Asit

Klinik belirtileri abdominai distansiyonia birlikte yan flank taraflarda dolgunluk, perküsyonda matiteye kayan ses ve sıvının titreşimidir.
Tedavisi:
• Na alımının kısıtlanması
• Diüretikler örn: spironolakton
• Parasentez: Çabuk boşaltım için (1-2 saatte 3-5 litre sıvı boşaltımı) drenajla birlikte iv kolloid verilme­si gereklidir (örn:plasma).
• LeVeen şartı: Tek yönlü kapağı olan subkutan ola­rak peritondan internal jugular vene bağlı olan uzun tüp şeklindedir. Asit sıvısının direk sistemik dolaşıma katılmasını sağlar, infeksiyon, tromboz ve pulmoner ödem gibi komplikasyonlar kullanımını sınırlar.
• TIPSS : Portal hipertansiyonu önler.
Prognoz-Tanı konulduktan sonra vakaların ancak %10-20’si 5 yıl yaşar.

Portal Hipertansiyon

• Prehepatik: Damarların hepatik sinüsoidlerden önce blokajı .

Hepatik: Hepatik sinüsoidlerde blokaj
. Posthepatik: Santral venlerde, hepatik venlerde veya vena kavada blokaj vardır.

Komplikasyonlar-Portal hipertansiyonun portal yataktaki ters basıncı splenomegali, asit ve varikoz venöz kanal oluşumuna yol açar.Portal venöz sistem ve sistemik venöz sistem arasında yeni variköz venöz kanallar açılır.

Ana böl­geler aşağı özofagus -özofagial varisler  kanamaya neden olabilir, umblikus (Buradaki damarlar kaput medusa olarak adlandırılır) ve anüs (rektal varisler).

Aortik Stenoz ( Daralma ) ve ( Aortik ) Yetmezlik

Aortik stenoz; aortik kapağın sertleştiği, açıklığının (ağzının) daraldığı ve kapağın kan akışını engellediği bir hastalıktır.

Aortik stenozun bir türü kalıtımsaldır: bazı kişilerin aortik kapakçıklarında doğuştan üç değil iki kapakçık bulunur. Bu, genellikle çocuklukta bir soruna neden olmaz. Ancak, hayatta daha sonra, bu yaprakçıklar kapakçığın tamamen açılamayacağı kadar sertleşir.Aortik stenozun bir diğer nedeni, hayatta daha sonra, bilinmeyen nedenlerden ötürü, aortik kapakçıkların dejenere olmasıdır.

Üçüncü bir neden, bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri’nde yaygın olan fakat günümüzde iyileşmiş sağlık ve yaşam koşullarından ötürü gelişmiş ülkelerde nadir olarak görülen ateşli romatizmadır . Ancak, gelişmekte olan ülkelerde ateşli romatizma halen yaygın bir hastalıktır. Aortik stenozun her bir türünde, kapakçık üzerinde giderek daha çok yaralı doku birikir ve bu da kapakçığın daha az açılmasına neden olur.

Sol ventrikül (karıncık) artan dirence (rezistansa) karşı pompalama yapmak zorunda olduğundan, daha çok çalışmak zorunda kalır. Sonuç olarak da, sol 5 ventrikül (karıncık) kası giderek O daha çok kalınlaşır.
Aortik yetmezlik (aortik IQ regürjitasyon ya da aortik inkompetans olarak da adlandınlır); aortik kapakçığın tamamen kapanmadığı „ bir hastalıktır. Bu, kalp kasılmasının g dinlenme (diastolik) fazı esnasında kanın aorttan sol ventriküle (karıncığa) geri sızmasına neden olur. Aortik yetmezliğin birçok Q nedeni vardır.

Bazen, kalbin sürekli olarak pompalama yapmasından kaynaklanan yıpranma ve aşınmaya bağlı olarak zamanla kötüleşen bir deformasyon doğuştan mevcuttur. Aortik yetmezlik genellikle yavaşça gelişir fakat disekan aortik anevrizmadan ya da aortik kapağın bakteriyel enfeksiyonundan kaynaklandığında olduğu gibi aniden de ortaya çıkabilir.

SEMPTOMLAR
Aortik stenoz yıllara semptomlara neden olmaz. Semptomlara neden olduğunda, nefessiz kalabilirsiniz ve konjestif kalp yetmezliğinin neden olduğu diğer semptomları da yaşayabilirsiniz. Kalbin sol ventrikülü (karıncığı) yıllardır çok çalıştığından, sonunda yorulur.

Koroner arter hastalığı olmaksızın da, koroner arterler kalınlaşmış sol ventrikül (karıncık) tarafından sıkıştırılabilir ve göğüs ağrınız olabilir.Kapakçık küçükse, kalp kası beyne yeteri kadar kan sağlayamayabilir; bayılma nöbetleri yaşayabilirsiniz ve hatta aniden ölebilirsiniz. Semptomlar görüldüğünde, aortik stenozun seyri iyi değildir; doğru tedavi görmezlerse, bu hastalığa yakalanmış olan kişilerin %75’i 3 yü içinde ölür.

Aortik yetmezlik genellikle yavaşça ve yıllarca hiçbir semptoma neden olmadan gelişir. İlk semptomlar genellikle belirgin çarpıntılardır; özellikle uzandığınızda (yattığınızda) kalbinizin güçlü bir şekilde (fakat hızlı bir şekilde değil.) attığını hissedebilirsiniz. Başınızda da vuruş (vurma sesi) hissedebilirsiniz.

Sol ventrikül (karıncık), aorttan geri akan kanı barındırabilmek (alabilmak) için giderek gerilir. Sonunda da, kalp kası nefessiz kalmanıza ve kalp yetmezliği semptomlar yaşamanıza neden olacak kadar güçsüzleşir.Aşın terlemenin (özellikle göğüs ağrısıyla birlikte) yanı sıra göğüs ağrısı da olabilir. Aortik yetmezlik aniden geliştiğinde, konjestif kalp yetmezliğine yol açar ve acil bir tıbbi durumdur.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz genellikle, aortik stenozun ve (aortik) yetmezliğin neden olduğu mürmürleri (üfürümleri) semptomların gelişmesinden yıllar önce duyabilir. Teşhis koymada ve hastalığın ne derece şiddetli olduğunu belirlemede bir ekokardiyogram çok faydalıdı Aortik stenozda, bir ekokardiyogram hastalığın şiddetlenmekte olduğu gösterdiğinde, henüz semptomianmz olmasa bile, genellikle kapakçığın yenilenmesi (değiştirilmesi) için ameliyat önerilir. Yaşlı ve çelimsiz, fakat aortik stenoz tedavisine gerek duyan kişilerde, bazen ameliyat yerine aortik kapağı genişleten bir balon kateteri kullanılır; fakat bu, kakçı sonuçlar sağlamaz.

Aortik yetmezlikte, arterlerdeki (atardamarlardaki) basıncı düşürmek için ilaçlar kullanılabilir. Bu, kanm geri sol ventriküle (karıncığa) kaçma olasılığını ve kalbin sarf etmek zorunda olduğu gücü azaltır. İlaçlar, ameliyat gereksinimini yıllarca erteleyebilir.

DOKTORUNUZLA TARTIŞACAĞINIZ SORULAR:
■ Halsiz misiniz?
■ Çok enerji sarf ettiğinizde ya da uzandığınızda (yattığınızda) nefessiz kalıyor musunuz?
« Çok enerji sarf ettiğinizde ya da dinlenirken göğüs ağrınız oluyor mu?
■ Ayak bilekleriniz şiş mi?
■ Hiç kendinizi bayılacak gibi hissediyor musunuz? Hiç bayıldınız mı?
■ Hastalığınızın ne kadar şiddetli olduğunu biliyor musunuz?
■ Stenozu ortadan kaldırmak için niçin ameliyat yapılması gerektiğini ve ameliyata gerek duyuldu­ğunda ameliyat olmamaktan kaynaklanan risklerin neler olduğunu biliyor musunuz?
■ Belirli dental (dişle ilgili) ve tıbbi uygulamalardan önce antibiyotik kullanmanız gerekiyor mu?

İdiopatik persistan pulmoner hipertansiyon

Yenidoğanm hyalin membran hastalığı, pnö moni, aspirasyon sendromu, mss bozukluğu so­nucu hipoventilasyon, polisitemi, kongenital di

Yafragmatik herni veya yenidoğan asfiksisi gibi birçok önemli hastalıklarda da sekonder olarak fetal dolaşıma dönme ve aynı hemodinamik bul­gular gelişebilir.

İdiopatik pulmoner hipertansiyonda klinik bulgular doğûnman hemen sonra gelişen solu­num güçlüğü, siyanoz ve taşipnedir. İnterkostal ve sternal çekilmeler, ekspiratuar inleme vardır. Sıklıkla prekordial sistolik üfürüm alınır.

Hipoksi, hiperkapni, asidoz hemen her vaka­da saptanır. Sıklıkla hipoglisemi ve hipokalsemi de vardır. Birçok vakada geniş bir sağ sol şantm hemodinamik bulguları gözlenir.

Fetal dolaşımın ısrar ettiği vakaların tedavi­si güçtür. Hastada hipoglisemi, hipokalsemi, hi­potansiyon, polisitemi ve asidoz varsa öncelikle bu bulgular tedavi edilmelidir.

Respiratörle hızlı solunum yaptırılarak hi­poksi düzeltilmeye çalışılır. Sonuç alınamayan vakalarda ventilasyon curare verilerek devam ettirilmelidir. Son zamanlarda tolazolin’in duc­tus arteriosus’un çıkış yerinin hemen üzerinden pulmoner artere bolus şeklinde enjeksiyonu öne­rilmektedir. Bu uygulama yapılamazsa ilaç doğ­rudan sağ atriuma, buna da olanak yoksa baş veya koldaki periferik venlerden damar içine ve­rilir. Dozu 1 mg/kg dır. Bunu izleyerek 2 5 mg/ kg/saat devamlı intravenöz perfüzyon şeklinde uygulanır. Tolazolin’in etkisi hemen görülür. İlaç sistemik hipotansiyona da neden olacağından ar teriyel kan basıncı sürekli kontrol edilmelidir

Akne

Aknenin ciddiyeti farklılık gösterir. Bazı bireylerde sadece tek tük siyah ya da beyaz noktalar görülürken, bazı bireylerde ise kalıcı izler bırakabilen oldukça yoğun sivilce ya da kistler görülür. Akneler erkeklerde genellikle onlu yaşların sonlarında ya da yirmili yaşlann başlannda; kadınlarda ise biraz daha geç bir yaşta kendi kendine geçer.Akne, sebasöz bezlerde ve kıl foliküllerinde oluşur. Sebasöz bezler, sebum adı verilen bir yağ üretirler. Normalde bu yağ, ölü deri hücreleriyle birlikte, bezin alt kısmından cilt yüzeyin­deki gözeneklere (açıklıklara) doğru deriye yayılarak ilerler ve buradan dışarı atılır.

kimyasal peeling

Aknede sebum ve ölü hücreler, sebasöz bezini ve içinde bulun­duğu kıl folikülünü tıkar. Bu tıkaç, komedo olarak adlandırılır. Bazen komedolar cilt yüzeyine erişip açılmaz; sadece cilt altında bir şişlik olarak kalır. Bu, kapalı komedo olarak adlandırılır. Bazen de komedolar cilt yüzeyine erişip açılırlar ve gözle görülebilirler (açık komedo).

Sebum ve hücrelerden oluşan tıkaç beyaz olduğunda, bu beyaz başlı enfeksiyon olarak adlandırılır. Bazen ölü hücrelerdeki melanin pigmenti tıkacın rengini koyulaş-tınr (ki bu da bazen kirle karıştı­rılır). Bu da siyah başlı enfeksiyon olarak adlandınlır. Genellikle, kapalı komedolardaki tıkaç koyu renkli değilken, açık komedolarda koyu renkli bir tıkaç görülür.Propiyonibakterium akne bakterileri kıl foliküllerinin içinde yaşar. Beslenmek için sebum kullanırlar. Bakteriler sebumu sindirdiklerinde, cildi oldukça rahatsız edebilen atık maddeler (yağ asitleri) üretirler. Çoğu zaman bu yağ asitleri cilt yüzeyine itilir ve dışarı çıkarlar. Ancak, bezler tıkanıp sebumla dolduğunda, bu yağ asitleri sebasöz bezin içinde birikerek iltihaba neden olurlar.

SEMPTOMLAR
Akne, iltihaplı ve iltihapsız olmak üzere iki kategoriye ayrılır. Her iki tür akne de genellikle yüzde oluşur. Ama göğsün üst kısmında, sırtta, boyunda ve kalçalarda da görülebilir. Çoğu insanda, çevre­sinde kızanklık bulunmayan ve hassaslığa neden olmayan akneler olarak ortaya çıkan iltihapsız akne enfeksiyonu görülür. İltihaplı akne enfeksiyonu, yağ asitlerinin tıkanmış foliküllerin iltihaplanıp sivilce ve irin (pü) dolu nodul oluşumuna yol açtığı durumlarda oluşur. Şiddetli derecede iltihaplı akne enfeksiyonu, derin çukur­lara yol açan nodüller oluşmasına neden olabilir. Bu da şekil bozuk­luğuna sebep olabilir.

KOMPLİKASYONLARI ÖNLEME
Akne oluşumunu engellemek zordur, fakat aknenin neden olacağı komplikasyonlan önlemek için bazı önlemler alabilirsiniz. Yüzünüzü günde iki kez su ve sabunla yıkayınız. Bu, temizlik açısından gerekli olan tek önlemdir.Kozmetik kremler ya da yağlar kullanmak gözenekleri tıkayabilir ve cildinizi akneye daha müsait bir hale getirebilir. “Yağsız” olarak etiketlenmiş ürünleri tercih ediniz. Ağızdan alınan (oral) gebeliği önleyici ilaçlar ve yasal olmayan “kas yapıcı” kortizon haplan (stero-itler) (bkz. sf. 1024) kullanmak da akneye neden olabilir.Sivilcelerinizi ya da kistleri­nizi kaşımayınız ya da sıkmayınız. Bu, genellikle kalıcı izlere neden olabilir. Herhangi bir yiyeceğin ya da seksüel aktivitenin akne üzerinde etkisi olduğuna dair hiçbir bulgu yoktur.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Akneniz varsa, doktorunuzla konuşunuz. Akne tedavisi konusunda üç genel yaklaşım mevcuttur: Gözeneklerin sebumla tıkanmasını önlemek; siyah nokta­ların ve beyaz noktaların daha çabuk kurumasını sağlamak ve P aknes (propiyonibakterium akne) bakterilerini öldüren antibiyotikler kullanmak. Aknenin iyileşmesi genellikle zaman alır. Bazı birey­lerde iyileşme görülmeden önce kötüleşme görülür.
Göreceli olarak oldukça az açık komedonun görüldüğü orta iltihapsız akne, genellikle gözenek­lerin açık kalmasına yardımcı olan benzoil peroksid içeren bir krem ya da losyon ile tedavi edilir. Eğer çok sayıda beyaz ve siyah nokta­larınız varsa, tretinoin içeren ilaçlar (krem, losyon ya da jel şeklinde bulunur) bu noktalan açıp cerahatin cilt yüzeyine çıkıp akmasına yardımcı olabilir. Dokto­runuza, hangi ilacın aknenize en iyi geleceğini sonınuz.

Eğer akneleriniz iltihap-lıysa (siyah ya da beyaz noktaların çevresinde kızarıklık ve hassaslık mevcutsa), doktorunuz antibiyotik kullanmanızı tavsiye edebilir. Daha az iltihaplı durum­larda, antibiyotik içeren kremler, losyonlar ya da jeller kullanılabilir.Daha şiddetli iltihaplı durum­larda; tetrasiklin, doksisiklin, minosiklin ya da eritromosin gibi hap şeklindeki antibiyotikler kullanılır. Antibiyotikler temelde yeni akne oluşumunu engeller; mevcut akneye pek faydası olmaz. Bu nedenle de, tedavi aylar alır. Antibiyotikler genellikle en az 6 ay için verilir; ancak zamanla dozajı zamanla azaltılabilir.

Kist ve yoğun iltihabın gözlen­diği ve yukarıda bahsedilen tedavilerin etkili olmadığı en şiddetli akne enfeksiyonlarında, iki ek tedavi yöntemi uygulana­bilir. Doktorunuz iltihaplı kistlere doğrudan iltihaplanmayı önleyici kortikosteroid ilaçlar enjekte edebilir.İçeriğinde isotretinoin olan tabletler de akne tedavisinde son derece etkilidir. Ancak, isotre­tinoin asla gebe ya da gebelik olasılığı olan bayanlar tarafından kullanılmamalıdır; çünkü ciddi doğum sakatlıklarına ya da düşüğe neden olabilir.