Hafıza Bir Toplumun Aynasıdır Yol Göstericisidir Sözünün Anlamı

Hafıza bir toplumun aynasıdır yol göstericisidir sözünün anlamı

Hafıza; insanların yaşanmışlıklarını,bilgilerini ve diğer tüm tecrübelerini kaydettiği bir nevi kayıt defteridir. İnsanlar, öğrendikleri her şeyi hafızalarına atarlar ve hafızaları sayesinde hiç bir şeyi kolay kolay unutmazlar.

Toplumların belirli bir tarihi geçmişi vardır. Toplumlar tarihlerinde savaşlar, barışlar, antlaşmalar barındırır. Nasıl insanların hafızaları varsa toplumların da sahip olduğu bir hafızaları vardır. Toplumlar, tarihlerindeki savaşlarını, barışlarını ve antlaşmalarını hafızalarında saklarlar ve hiç bir şeyi unutmazlar.

Hafıza bir toplumun aynasıdır çünkü bir toplumun geçmişine, hafızasındaki olaylara bakıldığında o toplumu görebiliriz ya da o toplum hakkında bir çok bilgiye ulaşıp çıkarımlar yapabiliriz.

Hafıza bir toplumun aynası iken aynı zamanda da yol göstericisidir. Çünkü toplum hafızasında sakladığı tarihinden ders alarak geleceğine yön verir; savaşlarından, antlaşmalarında en önemlisi tarihinden ders alır ve tarihteki hatalarını gelecekte  yapmamaya çalışır.

 

Soluk Alıp Vermede Görevli Yapı Ve Organların Sağlığını Korumak İçin Neler Yapılması Gerekir

Solunun sisteminin korunması için yapılması gerekenler, soluk alıp vermede görevli yapı ve organların sağlığını korumak için neler yapılması gerekir

Soluk alıp vermede görevli olan organlarımız;

– Burun

– Yutak

– Soluk borusu

– Akciğer

Solunum sistemi organlarının sağlığını korumak için neler yapmalıyız?

– Sigara içmemeliyiz ve sigara içilen ortamlardan uzak durmalıyız.

– Nezle ve grip gibi hastalıklara yakalanmamaya çalışmalıyız ve grip olan kişilerle yakın temastan kaçınmalıyız.

– Temiz hava solumaya ve düzenli spor yapmaya özen göstermeliyiz.

– Tükettiğimiz besinlerin sağlıklı olmasına dikkat etmeliyiz.

– Aşırı soğuk ya da aşırı sıcak besinler tüketmemeliyiz.

– Soluğumuzu burundan alıp ağzından vermeliyiz.

 

Hz.Adem Hayatı Kısaca

Hz. Adem’in hayatı kısaca konusunda sizlere bilgi vermek amacıyla sizlere bu yazımızı hazırladık.

Hz. Adem, ilk peygamber ve ilk insandır. O, topraktan yaratılmıştır ve Allah ona kendi ruhundan üfleyerek can vermiştir. Kuran’da Hz. Adem’in yaradılışı ile ilgili bir çok ayet bulunmaktadır. Hz. Adem, yaratıldığında Allah, meleklere Hz. Adem’e secde etmelerini emretmiştir. Ancak içlerinden şeytan “Beni ateşten onu topraktan yarattın, secde etmem” diyerek itiraz etmiştir. Bunun üzerine şeytan, cennetten ve Allah’ın rahmetinden kovulmuştur. Şeytan cennette yaşarken yasak meyveleri yemeleri için Adem ile Havva’yı kandırmıştır ve onların da cennetten kovulmalarına sebebiyet vermiştir.

Yeryüzüne indiklerinde ise Adem ile Havva pişman olarak tövbe etmişlerdir. Tövbesi kabul edilen Hz. Adem bu olaydan sonra ilk peygamber olarak insanlara gönderilmiştir. Bu olaydan sonra insanlık çoğalmaya başlamıştır.

Başlıklı Yazımız Hakkındaki Yorumlarınızı ve Sorularınızı Aşağıdaki Yorum Kısmından Hemen Yazabilirsiniz. 

Atatürk’ün Sosyal Bilimleri Geliştirmek İçin Yaptığı Çalışmalar Nelerdir

Atatürk’ün sosyal bilimler alanında yaptığı çalışmalar

Mustafa Kemal Atatürk, ülkemiz gelişsin ve çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşsın diye bir çok çalışmalar yapmıştır ve emek harcamıştır. Atatürk, sosyal bilimleri geliştirmek için yaptığı çalışmalar esnasında bir çok kurum ve kuruluşlar da açmıştır. Atatürk’ün sosyal bilimleri geliştirmek için açtığı kurum ve kuruluşlar;

Türk Tarih Kurumu;

Türk Tarih Kurumu 1932 yılında Atatürk’ün girişimleriyle açılmıştır. Bu kurumun açılmasının temel amacı tarihi doğru öğrenmektedir. Yani Türk Tarih Kurumu, Türklerin geçmişten günümüze kadar nerelerde, nasıl ve hangi hayat şartlarında yaşadıklarını, savaşlarını, barışlarını, antlaşmalarını araştırıp bilmek amacıyla açılmıştır.

Türk Tarih Kurumu, çalışmalarını ilk günden beri Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ve Türk Ocağı Halkevleri denilen mekanlarda sürdürmüştür. 1967 tarihinde ise şuan ki yerine taşınarak çalışmalarına devam etmiştir.

Türk Dil Çalışmaları

Dil, bir milletin bütünlüğünü sağlayan bir unsur olduğundan dolayı dil çalışmalarına fazlasıyla önem verildi. Mustafa Kemal Atatürk, Türk dilinin zenginleşmesi ve bütünlüğü sağlaması açısından Türk Dil Çalışmaları yapmıştır.

Osmanlı Devleti döneminde Farsça ve Arapça Tük diline girmiştir, devlet yöneticileri bu Arapça ve Farsça’nın girdiği Türkçe’yi tercih ederken halk ise yalın Türkçe’yi kullanmıştır. Bu nedenlerden dolayı Mustafa Kemal Atatürk, 1932 yılında Türk Dil Kurumunun kurulup faaliyete geçebilmesi için çalışmalarına başladı. Bu kurum sayesinde Türkçeden yabancı kelimeler çıkarılmıştır ve dil, yalın ve sade bir hale getirilmiştir.

Atatürk’ün Sosyal Bilimleri Geliştirmek İçin Yaptığı Çalışmalar  

Kas Çeşitleri Çizgili Düz ve Kalp Kası Nedir

Kas çeşitleri nelerdir

Vücudumuzdaki kemiklerin hareketlerini yapabilmesini sağlayan yapılara kas adı verilir. Kaslar sayesinde vücudumuz dik durabilir ve hareketlerini daha güzel bir şekilde yapabilir. Beyin, kaslara komut yollar ve beynin yolladığı komuta göre kaslar kemiklerin hareketini sağlar.

Kas çeşitleri;

İskeletimizi kaplayan kaslara çizgili kas adı verilir. Silindir şeklindedirler ve hücre zarında yer alır. Beyinden gelen emirlerle işlevini yapar.

Tek çekirdekten oluşan kaslarımıza düz kaslar adı verilir. Oval şeklindedir. Otomatik ve istemsiz olarak işlevlerini gerçekleştirirler. Organlarımızın yapıları düz kaslıdır ayrıca bu kaslar solunum işlemini de kolaylaştırır.

Çizgili kaslara benzeyen, istem dışı çalışan hasar gördüğünde felç gibi sorunlara yol açabilen kaslara kalp kası denir. En fazla enerji harcayan kaslarımızdır. Sürekli kasılırlar bu nedenle de enerjiye ihtiyaç duyarlar.