60 Yaşın Üstündekiler ve Vejetaryenler

■ Diyetinizin yeterince besle­yici olduğundan emin olmak için, günlük multivitamin hapla­rından kullanabilirsiniz. Pek çok yaşlı insan, besleyici olmayan gıdalar tüketir. Buna ilaveten, bazı beslenme uzmanları, vücudun belli besin maddelerini emme kapasi­tesinin yaş ilerledikçe azaldığına inanmaktadırlar.

■ Düzenli olarak güneşe çıkmayan 50 yaşın üzerindeki kişiler için, günlük D vitamini takviyesi (günde 400 IU) önerilir. Günlük 50,000 IU’dan fazla dozda tüketimden kaçının; zehirleyici etkisi vardır.

Bazı Vejetaryenler

■ Hiç et, süt ürünü veya hayvansal ürün tüketmiyorsanız, ekstra kalsiyum, demir, çinko ve B12 ve D vitaminlerine ihtiyacınız olabilir.

Lif

Diyet posası (lifi), yalnızca gübrelerde bulunur; tüm tahılların, meyvelerin, sebzelerin, fasulyele­rin, kabuklu yemişlerin ve insanların sindiremeyeceği tohumların parçasıdır.

Lif bakımından zengin bir diyet, kabızlığı önleyebilir ve kalp hasta­lığına , Tip 2 diyabete ve divertiküler has­talığına yakalanma riskini azaltabilir. Henüz net­leşmemiş olsa da, çoğu araştır­mada lifin kolon kanserine karşı koruma sağladığına dair bir bul­guya rastlanmamıştır. Her gün en az 25 gram lif tüketin.

İki Tür Lif Vardır:

Çözünmez lif buğday kepeği, tüm tahıllar ve sebzeler gibi yiyeceklerde bulunur. Suda çözünmez. Suda çözünmeyen lif, yiyecekleri sindirmenize ve dışkının kalın bağırsakta ilerle­yerek dışarı atılmasını sağladı­ğından, atıklardan arınmanıza yardımcı olur.

Çözünür lif fasulyelerde, yulaflarda, arpalarda ve bazı sebze ve meyvelerde bulunur. Suda çözünür ve kalın bağırsakta bir jel oluşturmak suretiyle kolesterole yapışıp dışarı atılmasını sağladı­ğından, bazı insanların kan, koles­terol düzeylerini düşürür.

Lifi Beslenme Programınıza Dahil Etmek

Günlük beslenme programınıza lifi dahil etmek için aşağıdaki önerileri göz önünde bulundurun.

■ Beyaz yerine kepekli ve tam tahıllı ekmekleri, kahvaltılık gevreklerini ve makarnaları tercih edin.

■ Çok daha az lif içeren meyve/sebze suyu içmektense, taze meyve ve sebze tüketin.

■ Elma, şeftali, domates ve havuç gibi meyve ve sebzeleri (önce güzelce yıkayarak) kabukları ve zarlarıyla tüketin. Lifin çoğu kabukta bulunur.

■ Vücudunuzu alıştırmak için, lifi beslenme programınıza yavaş yavaş artırarak dahil edin. Tüketilen lif oranını birden artırmak, gaz, karın şişliği ve ishal gibi sorunlara yol açabilir. Günde yaklaşık 8 gram lif alarak başlayın ve lif tüketiminizi zamanla günde 25 grama kadar çıkarın.

Antioksidanlar

Koyu yeşil ve turuncu meyve ve sebzelerde bulunan beta karo­ten, vücutta A vitaminine dönüş­türülür (A vitamini ciğer, yumurta ve süt gibi hayvansal ürünlerde bulunur).

C vitamini, portakal, greyfurt ve limon gibi turunçgillerde (ve sularında) bulunur. Aynı zamanda, çilek, kivi, domates, brokoli, lahana, patates ile ıspanak ve hardal yaprağı gibi bazı koyu yeşil yapraklı sebze­lerde de C vitamini vardır.

C vitamini suda çözünebilen bir vitamindir. A ve E vitaminleri yağda çözünürler ve sindirim sis­temine emilmeleri için biraz yağ tüketilmesi gerekir.

Kanser türlerinin çoğu, bir hüc­renin DNA’sı, örneğin oksidasyon sonucu bozulduğunda başlar. Teo­ride, antioksidanlar bu hasarı önle­yebilir ve kanser riskini azaltabilir.

Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterolünün oksidasyonu, damar sertliğinde çok büyük rol oynar  ve bu da inme ve kalp krizine yol açabilir. Teoride, antioksidan vitaminler, ister gıdalardan ister vitamin hap­larından alınsın, bu faydayı sağla­yabilirler.

Antioksidan vitaminler bakı­mından zengin bir beslenme biçimine sahip kişilerde, kanser ve damar sertliğine daha az rast­lanmaktadır. Ancak, bu düşük oranların sebebinin antioksidanlar olduğu kanıtlanmış değildir.
Beta karoten ve E vitamini üzerinde yoğun çalışmalar yürü­tülmesine rağmen, herhangi bir antioksidan vitaminin gerçekten kanseri önlediğine dair henüz hiç­bir delil yoktur.

Aslında, bir çalışma, beta karotenin akciğer kanseri riskini artırabileceğini ortaya koymuş­tur. Damar sertliğini önleme konusunda da, beta karoten veya C vitamini alımının kanıt­lanmış herhangi bir faydası bulunmamaktadır.

Bazı çalışmalar, nispeten yük­sek ilave dozlarda E vitamini hapı kullanımının damar sertliğini yavaş­latmaya yardımcı olabileceğini göstermiş; ancak diğer çalışmalar da bunun herhangi bir faydasına işaret etmemiştir.

Bu önemli soruya cevap aranacak daha iyi ve daha kapsamlı çalışmalara başlanmıştır.
Şu anda, kalp hastalıklarının önüne geçmek için E vitamini kul­lanmayı şiddetle tavsiye etmeye ya da etmemeye yetecek kadar delil bulunmamaktadır.

Gebe kadının beslenmesi

Gebe kadının beslenmesi esnasında, her an gelişmekte olan fötüsün ye annenin kendi organizmasının yapım maddelerine olan artmış ihtiyacının dikkat nazarına alınması lâzımdır. Yapılan araştırmalar, gebe kadının gebeliğin ilk aylarında günde normalden fazla olarak 100 -150, ikinci yarısında 300 – 400 ilâve kaloriye ihtiyacı olduğunu göstermiştir. Bu da alman gıdanın, gebelik dışında alman gıdadan %’ 5 -10 nisbetinde bir fazlalığına tekabül eder .Bu nisbeti, iyi bir cins süt ile ifade etmek istersek, gebenin her gün yarım kilo iyi süt içmesi icabeder. Fakat alınması lâzım gelen bu fazla gıdanın, kâfi miktarda protein, karbonhidrat ve yağ ihtiva etmesi lâzımdır.
Gebeliğin ilk aylarında gebe kadının organizması, yani metabolizma durumuna uymaya çalışır ve bu müddet içinde iştahsızlık, bazı yemek ve kokulara karşı tiksinti ve bilhassa sabahları meydana gelen kusmalar (vomitus matitinus), gebenin gıda almasına mani faktörler arasındadır. Gebeliğin ilerlemesiyle ekseriya, gebe kadında ileri derecede iştah artışı ve yemek arzusu zuhur eder. Bazan bu fazla yeme arzusunun ileri derecede arttığı ve buna bir da susuzluk hissinin ilâve olduğu görülür. Gebeliğin ilk aylarında az gıda alan kadına kâfi miktarda gıda ve kalori temini yanında, ileri gebelik aylarında normalden fazla yiyip içmeye başlayan kadının gıdasının tanzim edilmesi, de, gebenin bakımını üzerine alan hekim için en mühim vazifelerden birisidir. Zira gebe kadının’ organizmasının haddinden fazla gıda ile yüklenmemesi lâzımdır. Gebe kadın doymalıdır, fakat halk arasında yaygın olan bir tabirle «iki kişi» yani kendisi ve çocuğu için yememelidir.

Beslenme Şekli ve Menopoz

Ayrıca menopoz etkileri, ateş basması ve uykusuzluk sorunları da giderilebiliyor. Bilinmelidir ki, yalnız kadınlar için değil tüm yaş gurpları ile kadın ve erkek herkes için kötü beslenme alışkanlıkları ile kanser riski artmaktadır.

Uzmanlar, tüketilen gıdalar ile kanser hastalıklarının bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor ve yağlı gıdaların fazlaca tüketildiği gelişmiş ülkelerde meme kanserine daha fazla rastlandığı söyleniyor.

menopozDiğer taraftan az yağlı gıdaların tüketildiği ülkelerde ise kanser hastalıkları daha az görülmektedir.

Maalesef tüketilen gıdaların kanser hastalıklarında çok fazla etkileri var. Genel olarak az yağlı ve bol lifli beslenme şekliyle kalp hastalıkları ve meme kanseri dahil olmak üzere bir çok hastalıktan da korunmak mümkün.

Ayrıca bol oksijen alarak, egzersiz yaparak, sigara içmeyerek, kafein-tuz-şeker ve alkolü de ölçülü tüketerek sağlıklı ve daha uzun yaşanabilir.