Kategori: Sağlık
Genital ülser sendromu klinik bulgular
Erkeklerde gonokoksik üretritin komplikasyonları azdır. Daha önceleri uygun olmayan tedavi yöntemleri nedeni ile üretral strüktür görülmekte ise de bugün için bu komplikasyona hemen hemen hiç rastlanmamaktadır. Aynı şekilde epididimit ve prostatitte oldukça nadirdir. Bugün için esas problem olan komplikasyon dissemine gonokok infeksiyonudur.
Farenks ve rektum gonokok infeksiyonları homoseksüel erkeklerde önemli bir problem teşkil etmektedir. Farengeal infeksiyonu olan hastaların büyük kısmı asemptomatiktir. Nadiren eksudatif farenjit ve servikal lenfadenopati olabilir. Rektal gonokokkal infeksiyon asemptomatik taşıyıcı durumdan kanlı mukopürülan akıntı ve şiddetli tenesmusla seyreden klinik bulgulara kadar değişik şekillerde seyredebilir.
Kadınlarda Gonore: Kadın hastalarda en sık tutulum olan yerler, endoserviks % 80-90, üretra % 80, rektum % 40, ve farenks % 10-20 dir. Hastaların % 50’si asemptomatikdir. Farengeal, üretral, rektal infeksiyonların çoğunda da klinik bulgular oldukça siliktir. Servikal infeksiyon vajinal akıntı ve mensturasyon bozukluklarına neden olabilir. Ancak her ikisi de gonore için spesifik değildir, semptom ve klinik bulgulardan gonoreden şüphenildiğinde pelvik muayene yapılıp uygun kültürler mutlaka alınmalıdır.
Gonorenin kadın hastalarda en önemli komplikasyonu salpinjittir. Pelvik inflamatuar hastalıkla (PIH) sinonim olarak kullanılmaktadır. Başka ajanlarla da meydana gelirse de PİH’in en önemli nedeni gonoredir. Gonokokkal servisiti olan kadınların % 15’inde oluşur. Karın ağrısı ve ateş sık görülen semptomlardır. Fizik muayenede serviks ve bilateral adneksler hassasdır. Hastalık genellikle bilateraldir. Ancak bazen tek taraflı olabilir. Nadir olarak peritonit bulguları olabilir. Gebelikte PİH nadir olarak meydana gelir. Ancak olduğunda klinik gebe olmayanlara göre daha ağırdır. Rahim içi aracı olan kadınlarda gonokokkal PİH insidansı olmayanlara göre 3 kez daha fazladır.
Bir kez gonokokkal PİH geçiren kadınlarda ikinci kez infekte olmaları olasılığı 2 kat artar. Bu hastaların erkek cinsel partnerlerinin % 50’si infekte olarak bulunmuşlardır. Bunların % 50’si de asemptomatiktir ve gözden kaçmaktadır, bu nedenle de tedavi edilen kadın hastalar tekrar infekte olmaktadırlar.
Gonokokkal PİH’lığın en önemli komplikasyonu tubal skar ve bunun sonucu gelişen infertilitedir. Bir kez geçirilen pelvik inflamatuar hastalıktan sonra infertilite % 15 oranında gelişirken, bu oran tekrarlayan 3 infeksiyondan sonra % 5O’ye ulaşmaktadır. PİH geçiren hastalarda ektopik gebelik olasılığı 7-10 kat artar.
Gonokokkal Bakteriemi: Tüm erişkin gonore vakalarının % Tinde gonokoksik bakteriemi ya da dissemine gonokokal infeksiyon denen klinik tablo meydana gelir. Meydana gelmesinde konakçı bağışıklık sisteminin infeksiyona karşı oluşturabildiği koruyucu cevap kadar, infeksiyondan sorumlu bakterinin antibiyotik duyarlılığı ve serum bakterisidal aktivitesine dirençliliği gibi bakteriye ait faktörler de Önemlidir. Hastalık ateş ve deri döküntülerinden oluşan hafif bir klinik tablodan, yüksek ateş ve çeşitli organ tutulumları ile seyreden fulminant bir klinik tabloya kadar değişik şekilde seyredebilir. Kadınlarda daha sıklıkla meydana gelir.
Hastaların çoğunda lokal gonokoksik infeksiyon bulguları yoktur. Ateş, gezici, asimetrik poliartralji ve deri döküntüleri ile başlar. Tipik olarak fleksör tendonları tutan tenosnovit hali vardır, dirsek ve asil tendonları en sık tutulanlardır. Deri lezyonları ağrılıdır. Eritamatöz bir taban üzerinde papül, püstül ve büller şeklindedir. Nadiren peteşiler ve nekrotik lezyönlar meydana gelebilir. Rash patogonomonik değildir. Ancak poliartralji ile beraber görüldüğünde dissemine gonokoksik infeksiyonu düşündürmelidir. Bu dönemde kan kültürleri pozitiftir. Cilt lezyonlarında % 5 vakada bakteri izole edilebilir. % 60 vakada da dolaşan immun kompleksler gelişmiştir.
Bu erken dönem 1 hafta içerisinde kendiliğinden geriler ve ikinci dönem ya da septik artrit dönemi başlar. Bu dönemde deri lezyonları kaybolmuştur. Kan kültürleri negatiftir. Genellikle tek bir büyük eklem tutulum vardır. Nadiren birden fazla eklem tutulumu olur. Klinik tablo tamamen bir septik artrit şeklindedir. Eklem sıvısı incelenmesinde 50 000 ile 100 000 lökosit görülür. Burada yapılan kültürlerde etken bakteri izole edilebilir.
Gonokokal bakterieminin diğer komplikasyonları hepatit, perihepatit, myokardit ve endokardit’dir (FitzHughCurtis endromu). Bu klinik tablolar etkin antibiyotik tedavileri geliştikten sonra oldukça azalmıştır.
Proktit
Doktorunuz protoskopi sayesinde teşhisi tam olarak gerçekleştirir (görüntülü bir tüple rektumun muayenesi). Hekiminiz ayrıca biyopsi de uygulaya bilir (rektal bir doku alınarak mikroskopik araştırma yapılması). Proktitin tedavisi, hastalığa sebep olan etmenlerin iyileştirilmesi ile olur. Belirtiler ise, reçeteli lavmanlar ya da iltihaplanmayı düşüren ve kortikosteroid içeren fitillerle azaltılır.
Benign tümörler
Bunlar soliter veya multiple, kapsüllü solid nodüllerdir. Çevre dokunun kompresyonu sıktır ve ortasında kanama ve kistik değişiklikler gösterebilir. En sık folliküler adenomdur, kolloid içeren mikrofolüküller ve alveolar dizilimde büyük hücre sıraları içerir.
Nadiren, folliküler adenomlar fazla tiroid hormonları salgılayarak tirotoksikoza neden olabilir.
Malign tümörler
Bu nadir tümörler UK da total kansere bağlı ölümlerin %1 ‘inden azını oluşturur, kadınlar erkeklerden daha fazla etkilenir.
Papiller adenokarsinom
Bu genç hastalarda görülen iyi diferensiye bir tümördür. Kapsülsüz infiltratif bir kitle olarak gelir, fakat yavaş büyüyen ve çok iyi prognozlu bir tümördür.
Histolojik olarak, arasında kalsifiye sferüller olabileceği epitel papiller çıkıntılardan oluşur. Epitel hücrelerin çekirdekleri karakteristik olarak büyük ve ortası optik olarak boş alandır (Orphan Annie çekirdekleri).
Folliküler adenokarsinom
Bu iyi diferansiye, tek, kapsüllü lezyon histolojik olarak foliküleradenoma benzer fakat kapsül invazyonu ve/veya kan damarı invazyonu ile ayırt edilebilir. Yayılım genellikle kan yoluyla kemikler ve akciğerleredir.
Bu tümörlerin pek çoğu radyoaktif iodin ile olabilmektedir, bu da oldukça efektif hedeflenmiş radyoterapide kullanılabilmektedir. Bu nedenle prognoz iyidir.
REFLUX ÖZOFAJİTİS ye SLİDİNG HİATAL HERNİ
Mide kaynaması (sıklıkla yatınca ağırlaşır)
Regürjitasyon
Üst gastrointestinal serilerde sliding hiatal herni.
Endoskopik biopsi ile özofajitis tesbiti
Alt özofageal sfinkterde istirahat basıncının azalması
Genel Düşünceler
Özofagus içine mideden pepsin ve asid reflux’u özofajitis meydana getirir. Enflamasyon gastroözofageal birleşiğe hemen yakın özofagus kısmında çok ciddidir ve nadiren yukarıya 10 cm.den fazla uzanır, özofagus içine bir miktar mide muhteviyatı reflux’u bütün normal şahıslarda meydana gelir ve özofajitis ile beraber değildir, fakat özofajitisli hastalarda reflux epizotları çok sıkça ve uzun sürelidir. Özofajitisli hastalar ayrıca geçe uyurken de reflux hissederler, halbuki gece reflux’u normal şahıslarda mutad değildir.
Reflux’a başlıca engel alt özofageal sfinkterdir. Normal insanlarda ve reflux’lu hastalarda istirahatte alt özofageal sfinkter basıncın ehemmiyetle artan değeri vardır. Normal insanlarda meydana gelen reflux epizodlarını sfinkterin geçici gevşemeleri takip eder. Sfinkter fonksiyonunun üç anormalliği özofajitisli hastalarda reflux epizotlarına yol açar.
(1) Normal istirahat basıncında sfinkterin geçici gevşemeleri,
(2) Düşük istirahat basınçında spontan reflux;
(3) Düşük istirahat basıncını tamamen aşan geçici karın içi basınç yükselmeleri özofajitisli hastalarda reflux epizotlarının 2/3’ü geçici sfinkterik gevşemeleri izler.