Fransızca kökenli olan Agnostisizm felsefi kavram olarak Thomas Huxley tarafından süregelmiştir. Agnostizm, bilinmezcilik, belirsizlik anlamına gelmektedir. Tanrının var olup var olmadığını kimse tarafından mutlak olarak bilinemeyeceği ve kanıtlanamayacağını savunan görüştür. Ateizm tanrıyı tamamen reddederken, Agnostik bunu yapmaz. Hiçbir dini inanışa bağlı kalmayan Agnostik, Tanrının varoluşunun deneysel olarak kanıtlanamayacağı görüşündedir.Dinlerin Tanrının gelmediğini belirtir ve dinlerin tanrısını reddeder. Ancak başka bir tanrının, bir yaratıcının var olup olmadığının hiçbir zaman bilinemeyeceğini söyle Şüphecilikle yaklaşımı mevcuttur. Agnostik kelimesinin asıl kelime karşılığı ise ”Bilgisi olmayan” anlamına gelmektedir.
Ahmet Serdar Oral Kimdir?
Ahmet Serdar Oral, ünlü oyuncu Özgü Namal Hanımefendinin sevgilisi olarak bilinen kişidir. Ahmet Serdar Oral magazin dünyasında sıklıkla yer almadığından dolayı kendisini merak eden kişi sayısı bir hayli fazladır. Ahmet Serdar Oral kimdir sorusunu soran kişiler özellikle Özgü Namal Hanımefendinin hayranlarıdır.
Ahmet Serdar Oral 30’lu yaşlarda olan iş adamıdır. Kendisi magazin dünyasında popüler olmadığından sınırlı sayıda bilgiye ulaşmış durumdayız. Reklamcılık alanında faaliyet göstermekte olan Oral Bey Ferco Holding kuruluşunun ortaklarından birisi olduğu bilinmektedir.
Ahmet Serdar Oral isminin bu denli merak edilmesindeki temel sebep ünlü çiftin bebek bekliyor olmasıdır. Magazin dünyasına düşen bilgilere göre ünlü çiftin bebeklerinin cinsiyeti belli olmuş ve kendileri erkek bebek beklediklerini açıklamış bulunuyor. Uzun zamandan beri çocuklarına hangi ismi vereceklerini düşünen çift sonunda “Nefes” isminde karar kılmış görünüyor.Özgü Namal özellikle bu hamilelik olayından dolayı bir süre boyunca oyunculuk dünyasındasın uzak kalacak gibi görünüyor. Henüz ünlü isimler bu birliktelik ve hamilelik mevzusu hakkında resmi bir açıklama yapmadığından bu ortaya atılan şeylerin birer dedikodudan ibaret olduğunu bilmenizi isteriz. Yetenek Sizsiniz jüri üyelerinden birisi olan Özgü Namal Hanımefendi kısa süre içerisinde bu konu ile alakalı bir açıklama yapacak olursa sizlere bu konu hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz.
SARISABIR
es)
Muhtelif Aloe (Liliaceae) türlerinin yapraklarından çıkartılan usarenin, güneşte veya ısıtılarak yoğunlaştırılması ile elde edilen bir maddedir. Aloe türleri genellikle Afrikada yetişen çok yıllık ve yaprakları dikenli bitkilerdir. Sarısabır bilhassa A. vera L.,A.ferox Miller, A. africana Miller ve A. spicata Thunb. türlerinden elde edilmektedir. Memleketimizin Güneybatı bölgesinde (Demre), Romalılar döneminde yapılan kültürden kalma, yabanileşmiş A. vera L. türü yetişmektedir (Resim: 6). Bu bitki çevrede zehirli olarak tanınır.
Dış görünüşü: Koyu kahve renkli, parlak veya mat görünüşlü, özel kokulu ve acımsı lezzetli parçalar veya kütleler halindedir. Suda kısmen, alkolde ise tamamen çözünür. Dış görünüşü elde ediliş şekline bağlıdır.
Halen ticarette Aloe hepatica (Aloe Curacao-Aloe Barbadensis) ve Aloe lucida (Aloe ferox-Aloe Capensis) olmak üzere iki cins sarısabır bulunmaktadır. A. hepatica cinsinin fiyatı diğerinin iki mislidir.
Bileşim: Serbest veya glikozit halinde antrasen türevleri, uçucu yağ ve rezin taşır. Antrasen türevlerinden en mühimi Aloin (Barbaloin) isimli glikozittir.
Etki ve kullanılış: Kalın barsağa etkili bir müs-hildir. Ağrı ve sonradan kabız yapmaz. Bu nedenle müzmin kabızlarda başarı ile kullanılır. Süt emziren kadınlara verilirse süt ile çocuğa da geçer ve çocukta ishal yapar.
Çiriş ve limon tuzu ile birlikte rahime konularak çocuk düşürmek için de kullanılmaktadır.
Bakınız: Çiriş.
Kullanılış şekli: Hap halinde, günde 0,15-1 gr verilir.
Diğer İsimler; Öd ağacı, Sarısabur.
Aloe vera (L.) Burm. fil.: Sarı çiçekli bir türdür. Romalılar döneminde Antalya bölgesine getirilmiş olup halen de bu bölgede Kale (Demre)’de Myra harabeleri üzerinde yetişmekte ve bölge halkı tarafından zehirli olarak bilinmektedir.
Yöresel adı: Ağu (Antalya: Kale).
Bu türün yaprakları kurutulup toz edildikten sonra bal ile karıştırılarak, günde bir kaşık olmak üzere, mide, barsak ve karaciğer kanserlerine karşı kullanılmaktadır. Yugoslav muhacirlerinin etkisi ile bu şekildeki kullanılış İstanbul çevresine yayılmıştır. Olumlu bir etkisinin bulunduğuna dair ciddi bir araştırma bulunmamaktadır.
Fallop tüplerinin kistleri
• Fimbrial kistler: oldukça sıktır. Küçük, temiz sıvı içeren bu kistler benign karakterlidir. Unioküler olan bu kistler, tipik olarak tübün fimbrial sonlanış kısmında yerleşirler.
• Morgagni kistleri (paratubal kistler): failop tüplerinin fimbrial sonlanış kısımlarına bitişik yerleşim gösterirler. Wolf kanalı artıklarından geliştiği düşünülmektedir.
Öğretmenlerin gözü torbada
TBMM’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin töreni dolayısıyla açılması ile 40 bin öğretmen için atanma umudu doğdu. Meclis açıldığında torba tasarıda yer alan öğretmen ataması ve 7 vilayete doğalgaz götürülmesini sağlayan düzenleme hayata geçirilecek