınırken K+ da sürükleme yoluyla hücre dışı K* düşürülmeye çalışılır. İntravenöz NaHCO3 solüsyonları asidozu düzelterek K* u düşürür. Kalsiyum potasyumun doku etkilerini antagonize eder. Kalsiyum glukonat infüzyonu serum K seviyelerini değiştirmeden hiperkalemiye bağlı kalp depresyonunu geçici olarak ters çevirir. Hiperkalemiyi kontrolde daha yavaş bir metod ağızdan veya lavman yoluyla 40-80 g/gün hızında katyon değiştirici reçine olan sodyum polystyrene sulfonate (kayexalete) kullanmadır. Bu ilaç bağırsaktaki potasyumu sodyum ile değiştirerek bağlar. Osmotik ishal yaratarak potasyum uzaklaşma hızını artırmak için genellikle sorbitol ile birlikte kullanılır. Son olarak hiperkalemi böbrek yetmezliğine bağlı ise periton dializi veya hemodializ gerekli olabilir.

En Çok Karşılaşılan Diş Problemleri

Diş eti iltihabının ve periyon-titin birincil sebebi, bakteriler ve diğer organizmalardan oluşan diş plaklandır. Organizmalar, toksin salgılar ve bu toksinler kademeli olarak bağı zedeler. Sonuç olarak, diş eti iltihaplanır ve daha fazla bakteri toplayan bir kese oluştu­rarak, dişlerin üstünden geri çekilir. Zamanla, toksinler, diş etlerine, diş köklerinin dış kısmına ve son olarak da kemiğe zarar verir Periyodontitin ilerlemesi sadece, mevcut organizmalara değil, bağışıklık sisteminizin bu organizmalara verdiği cevaba da bağlıdır. Bu hastalıklara karşı en iyi yaklaşım, önlemedir; yani, düzenli fırçalama, diş ipi ile temizleme ve profesyonel temizleme, bakteryel yapılanmayı asgariye indirir.


SEMPTOMLAR

Diş eti iltihabının ilk evrelerinde herhangi bir belirti olmayabilir veya sadece diş etinizin görünü­münde ufak değişiklikler olabilir. Bununla beraber, ilerlemiş diş eti iltihabının belirtileri aşikardırşişmiş, parlak, ağnyan, kanayan diş etleri ve hoş kokmayan nefestir. Diş eti iltihabı, hormon seviyesinin değişmesiyle tetiklenir ve hamile­likten, buluğ çağına girilmesinden, aybaşı halinden veya ağızdan alınan doğum kontrol haplarından kaynaklanabilir.

Periyodontİtte, diş eti iltihabının belirtileri mevcuttur ve diş kökle­rinin koruyucu kılıfı (sementum denilir) açıkta kalır, bunun sonucunda sıcak veya soğuk yiyecek ve içecekler diş ağnsına sebep olur. İlerlemiş periyodontitin belirtileri, diş kaybı, ağzınızda kötü bir tat ve dişetlerinde kanamadır. Bazen diş ve diş etleri arasındaki cepte bir apse oluşur.Periyodontal hastalığın daha az rastlanılan şekilleri: jüvenil periyo­dontit (ergenlik çağında ortaya çıkan ve azı dişleri ile kesici dişleri etkileyen bir hastalıktır), akut nekroz periyodontit (dişetlerinin bakteryel enfeksiyonu, oyuk ağız adı da verilir) ve beyaz kan hücre­lerini karıştıran diş eti vakalarıdır. Şeker hastaları büyük risk altın­dadırlar zira bağışıklık sistemleri, periyodontite yol açan ağız bakterileriyle mücadele edemez.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Diş doktorunuz, diş eti iltihabını, kazıyıcı denilen bir diş aletiyle, oluşmuş plak veya tartan alarak tedavi eder; daha sonra dişlerin yüzeyi parlatılır. Titiz diş sağlığı ve düzenli tetkikler diş eti iltihabını önleyebilir.
Periyodontit, kolay tedavi edilmez. Tedavinin amacı hasta­lığın ilerlemesini önlemektir. Kök temizliği ve kazıma, genellikle periyodontite karşı ilk yaklaşım­lardır. Kazıma sırasında, kalsifiye olmuş çökeltiler diş köklerinden alınır; kök tedavisinde, kökün yüzeyi düzlenir.

Bununla beraber, derin cepler oluşursa, diş doktorunuz, oluşan plaklan almak için yeteri kadar derin temizlik yapamaz; bu durumda periyodontal ameliyat önerilebilir.En çok uygulanan ameliyat yöntemi, dişin her iki tarafındaki, diş etinin kesilmesi; diş kökünü ve taşıyıcı kemiği açığa çıkarmak için kalan flepin içeri itilmesinden ibarettir. Kök temizlenmiş ve her türlü çürük madde alınmıştır. Kemiği yeniden şekillendirmek gerekli olabilir. Kök yüzeyi temiz­lenip düzlenince, flep yeniden içeriden dikilir ve dişin etrafı dar bir şekilde kapatılır. Ameli­yattan sonra, diş doktorunuz dişle­rinizin ve diş etlerinizin etrafını, 7 ile 10 gün için, koruyucu bir maddeyle kaplayacaktır. Dişlerinizi fırçalarken veya diş ipiyle temiz­lerken, nüksetmeyi önlemek için dikkatli olmalısınız. Diş doktoru­nuza düzenli olarak görünmeniz de tavsiye edilir.


Hassas Dişler Ve Diş Etleri

Dişleri, sert ve mineli dış yüzey­leri koaır; minenin altında, daha yumuşak bir madde bulunur, buna dentin denir; dentin, siniri çevreler ve dişlerin köküne kadar uzanır. Mine aşındığı ve korun­masız kaldığı zaman, soğuk, sıcak, ekşi, acılı yiyecek ve içecekler gibi uyarıcılar veya diş fırçasının dokunması bile ağrıya sebep olur.

Hatalı diş fırçalama yöntem­leri de hassas dişlerin oluşma­sına sebep olur. Sert diş fırçası kullanıyorsanız veya dişlerinizi hoyratça fırçalıyorsanız bu, dişlerin etrafındaki diş etlerini aşındıra­bilir ve kök yüzeyini ya da hassas dentini korumasız hale getirebilir­siniz. Diş eti hastalığı, hassas kökleri açıkta bırakarak, diş etlerinin dişin üstünden geri çekilmesine de sebep olabilir. Diş çürümesi ve kırık dolgular da ağrıya sebep olabilir.

Hassas diş eti veya hassas dişleriniz varsa, diş doktırunuza bildiriniz. Hassas dişleri rahat­latmak için, özel diş macunlan mevcuttur, ancak en önemlisi diş doktorunuza gitmeniz ve altında herhangi başka bir rahatsız durum varsa tedavi edilmesidir.

Diş Ağrısı
Diş ağrıları çok yaygındır ve sebepleri, hassas dişlere sebep olan durumlarla aynıdır. Ağrının kalitesi, sebebine bağlı olarak sınıflanır. Diş apsesi de şişmeyle beraber ağrıya sebep olur. Diş ağrısı, bir diş randevusu ayarlayana kadar,aspirin, parasetamol, ibuprofen gibi ağrı kesicilerle geçici olarak tedavi edilebilir. Israrlı ve ciddi bir ağrınız varsa, diş doktoru­nuzu arayınız. Ağrınızla beraber ateş, şişme, şişmiş bezeler veya ağzınızı açamamak gibi bir durumunuz varsa, hemen sizi görmek isteyecektir.

Çene Eklemi İşlev Bozukluğu

Çene eklemi işlev bozukluğu, çene eklemlerini etkileyen ağnlı semptomlann bir araya gelme­sidir. Eklemler, kafatasının şakak kemiği, alt çene kemiği (mandi-bula) ve çene kaslarından oluşur.

Bu durum tam olarak anlaşı­lamamıştır. Çene kasları sorun-lanndan kaynaklanabilir. Sakız çiğnemekten veya diş gıcırdat­maktan dolayı çene kaslarında sorun oluşabilir. Artrit gibi eklem sorunlan; çene kemiği çıkığı; kemik veya yumuşak doku tümör­leri; v.s. de soruna sebep teşkil edebilir.
Bir teşhis konulabilmesi için, doktorunuz veya dişçiniz, yüzünüzü ve çenenizi inceleye­cektir, bunu yaparken çenenizin hareketlerine özellikle dikkat edecek ve varsa ağnya neden olan diğer sebepleri araştıracaktır.

Aspirin gibi ağrı kesiciler, ağnyı rahtlatmaya yardımcı olur; ağnlı ” alana yapılacak sıcak ve nemli kompres, kas spazmlarını azalta­bilir. Kas gevşeticiler veya küçük dozda alınan sakinleştiriciler, bazı kişiler için, yardımcı olabilir. Biyogeribildirim, bazı zamanlarda yardımcı olabilir; diğer bazı kişiler de psikoterapiden faydalanır. Isırma engelleyiciler gibi, diş gıcırt-mayı önleyen diş uygulamaları da yardımcı olabilir.

Hastalığınız, bozulma eğilimi olan eklem rahatsızlığından kaynaklanıyorsa, doktorunuz çene yapınızı düzeltmek için, ameliyat önerebilir. Diş çekilmesi; diş bağı ve tutucu protezler kullanarak, dişleri hizalamak gibi yöntemler, dikkatli olarak incelenmemiş çene eklemi işlev bozukluğu tedavi­leridir.