İnsüline bağımlı olmaması ile açıklanır. Makrosomi nedeniyle doğum güç olabilir. Diyabetik anne çocukları doğum travmalarına eğilimlidir. Uygun tedavi ile normoglisemi sağlanan diyabetli annelerin çocuklarında makrosomi görülmez. Ayrıca* diyabetin vasküler komplikasyonla rmın gelişmiş olduğu eski diyabetli vakalarda plasental yetersizlik nedeniyle makrosomi oluşmaz. Böyle vakalarda çocukta hemen daima fetal malnütrisyon vardır ve doğum tartısı düşüktür.
Kategori: Sağlık
ITIR YAĞI
Pelargonium graveolens L’Her. et Alton, P. ro-seum Willd. (Geraniaceae) ve bunlara yakın diğer türlerden elde edilen uçucu yağdır. Bu türler halen bilhassa Hindistan ve Kuzey Afrika (Fas, Cezayir) da yetiştirilmektedir. Uçucu yağ su buharı distilasyonu ile elde edilir. Verim % 0.1 civarındadır.
Renksiz ve kuvvetli gül kokulu bir sıvıdır. Gera-niot, citronellol ve feniletil alkol taşır.
Sabun ve parfümeri sanayiinde önemli bir koku verici maddedir. Fiyatı düşük olduğundan gül ya-ğı’nın tağşişinde de kullanılmaktadır. Bu yağ eskiden, hacılar aracılığıyla, Arabistandan getirilirdi. Halen bu yağ yerine gül yağı kullanılmaktadır.
Diğer isimler: Itırşahi yağı (1).
Orta ve Doğu Anadolu dağlarında yetişen P. endlicherianum Fenzl türünün çiçekleri Anadoluda kurt düşürücü olarak kullanılmaktadır (Bkz.: Elbistan solucanotu).
Güney Afrika kökenli bazı Pelargonium tüûtri-nin melezleri ve kültür formları bütün dünyada süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. Memleketimizde bilhassa yetiştirilen türler şunlardır: P. peltaium (L.) L’Her. (Sakız sardunyası), P. radicula (Cav.) L’Her. (Itır) ve P. hybridum (L.) L’Her. (Sardunya).
P. odoratissimum Ait. türü limon kokulu bir bitkidir. Taze yaprakları ıtır adı altında İzmir bölgesinde, sütlü tatlılara, koku vermek için kullanılır (2).
Nöronal tümörler
Üç tipi vardır:
• Santral nörositom: ventriküllerden gelişen, küçük matur nöronların neoplazmları.
• Ganglionörom: diferansiye nöronal hücrelerin bir tümörü.
• Gangliom: Neoplastik nöronal ve glial hücrelerin bir karışımı (genellikle astrositler).
Karaciğeri Görüntüleme Teknikleri
OSTİUM PRİMUM TİP ATRİAL SEPTAL DEFEKT
- Asiyanotik, asemptomatik ve egzersizde dispne
- Fiks, geniş olarak çift ikinci ses
- Apikal sistolik üfürüm,
- EKG de sol eksen deviasyonu, ORS saat yönünde terstir.
Genel özellikler
Ostium primum tip defektler atrioventriküler kanalın gelişmesi esnasında oluşan bir gurup lezyonlardandır. Bu defektler bazen inkomplet A-V kanal olarak isimlendirilebilir ve atrial septumun aşağısında, coroner sinüs ve triküspit kapağın orifisine bitişik olarak lokalize olmuştur. Mitral kapağın aortik kapakçığı genellikle yarık olup bazı vakalarda triküspit kapağın septal kapakçığı da yarıktır. Hastaların çoğu asemptomatik ise de, mitral regürjitasyon gelişebilir ve kalp yetmezliğinin bulguları ostium sekundum tip defektlerden daha sıktır. Tanı genellikle EKG ile düşünülür. Ortalama ORS ekseni genellikle 0-60 derece sola yer değiştirmiştir. Bulgular genellikle patognomonik değil ancak telkin edicidir.
Tedavi
Cerrahi kapatma genellikle önerilir. Mitral regürjitasyon varlığında mitral kapaktaki yarık yaklaştırılmak ve regürjitasyon miktarını azaltmak için bir teşebbüste bulunulmalıdır. Mitral regürjitasyon yoksa, kapak olduğu gibi bırakılabilir ve defekt perikardial veya dacron patch ile kapatılır.
Prognoz
Ölüm oranı %2 civarında olup oldukça düşüktür. Uzun süreli prognoz mitral kapağın gelişmesi ve oluşumuna ve de hayatın ileri döneminde mitral regürjitasyon görülüp görülmeyeceğine bağlıdır.