Öteki ilaçlar

Oksikodon, kuvveti morfininkinden zayıf bir ilaç olup yalnız aspirin (Fercodan) veya asetaminofen (Percocent) ile kullanılır. Başlıca avantajı ağızdan kullanıldığında etkili olmasıdır.

Mutad olarak 15 mg morfin gibi yüksek doz narkotik isteyen hastalara ilaveten 75-100 mg hidroksizin (Vistaril) verilir. Hidroksizin narkotiklerin etkisini kuvvetlendirir. Bu ilaç aynı zamanda bir müsekkin olup narkotiklerin yaptığı bulantı ve kusmayı azaltır. Takriben 100 mg hidroksizin 5 mg morfin kadar bir analgezik etki sağlar.

Mide-bağırsak fonksiyonu normal olduğu taktirde ameliyat sonrasının hafif veya orta derecedeki ağrıları aspirin veya propoksifene (Darwon’a) ilaveten küçük dozlarda kodein verilmesi ile giderilebilir. Aspirin trombosit fonksiyonunu etkiler, kanama zamanını uzatır ve aynı zamanda antikoagülanlar gibi etki yapar. Kodein ağızdan olarak 3-4 saat ara ile 30-40 mg lık dozlar halinde verilmelidir.

Güvenli Araba Kullanımı

Kendinizi alkol ya da uyuşturucu madde kullanmış birinin arabasına binmekten başka seçeneğinizin olmadığı bir durumda güvenli araba kullanmakbulursanız bir kez daha düşünün. Seçme şansınız vardır; sizi eve bırakması için ailenizi, bir arkadaşınızı ya da polisi arayabilirsiniz. Güvenliğinizi sağlamak için ebeveynleriniz ya da sorumluluk sahibi bir yetişkinin herhangi bir saatte hiç bir soru sormadan gelip sizi almasını sağlamak için vakit kaybetmeden bu durumu anne babanızla konuşmalısınız.

Yavaş Kalp Atışı, Kalp Bloğu ve Hasta Sinüs Sendromu

Kalp, uykuda da daha yavaş atar. Ancak, kalp hasarı ya da hastalığı da kalbin anormal bir şekilde yavaşlamasına yol açabilir. Bunun en yaygın üç nedeni; aşın dozda kalp yavaşlatıcı ilaçlar (maddeler), kalp bloğu ve hasta sinüs sendromudur.

Kalp yavaşlatıcı ilaçlar (maddeler) digitalis (yüksük otu), kinidin, beta blokerler ya da kalsiyum kanal blokerleri gibi kalbin çok yavaş atmasına neden olur. Doktorunuz bu etki için her ziyaretinizde bir izleme yapıp bunu önlemek için dozu ayarlayabilir.

Kalp bloğu, bir kasılmayı tetikleyen elektriksel uyan üst odacıklardan (atriyumlardan (kulakçıklardan) ) alt odacıklara (ventriküllere (kanncıklara)) geçerken yavaşladığında oluşur. Bazı vakalarda, sinyal ventriküllere (karıncıklara) hiç ulaşmaz ve bu da çok düşük bir kalp hızına neden olur.Kalp bloğu gelip gidebilir ya da sürekli olabilir. Kalp bloğuna genellikle koroner arter hastalığı ya da kardiyomiyopati neden olur.

Hasta sinüs sendromu, kalbin doğal uyan kaynağı (pacemakerı) olan sinoatriyal (SA) düğüm sinyallerini düzenli olarak göndermediğinde meydana gelir. Genellikle sinyaller çok seyrektir ve bu nedenle kalp hızı çok yavaştır. Bazen, kalp hızı çok yavaş atma (bradikardi) ile çok hızlı atma (taşikardi) arasında değişir. Bu kombinasyon, biraditaşikardi sendromu olarak adlandırılır.

SEMPTOMLAR
Kalbiniz hafifçe yavaşlıyorsa, tek sendrom halsizlik olabilir. Kalp hızında çarpıcı bir düşüş; güçsüzlüğe, baş dönmesine, bayılmaya ve hatta kardiyak arreste (kalp durmasına) neden olabilir. Kalbiniz beyne kan ulaşmasını engelleyecek kadar yavaş atıyorsa, bir felç meydana gelebilir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Doktorunuz, kalp atışını normale döndürmek için acil ilaç tedavisi uygulamak zorunda kalabilir. Bir diğer çözüm, kalp ritminizi stabil tutmak için yapay bir kalp pili (pacemaker) yerleştirmektir. Geçici bir kalp pili (pacemaker), bir venden (toplardamardan) kalbinize yerleştirilip kalbiniz normale dönene kadar orada bırakılabilir.

Kalp bloğunuz sürekli ise, cerrahi yolla kalıcı bir kalp pili (pacemaker) yerleştirmek gerekir. Aldığınız ilaçlar yavaşlamaya neden oluyorsa, doktorunuz size ya dozu azalttıracak ya da ilacı bıraktıracaktır.

Gebelikte Akitif hareketler

5 inci aydan itibaren elin, karın duvarı üzerine konması ile fötüs hareketlerini hissetmek mümkündür. Hatta bazan hareketler karın duvarından gözle görülerek takip edilebilir. Çocuk hareler karın duvarından gözle görülerek takip edilebilir. Çocuk hareketleri bazan daha 4 üncü ayda muntazam olmayan, kunt hareketler halinde kendisini belli eder. Bu hareketler, hele dinleme borusu kadının karın duvarına iyice yerleştirilirse ve dinlerken biraz bastırılırsa daha aşikâr olarak.duyulabilir. Daha sonraki aylarda ve bilhassa 5 inci aydan sonra, çocuk hareketleri sadece duyulmaz, aynı zamanda gözle görülür bir hale gelir Ve hareket halinde olan çocuğun organ kısmına uyan karın duvarı, dalga şeklinde bombelik gösterir. Fakat bazı kadınların; barsak hareketlerini, çocuk hareketleri olarak mânalandırmaları da mümkündür. Bu bakımdan kadın tarafından mevcudiyeti ifade edilen çocuk hareketlerinin, ancak doktor tarafından hissedilmesi veya görülmesi bir mâna ifade eder.

Bilirübin

Bilirübin karaciğer hücreleri tarafından kandan süzülüp sitoplazmaya girdikten sonra, bilirübin ve diğer organik anyonların yüksek affınitesi olduğu Y(ligandin) yada Z proteinlerinden birine bağlanır. Ankonjuge bilirübin daha sonra bilirübin diglukuronidi oluşturmak üzere glukronil transferaz enzimince katalize edilir. Bilirübin diglukuronid safra tuzlarının ekskresyonundan sorumlu olandan farklı ve bir çok organik anyonun katıldığı bir mekanizmayla aktif olarak taşınır.

Bağırsağa girdikten sonra bilirübin, bağırsak bakterilerince, ürobilinojenler diye bilinen, okside olarak pigmentli ürobilinlere çevrilen bileşiklere indirgenir. Ürobilinojen terimi sıklıkla hem ürobilinleri hem de ürobilinojenleri anlatmak için kullanılır.

Hergün takriben 300 mg bilirübin barsağa geçer fakat dışkıyla atılan günlük ürobilinojen miktarı sadece 200 mg. dır. Bilirübin girdisiyle ürobilinojen atılımı arasındaki bu farkın sebebi henüz açıklanamamaktadır. İntestinal pigment yükünün %1’i ürobilinojen halinde geri emilerek entrohepatik dolaşıma girer. Safra ile ekskrete ve reekskrete edilmeyip portal kanda kalan az miktardaki ürobilinojen ise idrarla atılır.