Blok zinciri gayrimenkul sektörünü nasıl etkileyecek?

Zingat.com İnovasyon Direktörü Mete Varas, blok zincirinin (Blokchain) gayrimenkul sektörüne etkisini yazdı…

Teknolojinin ağırlığı ve etkisi herkes tarafından bireysel yaşamda ve her sektörde faaliyet gösteren şirketlerce fazlasıyla hissedilir hâle gelmiş durumda. Bunu neredeyse her hafta bir taneye düşen etkinliklerden ya da LinkedIn’de artan oranda rastladığımız “dijital dönüşüm danışmanı” unvanlarından da anlayabiliriz. Çoğu geleneksel şirket kendisini “biz aslında konusu X olan teknoloji şirketiyiz” şeklinde yeniden konumlamaya çalışıyor.

Göreceli olarak daha konvansiyonel sayılan (olan) gayrimenkul sektörü de son dönemde büyük bir değişime girmiş bulunuyor. Gayrimenkulün aynı zamanda dünyadaki en büyük varlık sınıfı olması buradaki değişimi her ülke/şirket/birey için çok daha önemli yapıyor. 2012–2016 yılları arasında global ölçekte doğrudan gayrimenkule olan yatırım 166 milyar dolardan 320 milyar dolara çıkarken proptech (gayrimenkulde teknolojiyi kullanarak yenilik getirmeye çalışan şirketlere verilen genel ad olan) şirketlerine yapılan yatırım miktarı yüzde 1200 artarak 221 milyon dolardan 2.6 milyar dolar seviyesine zıplamıştır. Endüstri 4.0, Nesnelerin İnterneti (IoT), Yapay Zeka, Robotlaşma, Blok zinciri (Blockchain), Sanal Gerçeklik (VR) , Artırılmış Gerçeklik (AR), Bulut Yazılım, 3D Yazıcılar…

Tüm bu başlıkların sektör üzerinde yıkıcı etkileri olacaktır. (Yıkıcıyı olumlu anlamda yazıyorum) Bunların her biri ayrı bir iş alanı ve dikey. Ancak bu yazıda spesifik olarak blok zinciri (Blockchain) konusunu yazmak istiyorum. Yeni teknolojilere sürekli yatırım yaparak emlak danışmanlarına, gayrimenkul geliştiricilerine ve son kullanıcılara hayatlarını kolaylaştıracak ürün ve hizmetler çıkaran, bunun için Ar-Ge merkezi kurmuş ve heyecan verici projeler geliştiren Zingat.com’da bu konuyu da her yönü ile inceliyoruz. Amacım bu konuda genele hitap eden Türkçe bir makale olmasını sağlamak ki bu sebeple tüm teknik terminolojinin özellikle Türkçe karşılıklarını seçerek yazıyorum. Umarım başarılı olurum çünkü blok zinciri teknolojik tarafını çıkararak sadece faydaları ve etkisi anlatıldığında kişilerde dünyaya gelmiş mucize olarak algılanmakta.

“İnternetin hayatımıza girmesi ile tüm iş yapış şeklimiz değişti” yönergesi ne kadar doğru değil mi? En azından şunu düşünün, eskiden iletişim kurmak için mektup-zarf-pul, onu gönderip/almak için de posta idaresi vardı. Şu anda e-posta ile mektubu karşı tarafa (hatta taraflara) doğrudan atıyoruz, arada aracı bir kurum yok. Hatta e-postadan daha çok anlık mesajlaşma yazılımları ile iletişim kuruyoruz. Web siteleri broşür formatından alışveriş yapılan gelişmiş pazaryerlerine kadar evrildi. Resimlerimizi, yazıları, dosyaları tamamen sayısal olarak oluşturuyoruz, saklıyoruz ve paylaşıyoruz.

Ancak konu değerli bir varlığın saklanması ve/veya paylaşılması durumunda (para, tapu, bilet, sanat eseri, fikri mülkiyet, hisse senedi…) internetin hepimizin farkında olduğu gibi bazı sınırlamaları var. Sebebi basit, sayısal dosyalar kolaylıkla kopyalanabiliyor.

Blok zinciri devrimsel bir teknoloji

Blok zinciri işte tam da bu büyük problemi ortadan kaldıran devrimsel bir teknoloji. Harvard Üniversitesi öğretim üyelerinden Don Tapscott dahil birçok kişi tarafından “Yeni Internet” olarak da adlandırmasının sebebi bilginin internetinden değerlerin internetine geçiş yapmamızı sağlamasıdır. Türkçe’de dağınık defter yapısı olarak da adlandırılan blok zinciri en genel anlamıyla dijital ortamda işlemlerin açık ve güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Blok zinciri üzerinde yapılan her bir işlem dünyaya yayılmış bilgisayarlar üzerinde eş zamanlı olarak sorgulanır, tüm kayıtlarda bu işlem/değişiklik kontrol edilir ve sistemdeki kayıtların çoğu bu yeni kaydın doğruluğunu onaylarsa sisteme dâhil edilir. Bu dağıtık sistem neticesinde, zincir merkez ihtiyacı olmadan sürekli çalışabilir. Merkezi bir kontrolü olmayan dağıtık bir veri tabanı olan blok zincirini artık herkesin ne olduğunu bilmese de en az bir kere duymuş olduğu Bitcoin bilinir kılmıştır zira sanal/kripto para Bitcoin arkasında bu teknoloji vardır. Son küresel kriz sonrasına denk gelen 2009 yılında ortaya çıkan Bitcoin, herhangi bir kuruma, ülkeye ya da kişiye bağlı değildir. Bitcoin, kişiden kişiye (P2P) doğrudan transfer imkanına sahiptir. Hiçbir aracıya ihtiyaç duymaz. Bugüne kadar iş ve sosyal hayatın bir parçası olan “güvenilir üçüncü taraf” kavramı blok  zincir ile ortadan kalkmaktadır. Kısaca Bitcoin, blok zinciri teknolojisinin vaad ettiklerini kanıtlayan uygulama olmuştur. Bitcoin’in yanında Ethereum platformu işlemlere akıllı sözleşme ekleyebilme ve kendi sanal para yaratılabilme özelliği getirmiştir. Akıllı sözleşmeler nedir? Akıllı sözleşmeler (smart contracts) yazılımın insanların dahli olmaksızın sözleşme vaatlerinin yerine getirilmesinin, izlenmesinin ve uygulanmasının sağlamasıdır. Akıllı sözleşmelerin en çekici özelliği, dava ve mahkemelere olan ihtiyacı büyük ölçüde azaltma, hatta ortadan kaldırma potansiyeline sahip olmasıdır. Akıllı bir sözleşme ile taraflar, altta yatan kodun kurallarına bağlı kalacağını taahhüt ederler. Örneğin apartman aidatının yönetime ulaşması ile daireye düşen elektrik harcamasının hesaba transfer edilmesi gibi

Uygulama alanları

Blok zincirinin gayrimenkul sektöründe dünya çapında çok farklı uygulama alanları bulunuyor. Son 2–3 sene konsept çalışması şeklinde olan uygulamalar özellikle sene başından itibaren giderek artan oranda hayata geçmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda çok daha yaratıcı, devrimsel ve farklı uygulamalar göreceğiz. Bunları kolay takip edebilmek için şu şekilde gruplayalım:

Bu ilk akla gelen uygulama olmasına rağmen daha çok reklam amaçlı kullanılmakta.

Tapu kayıtlarının blok zincirine eklenerek tutulması çeşitli sebepler ile (afet, rüşvet, politik baskı..) doğruluğunun ve güncelliğinin tehlike altına girdiği durumlarda kesin güvence sağlayacaktır. Bu uygulama gayrimenkulün de ötesinde refahın ve sermaye birikiminin sağlanması gibi çok daha hayati etkileri olması açısından da önemlidir.

Resmi olarak gayrimenkul işlemlerinin gerçekleşmesinde alıcı, satıcı, aracı, banka, tapu kurumu gibi bir çok taraf bulunuyor. İsveç gibi gelişmiş bir ülke de dahil olmak üzere 2017 yılında bir kaç ülke işlemlerin tamamen online hatta mobil uygulamada ve blokzinciri üzerinde yapılması denemelerini tamamladı. Akıllı sözleşmeleri de dahil ederek tüm sürecin online, güvenli ve merkezi bir kuruma bağlı olmadan gerçekleşmesi sağlanmakta.

Block zinciri ve kriptoparaların bir başka kullanım alanı bir hizmete erişim için kullanılması. Alıcı ve satıcıları bir araya getiren pazaryerleri hizmetin duyurulması, çeşitli fonksiyonlarının kullanılması karşılığında kullanıcılarına kendi kripto paralarını vermektedir. Amaç bu şekilde paydaşların hizmetten faydalanırken aynı zamanda kriptoparanın da değerlenmesine yardımcı olmaktadır.

Blok zincirinin gayrimenkule en büyük devrimsel ve yıkıcı etkilerinden bir tanesi tapu kayıtlarının güvenli hale gelmesi ise belki de onun kadar önemli olanı gayrimenkul gibi durağan bir varlığı likit haline getirebilmesidir. Hisse senedi, bono, hatta altın gibi yatırım araçları istenildiği zaman alınıp satılabilmesinden dolayı likit araçlar olarak bilinmektedir. Blokzincir, kriptopara ve akıllı sözleşmeler gayrimenkulü de likid bir araç haline getirmiştir. Asya, ABD ve Avrupa’da farklı girişimler kendi kriptoparalarını çıkarıp arka tarafta toplanan fon ile gayrimenkul projelerine ve/veya GYO’lara yatırım yapmaktalar. Gayrimenkul’ün değeri kriptopara ile korelasyona girerken aynı zamanda kullanıcıların istedikleri anda likide dönmelerine de olanak sağlamaktadır.

Güneş, rüzgar gibi temiz enerji kaynaklarının “alternatif ” olarak adlandırılmaktan “ana akım” haline gelmesi ile gayrimenkul ile enerji de gittikçe iç içe geçen sektörler haline gelmiştir. Ulaşım araçlarından evlere kadar enerjinin bireyler tarafından üretilmesi/saklanması/harcanması, kullanılmayan kısmın ana enerji hattına satılması halen günümüzde var olan uygulamalardır. Enerji sisteminin Blok zinciri üzerine alınması ve onun kişiden kişiye özelliğinin kullanılması enerji alışverişi yapan tarafları istedikleri zaman, yer ve miktarda bunu güvenli şekilde gerçekleştirebilmesini sağlamaktadır.

Uber, Airbnb ile herkesin fark ettiği erişim ekonomisi aslında bir süredir çalışma ve yaşam biçimlerimizde de kendisini gösteriyor. Paylaşımlı ofisler yeni iş hayatına katılan kişi ve şirketler için ofisin tanımı haline gelmiş, oteller tasarımlarını ortak paylaşma alanlarını öne çıkaran yeni markalar yaratmışlardır. Blok zincirinin kullanılması kişilerin belirli olmayan saat, süre, şekil ve lokasyonlarda bu yerleri kullanımlarını yönetmeyi kolay hale getirirken farklı iş ve ücretlendirme modellerinin denenmesine olanak sağlamaktadır. Aynı şekilde blok zinciri üzerinde çalışan kimlik yönetimi uygulamalarının da finans ile beraber öncelikli verdiği alanlardan bir tanesi burasıdır.

Artık tost ve yumurta haşlama makinalarının bile internete bağlı olduğu günümüzde ofis ve şehir yaşamının neredeyse her noktasında internete bağlı şeyler (IoT) ile ölçüm yapılmaktadır. Çöp toplama saatlerinden ofislerin boş alanlarını tespit etmeye, hava kirliliğinden çalışma mutluluğuna kadar. Bu cihazların blok zincire eklenmesi ile güvenlik, erişim ve gizlilik konularında yaşanan sorunlar giderilebilmektedir. Ayrıca bu alan akıllı sözleşmelerin en çok kullanılacağı dikeylerden biri olarak tesis yönetim sektörünün neredeyse yeniden şekillenmesine sebep olacaktır.

Kaynak:https://medium.com/@mete.varas

Kaynak: http://blog.zingat.com/blok-zinciri-ve-gayrimenkule-etkisi/