ADAÇAYI YAPRAĞI

Salvia officinalis L. (Labiatae) türünün çiçek açma zamanında toplanıp gölgede kurutulmuş yapraklarıdır. Bu tür 50-100 cm yükseklikte, morumsu mavi çiçekli, basit yapraklı, çok yıllık ve çalımsı bir bitkidir. Orta Avrupa ve Batı Balkanlarda yabani olarak bulunur. Türkiyede nadiren bahçelerde yetiştirilmektedir.

Dış görünüşü: 3-8 cm uzunluk ve 1-4 cm genişlikte, kenarları hafif dişli, her iki yüzden de sık tüylü ve gümüşi renkli, basit yapraklardır.

Bileşim: Tanen, acı madde ve uçucu yağ {% 1-2.5) taşımaktadır. Uçucu yağda tuyon (% 30-50), sîneol (%15) ve borneol (% 10) bulunmaktadır.

Etki ve kullanılış: Gaz söktüriicü, antiseptik (boğaz ve burun hastalıklarında), kuvvet verici ve uyarıcı etkilerden dolayı dahilen ve haricen kullanılır.

Kullanılış şekli: Infusyon (%l-5) dahilen veya gargara halinde.

Yetiştirme: Ege bögesinde (İzmir) yapılan yetiştirme denemelerinde; 1. yılda 315 kg/da, 2. yılda 450 kg/da ve 3. yalda 374 kg/da gibi yüksek kuru yaprak verimi elde edilmiştir. Uçucu yağ miktarı % 2 civarında bulunmuştur (1,2).

Diğer isimler: Dişotu, Tıbbi adaçayı. Adaçayı yapraklan, ilk çağlardan beri, tedavi

alanında kullanılmaktadır. Kullanılışı en yaygın olan Tıbbi adaçayı türünün yaprağıdır. Orta çağda bu drog “Her derde deva” bir ilâç olarak kabul ediliyordu.

Anadoluda 90 kadar Adaçayı {Salvia) türü bulunmaktadır. Bunlardan bazıları taşıdıkları uçucu yağ ve bu yağlarda bulunan terpenik * “ıcjiklar yönünden İncelenmiştir (3).

Tedavi alanında kullanılan ve Türkiyede yetişen türler şunlardır

S.fruîicosa Miller (Syn: S, triloba L. fil.) (Anadolu Adaçayı): 120 cm yüksekliğe kadar eriyebilen, çalı görünüşünde, çok yıllık bir bitkidir. Dallan yatık ve beyaz renkli tüylere kaplıdır. Yapraklar saplı, .basit veya 1-2 kulakçıklı, grimsi beyaz renkli ve kuvvetli kokuludur. Çiçekler 2-6 tanesi bir arada ve leylak renklidir. Batı ve Güneybatı Anadoluda bol olarak yetişmektedir.

Yapraklan (Folium Salviae trilobae) kimyasal yapı ve tedavi etkisi bakımından Tıbbi adaçayı yaprağına benzemektedir. Memleketimizde, Tıbbi adaçayı yerine, bu türün yaprakları kullanılmakta

Türkiyenin bir ihraç ürünüdür.


Diğer isimler: Elma çalbası.

ELMA YAĞİ (Oieum Salviae trilobae): S.fruti-osa Miller türünün yapraklı ve çiçekli dallarından su buhan distilasyonu ile elde edilen uçucu yağdır. Memleketimizde bilhassa Muğla ve Fethiye bölgelerinde elde edilmektedir. Distillasyon ile % 3 cıva-

1  – Ceylan, A.: Salvia officinalis L. (Tıbbi adaçayı) üzerinde bir çalışma – Ege Üniv. Zir. Fak. Derg. 13 (3): 283 (1976).

2 – Ceylan A., ve ark.: Salvia officinalis L.’nin agronomik ve teknolojik Özelliklerine azottu gübrelemenin etkisi üzerinde

araştırma – Ege Üniv. Zir. Fak. Derg. 16 (3): 83 (1979).

3 – Şarer, E.: Anadolu’da yetişen bazı Saivia (Labiatae) türlerinin uçucu yağlan üzerinde araştırmalar I ve II – IV. Bitkisel ilâçında uçucu yağ elde edilir. Sarımsı veya renksiz, Özel kokulu ve yakıcı lezzetli bir sıvı olup % 60 kadar sineol taşımaktadır (1). ,

Gaz söktürücü, midevi, ter kesici ve idrar arttırıcı etkileri vardır. Dahılen küçük miktarlarla (günde 3-5 damla), bir fincan suya damlatılarak içilir. Yüksek miktarlarda zararlıdır. Haricen yara iyi edici ve antiseptik olarak kullanılmaktadır.

Bu uçucu yağa “Elma yağı” denilmesinin sebebi, bu yağın elde edildiği S. triioba türünün bazı dalları üzerinde, küçük bir elmayı andıran, esmer yeşil renkli mazıların bulunmasıdır.

Diğer isimler: Acıelma yağı.

S. aethiopis L. (Yünlü adaçayı): 30-100 cm yükseklikte, dalları yünlü gibi beyaz tüylü, kuvvetli gövdeli ve beyaz çiçekli bir bitkidir. Yapraklar saplı, dişli kenarlı ve genç iken yünlü gibi tüylüdür. Türkiyede yaygın bir türdür.

Yaprakları ve çiçek durumları midevi ve uyarıcı olarak kullanılmaktadır. Antik dönemden beri tanınan bir türdür. 0 cm yükseklikte, tüylü ve çok yıllık bir bitkidir. Yapraklar 4-8 cm uzunlukta ve 1-3 cm genişlikte, saplı, sık tüylü, alt yüzde grimsi renkli ve kenarları kritikli. Çiçeklerin 2-6 tanesi bir arada. Batı ve Orta Anadoluda oldukça yaygın bir türdür.

Çiçek durumları % 0.2 oranında uçucu yağ taşımaktadır (2),

Yapraklarından hazırlanan infusyon, Niğde bölgesinde, haricen yara ve çıbanların tedavisinde kullanılmaktadır.

S. forskahlei L. (Şalba): Taze yaprakları pazarlarda (İnebolu, Kastamonu) satılır ve et dolması yapılmasında kullanılır. Diğer isimler: Müsellin (Kastamonu: Azdavay, Daday), • •

S. multicaulis Vahi (Kürt reyhanı): 15-50 cm yükseklikte, çok yıllık ve mor çiçekli bir türdür. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bol olarak yetişir.

Yaprakları, Doğu Anadoluda, haricen yara iyi edici olarak kullanılmaktadır.

S. sciarea L. (Ayıkulağı, Misk adaçayı, Tüylü adaçayı): 100 cm kadar yükselebilen iki veya çok yıllık, leylak veya soluk mavi renkli çiçekleri olan bir bitkidir. Yapraklar sapli, kalp biçiminde ve tüylüdür. Türkiye’de yaygın bir türdür.

Çiçekli dalları (Herba Salviae sclareae) tanen, rezİn, acı madde ve uçucu yağ (% 0.3-0.9) taşımaktadır (3)

Çiçekli dallar veya yapraklar midevi, kabız, terlemeyi azaltıcı ve yatıştırıcı olarak, infuzyon (%5) halinde, kullanılmaktadır.

5. tomentosa Mitler (Büyük çiçekli adaçayı): 100 cm kadar yükseklikte çalı görünüşünde bir bitkidir. Çiçekler leylak renkli, korolla 25-30 mm uzunlukta. Yapraklar saplı, uzun oval biçiminde ve dip kısmı yuvarlak veya kalp biçiminde. Anadolnun bilhassa dış kısımlarında yetişir. Yapraklar Tıbbi adaçayı yaprağı yerine kullanılır.

S. verbenaca L. (Yabani adaçayı): 100 em kadar yükselebilen iki veya çok yıllık, çiçekleri morumsu mavi renkli olan bir bitkidir. Yapraklar basit, saplı, tüylü, uzunca oval veya kalp biçimindedir. Anadoluda yaygın bir türdür.

Yaprakları Misk adaçayı gibi kullanılırsa da kokusu ve etkisi daha zayıftır, Tohumlan bol miktarda müsilaj taşır. Bu müsilajın Doğu ülkejerınde göz hastalıklarına karşı kullanıldığı kayıtlıdır (4). “‘

S. virgata Jacq. (Yılancık): 80-100 cm yüksekliğe erişebilen çok dallı ve çok yıllık otsu bir türdür. Çiçekler koyu mor renkli. Yapraklar dip kısımda ve rozet biçiminde bir araya toplanmış, saplı, uzunca yumurta biçimindedir. Türkiyede yaygın bir bitki

Çiçek durumlarında % 0.3 oranında uçucu yağ bulunduğu saptanmıştır (5).

– Yapraklar haricen yara iyi edici olarak kullanılır.

1  – Berk (Baytop), A.: Elma yağı (l’esscnce de Salvia triloba L. f.) – Farmakolog 21: 198 (1951).

2 – Baytop, T.: Yayınlanmamış bir araştırmanın sonuçlarına göre.

3  – Gürgen, A. R.: Türkiyenin önemli eteri yağlan üzerinde araştırmalar, I – Ankara Y. Zir. Enst. Derg. 6 (2): 301 (1946).

4 – Fournıer, R: Le livre des plantes medicinales et veneneuses de France 3: 392 Paris (İ948). 5- Baytop, A.: Salvia virgata Jacq., La plante et l’essence – Fol. Farm. 3: 3 (1954).

S. viridis L. (Syn: S. horminum L.) (Yeşil adaçayı): 40 cm kadar bir boya erişebilen bir yıllık otsu bir bitkidir. Yapraklar basit, saplı, dişli kenarlı ve gövdenin dip kısmında rozet biçiminde bir arada. Çiçekler morumsu veya beyaz renklidir. Anadolu-nun dış kısımlaruıda ve Trakyada bulunur.

Etki ve kullanılışı Misk adaçayı gibidir.

DAĞÇAYI

Kullanılan türler genellikle uçucu yağ, tanen ve acı madde taşımaktadır. Kimyasal yapıları henüz etraflı bir şekilde incelenmemiştir (2, 3, 4). ;;

Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler.

Infusyon (% 1-5) halinde kullanılmaktadır. Pratikte bu bitkilerden infusyon hazırlamak için şöyle hareket edilir: Bir bardak sıcak su içine çiçekli bir dal veya birkaç yaprak atılır. Bardaktaki suyun rengi sarımsı oluncaya kadar beklenir. Sonra atılan drog parçası dışarı alınır. Elde edilen infusyon biraz şeker ile tadlandınlarak içilir. .

Kullanılan türler ve bu türlere verilen isimler yörelere göre çok değişmektedir. Memleketimizde çok kullanılan türler ve isimler şunlardır:

I – Stachys türleri:

S. lavandulifolia Vahi  Konya ve K. Maraş (Ahırdağ) bölgesi.

5. recta L. Antalya bölgesi.

II – Sideritis türleri:

5. arguta Boiss. et Heldr. (Dağ çayı, Yayla çayı) Antalya bölgesi.

S^rgyrea P. H. Davis (Eşek çayı)  Antalya bölgesı.

5. bilgerana P. H. Davis  Konya bölgesi.

S. hispida P. H. Davis  Konya bölgesi.

5. perfoliata L. (Dağ çayı)  Güney Anadolu (Alanya).

5. pisidica Boiss. et Heldr. (Çay çalbası)  Muğla, Antalya.

S. syriaca L.  Güneydoğu Anadolu, Antalya.

5. tmolea P. H. Davis (Balbaşı, Sivri çayı) -Ödemiş, İzmir bölgesi.

III   – Phlomis türleri: “Ballıkotu”, “Çalba”, “Şalvarotu” veya “Şalba” ismiyle tanınır ve Adaçayı yaprağı gibi uyarıcı olarak kullanılır.,. Başlıca türler şunlardır:

P. armeniaca Willd.  Orta Anadolu bölgesi.

P. lunariifoiia Sibth. et Sm.  Güney Anadolu (Antalya) bölgesi.

P. lycica D. Don  Batı ve Güney Anadolu (Aydın, Muğla, Antalya) bölgeleri.

1  – Ergenç, N.: Daphne pontica L. üzerinde kimyasal araştırmalar İstanbul Üniv. Ecz. Fak. Mecm. 4: 72 (1968).

2 – Sezik, E. ve Ezer, N.: Türkiye’de halk ilâcı ve çay olarak kullanılan bitkiler üzerinde morfolojik ve anatomik araştırmalar I.

Sideritis congesta P.H. Davis et Hub.-Mor.Doğa Bilim Dergisi: Tıp, 7: 163 (1983).

3 – Sezik, E. ve Ezer, N.: Sideritis congesta’mn diterpenleri ve diğer Sideritis türleri ile karşılaştırılması  IV. Bitkisel İlâç

Hammaddeleri Toplantısı, bildiriler 103, Eskişehir (1983).

4 – Sezik, E. ve ark. Sideritis congesta Davis et Huber Morath’m flavonoitleri Ecz. Bült. 24 (I); 4 (1984).

IV – Thymbra türleri:

T. spicaîa L. (Karabaş kekik, Sater^Zater) -Güneydoğu Anadolu bölgesi (Gaziantep).

V – Dorystoechas türleri:

D. hastata Boiss. et Heldr. ex Bentham (Esas çal-ba, Gerçek çalba)Güneybatı Anadolu (Antalya).

Bu türlerden elde edilen droglar ancak yöresel olarak kullanılmaktadır. İstanbul aktarlarında yukarıdaki türlerden elde edilmiş droglar satılmamaktadır.

KUŞBURNU

Dış görünüş: 1-2.5 cm uzunlukta, yumurtamsı biçimli, turuncu kırmızı veya kırmızı renkli, uç kısmında kaliks ve erkek organ parçaları bulunan taneler halindedir. İçinde beyaz renkli, üzeri tüylü, çekirdekler (meyva) bulunur. Sonbaharda olgunlaşır.

Kuşburnu ticarette çekirdekli (Fructus Cynosbati cum semine) veya çekirdeklerinden kurtarılmış (Fructus Cynosbati sine semine) olarak bulunur. Çekirdekleri (Semen Cynosbati) yatıştırıcı etkiye sahiptir.

Bileşim: Şekerler, organik asitler, tanen ve vitaminler (A, B, C) taşımaktadır. Bilhassa vitamin C bakımından zengindir. 100 gr kuru kuşburnu meyvası 500-1700 mgr arasında vitamin C taşır (1).

Etki ve kullanılış: Kabız ve kuvvet verici etkilere sahiptir. Halk arasında şeker hastalığına karşı da kullanılmaktadır. Tavşanlar üzerinde yapılan deneylerde kan şekerini düşürücü bir etkisinin bulunmadığı gösterilmiştir (2).

Anadoluda bilhassa ezme şeklinde kullanılır. Meyvalar suda kaynatılır, ezilir ve kurutulur (Kuşburnu kokocu, Erzurum, Resim 99) veya çekirdeklerinden kurtarılmak için elekten geçirilir, sulu kısım, hafif ateş üzerinde, bulama kıvamına kadar yoğunlaştırılır. Reçel gibi ekmek üzerine sürülerek yenir. Bir ihraç ürünüdür.

Kullanılış şekli: İnfusyon (% 5) veya toz (günde 0.5-1 gr) halinde kullanılmaktadır (3).

Diğer isimler: Gülburnu, Gülelması, İtburnu, Köpek gülü meyvası, Şillan (Pötürge), Yaban gülü

mey vasi.

Anadolu’da doğal olarak yetişen TRosa türünün meyvalarrnda bulunan vitamin C (askorbik asit) miktarları M. Coşkun ve arkadaşları tarafından saptanarak yayınlanmıştır (4).

Bitkisel Ürünler İlaçlardan Daha Güvenli Değil

Uzmanlar bitkisel ürünlerin alımı ve tüketilmesi konusunda çok dikkatli olunması yönünde uyarıda bulunuyorlar.

Günümüze değin bilinçli bilinçsiz çok fazla tüketilen bitki çayları teknolojinin gelişimi ile tabletlere sığdırılarak gelişip büyüyen sektör oluşturuldu.

Bitkisel ürün pazarı hızla büyürken uzmanlar bu ürünlerin ilaçlardan daha güvenli olmadığı yönünde uyarılarda bulunuyor.

Halk arasında çok fazla tüketilen hatta ilaçlardan öncelikli olarak tercih edilen bitkisel ürünler doğru kullanıldığında faydası görülebilir.

bitkilerYalnız bitkisel ürünler faydalarının yanı sıra bazı kişilerde ciddi anlamda tehlikeli olabiliyor, hiç bir yan etkisi yoktur demenin gerçekliğinin olmadığına dikkat çekiliyor.

Satıcıların tamamen ticari anlayışı ile ürünlerinin doğal olduğunu söylemesi de kaçınılmazdır. Bu anlamda kesinlikle gözü kapalı bitkisel ürünleri kullanmadan önce doktora danışmakta yarar var deniliyor.

Üstelik bitkisel ürünler kullanılmadan önce test edilmediğinden uzmanlar güvenli olmadığı uyarısında bulunuyor.

Bitkisel ürünlerin bir kısmı toksik maddeler ve polen içerirken, bir kısmında arsenik, kurşun, civa ve peptisid gibi zehirli maddeler bulunuyor ve bir çok kişide türlü hastalıklara sebep olabiliyor. Bazılarında ise steroid ve östrojen bulunurken üzerindeki etikette belirtilmiyor.

Zencefil (Zingiber officinale)

Etkileri: Bakteri öldürücü, virüs öldürücü, dolaşım uyarıcısı, iltihap giderici, terletici, spazm çözücü, kusma önleyici, mantar öldürücü, tansiyon düşürücü, kanın pıhtılaşmasını önleyici, gaz giderici, ağrı kesici, öksürük durdurucu.

Etkiledikleri: Sıtma, Shigella dysenteriae, Staphylococoıs aureus, Pseudomonas aeruginosa, Candida albicans, Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae, Streptococcus türleri, Salmonella türleri.

Zencefil Hakkında

Zencefil sıcak iklimlerde bir gıda katkısı olarak uzun bir tarihi geleneğe sahiptir. Besinlerde kullanılan pek çok diğer baharatlar gibi, o da günümüzde özellikle ticari besinler ile başımıza bela olan pek çok besin kaynaklı patojene karşı güçlü antibakteriyel etkinlik gösterirler.Shigella, E. coli ve Salmonella. Zencefil pek çok insan patojen bakterilerine karşı da etkilidir.

O geleneksel olarak soğuk algınlığı ve gribin tedavisi için ilk tercih edilen bir bitki olmuştur. Yüksek miktarlarda emniyetli oluşu ve tadının yine de oldukça iyi olması nedeni ile özellikle çocuklar için faydalıdır. Oldukça az bilinen bir konu zencefilin öksürük önleyici (antitüssif) etkisinin andırmasıdır ve onun güçlü balgam söktürücü ve antihistamin etkileri hava yolları salgılarını inceltir ve atılmalarını kolaylaştırır. Bu onu üst solunum yolları hastalıkları için mükemmel bir bitki yapar. Zencefil ağrıyı giderir, bağışıklık etkinliğini uyarır, iltihabı azaltır ve terlemeyi uyarır, böylece ateşlerin azalmasına yardım eder.

Pek çok geleneksel ateş bitkileri gibi, sıtma için özeldir. Onun kramp gidericiliği ve ishali azaltma veya gidermesi, onu dizanteri için çok faydalı kılar. Bulantı önleyici bir bitki olarak kusmaların önlenmesine yardım eder. Yüzeyel dolaşımı uyardığından, kol ve bacakları ısıtır ve sıtma, soğuk algınlığı ve grip ile ilgili üşümelerin önlenmesinde yardımcıdır.

Onun klinik kullanımlarından biri de yanıklar içindir. Bir pamuk parçasına emdirilen ve yanıklara uygulanan taze zencefil özsuyu, anında bir ağrı giderici (hatta açık su keselerinde bile) olarak iş görür, iltihaplanma ve su toplanmasını azaltır ve enfeksiyonlara karşı antibakteriyel korunma sağlar.

İnsan vücudunda geniş bir etki yelpazesine sahiptir, katarakt, kalp hastalığı, migren, inme, adet görememe, angina, atlet ayağı, bursit, kronik yorgunluk, soğuk algınlığı ve grip, öksürük, depresyon, baş dönmesi, ateş, kısırlık, sertleşme sorunları, böbrek taşları, Raynaud hastalığı, siyatik, tendinit ve viral hastalıkların tedavisinde etkili bulunmuştur.

Hazırlama ve Dozaj

Çay olarak, kapsül içinde, tentür olarak veya besinlerle birlikte alınabilir.
Çay: Taze kök 30 gr’ı 250 ml suda 5 dakika demlenir. Kuru kök 1 çay kaşığı 250 ml suda 10 dakika hafif ateşte kaynatılır. Akut dönem boyunca, gün içinde için.

Tentür: Taze kök % 95’lik alkol ile 1:2, günde 4 defa, alkol ile 1:5, günde 4 defaya kadar 20 ila 40 damla.
Besin: Sık sık her şeyin ve herhangi bir şeyin içine.