MEYAN KÖKÜ

Giycyrrhiza glabra L. (Leguminosae) türünün soyulmadan veya kabuğu soyulduktan sonra güneşte kurutulmuş kökleridir. Bu tür 30-60 cm yükseklikte, tüysü yapraklı, mavimsi mor çiçekli, çok yıllık bir bitkidir. Yapraklar 5-9 yaprakçıkh. Çiçekler 5-15 cm uzunlukta olan seyrek durumlarda toplanmış. Meyvanın üzeri çıplak veya guddeii, fakat di-•kenli değildir. Anadoluda yaygın bir türdür. Bilhassa dere ve nehir kenarlarındaki kumluklarda yetişir.

Anadoluda aşağıdaki iki varyete bulunmaktadır:

var. glabra: Meyva çıplak. ‘“*

var. glandıdifera (Waldst. et Kit.) Boiss.: Mey-

vanın üzerinde saplı veya sapsız guddeler bulunur.

Eskiden bilhassa Ege bölgesinde (ticaret merkezi İzmir) elde edilirdi. Bu bölgedeki üretim çok azalmıştır. Halen üretim bilhassa Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde yapılmaktadır (8).

Dış görünüş: 0.5-2.5 cm çapında, 15-50 cm uzunlukta, süendirüc çubuklar halindedir. Soyulmuş olanlar (Memleketimizde elde edilmemektedir) da drş kısım sarı renklidir. Soyulmamış olanların dış kısmında esmer renkli ve boyuna çizgili bir kabuk bulunur. Kırıldığı zaman kırılma yüzü lifli ve sarı renklidir. Kokusu özel, tadı önce tatlı ve sonra acımsıdır.

Avrupa piyasasında kabuğu soyulmamış meyan kökü (Radix Liquiritiae naturalis) ve kabuğu soyulmuş meyan kökü (Radix Liquiritiae mundata) olmak üzere iki cins meyan kökü bulunmaktadır. Kabuğu soyulmuş drogun fiyatı, kabuğu soyulmamış olanın fiyatının hemen hemen iki mislidir. Memleketimiz piyasasında yalnız kabuğu soyulmamış meyan kökü bulunmaktadır.

Bileşim: Nişasta, şekerler, zamk, fezîn, flavon türevleri ve glycyrrhizin (glycyrrhizik asit) taşımaktadır. Bu sonuncu madde glikozit yapısında bir bileşik olup, tadı şekerden 50 defa daha tatlıdır. Köklerdeki miktarı, kökün elde edildiği bölgeye bağlı olarak, % 5-13 arasında değişir. Drogun etkili maddesi olarak bilinmektedir.

Etki ve kullanılış: Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, idrar arttırıcı, tad düzeltici gibi etkilere sahiptir. Toz halinde eczacılıkta hapların hazırlanmasında, kıvam ve şekil vermek için kullanılır. Sigara, bira ve plastik sanayiinde mühim bir ilkel maddedir. Kola ismi altında hazırlanan alkolsüz içkilerin terkibine de girer. Türkiyenin mühim bir ihraç maddesidir.

Kullanılış şekli: Toz 0.5-1 gr, hap halinde, günde birkaç defa. İnfusyon veya dekoksiyon (%5) günde 2-3 bardak. ,

3  – Seligsberger, L. Die türki.sche Valonca Extraktindustrie-Der Gerber 1453 (1935).

5 – Gerngross, O. ve Ünseren. E.: Türkiye palamutları üzerinde çalışmalar, II – Ankara Üniv. Fen Fak. Mecm. 3: 87 (1950).

6 – İnal, S.: Türkiye ve Yunanistan palamut meşesi ve ekonomik önemi – İstanbul Üniv. Orman Fak. Derg. 2: 107 (1952).

7 – İnal. S.: Türkiyede tarih boyunca palamut meşesi (Quercus aegilops) ve sağladığı faydalar – İstanbul Üniv. Orman Fak.

Derg. 8: 1 (1958).

S – İlisıılu, K.: Meyan kökü, çeşitleri, Özellikleri, adaptasyonu ve ziraatta faydalanabilme olanaktan hakkında araştırmalar -Ankara Üniv. Ziraat Fak. Yıli. 24: 96 (1975).

Diğer isimler: Piyan (Aydın).

G. cchinata L. (Acı meyan, Dikenli meyan): 1-2 m yükseklikte, beyazımsı mor çiçekli, tüysüz yapraklı ve çok yıllık bir bitkidir. Yapraklar 4-8 çift yaprakçıkh. Meyvanın üzeri sık dikenlidir. Anado-luda yaygın olmakla beraber bilhassa Batı Anado-luda yetişmektedir. Kökleri acı maddeler taşıdığından makbul değildir. Buna karşılık toplanıp “Meyan kökü” ile karıştırılarak ticarete çıkartılmaktadır.

EKSTRAKORPOREAL DOLAŞIM GENEL DÜŞÜNCELERİ

Cerrahi kalbin ve büyük damarların edinsel hastalıklarının bir çoğunda önerilebilecek güvenli ve etkili bir noktaya ulaşmıştır. Tıkanmış koroner arterler, hasarlı kalp kapaklan, kalp tümörleri, myokardm lokalize hasarları, torasik aortanın anevrizma ve disseksiyonları ile iletim ve ritm bozukluklarında cerrahi uygulanmaktadır. Cerrahi tedavinin uygulama alanı dışında kalan yaygın kardiomyopati, kalp transplantasyonunda önemli araştırma çabalarını ve mekanik yardımcı cihazların gelişmesini hızlandırmıştır.

Kalp hastalıklarında tanı, ekokardiografi, kalp sintigrafisi, elektrofizyolojik testler, bilgisayarlı tomografi gibi birçok noninvaziv yeni tekniklerle kolay ve kesin bir hale gelmiştir. Kalp boşlukları ile koroner arterlerin katete-rizasyon ve sineanjiografisi ameliyat öncesi değerlendirmede önem taşımaktadır. Ameliyatın sorumluluğunu üstlenen kalp cerrahı anamnez , fizik muayene,göğüs filmleri ve EKG den sağlanan bilgilerle tamamlanan tanının yöntem ve araçlarının tüm özellikleri ile ilgili bilgiye sahip olmalıdır. Cerrahi tedavi önerilirken, bu tedavinin yarar ve riskleri, sürekli tıbbi tedavi alternatifi ile karşılaştınlmalıdır.

Tanı, anestezi, cerrahi teknik, ve ameliyat sonrası bakımındaki ilerlemeler, hastalann düşük bir ölüm oranı ile ameliyat edilmesini sağlamıştır. Bu hastalann çoğunda ameliyattan sonra yeterli bir klinik düzelme gözlenmektedir.

MELEKOTU KOKU

Angeİica syhesîris L. (Umbelliferae) türünün

İ – İhn Ai Bay t a- Tratte des simples 2: 28, Pans (İ9S7).

kurutulmuş kökleridir. Bu tür 1-2 m yükseklikte, pembemsi beyaz çiçekli, tüysüz ve çok yıllık bir bitkidir. Yaprakiar çok defa parçalı. Yaprakçıkların kenarları dişli. Meyva 5-6 mm uzunlukta ve kanatlıdır. Su kenarları ve sulak çayırlarda yetişir. Kuzey (Bursa, Bolu, Trabzon: Hamsiköy) (1) ve Güneydoğu (Hatay, Maraş) Anadolu dağlarında bulunmaktadır.

Dış görünüş: 5-6 cm kadar çapta, etrafı köklerle kaplı, esmer renkli parçalardır. Tadı buruk, kokusu hafif ve özeldir.

Bileşim: Tanen ve uçucu yağ taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Kabız, sinir sistemi kuvvetlendiricisi, yatıştırıcı (astına’da) etkilere sahiptir.

Kullanılış şekli: İnfusyon (% 5-10) günde 2-3 bardak içilir. Toz 0.5-10 gr, günde üç defa hap ha-iinde. To? in.f^yondan d ah?, etkilidir.

Bu bitkinin gövdelerinden Bursada (bitki Uludağ’m eteklerinde yetişir) özel bir reçel (Melekotu reçeli) yapılmaktadır. Hoş kokulu olması ile tanınır.

Diğer isimler” Avrvpada yetişmekte ve kökleri tedavide kullanılmakta olan A.ngelica archangeİİca L. tünme de TürVçede “Melaike otu” veya “Meîe-kotu” ?smi verilmektedir. İki türü birbirinden ayırmak içir, Fransîzcada olduğu gibi, Türkiyede yetişen A. syfvestris türüne “Yabani melekotu” demek daha uygırndur.

MERCANKOŞK

Origanum majorana L. (Syn: Majorana horten-sis Moerıch) (Labiatae) türünün kurutulmuş çiçekli dalladır. Bu tür 20-80 cm yükseklikte, çalı görünüşünde, yaprakları tüylü, çiçekleri beyaz veya pembe renVii bir bitkidir. Kaliks bir dudaklı olup, alt dudak bulunmamaktadır. Kuru sırtlar, kayalık

1  – bay top. Ta uogu Karauenîz böıgcsifin, uobı ve zenirtı oıtfcıiea – iierb? Msdıca 5: J u1^)-

2 – Vüinei, A. ve Ceylan. A.: Vida tricolor L. üzerinde araştırma – Ege Üniv. Zır. Fak. Derg. 16 (3): 97 (İ979).

yerler ve orman açıklıklarında yetişir. Anadoluda nadir bir bitkidir. Yalnız Güney Anadolu (Alanya, Anamur, Mersin) da bulunmaktadır.

Dış görünüş: Yapraklar karşılıklı, saplı veya sapsız, 1.5-2 cm uzunlukta, küt uçlu, beyazımtırak tüylü ve kuvvetli kokuludur. Gövde tüylü ve dört köşeli. Çiçekler çok küçük, genellikle beyaz renkli.

Bileşim: Uçucu yağ (% 0.3-0.6 taze bitkide), tanen ve acı madde taşımaktadır. Uçucu yağda ter-penler ve ketonlar bulunur. Anadolu kökenli kurutulmuş bitkilerde % 1.7 uçucu yağ bulunduğu saptanmıştır (1).

Etki ve kullanılış: Yatıştırıcı, midevi, idrar arttırıcı, gaz söktürücü, terletici ve kabız Özellikleri vardır. Romalılar döneminden beri, bilhassa Orta Av-rupada, baharat olarak kullanılmaktadır.

Aym maksat için uçucu yağı (Oleum majoranae) da kullanılır.

Kullanılış şekli: Toz veya infusyon (% 5) halinde kullanılır. Uçucu yağı bir damla bir şeker parçası üzerine damlatılarak alınmaktadır.

Diğer isimler: Macuranotu, Mercengüş (Farsça

mezengüş’den).

O. dictamnus L. (Girit kekiği): Bu tür 20 cm kadar yükseklikte, beyaz tüylü, pembe çiçekli ve çok yıllık bir bitkidir. Girit adasında yetişmektedir. Tür-kiyede bulunduğu şüphelidir.

O. heracleoticum L. (Syn: O. vulgare L. subsp. hirtum (Link) İetsvvaart) (İstanbul kekiği): Sık tüylü, çok yıllık, beyaz veya pembe çiçekli ve kuvvetli kokulu bir bitkidir. Kaliks tüp biçiminde, 5 dişli ve tüylü. Trakya, Batı ve Güney Anadoluda yaygm bir, türdür.

Kuru bitki % 4-5 uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağda bilhassa karvakrol bulunmaktadır.

Yapraklı çiçek durumları ticarette “Kekik” ismi altında satılır ve kekik yerine baharat olarak kullanılır.

O. onitesh. (Syn: O. smyrnaeum L.) (îzmir kekiği): 50-60 cm kadar yükselebilen, tüylü, beyaz çiçekli, kuvvetli kokulu ve çok yıllık bir bitkidir. Kaliks tek dudaklı olup alt dudak bulunmamaktadır. Batı ve Güney Anadoluda bol olarak yetişir/ ;

Kuru bitki % 2-3 oranında uçucu yağ taşır. Bu uçucu yağda bilhassa karvakrol bulunmaktadır.

Yapraklı çiçek durumları ticarette “Kekik” ismi altında satılır ve kekik yerine baharat olarak kullanılır.

Yukarıdaki iki türün yapraklı ve çiçekli dallarından su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağ “Kekik yağına” (Oleum Origani smyrnaeum) ismi altında ticarete çıkartılmaktadır.

Bu uçucu yağ sarımsı-kırmızı renkli, özel ve kuvvetli kokulu ve yakıcı lezzetli bir sıvıdır. Bilhassa karvakrol taşır.

Kekik yağına benzer etkilere sahiptir. Genellikle kekik yağı yerine kullanılır.

O. sipyleum L. (Tahtacıotu): 80 cm kadar yükselebilen, alt kısmı tüylü ve üst kısmı tüysüz, pembe çiçekli ve çok yıllık bir bitkidir. Kaliks iki dudaklı ve pembe renklidir. Batı, Orta ve Güney Anadoluda yaygın olarak bulunur.

İdrar arttırıcı ve hazmettirici olarak, çay halinde kullanılmaktadır.

O. vulgare L. (Güveyotu, Kekiikotu (Bursa), Fu-deng): 100 cm kadar yükselebilen, pembe veya beyaz çiçekli, otsu ve çok yıllık bir bitkidir. Kaliks tüp biçiminde, hemen hemen birbirine eşit uzunlukta 5 dişli. Kurak tepeler, taşlık sırtlar ve orman açıklıklarında yetişir. Anadoluda yaygın bir bitkidir.

Memleketimizde 4 alttürü (subsp. gracile, subsp. hirtum, subsp. viride ve subsp. vulgareYnün yetiştiği bilinmektedir. Bunlar tüylenme şekilleri ve çiçek renklerine göre birbirinden ayrılır.

1 – Gürgen, A.R.: Türkiyenin Önemli eteri yağlan üzerinde araştırmalar. II -Ankara Y. Zir. Enst. Derg. 9 (2): 332 (1948).


Uçucu yağ (% 0.1-0.2, taze bitkide) taşımaktadır. Uçucu yağda bilhassa karvakrol bulunur.

Terletici, idrar arttırıcı, gaz söktürücü ve yatıştırıcı olarak, infusyon (% 2) halinde kullanılır. Kekik yerine baharat olarak da kullanılmaktadır. *

Memleketimizde yetiştiği bilinen 4 alttür, uçucu yağları ve uçucu yağların bileşimi yönünden, karşılaştırılmalı olarak henüz incelenmemiştir.

Bkz. Kekik suyu.

MERSİN MEYVASI

Meyva uçucu yağ, tanen, şekerler ve organik asitler (sitrik ve malik) taşımaktadır.

1 – Erlaçin, S. ve Ercİyas, E.: Myrtus communis L. (Mersin bitkisi) yapraklarının tanen yönünden incelenmesi – Doğa Bilim Derg. 2(1): 75 (1978).

XV – TÜRKİYE’DE KULLANILAN TIBBİ BİTKİLER H 295

MEŞE KABUĞU (Cortex Querci):

Q. robur L. (Sdpiı meşe) ve diğer meşe türlerinin (1, 2) genç dallarından alınıp kurutulmuş kabuklardır.

Meşe kabuğu 1-3 mm kalınlıkta, oluk veya boru biçiminde, dış yüzü gri, iç yüzü esmer tarçın renkli, kokusuz, acımsı ve buruk lezzetli parçalardır.

Gallik tanen (% 10-20), gallik asit, renk maddeleri, acı maddeler vs. taşımakladır.

Kabız, kuvvetlendirici ve antiseptik etkilere sahiptir.

Dahılen kabız olaruk 0.5 gr, günde birkaç defa hap halinde veya iııfusyon (% 3-6) şeklinde kullanılır. Haricen, boğaz hastalıklarında, infusyon ile gargara yapılır. Bazı maddeler (alkaloitler, bakır ve kurşun tuzları) ile zehirlenmelerde, hastaya meşe kabuğu veya mazı ile hazırlanmış infusyonlann içirilmesi çok faydalıdır. Bu droglardaki tanen, zehirli madde ile birleşerek onun kana geçmesini Önler.

Aynı maksatlar için kabukları kullanılan diğer türler;

Q coccifera L. (Kermes meşesi, Kırmız meşesi): 10 m kadar yükselebilen, kışın yapraklarını dökmeyen, bir çalı veya bodur ağaçtır. Yapraklar sert, 4 cm’ye kadar uzunlukta, kenarı dişli, dişlerin uçları batıcı, her iki yüzde de tüysüz. Batı ve Güney Ana-doluda yaygın olan bir türdür. . 

Q. ilex L. (Pırnal meşesi): 10-15 m yükseklikte, kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaççıktır. Yapraklar sert, 4 cm’ye kadar uzunlukta, dişli kenarlı, dişlerin uçları batıcı, yaprağın üst yüzü çıplak, alt yüzü ise sık tüylüdür. Batı ve Kuzey Anadoluda bulunan bir türdür.

Odtmü hafiCve işlemesi kolay olduğundan eskiden şarap ftrçısı ve kasnak yapımında kullanılırdı. Bugün bilhassa mobilya yapımında kullanıimakta

Dal kabukları, dekoksiyon halinde (% 5), kabız oiarak kullanılmaktadır.