Anevrizma

• Gerçek anevrizmalar: anevrizma duvarı tutulan damarın bir veya daha fazla katmanından oluşur. Sakküler veya fuziform olabilirler.
• Yalancı anevrizmalar: Duvarı damarın bir parçası olmayan bağ dokusundan oluşmuştur; genellikle damarın travmatik veya infektif ruptürüne bağlıdır veçevreleyen dokunun sınırladığı kan dolu boşluk oluş­tururlar (genellikle organize bir hematom).
Gerçek anevrizmaların morfolojisi
Sakküler anevrizmalar küresel bir kese (globuiar sac) şeklini alırlarken fuziform anevrizmalar damarların uzun segmentler boyunca tüm çevresi tutulduğu için iğ biçimlidir.

Anevrizmaların ana sebepleri
Mediayı zayıflatan herhangi bir sebep anevrizmaya yol açabilir:
• Aterosklerozis en sık görülen sebeptir, tipik olarak abdominal aortayı tutar ve incelmesine ve medianın fibröz replasmanına yol açar.
• Kistik Medial Dejenerasyon: Küçük kist benzeri içi mukopolisakkarid dolu boşlukların oluştuğu medianın fokal dejenerasyonu. Etyoloji idiopatik olabilir veya bağ dokusu hastalıklarıyla ilişkili olabilir, örn Marfan sendromu ve Ehlers-Danlos Sendromu.Bu durum genellikle aortaya ve ana dallarının orijin­lerine sınırlıdır. Hastalık ilerlemesiyle dissekan anevrizmaya yol açabilir.
• İnfeksiyöz aortit: örn sifilitik aortit (nadirdir, tipik olarak aortik arkın çıkan ve transvers kısımlarını tutup mediada fibröz replasmanla inflamatuar harabiyete neden olur) ve mikotik anevrizmalar (infekte trombüsteki bakterilerin duvar harabiyetiyle küçük sakküler dilatasyonlar oluşturması).
• Vaskülitik Sendromlar: damarların inflamasyonu, immün kompleks depolanması veya arter duvarında hücre aracılıklı reaksiyonlar sonucu arter duvarında incelme ve sonra anevrizmal dila­tasyonlar.
• Konjenital anevrizmalar.

Hastane seçimi

Diğer bir unsur, hastanenin, akreditasyon (onay) yetkililerince nasıl değerlendirildiğidir. Hastaneleri denetleyip onaylayan kuruluşlardan bu konuda bilgi edinebilirsiniz.

AKUT TEDAVİ HASTANELERİNİN TÜRLERİ

Akut tedavi hastaneleri, uzun süreli rehabilitasyon veya bakım sağlamaktan ziyade, ciddi hastalıkları olan kimselere sağlık hizmeti vermek üzere tasarlanmıştır.

Birkaç tür akut tedavi hastanesi vardır:

Yerel hastaneler: Bu tesisler, araştırmadan ziyade hasta bakımına odaklanarak, toplumda oldukça yaygın olan sağlık ihtiyaç­larını karşılarlar. Bazı yerel hasta­nelerde karmaşık sağlık sorun­ları ile ilgilenilir; diğerleri, esasen, basit sorunlara yönelik sağlık bakımı sunar. Yerel hastanelerin en büyük avantajı, birçoğunun yaşadığınız yere (ve aile üyelerine ve arkadaşlarınıza) yakın bir yerde bulunabilmesidir.

Özel merkezler: Bu hastaneler, belli hastalık türlerini (kanser veya ortopedik hastalıklar gibi) veya belli yaş gruplarım (çocuklar 1 gibi) tedavi etmek için gereken donanıma sahip olan hastanelerdir.
Akademik sağlık merkezleri Bu kurumlar genellikle en karmaşık sağlık sorunlarına sahip kişilerin bakımıyla ilgilenirler.

Ayrıca, doktor ve diğer sağlık çalışanlarını yetiş­tirir ve tıbbi araştırmalar yürütürler. Genellikle tıp fakültelerine bağlı­dırlar. Akademik sağlık merkez­leri, genellikle toplum tarafından en çok saygı duyulan hastanelerdir ve ülkenin başta gelen hastaneleri liste­lerinde hep ilk sıralarda yer alırlar. Akademik sağlık merkezlerinde, eğitim görmekte olan (stajyerler, uzman adayları ve akademi üyeleri gibi) doktor adaylarının, sağlık bakımınızda doğrudan bir rol oynamaları muhtemeldir.

Eğitim hastaneleri: Akademik sağlık merkezlerinin tümü ve yerel hastanelerin birçoğu, doktor yetiş­tirir. Eğitim görmekte olan kişiler, tıp öğrencileri (henüz tıp doktoru derecesini elde etmemiş olanlar) ile stajyerler, uzman adayları ve akademi üyeleridir (derecele­rini almış olup ek eğitim almakta olanlar).

Genelde, eğitim hastane­leri, sağladıkları hizmet konusunda oldukça saygın bir konuma sahip­tirler, çünkü yetenekli sağlık personellerini cezbederler ve eğitim yoluyla, onları hep güncel bilgilerle donatırlar.

Devlet hastaneleri: Bu hastane­lerin sahibi, federal veya yerel hükümettir ve bu hastaneler genel­likle hastaların ödeme yapabilme durumlarına bakmaksızın hizmet verirler. Bu hastanelerin birçoğu çok iyi hizmet sağlar ve birçoğu da eğitim hastaneleridir. Devlet hastaneleri, genellikle akademik sağlık merkezlerine bağlıdır.

KRONİK (UZUN SÜRELİ) BAKIM KURULUŞLARININ TÜRLERİ

Rehabilitasyon hastaneleri

Bakımevleri: Bakımevleri, kişiler günlük faaliyetleri evde kendileri gerçekleştiremediklerinde, yemek yeme veya banyo yapma gibi günlük faaliyetlere yönelik sürekli bakım sağlarlar. Rehabilitasyon hastanelerinin aksine, bakımın hastanın işlev görme seviyesini iyileştireceğine dair bir beklenti genellikle yoktur.

Çoğu kimse bakıma ihtiyaçları olduğunda evde kalmayı tercih etse de ve bakımevlerinden ziyade evde bakım almaya yönelik artan bir eğilim olsa da, evde bakım, birçok kişi için elverişli değildir. Bu durum, özellikle de, aile ve arkadaşlar yakında olmadığında ve çeşitli işlerde yardımcı olamadıklarında geçerlidir.

Hospisler: Hospisler, ölümcül bir hastalığı olan kişilerin bakımını sağlayan kurumlardır. Bazı hospislerde, hastalığın son evresinde olan kişi, günde 24 saat bakım altında tutulur. Ancak, gerekli destek hizmetlerini hastanın evine veya bir bakımevine götüren hospis programları da mevcuttur.

Patogenez

Anevrizmal kese içinde biriken trombus tabakaları koruyucudur, fakat genellikle defekti tamir etmeye ve artere tekrar normal bir lümen oluşturmaya yeterli değildir.

Ana komplikasyonlar

Anevrizmaların ana komplikasyonları ruptür ve tromboza predispozisyondur.

immün aracılıktı vaskülit

İki ana tipi vardır:

• Hipersensitivite (nötrofilik) vaslüliti: kapillerleri ve venülleri en sık etkileyen tip; genellikle deride dökün­tü ile kendini gösterir, çoğunlukla ilaç allerjisidir, nadiren viremi veya bakteriemide allerjik döküntü ola­bilir. Aynı zamanda Henoch-Schönlein purpurasında, serum hastalığında ve kryoglobulinemide de görülür.
• Multi organ otoimmün hastalıklar, örn SLE ve romatizmal hastalık (başlıca aortu tutar). Nötrofillere karşı otoantikorlar VVegener Granülomatozunda ve diğer vaskülit tiplerinde hastaların %90’ında görülebilir. Serumda bu antikorların tanımlanması muhtemel vaskülit olan vakalarda tanısal yaklaşımda kullanılır.