BOYOTU TOHUMU

Trigonella foenum-graecum L. (Leguminosae) türünün olgun tohumudur. Bu tür 10-50 cm yükseklikte, çiçekleri sanmsı-beyaz, bazen hafif pembe renkli. Meyva düz veya biraz kıvrık, 5-1İ cm uzunlukta ve 10-20 tohumludur. Orta ve Güneydoğu Anadoluda, tohumları için yetiştirilir.

Dış görünüş: 3-5 mm uzunlukta, sert, köşeli, üzeri ince pürtüklü, esmer kırmızı veya sarımsı esmer renkli, kokusuz ve hoş olmayan lezzetlidir. Tohumlar toz edilince kuvvetli ve özel bir koku duyulur.

Bileşim: Sabit yağ, müsilaj, fosforlu organik bileşikler (fitin), kolin, trigoneliin ve hidroliz sonucu diosgenin veren bir saponin taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü ve müshil etkileri vardır. Eski devirlerden beri kullanılan bir kuvvet verici ve cinsel arzuyu arttırıcıdır, Pastırmanın üzerine sürülen “Çemen” isimli karışımın ana maddesini oluşturur. Bazı baharatın terkibine girer. Konyada şeker hastalığına karşı kullanılır. Bunun için çemen tohumu toz edilir ve bu tozdan, sabah ve akşam aç karnına, iki kahve kaşığı bir bardak su ile içilir (1). Tohumlardan hazırlanan lapa haricen çıbanların olgunlaştınl-masında kullanılır.

Kullanılış şekli: Toz 0.5-1 gr, günde birkaç defa, hap halinde. Dekoksiyon (% 5) günde 2-3 bardak.

Diğer İsimler: Buyotu, Çemenotu.

POY: Tohum alındıktan sonra geriye kalan meyva parçalarının toz edilmesi ile elde edilen bir üründür. Halen bilhassa İnegöl ve Karacabey köylerinde elde edilmektedir.amgısL

Açık san renkli, hafif kokulu ve lifli bir tozdur. İstanbul ve Bursa bölgelerinde baharat olarak kullanılır. Kullanılışı Bulgar göçmenleri tarafından başlatılmış ve zamanla yaygınlaşmıştır.

BİNBİRDELIKOTU

Hypericum perforatum L. (Guttiferae) ve buna yakın diğer türlerin kurutulmuş veya taze çiçekli dallandır. Bu tür 30-80 cm yükseklikte, tüysüz, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Yapraklar karşılıklı ve sapsız. Çiçekler parlak san renkli, dalların ucunda ve 5 parçalıdır. Avrupa ve Anadoluda yaygın bir türdür.

Dış görünüşü: Çiçekli ve yapraklı dallardan ibarettir. Çiçekler 5 parçalı, korolla altın sarısı renkli ve kenarları siyah renkli guddeli tüyler ile çevrili. Petal boyu 8-15 mm. Erkek organlar çok adette ve 3 demet halinde bir araya toplanmış. Yapraklar ışığa karşı tutulduğunda, yağ guddeleri, parlak noktacıklar halinde kolaylıkla görülür. Bitkiye binbirdelik otu denmesi bu özellikten ileri gelmektedir.

Bileşim: Tanen, uçucu yağ, flavon türevleri ve hipericin taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Dahilen antispazmotik, kabız, yatıştırıcı ve kurt düşürücü, haricen ise antiseptik ve yara iyi edici olarak kullanılır. Bilhassa yanık yaralarının tedavisinde çok etkilidir.

Hipericin fotosansibilite yapan bir bileşiktir. Bu bitkiyi yiyen hayvanlar (koyun, sığır, at)’dan yalnız beyaz tüylü olanlarda bazen ölümle sonuçlanan, deri hastalıkları meydana gelir. Siyah tüylü hayvanlarda bu tip bir duyarlılık meydana gelmemektedir.

Kullanılış şekil: Dahilen infusyon (%1) haricen ise Binbirdelikotu yağ (Oleum Hyperici) halinde kullanılmaktadır. Binbirdelikotu yağı (veya Sarı kafıtaron yağı) iki şekilde hazırlanabilir.

1 – Gürgen, A. R.: Türkiyenin önemli eteri yağları, üzerinde araştırmalar, I – Ankara, Y. Zir. Enst. Derg. 3: 301 (1946).


1- 100 gr çiçek 250 gr zeytinyağı taşıyan bir şişenin içine konur. Bu karışım, ara sıra çalkalanarak, 15 gün güneşte bırakılır. Bu müddetin sonunda pamuktan süzülür. Bu hazırlama şekli memleketimizde çok kullanılmaktadır.

2- 100 gr çiçek 1000 gr zeytinyağı içine konulur. Karışım zaman zaman karıştırılarak, iki saat su-banyosunda tutulur. Bu sürenin sonunda süzülür. Bu usul çabuk olarak sarı kantaron yağı hazırlamak için uygundur. Memleketimizde nadiren kullanılır.

Her iki şekil için taze veya kurutulmuş. çiçek kullanılabilir.

Diğer isimler: Kanoru, Kılıçotu, Koyunkıran, Kuzukıran, Mayasılotu, Sarı kantaron, Yaraotu.

H. calycinum L. (Büyük çiçekli binbirdelikotu): 20-60 cm boyunda, büyük çiçekli (petallerin boyu 2.5-4.5 cm) bir türdür. Bilhassa Kuzey Anadolu bölgesinde bulunur.

Koyunlarda zehirlenme yapmaktadır (1).

H. empetrifoiium Willd. (Püren, San püren): 20-60 cm boyunda, dik, dallı ve küçük çiçekli (petal boyu 5-10 mm) bir türdür. Bilhassa Batı Anadolu bölgesinde bulunur. Çiçekleri Batı Anadoluda, kumaşları sarıya boyamak için kullanılmaktadır.

H. scabrum L. (Mayasılotu, Kepirotu): 15-45 cm yükseklikte, gövdesi genellikle pürtüklü olan bir türdür. Çiçekler gövdenin ucunda birçoğu bir arada bulunur. Anadoluda yaygın bir türdür.

Kayseri ve Yozgat bölgelerinde, çiçekli dallarından hazırlanan infusyon {% 1), dahilen basura karşı ve kabız olarak kullanılmaktadır.

H. îetrapterum Fries: 10-130 cm yükseklikte, gövdesi 4 kanatlı ve küçük çiçekli bir türdür. Kuzey ve Güney Anadolu bölgesinde yaygındır.

Binbirdelikotu gibi kullanıla.

H. triquetrifolium Turra: 20-50 cm yükseklikte, küçük çiçekli (petal boyu 5-7 mm) bir türdür. Anadoluda yaygın bir bitkidir. Binbirdelikotu gibi etkilidir. Gaziantep bölgesinde ocak tutuşturmak için kullanılmaktadır.

BOYACI SOMAĞI YAPRAĞI

Cotinus coggyria Scop. (Syn: Rhus cotinus L.) (Anacardiaceae) türünün kurutulmuş yapraklandır. Bu tür 5 m kadar yükselebilen bir ağaççıktır. Yapraklar basit, tam kenarlı, 4-7 cm uzunlukta ve tüysüz. Güney Avrupa ve Anadoluda yaygındır.

Yapraklar tanen ve flavon türevleri (fisetin) taşımaktadır.

Antiseptik, kabız, kan kesici ve ateş düşürücü etkilerinden ötürü, dahilen infusyon halinde (% 5) kullanılmaktadır. Tehlikesiz ve etkili bir drogdur.

Odunu “San kök” veya “San odun” (Lignum Fla-vum) ismi altında eskiden beri deri ve kumaş boyamakta kullanılmaktadır. Verdiği renk açık san olup zamanla koyulaşır ve sabit kalır (7). Ticarette “kabuklu” veya “kabuğu çıkarılmış” olarak bulunur (8).

Diğer isimler: Sarıboya ağ., Sarıcan (K. Maraş bölgesi).

1  – Şentürk, A.: Malatya’da ot, çiçek ve meyvalardan yapılan ilâçlar-Türk Folklor Araştırmaları 13 (270): 6196 (1972).

2 – Öncü, C: Türkiye sumakları ve ekstraküan üzerinde deneysel araştırmalar – Ankara Univ. Ziraat Fak. Yay. No, 28, Ankara

(1951).

3 – Schmaus, G. ve ark.: Volatile consütuents of Rhus coriaria and Achillea wühelmsii from Turkey K.H.C. Başcr ve N. Güler

(eds.): Essentıal oils 178, İstanbul (1993).

4 – Topçuoğlu, A.: Sumak yaprağı istihsali – Orman Genel Müd. Tek. Haber. Bült. I (2): 11 (1962).

6 – Altınkurt, O. ve Heper, S.: (Rhus coriaria) Sumak’ın farmakolojik etkileri – Türk Hij. ve Tec. BioIojİ Derg. 30 (1): 41

7  – Eşberk, T. ve Hamamcıoğlu, M.: Boyacı sumağı (Cotinus coggyria Mili. veya Rhus cotinus) ve elde edilen renklerin haslık

derecesi – Ankara Üniv. Zir. Fak. Yıil. 3: 1 (1953).

8 – Yiğitoğlu, A.K.: Türkiye iktisadiyatında ormancılığın yeri ve ehemiyeti 110, Ankara (1941).

BALMUMU

Esmer, esmer san veya yeşilimtırak renkli, 62-65 derecede sıvı hale gelen, bal kokulu ve Özel lezzetli bir kütledir. Rengine göre ticarette “san balmumu” ve “esmer balmumu” olmak üzere iki kaliteye ayrılır. San balmumu daha değerlidir.

1  – Krause, K.: Über den giftigen Honig des Pontischen Kleinasien – Naturwiss. 24: 976 (1926).

2 – Ksenophon : Anabasis (Onbinlerin dönüşü), çeviren: T. Gökçöl, 146 Hürriyet yay. No. 88,

İstanbul (1974).

3 – Bucak, M.: Zehirli bal – Farmakolog 8: 31 (1938).

4 – Ungan, A.: Şimali Anadolunun zehirli balı – Türk Hij. Den. Biyol. Derg. 2: 161 (1941).

5  – Pulewka, P.: Andromedotoxine ihtiva eden bal ve bunun zehirliliğini tayin için biyolojik bir metot hakkında – Türk. Hij.

Den. Biyol. Derg. 9: 7 (1949).

6 – Apery, R: A propos des miels veneneux- Gazete Medicale d’Orient 61: 169 (1916-17).

7 – AUınkurt, O.: Andromedo£oxin’in (Delibal’ın) kolinerjik etkileri – Ankara Üniv. Ecz. Fak. Mecm. 2: 277 (1972).

8 – Karakaya, A. E.: Zehirli balın grayanotoksin içeriği ve Rhododendron türleri üe ilişkisinin araştırılması – Ankara Üniv. Ecz.

9  – Omurtag, A.C. ve ark.: Yurdumuz zehirli ballannın laboratuvar diyagnostiği üzerinde araştırma – Ankara Üniv. Ecz. Fak.

10 – Sütlüpınar, N. ve ark.: Poisoning by toxic honey in Turkey-Arch. of Tbxicology 67: 148 (İ993).

Bilhassa melissil alkolün stearik ve palmitik asitler ile yaptığı esterleri taşımaktadır.

Eskiden dahileri, emülsyon halinde, yatıştırıcı olarak kullanılırdı. Bugün bilhassa merhem ve kozmetik preparatların hazırlanmasında kullanılmaktadır, Yakıların ve cilaların terkibine girer.

Türkiyenin çok eski bir dışsatım ürünüdür. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bilhassa Trabzon, İstanbul ve İzmir limanlarından dış ülkelere ihraç edilirdi. 1859 yılında yalnız Fransaya 98.623 Kg. balmumu satılmış olması (1) bu maddenin önemini gösterir.

Balmumu çamuru: Balmumu elde etmek için, balı alınmış, peteklerin eritilmesi sırasında dibe çöken ve yabancı maddeler ile karışık kısma verilen İsimdir.

İstanbul aktarlarında satılmaktadır.

BİRAMAYASI

Saccharomyces cerevisiae Meyer (Saccharomy-cetaceae) mantarının özel vasatlarda üretilmesi ile elde edilen bir mayadır. Bira elde edilmesi sırasında yan ürün olarak da meydana gelir.

Dış görünüşü: Sarımsı renkli bir hamur (Taze maya) veya beyazımtırak renkli toz veya parçalar halinde (Kuru maya) bulunmaktadır. Kokusu özel, tadı ise acımtıraktır. Mikroskopta yumurta biçiminde taneler halinde görülür. Bu tanelerin boylan 2-12 mikron arasında değişmektedir.

Bileşim: Protein (% 50), karbonhidrat (% 30), yağ (% 2-3), steroller, enzimler ve B grubu vitaminler taşımaktadır.

Etki ve kullanılış: Protein ve vitamm bakımından zengin bir gıdadır. Kansızlık, zafiyet ve barsak bozukluklarına karşı kullanılır.

Kullanılış şekli: Lezzetinin acı olması nedeniyle taze maya nadiren kullanılır. Kuru maya’dan günde 3 kahve kaşığı güllaç içinde veya hap yapılarak alınabilir.

Ticarette, acılığı alınmış ve kısmen hidrolize edilmiş, birçok preparatı bulunmaktadır. Bunlar

1 – Baytop, T. ve ark.: Türkiye’de zehirli bitkiler, bitki zehirlenmeleri ve’tedavi yöntemleri 97, İstanbul (1989).


hassa pehrizi olan yaşlılar tarafından kullanılır.