Vücut ağırlığı beş sınıfa ayrılır: zayıf, normal, kilolu, obez ve morbid (hastalıklı) obez (en şişman sınıf).
Normal – kabul edilebilir -kilodaki insanlar dışında kalanların, daha fazla sağlık sorunuyla karşılaşabildiklerine dair bilimsel bulgular olduğu için bu sınıflandırma sistemi yaratılmıştır.
Örneğin, kilolu, obez veya morbid obez olmak, tip 2 diyabete yakalanma ve yüksek kan basıncı riskini artırır. Ne kadar kilolu olursanız o kadar risk altındasınız demektir. Ek olarak, diyabet veya yüksek kan basıncı, kalp hastalığına yakalanma ve inme riskini de artırabilir.
Kilolu muyum?
Sağlıklı bir kiloda olup olmadığınızı anlamanın en iyi yolu, vücut kitle indeksinizi hesaplamaktır. Boy-kilo çizelgelerini kullanmak da diğer bir yöntemdir. Bu yöntemler genellikle iyi yol göstericilerdir ancak kusursuz değillerdir. Örneğin, kas yağdan daha ağırdır; dolayısıyla, çok formda olmanıza rağmen, boyunuza karşılık gelen kilo çizelgelerinin en tepelerinde bir kiloda olabilirsiniz.
“ELMA” mıyım, “ARMUT” mu?
Yalnız kilonuz değil, vücut şekliniz de risk konusunda belirleyicidir. Eğer varsa, kilo fazlanızın vücudunuzun neresinde biriktiği önemlidir.
Eğer bel çevrenizde, karın bölgesinde kilo fazlanız varsa (ki bu durumda vücudunuz elmaya benzer bir görünüme sahip olur), kalp rahatsızlığı, yüksek kan basıncı ve diyabet riskiniz daha yüksektir.
Aksine, kilo fazlanız belden aşağı bölgede, kalçada, popoda ve üst bacaklarda ise (ki bu durumda vücudunuz armuta benzer bir görünüme sahip olur), hastalık riski daha düşüktür. Elma şeklindense armut şeklinde bir vücuda sahip olmanın neden daha iyi olduğuna dair bazı teoriler vardır, ancak konu hâlâ gizemini korumaktadır.