CEDVAR

Curcuma zedoaria Roscoe (Zingİberaceae) türünün tam halde veya dilimler halinde kesildikten sonra güneşte kurutulmuş rizomudur. Bitki Hindistan, Çin ve Doğu Hint adalarında yetiştirilir.

Dış görünüş: Bitki yuvarlak ve uzun olmak üzere iki değişik biçimde rizom meydana getirir. Bu nedenle ticarette “Yuvarlak cedvar” ve “Uzun cedvar” olmak üzere iki çeşit cedvar bulunur. Genellikle 4 cm kadar uzunlukta muntazam olmayan parçalar veya 1 -2 cm kalınlıkta dilimler halindedir. Rengi grimsi sarıdır. Kokusu baharlı olup zencefili andırır. Lezzeti biraz acıdır.

Bileşim: Uçucu yağ ve rezin taşımaktadır.

‘Etki ve kullanılışı: İştah açıcı, uyarıcı, idrar arttırıcı, balgam ve gaz söktürücü etkilere sahiptir. Halen bilhassa baharat olarak kullanılmaktadır.

Dallimore, W. and Jackson. A. B.: A handbook of Coniferae, incîuding Ginkgoaceae 179, London (1948).


Kullanılış şekli: Toz 0.5-1 gr, günde birkaç defa alınır. Dekoksiyon (% 2-5) günde 2-3 bardak içilir.

Diğer isimler: Ceduvar, Zidvar, Zalumba kökü, Zurumbaz

Bütün Bitkilerden Hazırlanan Yara Merhemleri

Yara Tozu

*25 gr altınmühür kökü,
*25 gr usnea,
*25 gr ekinaka kökü veya tohumu ,
*25 gr okaliptüs yaprağı ,
*25 gr ardıç yaprağı.

Hazırlanışı:
1. Bütün bitkileri olabildiğince ince toz haline getirin. Ben genellikle havanla başlayıp kahve değirmeni ile devam ederim.
2. Bitkiler toz haline geldikten sonra ince bir elekten eleyin.
3. Bu tozu dondurucuda veya güneş ışığından uzakta çok iyi kapanan bir kapta saklayın. Bitki tozları iyi korunmazlarsa güçlerini oldukça çabuk kaybederler. En azından, bu karışım donmuş halde değilse 6 ayda bir yenilenmelidir; donmuş halde ise, en az yılda bir yenilenmelidir.

Kullanım: Toza ihtiyaç olduğunda, ıslak yaraların üzerine bol bol serpin. Kanamayı durduracak, enfeksiyonu önleyecek ve hücre bağlanmasını uyaracaktır. Enfekte, sızan, iltihap dolu yaralar açılmalı ve temizlenmelidir ve gerek duyuldukça toz yaranın üzerine bol bol serpilmelidir. Yara bir defa temiz olarak iyileşmeye başladığında müdahale edilmemelidir.Örneğin kaşınmamalı veya tekrar açılmaya çalışılmamalıdır; sadece gerektikçe daha fazla yara tozu serpilmelidir.

Bu ayni formül atlet ayağı mantar hastalıklarında ayakların üzerine veya ayakkabıların içine ve çoraplara serpilebilir.

Bitkisel İlaçlar Neden Ümit Vaadediyor

Bakterilerin doğası gereği, yeni antibiyotiklerin problemi erteleyeceklerini tahmin etmek yanlış olmaz; zaman için de bakteriler onlara karşı dirençli hale geleceklerdir. Böylece,bu probleme antibiyotikler yerine bitkisel ilaçlar ile çözüm aramak büyük ümitler vaadetmektedir, çünkü bitkiler antibiyotiklerden çok daha karmaşık bir kimyasal yapıya sahiptirler. Örneğin, sarımsağın 33 sülfür birleşiği, 17 amino asit ve bir düzine diğer birleşiklere sahip olduğu gösterilmiştir. Bunun aksine, farmosötikler sadece bir tek birleşikten meydana gelmişlerdir.

Penisilin penisilindir, tetrasiklin tetrasiklindir. Aslında farmosötik antibiyotikler basit maddelerdir, karışık değildirler ve bu yüzden bakteriler onların etkilerini nasıl dönüştüreceklerini çok kolaylıkla anlayabilmektedirler. Ama sarımsak gibi bitkiler çok karmaşıktırlar. Örneğin, bir diğer iyileştirici bitki beyaz civanperçemi bu güne kadar tespit edilebilmiş 120’den fazla değişik birleşiğe sahiptir. Bir kişi beyaz civanperçemini bitkisel ilaç olarak aldığında gerçekte 120 değişik ilacı vücuduna almaktadır ve bütün bu ilaçların her biri, biri birileri ile evrimsel bir denge içindedir. Onlar insan vücudunun içinde biri birilerinin etkilerini güçlendirir, arttırır ve yatıştırır. Bu karmaşık kimyasal madde ile karşılaştığında, istilacı bakteriler için direnç geliştirme veya antibiyotiğin darbesinden kaçınma çok daha zor olmaktadır. Belki de kaçınılmaz olarak, bilim adamları farkında olmadan bitkisel ilaçları taklit etmeye başlıyorlar.

Farmosötik ilaçların karıştırılmasının daha iyi iş göreceğini keşfediyorlar; aynı anda iki bazen de üç antibiyotiği bir arada kullanıyorlar. Bu hala bitkisel ilaçların karmaşıklığından çok uzaktır ve bu basit bitkisel ilaç taklidi hala yeterli değildir; bakteriler farkına varıp karışımlara karşı direnç geliştirmektedirler.

Bitkisel ilaç cilt kanseri tümörlerini azalttı

Amerikan biyoteknoloji şirketi Genentech’in geliştirdiği ve ağızdan alınan “GDC-0449″ ilacı, kanser hücrelerinin çoğalmasında önemli etken olan “hedgehog” (kirpi) adı verilen proteini durdurdu.

“New England Journal of Medicine” dergisinin internet sitesinde yayımlanan araştırmada, bilim adamlarının “veratrum californicum” bitkisinden elde edilen siklopamin maddesinin genlerinde değişiklik yaparak ilacı geliştirdiği belirtildi.

bitkiselilaçKlinik deney çalışmalarında, cilt kanserine yakalanan ve bu tedavinin uygulandığı otuz hastadan onsekizinde kanser tümörlerinin azaldığı ya da belirtilerde iyileşme görülürken, onbir hastanın durumunun uzun süre “istikrarlı olduğu” gözlendi.

Yalnızca dört hastada kanser tümörleri büyümeye devam etti. İlacın ayrıca, beyin kanserinin en sık rastlanan türüne (medülloblastom) yakalanan bir hastada da etkili olduğu, tümörün büyük oranda küçüldüğü belirlendi.

Ciddi hiçbir yan etkiye rastlanmadığını belirten bilim adamları, şu an en sık rastlanan cilt kanseri türünün (bazoselüler epitelyoma) etkili tedavisinin bulunmaması sebebiyle bu sonuçların önemli olduğuna dikkati çektiler.

Bitkisel Ürünler İlaçlardan Daha Güvenli Değil

Uzmanlar bitkisel ürünlerin alımı ve tüketilmesi konusunda çok dikkatli olunması yönünde uyarıda bulunuyorlar.

Günümüze değin bilinçli bilinçsiz çok fazla tüketilen bitki çayları teknolojinin gelişimi ile tabletlere sığdırılarak gelişip büyüyen sektör oluşturuldu.

Bitkisel ürün pazarı hızla büyürken uzmanlar bu ürünlerin ilaçlardan daha güvenli olmadığı yönünde uyarılarda bulunuyor.

Halk arasında çok fazla tüketilen hatta ilaçlardan öncelikli olarak tercih edilen bitkisel ürünler doğru kullanıldığında faydası görülebilir.

bitkilerYalnız bitkisel ürünler faydalarının yanı sıra bazı kişilerde ciddi anlamda tehlikeli olabiliyor, hiç bir yan etkisi yoktur demenin gerçekliğinin olmadığına dikkat çekiliyor.

Satıcıların tamamen ticari anlayışı ile ürünlerinin doğal olduğunu söylemesi de kaçınılmazdır. Bu anlamda kesinlikle gözü kapalı bitkisel ürünleri kullanmadan önce doktora danışmakta yarar var deniliyor.

Üstelik bitkisel ürünler kullanılmadan önce test edilmediğinden uzmanlar güvenli olmadığı uyarısında bulunuyor.

Bitkisel ürünlerin bir kısmı toksik maddeler ve polen içerirken, bir kısmında arsenik, kurşun, civa ve peptisid gibi zehirli maddeler bulunuyor ve bir çok kişide türlü hastalıklara sebep olabiliyor. Bazılarında ise steroid ve östrojen bulunurken üzerindeki etikette belirtilmiyor.