Kondrosarkom

Makroskopik olarak normal kıkırdağa benzer parıltılı beyaz bir görünümü vardır.

Mikroskopik olarak:
• Çoğu düşük evreli, iyi diferansiye, geç metastaz yapan tümörlerdir ve histolojik olarak benign kıkırdak tümörlerine benzerler. Radikal lokal cerrahi küratif olabilir.
• Az bir kısmı belirgin pleomorfizm ve yüksek mitotik aktivite gösteren ileri evre, kötü diferansiye tümör­lerdir ve hızla büyüyerek erkenden kan yoluyla metastaz yapar.

İnfeksiyöz ajan

Pseudomonas ve serratia genelde patojen olmayan yüzeylere kontamine ajanlardır. Fakat immun sistemi süprese olmuş kişilerde fırsatçı ve hatta ölüme yol açan invaziv ajanlar haline geçebilirler. Bazı mantarlar, (histoplasma, coccidiodes, candida) nocardia ve actinomyceslerle birlikte abse ve sinüsler yaparlar ve hatta bazı hayvan parazitleri (Amebas ve Echinococcus) özellikle karaciğerde abse oluşumuna yol açarlar. Bir zamanlar eksizyon uygulanan tüberküloz gibi doku yıkımı yapan granulomalarda şimdi çoğunlukla antibiyotik tedavisi ön plandadır.

Bununla beraber gastrointestinal sistemin brusellozu gibi tüberkülozu da zaman zaman cerrahi bir girişimi gerektirebilir. Kedi tırmığı hastalığı (Cat – Scratch Fever), psitakoz (Psittacosis) veTularemi(Tularemia) gibi diğer bazı nadir hastalıklarda süpürütif lenf adenite yol açabalir ve bu gibi hallerde eksizyon veya drenaj uygulanır.

Yayma veya kültür ile patojen ajanın belirlenmesi tedavide en önemli adımdır. Cerrah laboratuvara gönderdiği materyel ile birlikte mikrobiyolojiste mutlaka infeksiyonun klinik özellikleri hakkında gerekli bilgileri vermeli ve uygun yayma ve kültürlerin yapılmasını sağlamalıdır. Aksi takdirde ciddi değerlendirme hataları olabilir.

Takıntılar Hayatınızı Zehir Edebilir…

Uzmanlar, ortalama olarak her yüz kişiden ikisinde görüldüğünü ve bu takıntıların yinelenerek pekiştiğine ve kişiye sıkıntı verdiğine dikkat çekiyorlar. Bu sebeple kişilerin gün geçtikçe hayatla, kendisiyle, çevresiyle ilişkilerinde zorlandıklarını belirtiyorlar.

En sık rastlananlar:

Tedavi olmak için uzmanlardan yardım isteyen hastalar arasında en fazla rastlanan takıntılar ise şöyle sırlanıyor.

“Asansöre binememe, kir ve pislik fobileri ile sürekli ellerini yıkama ve heryeri kıyı köşe temizleme, eşyalarda belli bir simetri arama, parke taşlarına bir düzenle basmaya dikkat etme, tek-çift rakamlara, kara kediye, kırık aynalara, 13 rakımına trafikte araba plakalarına, randevu saatlerine ve ofis düzenine takılma” şeklinde görülebilir.

Hipertrofik Kardiyomyopati

Bu durum, genç erişkinlerde ve juvenillerde bir gayret sırasında ani açıklanamayan ölümle kendini göstere­bilir. Daha az dramatik görünümler genç insanlarda çaba sırasında angina ve nefessizlik veya tekrar­layan bayılma atakları şeklinde olabilir.

Tiroid Kanserleri

B.Follüküler Adenokarsinom: Tiroid malign tümörlerinin %10 unu oluşturur. Papillerden daha ileri yaşlarda görülür ve palpasyonda elastik hatta yumuşak olarak bulunabilir. Kapsüler ve vasküler invazyon önemli bulgulardır. Boyun lenfatiklerine metastaz yapabilmesine rağmen hematolojik yolla akciğere kemik ve karaciğere metastaz daha fazla görülür. Bu tümörün kemik metastazları total tiroidektomiden sonra radyoaktif iyoda affinite gösterir. İskelet metastazları primer lezyonun rezeksiyonundan 10-20 yıl sonra ortaya çıkabilir ve benign gidiş gösterir ancak genel prognoz papiller tipten daha iyi değildir.

C.Medüller Karsinom: Tiroid malign tümörlerinin %2-5ini oluşturur. Amiloid içerir ve radyoaktif iyodu az alan sert, solid nodüler bir tümördür. Medüller karsinomlar kalsitonin de salgılayan ultimobronkial cisimlerden kaynaklanır. Bilateral feokromasitoma, hiperparatiroidi ile birlikte olan familial medüller ca.Sipple sendromu ya da tip II MEN olarak bilinir. Sipple veya MEN II ‘li hastaların yakınlarında serum calsitonin seviyesinin basal veya kalsiyum pentogastrin stimülasyonuyla ölçülmesiyle küçük medüller ca. ve para folliküler hücrelerin hiperplazisi (prekanseröz lezyon) ortaya konmuştur.

D.Undiferansiye Ca.: Bu hızlı büyüyen tümör daha çok orta yaşın üstündeki kadınlarda görülür. Tüm tiroid kanserlerinin %3 ünü oluşturur. Bazen papiller veya folliküler bir ca. dan gelişebilir. Solid, çabuk büyüyen, sert, çevre dokuları ve tiroidi erkenden invaze eden irregüler bir kitledir. Ağrılı ve hassas olabilir, laringeal veya özofagal obstruktif belirtilere neden olabilir. Mikroskobik olarak hücreler anaplastik ve küçük, büyük veya çok nükleuslu ve sık mitoz gösteren hücreler görülebilir. Servikal LAP genellikle vardır fakat pulmoner metastazlar daha sıktır. Cerrahi tedaviden sonra lokal nüks kuraldır. Lokal olayı kontrol etmekte ekstemal radyasyon yararlıdır. Prognoz kötüdür ve radyo aktif iyod tedavisi yararsızdır.