PATOGENEZ

1.  Bakterinin nazofarenks ve orofarenks mukozasında epiteliyal hücrelere yapışması,

2.  Mukozal bariyerin aşılması,

3.   Bakterinin fagositik hücreler ve- bakteriyolitik aktiviteden kurtularak kan dolaşımı ile yayılması.

4. Bakterinin serebrospinal sıvıya girmesi,

5.  Serebrospinal sıvıya kansan bakterinin canlılığını koruması,

6.  Menenkslerde ve beyin dokusunda bakterilerin yerleşerek hastalığa neden olmaları.

N.menengitidis ve H.influenzae nasofarenks ve orofarenks mukozasına sahip^ldjjS^^p^eTjIe^apj^ırlarj^ro ve nazofarenks

mukozasındaki epitel hücrelerinin yüzeyinde bu pililere karş”ı re-^eplorlerin-bulunduğu gösterilmiştir.^ Kan. dolaşımına karışan &u

, p_atnjPTT]pr_JKÜ’Trinrfnr“”1^1fpr Inknojilprin vp retiTniTnPTiHntgjyaj_gjg-_ tgrnjıüprpifirinin fngûsitik aktivitpsinHpn antifagnsitik kapsülleri İİİp. korunurlar —

Gram-negatif bakteriler ise hücre yüzeylerinde bulunan lipopolisakkaritlerle ya da dış membranlarındaki proteinler ile bakteriyqjisisden korunurlar.

Bakterilerin kan dolaşımından beyin omurilik sıvısına (BOS) nasıl geçtikleri tam olarak bilinmemektedir. Mamafih, orofarinks ve diğer yerlerde kolonize olan kapsüllü ve kapsülsüz birçok bakteri bakteremiye neden olmalarına rağmen menenjite sebep olmazlar.

Jcarjgüler polisakkarit antijeni fasîrTar. Yeni doğan bebeklerin yak-

J it aklıkla sep^ise eslik erier Her dört yeni doğan sepsisinden birinde menenjit de vardır. İntrauterin ortamda steril şartlarda bulunan fetüs doğum kanalından geçerken birçok mikroorganizma ile karşılaşmakta ve bakteriyel kolonizasyon bu sırada başlamaktadır. Yenidoğan, infeksiyonu doğumdan önce, doğum sırasında ve doğumdan sonra olmak üzere başlıca 3 yolla kazanır. Doğumdan önce intrauterin olarak infeksiyonun kazanılması etkenin transplasental yolla geçmesi ya da ascendan yolla yayılması ile olmaktadır. Listeria monositogenez_irıfeksjyj3nları transplasen-ta^gegige^i^bir örnek olup bu yolla venidogan sepsisi ve menenjitine neden oîabÜgler^Dogum esnasında yenidoğan matemal sertövaginaİ kanaldan geçerken burada bulunan birçok mikroorganizma ile kolonize olur. Bu yolla infeksiyona en İyi örnek grup B streptokok (GBS) infeksiyonlarıdır. GBS infeksiyon-lanna sıklıkla GBS I a, Ib, Ic, II ve III subtipleri neden olursa da bunlar içinden en sık rastlanılanı tip III GBS’dir. Kadınların %20-35’nin vagina ve/veya rektal florasında GBS’la kolonize olurlar. Bu annelerden bebeklerine bulaşma %40-70 oranında “dikey” olarak olur. Doğum sonu (postpartum) infeksiyon ise en sık hastane personeliTbebegin annesi ve TüÜTTanılan malzemdeHeT^^n^I bulaşması sonucunda ortaya çıkmaktadır. Hastane personelinin K-l E.coli suşları için yüksek oranda taşıyıcı durumunda oldukları gösterilmiştir. Bu nedenle taşıyıcı durumunda olan hastane personeli ile postnatal bulaşma sık görülmektedir.

Yaşamın ilk 5 gününde görülen neonatal infeksiyonlar genellikle infeksiyon etkeninin intrauterin ya da doğum esnasında (intrapartum) kazanılmasına bağlı olup sepsis şeklinde görülürken, yaşamın ilk 7 gününden sonra meydana gelen neonatal infeksiyonlar sıklıkla postpartum yolla kazanılmasına bağlı olup genellikle menenjit şeklinde görülürler. Bu şekil bulaşma en sık noso-komiyal yolla olmaktadır.

Pürülan menenjitin tjpjk pafnipjik bulgusu siıharaknnin^ aralıkta püy toplanma sı d ir. Bu nlay__bazal—.sisternalar.

“çevresinde daha yoğundur.

Menenjitte pürülan madde, nedeniyle BOS dolaşımının Tnası veya inf|amasynn nedeniyle RQS yapımının artması kafa içi_ Basıncınm artmasına neden olurken, menenks ekşndaaynnn, vas-

BAKTERİYEL MENENJİTLER

_kulit ve perfûzyon azalması neticesinde beyin metabolizmasının

Jbozulması beyjn. ödemine.yol acar. Bu nedenle menenjitle görülen

sinir sistemi fonksiyon bozuklukları: subaraknoid ^aralığı

çaprazlayan kan damarlarının tıkanması, yoğun inflamasvon ile

tıpkrnyıı, gf.rehrai nriem, iskemi ve

muhtemel hidrosefa

PITRAK YAPRAĞI

Kanthium spinosum L. (Compositae) türünün yapraklarıdır. Bu tür 15-100 cm yükseklikte, gövdesi sarı dikenli, bir yıllık, otsu bir bitkidir. Yapraklar sapsız, parçalı, üst yüzde yeşil, alt yüzde beyaz renklidir. Meyva 10-15 mm uzunlukça, üzeri çengel biçiminde ve sarı renkli dikenler İle kaplıdır. Anadoluda çok yaygın bir bitkidir.

Yaprakları idrar arttırıcı, terletici ve yatıştırıcı etkilere sahiptir. Fethiye bölgesinde meyvaları ezilip kahve veya rakının içine konulur. Bu şekilde sarhoşluğu arttırdığı ileri sürülmektedir.

Flückigcr, F.-A. ve Hanbury, D.: Histoire des drogues d’origine vegetale 1: 194, Paris (1878).


Diğer isimler: Gayak odunu, Peygamber ağacı.

G. sancîum L. türünden elde edilen odun (Lig-num Sanctum)1da Peygamberağacı odunu gibi kullanılır. Bu tür bilhassa Florida ve Bahama adalarında yetişmektedir. Odunu yukarıdaki türün odunundan daha açık renklidir (1).

Bazı eski kaynaklar Peygamberağacı odununa “Pelesenk odunu” demektedirler. Bu odunun kuru distîlasyonu sonucu elde edilen sıvı maddeye Pelesenk yağı (Oleum Guaiaci) ismi verilmektedir. Bu yağ-haricen romatizma ağrılarını dindirici olarak kullanılır.

Hakiki Pelesenk odunu (Lignum Dalbergiae) değişik Dalbergia türlerinin (Leguminosae) dal ve gövde odunudur. Bu türler Hindistan, Amerika ve Honduras’ta yetişmekte olan büyük ağaçlardır.

Pelesenk odunundan hazırlanan infusyonlar dahilen ağrı kesici ve antiseptik olarak, haricen ise romatizma ve siyatik ağrılarına karşı kullanılır.

Morumsu renkli ve çok sert olan bu odun halen bilhassa mobilya yapımında kullanıl maktadır.

Pelesenk veya Peleseng ismi eskiden “Belsem” (Balsamum)’ler için kullanılırdı.

Genital ülser sendromu tanı

Erkek hastalarda üretral akıntıdan yapılan Gram boyamanın hassasiyeti % 90-98, spesifikliği % 95-98’dir. Bu nedenle semptomatik erkek hastalarda yapılan Gram incelemesinde lökositler içerisinde ve etrafında gram negatif diplokoklar gösterilmiş ise kültür çalışması mutlaka yapılmalıdır. Endoservikal kültür ile gonore olduğu ispatlanmış kadınlarda akıntının Gram boyası ile değerlendirilmesi % 50-60 hassasiyette, % 82-97 spesifikliktedir. Tüm kadın hastalarda Gram boyama çalışmalan pozitif bile olsa kültür çalışması mutlaka yapılmalıdır.

Kültür çalışmaları erkek hastalarda üretral akıntı, homoseksüel erkek hastalarda ilave olarak rektal, kadın hastalarda üretral servikal ve rektal bölgelerden alınan örneklerden yapılır. Farenjiti ya da infekte şahısla oral seks öyküsü olan kişilerde farenks kültürleri de yapılmalıdır.

Kültür için alınan materyel hemen çukulata ağar veya modifiye Thayer Martin (MTM) gibi seleküf antibiyotik içeren özel besiyerlerine ekilmelidir. Hemen ekim yapılamıyor ise Amies veya Stuart gibi transport mediaları ile nakledilmelidir. Bu ortamlarda bile bakteri 12 saatte canlılığını kaybeder.

N. gonorrhoeae gramnegatif, aerobik bir diplokoktur. Optimal üreme için ortamda % 3-10 CO2 ve demir gerekir. Tabii çevreleri dışında çok çabuk ölürler. Tanıları, koloni morfolojileri, Gram boyası ve pozitif oksidaz testi ile yapılır.

Serebrovasküler hastalık

Eğer SS rahatsızlığı 24 saatten kısa sürede so-lanırsa, bu durum geçici-Transient iskemik Atak (TIA) olarak adlandırılır.

insidansı yılda 1000’de 1-2’dir, yaşlılarda daha sık­tır, erkekleri kadınlarda daha fazla tutar.

inme sebepleri:

• Serebral infarkt (%80)
• intraserebral kanama (%10)
• Subarakroid kanama (%10)

Patolojik etkiler uzamış hipoksik nöronal hasar sonu­cu oluşur. Beynin kanlanması oldukça değişmez bir anotomik dağılıma sabit olduğu için etkilenmiş beyin bölgesi lokalize edilebilir.
İnmenin klinik özellikleri lezyonun yerleşimine ve yapısına bağlıdır. Risk faktörleri aterom, kalp hastalıkları, hipertansiyon ve diabetes mellitustur.

PNÖMOTORAKS

Visceral ve parietal plevrada yapışıklık yoksa, plevra boşluğundaki basınç mediasteni karşı tarafa itebilir (Tansiyon pnömotoraks). Açık göğüs yaraları ve tansiyon pnömotoraksın tedavisi acildir, çünkü bu durumlar solunumu ileri derecede bozarlar ve venöz dönüşü değiştirirler.Travmalı hastalarda sıklıkla pnömotoraks yanında plevral mesafede kan da vardır (Hemopnömotoraks). Plevra mesafede hava ile birlikte süpürasyonun bulunmasına pyopnomotoraks denilir ve özefagus rüptürlerinde olabilir.