Ölçüde düzelir. Ventilasyonun yeterli olmadığı ağır vakalarda respiratör ile solunum yardımı gereklidir. Çok ağır vakalar dışında, hemen doğumdan sonra tedaviye alman çocuklarda oksijenin nazal yolla verilmesi yeterli olabilir. Hipoksi derecesi klinik olarak saptanamâz. Genellikle preterm bebeklerde arteriyel p02 çok düşük düzeylere inmeden siyanoz belirgin olmaz. Diğer taraftan oksijenin fazla verilmesi de toksisiteye yol açar. Bu nedenle oksijen tedavisi kan düzeyi kontrol edilerek yapılmalıdır. Bu amaçla göbek arterine konulan bir kateterden alınacak kanda ya da bu kateter içine yerleştirilen poelektrodları ile p0 düzeyi aralıklı olarak izlenmelidir. Son yıllarda transkütane elektrodlar kullanılarak p0 düzeyinin deri üzerinden saptanması da uygulanmaya başlamıştır. Arteriyel p02 düzeyi 50 70 mmhg arasında tutulmalıdır.
Doğumda spontan solunum yoksa canlandırma denenir. Ventilasyon yeterli değilse ve p0 50 mmhg üzerine çakmıyorsa çocuk respi ratöre konur. Solunum güçlüğünün doğumdan sonra giderek geliştiği vakalarda oksijen tedavisine karşın siyanozun devamı ve p02 nin 50 mmhg altında olması endotrakeal intübasyon ve devamlı negatif basınç (cnap, ya da devamlı pozitif basınç ccpap) uygulaması için indikas yondur. Cpap hyalin membran hastalığında bugün için önemli tedavi yöntemlerinden birisidir. Cpap, frc (fonksiyonel residüel kapasite) yi arttırarak alveoler koilapsı önler, oksijenlenme yi arttırır, sürfaktan konsantrasyonunun artmasına ve kollabe alveollerin ekspansiyonuna yardımcı olur.