Tenisçi Dirseği

Bir dirsek bandı ya da havalı atel (plastik, şişirilebilir bir atel), dirseğinizi dinlendirerek ve iltihaplı tendonu hareketsizleştirerek ağrıyı azaltabilir. Ağrı şiddetliyse, doktorunuz iltihaplı alana kortikosteroid bir ilaç ( enjekte edebilir. Birkaç hafta ağrınıza neden olan etkinliği (aktiviteyi) yapmaktan kaçınınız. Cerrahi nadiren gerekir.

tenisci_dirsegi

Bilgisayarda yazı yazarken olduğu gibi tekrarlanan bilek hareketleri bu tür vakaların artmasına sebep gibi görünmektedir. Bileğiniz bükük uyumak bile bu hastalığa neden olabilir.

SEMPTOMLAR
Semptomlar; yanma, sızlama, uyuşukluk ya da başparmak, işaret parmağı, orta parmak ve yüzük parmağında karıncalanmayı ve sonuçta zayıflamış başparmak kasını içerir. Semptomlar, ağır nesneleri kavramakla kötüleşir. Erken ya da hafif vakalarda, semptomlar fasılalıdır (aralıklıdır) fakat devamlı bir hal de alabilir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz, geceleri bileğinizi hareketsizleştirmek için elinizi bir atele almayı önerebilir. Steroid yapıda olmayan iltihap önleyici (antienflamatuar) ilaçlar, sinirinçevresindeki şişmeyi azaltmaya yardımcı olur. Bu tedaviler etkisiz olursa ya da başparmağınızda bir zayıflık (zafiyet) yaşarsanız, doktorunuz siniri sıkıştıran iltihaplanmayı azaltmak için karpal tünele kortikosteroid bir ilaç enjekte edilmesini önerebilir.

Semptomlarınız azalır azalmaz, doktorunuz sizi, size tekrarlanmalan önlemeniz için yollar öğretebi¬lecek olan bir meslek hastalıkları uzmanına yönlendirebilir. El egzersizleri yapmak hastalığın geçme¬sine yardımcı olmaz ve hastalığı daha da kötüleştirebilir. Eğer bu tedaviler işe yaramazsa, ligamenti keserek sinir üzerindeki baskıyı azaltmak için ameliyat gerekebilir.

Karpal tünel sendromu tiroid hastalığından kaynaklandığında, tiroid hastalığının başanlı bir şekilde tedavi edilmesi karpal tünel sendromunu genellikle ortadan kaldırır.

SARISABIR

es)

Muhtelif Aloe (Liliaceae) türlerinin yapraklarından çıkartılan usarenin, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılması ile elde edilen bir maddedir. Aloe türleri genellikle Afrikada yetişen çok yıllık ve yaprakları dikenli bitkilerdir. Sarısabır bilhassa A. vera L.,A.ferox Miller, A. africana Miller ve A. spicata Thunb. türlerinden elde edilmektedir. Memleketimizin Güneybatı bölgesinde (Demre), Romalılar döneminde yapılan kültürden kalma, yabanileşmiş A. vera L. türü yetişmektedir (Resim: 6). Bu bitki çevrede zehirli olarak tanınır.

Dış görünüşü: Koyu kahve renkli, parlak veya mat görünüşlü, özel kokulu ve acımsı lezzetli parçalar veya kütleler halindedir. Suda kısmen, alkolde ise tamamen çözünür. Dış görünüşü elde ediliş şekline bağlıdır.

Halen ticarette Aloe hepatica (Aloe Curacao-Aloe Barbadensis) ve Aloe lucida (Aloe ferox-Aloe Capensis) olmak üzere iki cins sarısabır bulunmaktadır. A. hepatica cinsinin fiyatı diğerinin iki mislidir.

Bileşim: Serbest veya glikozit halinde antrasen türevleri, uçucu yağ ve rezin taşır. Antrasen türevlerinden en mühimi Aloin (Barbaloin) isimli glikozittir.

Etki ve kullanılış: Kalın barsağa etkili bir müs-hildir. Ağrı ve sonradan kabız yapmaz. Bu nedenle müzmin kabızlarda başarı ile kullanılır. Süt emziren kadınlara verilirse süt ile çocuğa da geçer ve çocukta ishal yapar.

Çiriş ve limon tuzu ile birlikte rahime konularak çocuk düşürmek için de kullanılmaktadır.

Bakınız: Çiriş.

Kullanılış şekli: Hap halinde, günde 0,15-1 gr verilir.

Diğer İsimler; Öd ağacı, Sarısabur.

Aloe vera (L.) Burm. fil.: Sarı çiçekli bir türdür. Romalılar döneminde Antalya bölgesine getirilmiş olup halen de bu bölgede Kale (Demre)’de Myra harabeleri üzerinde yetişmekte ve bölge halkı tarafından zehirli olarak bilinmektedir.

Yöresel adı: Ağu (Antalya: Kale).

Bu türün yaprakları kurutulup toz edildikten sonra bal ile karıştırılarak, günde bir kaşık olmak üzere, mide, barsak ve karaciğer kanserlerine karşı kullanılmaktadır. Yugoslav muhacirlerinin etkisi ile bu şekildeki kullanılış İstanbul çevresine yayılmıştır. Olumlu bir etkisinin bulunduğuna dair ciddi bir araştırma bulunmamaktadır.

Fallop tüplerinin kistleri

• Fimbrial kistler: oldukça sıktır. Küçük, temiz sıvı içeren bu kistler benign karakterlidir. Unioküler olan bu kistler, tipik olarak tübün fimbrial sonlanış kısmın­da yerleşirler.
• Morgagni kistleri (paratubal kistler): failop tüp­lerinin fimbrial sonlanış kısımlarına bitişik yerleşim gösterirler. Wolf kanalı artıklarından geliştiği düşünülmektedir.

İPEKAKÖKÜ

Uragoga ipecacuanha Baillon ve diğer Uragöga türlerinin (Rubiaceae) kurutulmuş kökleridir. Bu bitki Brezilyada yetişir. Çok yıllık, küçük bir bitle

dir.

Dış görünüş: 5-15 cm uzunlukta 3-4 mıft.pmda silindirik biçimli çubuklar halindedir. Dışlcı-sım esmer, iç kısım ise sarımtırak renklidir. Koay-Iıkla kırılır, kokusuz ve acı lezzetlidir. J

Bileşim: Nişasta (% 30-40) ve alkaloitler % 2-3) taşımaktadır. Başlıca alkaloit emetin olupiynca bunun türevleri de bulunur.

Etki ve kullanılış: Küçük miktarlarda (0)5-0.30 gr) balgam söktürücü, yüksek miktarlar^ (1.5-2 gr) kusturucu olarak tesir eder.

Kusturmak için 1-2 gr ipeka tozu bira: su ile verilir. 15-60 dakika sonra kusma ve ba#n de ishal görülür.

Amipli dizanteriye karşı, aşağıdaki formülden, saatte bir çorba kaşığı olmak üzere, üç gün içilir. İlk gün kusma ve ishal artışı görü/ürse de sonradan iyileşir,

İpeka kökü tozu

15″ dâldlca kaynatılır süzülür ve sulu kısma 30 gr şeker şurubu ilâve ediir.

Eski bir Amerikai drogudur. 1672 yümda Avru-paya getirilmiştir. İtanbulda ise 1686 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır (I).

Kullanılış /ekli: Drogdan hazırlanan toz hap halinde (O.O5-O.3O gr) balgam söktürmek için günds birkaç defa alınır. Memleketimizde “poudrede Dover” komprimesi halinde kuliamlmaktadr.

Diğer isimler: Altınkökü.