Çoğu pineal bez yakınından köken alır ve malign teratomalar gibi davranır.
Kategori: Sağlık
Agranülositoz
Agranülositoza, kanser hücrelerini tahrip ederken birçok faydalı kan hücresini de tahrip eden kemoterapi ile tedavi neden olabilir. Agranülositoz, vücudunuzun faydalı beyaz kan hücrelerini yanlışlıkla istilacı (saldırgan) olarak algılayıp tahrip ettiği bir otoimmun reaksiyonundan da kaynaklanabilir. Daha nadir olarak, penisilin ya da antienflamatuar (iltihap önleyici) ajanlar gibi ilaçlara bir reaksiyon olarak ya da çevresel kimyasallara, solventlere veya diğer tahriş eden maddelere maruz kalınması durumunda meydana gelir.
SEMPTOMLAR
Polisitemi vera; baş dönmesine, baş ağrısına, başta bir ağırlık hissine ve kırmızımsı bir cilt rengine (benize) neden olabilir, bazı kişilerde yoğun kaşıntı gelişir. Artmış sayıdaki plateletler (trombositler), felci de içeren ciddi komplikasyonlara neden olan kan pıhtılarına yol açabilir. Sekonder polisitemi ve stres polisitemisi nadiren semptomlara neden olur.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Polisitemi veranın tedavisi, kırmızı kan hücrelerinin sayısını azaltmayı; kanın viskozitesini (koyuluğunu) azaltmayı ve kan , pıhtıları ile felç riskinizi asgariye indirgemeyi amaçlar. Bunu gerçekleştirmek için doktorunuz, kırmızı kan hücreleri sayınızın ne kadar çabuk yükseldiğine bağlı olarak belirlenen bir program dahilinde düzenli olarak bir pint (yarım litre) kan alabilir. Bu tedavi, kırmızı kan hücreleri çok miktarda olmaya devam ettiği sürece devam eder.
Kan hücrelerinin üretimini kontrol etmek için tablet ya da enjeksiyon şeklinde ilaçlar da mevcuttur. Polisitemili birçok kişi, ilaç kullanarak bu hastalığı kontrol edebilir. Sekonder polisitemi ve stres polisitemisi, altta yatan nedeni çözerek tedavi edilir; hafifse, hiç tedavi gerektirmeyebilir.
Avülsiyon
Sinir kökleri spinal korddan iki yolla avülse olabilir:
• Servikal pleksusdan merkezi olarak iletilen gerilme stresi (tensile stress) sinir köklerini gerip en sonunda avülse edebilir.
• Kordun yer değiştirdiği spinal kord hasarları sinir köklerine, korddan çıktıkları yer ile intravertebral foramene girdikleri yer arasında direkt etki eder.
Hem laserasyon hem avülsiyon yaralanmaları etkilenmiş sinirin hasarlı uçlarında geri çekilmeye ve daha sonra vallerian dejenerasyona uğrayıp travmatik nörom oluşmasına yol açar. Sonradan, sinirin proksimal kısmında nöritik tomurcuklar gelişir ve bunlar eğer sinirin etkilenmiş distal ucuna yeteri kadar yakın yerleşimliyse sinir kılıfı boyunca gelişmeyi tekrar sağlayarak innervasyonu temin edebilir.
Eğer sinir devamlılığı tam kesilmişse, bazal lamina tabakaları artık rejenerasyon tomurcuklarına yön veren kesintisiz, devamlı tüpler oluşturamaz ve dolayısıyla iyileşme potansiyeli kısıtlıdır.
Deri
Deri pigmenti (deriye rengini veren madde), vücudunuzu tehlikeli ultraviyole ışınlarından (morötesi ışınlardan) korur. Derideki sinir uçları, mevcut ortamla ilgili bilgiyi toplar ve dokunma, basınç, sıcak-soğuk duyusuna dönüştürüldüğü yer olan beyne iletir. Langerhans hücreleri olarak bilinen hücreler bağışıklık sisteminin bir parçasıdır ve derinin enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olur. Ayrıca deri, güneş ışınlarından faydalanarak kemiklerin güçlenmesi için gerekli olan D vitaminini de yapar.
Belki de en önemli nokta, derinizin enfeksiyona ve zedelenmeye karşı fiziksel bir bariyer oluşturmasıdır. Bu bariyerin en önemli kısmı, derinizin epidermis (üst deri) olarak adlandınlan üst tabakasıdır. Epidermisin en üst kısmında yer alan ve keratinosit (keratin hücreleri) olarak adlandırılan ölü hücreler yumuşak, koruyucu bir tabaka oluşturur. Epidermisin daha alt kısımlarında sürekli üretilmekte olan daha genç, canlı hücreler zamanla ölü hücrelere dönüşür.
Genç hücreler yaşlandıkça yukan doğru çıkar, ölür ve sonunda da sürtünme aracıığıyla deriden döküntü olarak atılır. Bu sürtünme, yeni hücrelerin büyümesini tetikler ve epidermisin kalınlaşmasına neden olur. Bu nedenle de, deriniz genellikle ayak tabanlarınızda ve avuç içlerinizde daha kalındır. Yine aynı nedenden ötürü, vücudunuzun sürekli olarak sürtünmeye uğrayan bölgelerinde nasır oluşur. Teninize baktığınızda, deriniz size her zamanki derinizmiş gibi gelebilir; ancak, bir aylık bir süreçte deriniz aslında tamamen yenilenmiştir.
Vücudun ultraviyole ışınlarından korunmasına yardımcı olan deri pigmenti melanin olarak adlandırılır. Bu protein, esasen melasonit olarak adlandırılan hücreler tarafından yapılır ama keratinositlerde de mevcuttur. Genel olarak deri rengi, melaso-nitlerin sayısıyla değil etkinlik derecesiyle belirlenen kalıtımsal bir özelliktir.Daha koyu tenli insanlar, daha çok melanin üretilmesine neden olan daha aktif melasonit-lere sahiptirler. Güneş ışınlanrındaki ultraviyole ışınlan, daha çok melanin üretmesi için melasonit-lerin etkinlik derecesini arttırır ve bu da tenin koyulaşmasını ve böylece de vücudun güneşin zararlı etkilerinden korunmasını sağlar.
Peki, derinin üst tabakası her ay tamamen yenileniyorsa, deri niçin yaşlanır? Deri yaşlanması kısmen epidermis altında bulunan ve dermiş olarak adlandırılan deri tabakasının elastin ve kolajen maddelerini yavaş yavaş kaybetmesi nedeniyle oluşur. Uzun elastin lifleri deriye elastikiyetini verirken kolajen lifleri de deriyi güçlendirir. Zamanla ve ultraviyole ışınlarına (özellikle güneş ışığına) defalarca maruz kalma nedeniyle bu lifler hasar görür. Dermiş ayrıca dört tür bez içerir:
Sebasöz (yağ) bezler, özellikle kıllan barındıran kanallarda bulunur ve sebum adı verilen bir yağ salgılar. Sebaköz bezler, ergenlik döneminde meydana gelen hormon değişiklikleri nedeniyle bu dönemde oldukça aktiftir ve bu da akne oluşumu olasılığının artmasına neden olur.Seruminöz bezler, sebasöz bezlerin kulaktaki halidir ve kulak kirinin (serumen) kaynağıdır.Ekrin ya da ekzokrin bezler olarak adlandırılan ter bezleri, vücut yüzeyinin her kısmında bulunur. Sayıca en çok ayak tabanlarında, avuç ilerinde, üst dudakta ve alında bulunur. Ter, rahat ve sağlıklı bir vücut ısısı sağlamada önemlidir. Vücut ısındığında ya da stres altında olduğunda, buharlaşıp vücudu serinleten teri üretir.
Apokrin bezler, özellikle koltuk altı ve genital bölgelerde bulunur; fiziksel ya da duygusal stres söz konusu olduğunda kötü kokulu bir sıvı salgılarlar.Dermişin altında, bağ ve yağ (apidos) dokudan oluşan subkutan doku bulunur. Bu tabaka, dermiş ve kaslar ya da kemikler arasında yer alır. Subkutan doku, vücut içinde sürekli olarak belirli bir ısı sağlamaya yardımcı olmak için genişleyen ya da büzülen kan damarları tarafından beslenir. Bu doku aynı zamanda, derinin üst tabakalannda enfeksiyona neden olabilecek infeksiyöz organizmalarla savaşmak için sürekli hazır bulunan akyuvar hücrelerini de içerir. Adipos doku sadece daha içte bulunan dokulara tampon görevi yapıp onları izole etmez, aynı zamanda da besinlerin depolanmasına yardımcı olur.
Son derece güçlü ve sağlam olmasına rağmen deri, mağlup edilemez olmaktan uzaktır. Deri hastalıkları yaygın ve çeşitlidir. Eğer bir sonraki bölümdeki öneriler işe yaramazsa, ya da durumunuz daha şiddetliyse, doktorunuza danışınız. Doktorunuz gerekli gördüğü takdirde, sizi deri hastalıklarını tedavi etme konusunda uzmanlaşmış bir doktor olan bir dermatologa yönlendirecektir.