Tidal volüm, başlangıçta 12 mL/kg olarak tanzim edilmelidir. Daha sonra lOmL/kg’a kadar azaltılabilir veya 15 mL/kg’a kadar arttırılabilir. Ventilasyon hızı, hastanın PCO2’si 40 mmHg olacak şekilde ayarlanmalıdır. Solunan oksijen konsantrasyonu başlangıçta % 100 olarak düzenlenmeli, daha sonra PO2 75 mmHg olacak şekilde ayarlanmalıdır. Pozitif ekspirasyon sonu basıncı, kardiovasküler durum stabl olana kadar tutulmalıdır. İnspiratuar akım hızı veya inspirasyonun ekspirasyona oranı, yalaşık olarak ventilasyon siklusunun 1/3’ü inspirasyon, 2/3’ü ekspirasyon olacak şekilde ayarlanmalı, nemlendirilmiş ve ılıtılmış gazlar kullanılmalıdır.
a) Kas gevşeticiler. Kas gevşetici ilaçlar, bilhassa yakın bir zamanda travmaya veya sepsise maruz kalmış, ciddi solunum yetmezliği bulunan hastalarda solunum idaresini zaman zaman büyük oranda olmak üzere kolaylaştırır. Çünkü hastanın ventilatöre karşı direnci, pulmoner ve kardiovasküler fonksiyonu tehlikeye atabilir; mekanik ventilasyonun başlatılması esnasında hastanın felç edilmesi gerekebilir. Kas gevşeticilerin bazı tehlikeleri de vardır. Bunlar mümkün olan en kısa süre için ve mutlak endikasyon durumunda kullanılmalıdır. Çünkü ventilatörde gözden kaçmış bir hata, solunum kasları felç edilmiş bir hasta için ölüm demek olur.
b) Pozitif ekspirasyon sonu basıncı: (Posi-tive end-expiratory perssure-PEEP) Öncelikle hastanın kardiovasküler durumu stabl olmalı PEEP açık alveolleri korumaya yardım etmelidir. Hastanın oksijenasyonu ciddi olarak tehlikede değilse ve inspire edilmiş oksijen konsantrasyonu %40 veya daha az değilse genellikle buna gerek duyulmaz. PEEP-%45 veya daha yüksek inspire edilmiş oksijen konsantrasyonu gerektiren bütün hastalarda ve nadiren de daha düşük konsantrasyonda yeterli olarak oksijene edilmiş olan hastalarda endikedir.
PEEP iki zıt etkiye sahiptir: Kardiak outputun azalmasına ve akciğer rüptürüne neden olabilir. Ortalama hava yolu basıncı ve kalp üzerindeki basınç arttığı için kardiak output azalmıştır. Akciğerlerdeki pozitif basınç baskı yaparak vena kava süperiör ve inferiör, sağ atrium ve sağ ventrikülün dolmasını bozar. Sağ ventrikülün boşalmasının engellenmesiyle pulmoner damarlara da komprese olmuştur. Bu üç tekniğin (sağ kalbe, vena kavalara ve pulmoner damarlara baskı) hepsi sağ kalpten dışarıya, sol kalpden içeriye olan akımları azaltır. Bu son etki, yüksek pulmoner arter ve yüksek sağ kalp basınçları ve düşük sistemik arteriel basınçları, zayıf bir kardiak indeks oluşturur. Bu da kan ı sistemik venlerden sağ ventriküle aktaran adrenerjik cevabı uyarır (Karmaşık sebepler dolayısıyla, PEEP tatbikiyle kalp hızı artmaz). Bu kardiovasküler anormallikler sıvı verilerek önlenebilir ve verilen sıvı, sağ kalbi yeniden genişletir, vena kavalardaki direnci yıkar ve yeterli bir kardiak indeks oluşturur.
PEEP’in ikinci komplikasyonu olan akciğer rüptürü, muhtemelen ortalama havayolu basıncından daha yüksek olan inspiratuar havayolu başmandaki yüksek pik sebebiyle sebep olduğu supkütan anfizem mevcut olabilir. Her iki durum da mekanik ventilasyonun daha fazla kullanılmasını sınırlandırır. Çok şükür ki, amfizemli hastaların aksine cerrahi hastalarda akciğer rüptürü yaygın değildir.