ZAMBAKSOGANI

Lilium candidum L. (Ak zambak) (Liliaceae) türünün taze soğanıdır. Bu tür 90-100 cm yükseklikte, beyaz çiçekli ve çok yıllık bir bitkidir. Çiçekler kuvvetli kokulu, soğan ise sarımsı beyaz renklidir. Bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirildiği gibi Batı Anadoluda (İzmir, Karaburun, Söke-Bafa gölü, Marmaris-Bozburun) yabani olarak yetişir. Taşlık ve kayalık yerleri sever (6).

Dahilen, infusyon halinde (% 2), idrar arttırıcı ve’ balgam söktürücü, haricen ise çıbanları olgun-laştırıcı olarak kullanılmaktadır. Çiçeklerinden kokulu maddeler elde etmek için, eski Yunanlılar döneminde, Batı Anadoluda geniş mikyasta yetiştirilirdi. Bugün bilhassa süs bitkisi olarak yetiştirilmekte ve soğanı dış ülkelere ihraç edilmektedir.

Zambak suyu: Zambak çiçeğinin su buharı disti-lasyonu ile elde edilir. Haricen cilt lekelerinin ve sivilcelerin tedavisinde kullanılır.

Zambak yağı: Zambak çiçeğinin bir müddet zeytinyağı içinde tutulması ile elde edilir. Koku verici olarak kullanılır.

Diğer isimler: Akzambak, Bey zambağı (Marmaris), Beyaz zambak, Mis zambağı.

L. martagon L. (İstanbul zambağı, Sultan zambağı): Çiçekleri pembe renklidir. Batı Karadeniz bölgesi ormanlarında (İstanbul, Bolu, Zonguldak, Kastamonu) yetişir. Yumruları Bolu çevresinde müshil, idrar ve safra söktürücü olarak kullanılmaktadır.

ZENCEFİL KÖKÜ

Zingiber officinale Roscoe (Zingiberaceae) türünün kurutulmuş rizomlandır. Bu tür 100 cm ka-

Türköz, S.: Nerium oieander’in kansere karşı etkisi üzerinde Türkiye’de yapılan araştırmalar. VII. Bitkisel ilâç HammaddeieriTopIantısı,BildiriSeri211,Ankara(1988).

Fincancı, Y. ve Aydın, A.: Zakkum dosyası. Milliyet gazetesi 13-19 Mart (!988).

Aktan, M.: NO şimdilik kullanılamaz. Milliyet gazetesi 19 Temmuz (1990).

Baytop, T.: Bitkilerin ilaç olarak kullanılma koşullan . VII. Bitkisel İlâç Hammaddeleri Toplantısı, Bildirileri 11, Ankara ‘ (1988).

Ulubelen, A.: Türkiye’de antitümor bitkilerle araştırmalar. VII. Bitkisel İlâç Hammaddeleri Toplantısı, Bildirileri 199, Ankara (1988). 6 – Karamanoğlu.K.: Türkiye’de doğal olarak yetişen Lilium (Zambak) türieri-Ankara Üniv. Eczacılık Fak. Mecm. 2:31(1972

dar yükseklikte, kamış görünüşünde, çok yıllık, otsu bir bitkidir. Yapraklar vmızrak biçiminde, sivri uçlu, tarçın kokulu. Çiçekler birçoğu bir arada ve sarı renkli. Vatanı Güney Asya olmakla beraber birçok tropikal ülkede (Hindistan, Güney Asya adaları, Batı Afrika vs.) ekilir. İstanbulda camekânlarda süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir.

Dış görünüşü: 7-15 cm uzunluk ve 1-1.5 cm kalınlıkta, dallı, yassı ve esmer gri renkli parçalardır. Kokusu kuvvetli ve hoş, tadı ise batıcıdır.

Bileşim: Nişasta, rezin ve uçucu yağ (% 1-3) taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Yatıştırıcı ve gaz söktürücü etkilere sahiptir. Halen bilhassa baharat olarak kullanılmaktadır. “Curry powder” tipindeki birçok baharat karışımının terkibine girer.

Kullanılış şekli: Toz günde 0.25-1 gr, infusyon (% 1) günde 1-2 bardak.

ZERAVENT KÖKÜ

Bu isim altında bazı Aristoîochia (Aristolochi aceae) türlerinin kurutulmuş rizomîan kabul edilmektedir. Bu türler çok yıllık, otsu veya çalı biçiminde ve tırmanıcı bitkilerdir. Toprak altı kısmı kü-remsi, uzunca oval veya silindir biçimindedir. Yapraklar genellikle kalp biçiminde, saplı veya sapsızdır. Çiçekler zigomorf (pipo biçiminde), değişik büyüklükte ve renktedir. Türkiyede 25 kadar tür yetiştiği bilinmektedir.

Tedavi kitaplarında genellikle aşağıdaki 3 türden elde edilen rizomlar kayıtlıdır (1). 

A. clematitis L.: Kökler silindir biçiminde, yapraklar saplı, Türkiyede Kuzey Anadolu bölgesinde yetişir.

A. longa L.: Rizom uzunca oval, yapraklar saplı, Türkiyede bulunmayan bir Avrupa bitkisidir.

A. rotunda L.: Rizom küremsi biçimli, yapraklar hemen hemen sapsız, Türkiyenin yalnız Trakya bölgesinde (Edirne, Tekirdağ) bulunmaktadır.

Rizomlar tanen, şekerler, uçucu yağ, rezin, aris-tolohik asit ve az miktarda alkaloit taşımaktadır.

Zeravent kökü, Dioscörides döneminden beri, âdet getirici, idrar arttırıcı, müshil ve romatizma ağrılarını azaltıcı etkilerinden ötürü tedavi alanında kullanılmaktadır.

Dahilen infusyon (% 1-2), bal ile tadlandırıldık-tan sonra, günde 2-3 bardak içilir. Kök ince toz edildikten sonra bal ile macun haline getirilerek de alınabilir. Günde alınacak miktar 4-8 gr arasındadır.

Haricen cerahatli yaralar, ekzema ve buna benzer deri hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Eller ve bacaklarda meydana gelen ekzema ve diğer al-lerjik deri hastalıklarının tedavisi için, hasta kısımlar % 10 oranında hazırlanmış zeravent deköksiyo-nunda 10-20 dakika tutulur ve yaralı yerler aynı de-koksiyona batırılmış tülbent ile sarılır.:

Diğer isimler: Adi zeravent (Radix Aristolochiae longae vulgaris, Rhizoma Clematidis), Uzun zeravent (R. Aristolochiae longae), Yuvarlak zeravent (R. Aristolochiae rotundae).

Bitkilere veriîen isimler: Kabakulakotu, Kurtluca, Loğusaotu, Pipoçiçeği, Zeravendotü (Arapça-dan), Karaasma (A. clematitis için).

A. serpentaria L. veya A. reticulata Nutt. türle* rinin kökleri eskiden “Engerek kökü, Yılan kökü” (Rhizoma Serpentariae) ismi altında kuvvet verici, iştah açıcı ve uyarıcı olarak kullanılırdı.

ZIVIRCIK TOHUMU

Anagyris foetida L. (Leguminosae) türünün kurutulmuş tohumlarıdır. Bu tür 100-300 cm yükseklikte, kuvvetli kokulu bir çalıdır. Yapraklar 3 yaprakçıklı, saplı. Yaprakçıklar basit, tam kenarlı, üst yüz çıplak, alt yüz tüylü, açık yeşil renkli. Çiçekler, 2-12 çiçekli kısa salkımlar halinde. Korolla kelebek biçiminde, sarı renkli, bayrakçık siyah lekeli. Meyva çıplak, 10-20 cm uzunlukta, 3-8 tohumlu bir legümen. Yapraklar ve gövde kabuğu, hoş olmayan, kuvvetli bir kokuya sahiptir. Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaygındır.

Tohumlar alkaloitler (cytisin, anagyrin ve diğerleri) taşımaktadır. Müshil, kusturucu ve kurt düşürücü etkilere sahipse de çok zehirli olduğundan tedavide nadiren kullanılır.

Silifke bölgesinde tohumların yağ ile dövülmesi sonucu elde edilen merhem, haricen çıbanlara karşı, yara iyi edici olarak kullanılmaktadır.

Toksikolojik etki: Bütün bitki ve bilhassa tohumlar zehirlidir. Çocuklar tarafından, fasulye tanesine benzetilerek, yenmesi tehlikeli zehirlenmelere sebep olmaktadır.

Avrupada tıbbi amaçlar için kullanıldıkları halde memleketimizde pek tanınmayan ve buna karşılık Anadoluda da yetişen bitkilerin bir listesini hazırladık. Bundan amaç Avrupa ülkelerinde kullanılan birçok drogun Türkiyeden elde edilebileceğini göstermektir. Bu şekilde drog dışsatımı yapacaklara bir yardımımızın olabileceğini düşünüyoruz.

Avrupa ülkelerine özgü tedavi kitaplarında kayıtlı (1-8) olan bu bitkiler latince adlarına göre alfabetik sıraya konulmuş ve başlıca tedavi özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Bu listeye az kullanılan baz? yerli bitkiler de alınmıştır. .

Acanthus hirsutus Boiss. (Ayıpençesi): Yaprak lar yara iyi edici, balgam söktürücü ve kabız. A. di oscoridıs’İj.>4iİTi^dQ aynı maksatlar için kullanıl maktadır.

Agave americana L. (Agav, Sabırlık): Kökler idrar verici ve terletici. Bitki çit olarak kullanılır.

Agrimonia eupatoria L. (Koyunotu, Kızılyaprak, Kasıkotu, Fıtıkotu): Kökleri kabız ve idrar arttırıcı, çiçekli dallar dahilen fıtığa karşı.

Agrostemma githago L. (Katırçiçeği, Karamuk): Kökler kabız, tohumlar idrar arttırıcı, balgam söktürücü ve kurt düşürücü.

Ajuga reptans L. (Dağ mayasılotu): Çiçekli dallar kabız, ateş düşürücü, kuvvet verici ve idrar arttırıcı.

A. arvensis (L.) Scop. (Arslanayağı, Arslanpençesi): Kök ve yapraklar kabız, idrar arttırıcı ve kuvvet verici.

Alliaria peîiolata (Bieb). Cavara et, Grande (Syn: A. oftıcinalis Andrz.) (Kuşekmeği, Sarımsak-hardalı, Sarımsakotu): Çiçekli dalları ve tohumu idrar arttırıcı, terletici ve balgam söktürücü. Usaresi haricen ekzemaya karşı.

Alnus gluûnosa (L.) Gaertner (Adi kızılağaç): Yapraklar idrar arttırıcı, kabuk kabız ve kuvvet verici.

Amaranthus graeciıans L. (Ohraşan): Çiçekli dallan İstanbul pazarlarında satılır ve sebze olarak kullanılır.

Anagaîlis arvensis L. (Bağırsakotu, Farekulağı, Sülükotu): Çiçekli dalar balgam söktürücü ve idrar arttırıcı.

Anemone albana Stev. (Syn: Pulsatilla violacea Rupr.) (Rüzgârgülü): Çiçekli dallar balgam söktürücü ve idrar arttırıcı.

Garnier, G. ve ark.: Ressources medicinales de la flöre française, 2 cilt, Paris (1961).

Fournier, P.: Le livre des plantes medicinales et veneneuses de France, 3 cilt, Paris (1947-48).

Gessner, O.: Gift-und Arzneipflanzen von Mitteleuropa, Heİdelberg (1974).

Flück, H.: Unsere Heilpflanzen.Thım (1978).

Severino, V.: Plante medicinali et venenose della flora ilaİiana, Roma (T979

6 – Stuart, M.: The encyclopedia of herb and herbaüsm, London (1979).

7  – Müller-Dietz, H. ve ark.: Arzneipflanzen in der Sowjetunion, 7 fasikül, Berün (1960-68).

8  – Schreter, A.İ. ve ark.: Medical flora of Caucasus (rusça), Moskova (1979).

ZAKKUM VE KANSER

Bu açıklama üzerine ilgili hekimler konuyu tartışmaya başlamış, leyh ve aleyhte birçok görüş ileri sürülmüştür.

İstanbul Univ. Deneysel Tıp Araştırmaları Merkezi (DETAM)’nde fareler üzerinde bazı deneyler yapılmış ve sonuçta merkezin yöneticisi Prof.Dr. Sevim Büyükdevrim Dr.Özel’in hulâsasının (NO ekstresi) farelerde kanseri % 100 önlediğinin saptandığını açıklamıştır. Buna karşılık Cerrahpaşa Tıp Fak. Onkoloji Bölümü öğretim üyelerinde Prof.Dr.Uğur Derman DETAM’ın bu tür araştırmaları yapacak bir güçie olmadığını belirtmiştir (3).

Konunun önemi nedeniyle, 31 Mart 1988 tarihinde, Ankara’da toplanan “VII. Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısında “Bitkilerin Kanser Tedavisindeki Yeri ve Nerium oleander” konusu ele alınmış ve bu toplantıya 22 bildiri sunulmuştur (4).

Songül Türköz bu toplantıya sunduğu bildiride Dr.Özel tarafından 1966 yılından beri yapılan uygula-

1  – Baytop. T.: Türkiye’nin doğal kaynaklarından yararlanarak DigiEalis glikozitleri elde edilmesi – TÜBİTAK, Tıp araştırma

Grubu Yürütme Komitesi Sekrcterliği’ne verilen 22.09.1982 tarihli rapor.

2 – Kuyumcu, N.: Düzce yöresinde Digitalis lanata kültürü Uluslararası Tıbbi Bitkiler Kollogiumu 105. İzmir (1975).

3-    Milliyet gazetesi 16 ve 17 Şubat (1988).

4-    VII. Bitkisel İlâç Hammaddeleri Toplantısı, Bildiriler, Ankara (1988).

malan iyi bir şekilde incelemiş ve gerekli araştirmala-nn bilimsel düzeyde yapılmadığı için Dr.Özel’in iddialarının inandırıcı olmadığı sonucuna varmıştır (1).

Meydana gelen tartışmalara bir açıklık getirmek için Yurdakul Fincancı ve Asuman Aydın, Dr. Özel ile uzun bir konuşma yaparak, iddiaları “Zakkum Dosyası” adı altında 7 bölüm halinde yayınlarmşlardır(2).

Bu konu, bir bitkiden etkili bir bileşik elde edip ilaç haline getirilmesinde uygulanması zorunlu incelemelerin (4) (analitik, toksikolojik, farmakolojik ve klinik) yapılmadan yola çıkılmasının hüzünlü bir hikâyesidir. Yeterli bilgi, beceri ve tesise sahip bulunmadığımız için girişim emek, para ve zaman kaybıyla sonuçlanmıştır.

Prof. Ayhan Ulubelen (İstanbul) 1968 yılından beri Türkiye bitkileri üzerinde antitümor madde araştırmaları yapmaktadır. Bu araştırmalar bitki örneklerinden hazırlanan alkol hulâsalarının Ameri-ka’daki NIH (National Institute of Health) merkezine yollanarak, fareler üzerinde yapılan deneyler ile, antitümor bir etkiye sahip bulunup bulunmadığının saptanmasından ibarettir (5).

Bu güne kadar yapılan deneylerde antitümor etkisi olan ve tedavi maksadıyla kullanılabilecek özelliğe sahip bulunan etkili bir bileşik saptanamamıştır,