Son yıllarda gayrimenkul sektörünün en dinamik şehirlerinin başında İzmir geliyor. İzmir’de ise son bir yılda satılık ve kiralık konut fiyatlarında en çok artış Urla’da yaşandı.

Başta İzmir olmak üzere Ege ve Akdeniz’deki tatil bölgelerinde yer alan gayrimenkullerin değerlenmesi ile ilgili bir araştırma yapan TSKB Gayrimenkul Değerleme’nin yaptığı araştırma da İzmir’de ev alacakların gözdesinin Urla olduğunu doğruluyor.

 

Urla’da kimler, neden ev alıyor?

TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, turizmde hareketliliğin başlamasıyla Ege ve Akdeniz’deki yazlık fiyatlarının bölgelerdeki diğer gayrimenkullerden daha fazla arttığını, bu artış oranının yer yer ortalamanın 2-3 katına kadar ulaştığını söyledi.

İşte TSKB’nin Ege ve Akdeniz’deki tatil bölgelerinde yer alan gayrimenkullerin değerlenmesi konusunda yaptığı araştırma sonuçlarında ön çıkanlar:

• Son yıllarda gayrimenkul sektörünün en dinamik illeri arasında yer alan İzmir; deniz ve doğa ile olan ilişkisi, sosyal ve kültürel yapısı, turizm potansiyeli gibi nedenlerle tercihlerde üst sırayı aldı.

• Anadolu’dan göç almayı sürdüren İzmir’de son dönemde gerçekleşen ve planlanan altyapı yatırımlarıyla paralel olarak konut sektöründe de pozitif bir hareketlilik yaşandı.

• İzmir’de, son bir yılda il genelinde satılık ve kiralık konut fiyatlarında en çok artış Urla’da gerçekleşti.

• Urla, özellikle metropol yaşamından bunalarak İzmir’e göç eden İstanbul ve Ankaralıların tercihi. Urla’nın İzmir kent merkezine, Çeşme’ye ve denize olan yakınlığı, doğa ile uyumlu düşük yoğunlukta yerleşim dokusu, kent merkeziyle olan güçlü ulaşım bağlantısı tercih edilmesinde en büyük etkenler…

• Urla’da sıfır ve ikinci el konut piyasasında önemli bir artış söz konusu.

 

Urla’da konut fiyatları

TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, “İzmir genelinde satılık ve kiralık yeni konut fiyatlarında geçen yıla göre ortalama yüzde 10-15 artış gerçekleşirken Urla ilçesinde bu oran, genellikle villaların yoğun olduğu Kekliktepe bölgesinde yüzde 55-60, Çeşmealtı bölgesinde yüzde 50-55 ve Kalabak bölgesinde yüzde 30-35’lere yükselmiştir. Bu yükselişin temel dinamiği bölgenin İzmir il merkezine olan yakınlığıdır.” diye konuştu.

 

Urla satılık ev ilanları için tıklayın!

 

İzmir’de Urla, Aydın’da Didim, Antalya’da Konyaaltı

• Aydın’da ise Didim’in konut fiyatlarındaki artışlarla öne çıkıyor. Geçmiş dönemde yabancı turistlerin yaygın olarak tercih ettiği Didim’de halen yaz döneminde yaşayan birçok yabancı turist bulunuyor.

• Son bir yılda özellikle Altınkum ve Efeler bölgesinde yeni konutlarda yüzde 25-35’lik bir fiyat artışı yaşandı. Bölgedeki yeni konut fiyatlarındaki artışın en önemli sebebi ise bölgedeki imarlı arsa arzının azalması.

• Makbule Yönel Maya, “Arsa fiyatlarında ise benzer bir artış Denizköy bölgesinde yaşanmıştır. Bu bölgede 2016-2017 yılları arasında arsa fiyatlarında ortalama yüzde 40-50’lik bir fiyat artışı yaşanmıştır.” ifadelerini kullandı.

• TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü, sahip olduğu doğal ve kültürel değerlerle turizm sektöründe öncü olan Antalya’da son yıllarda turizmde yaşanan daralmanın gayrimenkul sektörüne de belirli bir oranda negatif etkisi olduğunu söyledi.

• Bu yıl yaz aylarında turizmdeki hareketliliğin pozitif yönden gayrimenkul sektörüne de yansıdığını dile getiren Maya, Antalya genelinde son bir yılda satılık ve kiralık konut fiyatlarında yüzde 5-10 artış yaşanırken, bu oranın Konyaaltı ilçesinde yüzde 30’lara kadar çıktığını aktardı. Maya, özellikle tatilcilerin tercih ettiği Uluç ve Gürsu’da yüksek artış görüldüğünü, Siteler bölgesinde artış oranının yüzde 25 civarında gerçekleştiğini ifade etti.

 

“Turizmdeki canlanma yazlığa talebi artırdı”

Maya, turizmdeki canlanmanın yazlıklara talebi artırdığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu bilgilerden hareketle, turizmde hareketliliğin başlamasıyla Ege ve Akdeniz’deki yazlık fiyatlarının normal gayrimenkullerden daha fazla arttığını, bu artış oranının yer yer ortalamanın 2-3 katına kadar ulaştığını görüyoruz. Son bir yılda İzmir genelinde satılık ve kiralık konut fiyatları ortalama yüzde 10-15 artarken, yazlık olarak tercih edilen Urla’da bu rakam yüzde 55-60’lara ulaşmış durumda. Aydın genelinde değişim gözlenmezken turistlerin yoğun olarak tercih ettiği Didim’de artış oranı yüzde 50’lerde. Antalya genelindeki yüzde 5-10 yükselişin, tatilcilerin tercihi Konyaaltı’nda yüzde 30’lara kadar çıktığını gözlemledik.”

 

Kaynak: http://blog.zingat.com/izmirde-ev-alacaklarin-gozdesi-urla/

“Binalarda tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 80’i ısıtma-soğutma için harcanıyor. Bu bakış açısıyla, ülkemizdeki binaların birçoğunu ‘enerji oburu’ olarak tanımlayabiliriz.”

Bu cümle ve “enerji oburu bina” tanımı Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş’a ait. Akbaş, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, son verilere göre, enerji tüketiminin yüzde 37’sinin binalarda gerçekleştiğini kaydetti.

 

 

Evinizde enerji tasarrufu için neler yapmalısınız?

Bu denli büyük bir kullanımda yaratılacak tasarrufun hem çevresel hem ekonomik boyutta değerlendirilmesi gerektiğini bildiren Akbaş, Kalekim olarak ısı yalıtımının önemine dikkat çekmeyi görev edindiklerini kaydetti.

İşte Kalekim Genel Müdürü’nün verdiği önemli bilgiler:

• Aslında evlerimizde günlük çözümlerle sağlamaya çalıştığımız fazla lambaları söndürmek ya da televizyonu kumandadan değil de düğmeden kapatmak gibi etkenler geri kalan yüzde 20’lik dilimin içerisinde.

• Dolayısıyla asıl tasarruf ısıtma ve soğutma tarafında gerçekleştirilmeli.

• Binaların gereksiz enerji tüketimini akıllı, sistematik ve gerekirse zorlayıcı hedeflerle düzenleyebilirsek, harcadığımız enerjiden çok önemli orada tasarruf sağlayabiliriz.

• Binalarda enerji verimliliği sağlanması, çevresel sorunlarla mücadelede etkili bir uygulama. Aynı zamanda tüketici için çok avantajlı bir sistem olan ısı yalıtımının maliyeti, bir binanın toplam inşaat maliyetinin yüzde 3 ila 5’i kadar.

• Yalıtım sistemi, sağladığı tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşılayabiliyor. Üstelik yalıtımlı binalar ömrü boyunca tasarruf sağlamaya ve çevreye katkıda bulunmaya devam ediyor.

• Binaların soğutma maliyeti, ısıtma maliyetine göre daha yüksek olduğundan mantolamayı sadece ısınma amaçlı düşünmemek gerekir.

Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Kale Mantolama ile garanti altına aldığımız binalarda yaşayan tüketiciler, kışın ısıtma, yazın da soğutma amacıyla yapılan harcamalarda yarı yarıya tasarruf elde ediyor.” diyor ve başarılı bir ısı yalıtım sistemi için her bir sistem bileşeninin yüksek kalite standartlarında olması gerektiğini vurguluyor.

 

 

 

Kaynak: http://blog.zingat.com/eviniz-enerji-oburu-binada-ise-ne-yapmalisiniz/

Son dönemlerde eleştirilen emlak vergi değerlerindeki artışa yüzde 50 sınırı geliyor. Kamuoyunda eleştirilere neden olan yüksek emlak vergi değerleriyle ilgili hükümet yasal bir düzenleme getirmeye hazırlanıyor. Başbakan Binali Yıldırım dün katıldığı canlı yayında sınır getirileceğini açıkladı.

İki dönemdir belli bölgeler dikkat çeken artışlar
Buna göre emlak vergi değerinin yüzde 50’si geçilemeyecek. Belediye fazladan belirlese bile emlak vergisi hesaplanırken yasal tavan esas olacak. TGM Trend Gayrimenkul & Yatırım Genel Müdürü Hakan Erilkun, belli bölgelerde emlak değerlerinin o kadar çok artış gösterdiğini hatırlatarak, dava açma süresinin de yetersiz olduğundan açılamamış davaların bulunduğuna dikkat çekiyor. Hakan Erilkun emlak beyan değerlerinin yüzde 50’yi aşmamasına ilişkin alınan kararların bu noktada çok yerinde olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kalkınmanın temeli adil kararlar ve eşit uygulamalardan geçer. Takdir komisyonlarınca belirlenen emlak değerleri iki dönemdir belli bölgelerde o denli uç noktaları gösteriyordu ki bu alanda açılmış davalar kadar beyan değerlerinin muhtarlıklara geç ulaşmasından ve dava açma süresinin yetersiz olmasından dolayı açılamamış davalar da bulunuyordu. Bu uygulama ile sağlıklı tespitin yolu açılmış olacak.”

Kanal İstanbul ve Üçüncü Havalimanı güzergahlarında yüksek artış
Özellikle Kanal İstanbul, Üçüncü Havalimanı ve Üçüncü Köprü güzergâhlarında inanılmaz değer artışları yaşandığını doğrulayan Hakan Erilkun şöyle devam ediyor: “Elbette bazı bölgelerde hızlı değer yükselişi görülüyor. Ancak bu değer yükselişleri, ederinden fazla yük sahibi olmak anlamına geliyordu. Örneğin Başakşehir bölgesinde 2013 yılında 493 TL olan metrekare değerinin 1.569 TL’ye yükselmesi gibi bir durum yaşandı ve değerin ilgili birimlere geç ulaşmasından ötürü itiraz hakları tam olarak kullanılamadı. Kaldı ki bir önceki dönemde de aynı problemle açılmış pek çok dava görüldü. İşte bu nedenle artışların yüzde 50’yi aşamayacak olması devletin aldığı isabetli, adalete yönelik, yerinde bir karardır.”

 

 

Kaynak: http://blog.zingat.com/emlak-vergisine-yuzde-50-siniri-geliyor/