Bebeklerde Aspirasyon sendromları

Yenidoğan trakeasmda mekonyum görülme sıklığı % 0.5 olarak bildirilir. Bunların % 20 sin­de pulmoner hastalık gelişir. Canlı doğanlarda mekonyum aspirasyon pnömonisi sıklığı 1 3/1000 kadardır. Aspirasyon riski özellikle ikinci doğan ikiz eşlerinde ve makat gelişiyle doğanlarda faz­ladır.

Doğumdan önce veya doğum sırasında masif aspirasyon sonucu ölü doğanların ya da hemen ölen yenidoğanların akciğerleri incelendiğinde hava bulunmadığı veya havalanmanın bazı alanlara sınırlı kaldığı gözlenir. Akciğerlerin kı­vamı sertçedir, tesbit edici solüsyonda dibe ba­tar. Bronşlar sıvı veya az müküs içerir, kesit ya­pılan yüzeylerden sıvı sızar. Mikroskopta birçok alveolun kollabe, diğerlerinin aşırı genişlemiş, iç­leri sıvı ile dolu olduğu, bazılarının içinde epitel artıklar bulunduğu gözlenir. Çoğu vakada kon jesyon, ödem ve hemoraji ön plandadır. Atelek tazi ya da amfizemli bölgeler ya da her ikisi bir­likte görülebilir. Pulmoner kapillerlerin distan siyonu ve sıvı ile aşırı dolgunluğu gözle görüle­bilir. Sağ kalp dilatasyonu da saptanabilir.

Sağlıklı bir fetus için hızlı ve yüzeysel solu­num hareketleri, fizyolojik bir özelliktir. Bu ha­reketlerle az bir miktar (1 mi kadar) akciğer sı­vısı alveollerden amnios sıvısına doğru tek yönlü yer değiştirir. Doğumdan önce gözlenebilen iç çekme hareketleri sırasında amniotik kese içe­riği akciğere geçmez. Amnios sıvısının akciğerlere girmesi plasentada infarkt, erken ayrılma, kordon dolanması, annede hipotansiyon gibi plasenta­dan fetusa gaz alış verişini bozan patolojik du­rumlarda görülür. Bu durumun çocuk üzerine olan etkisi aspire edilen sıvının miktarına ve skuamöz hücre, kan, verniks, mekonyum içerip içermemesine bağlıdır. Ölü doğan bebeklerin ak­ciğerlerinin incelenmesinde skuamöz ve diğer amnios sıvısı  artıklarının yaygın     aspirasyonu Görülür. Kan ve cerahat ile kontamine sıvının aspirasyonu sonucu ortaya çıkan tabloyu konge nital pnömoniden ayırmak güçtür. Kontamine olmamış amnios sıvısının fazla aspirasyonu ye nidoğamrî^geçici taşipnesinin bir nedeni olabilir.

Mekonyum aspirasyonu

Doğumdan önce mekonyum pasajı genellikle fetal distres işaretidir. Bununla birlikte her za­man aspirasyon olmaz.

Tüm doğumların yaklaşık % 10 unda bebek, derisi mekonyumla boyanmış olarak dünyaya gelir. Bu yenidoğanların bir bölümünde solunum ile ilgili hiçbir belirti görülmez. Vakaların yak­laşık yarısında trakeada mekonyum görülür. Bu vakalarda semptomlar genellikle hafiftir, bir gün sürer ve çocuk düzelir. Bazı çocuklarda ise ma teryel üst veya alt solunum yollarına geçerek ak­ciğerlerin havalanmasını engeller. Akciğerlere mekonyum aspirasyonu olan yenidoğanlarda in terkostal ve sternal çekilmeler, ekspiratuar in­leme ve doğumu izleyen saatlerde giderek iler­leyen siyanoz ile ağır solunum güçlüğü gelişir. Obstrüksiyonu önlemek amacıyla bebeğin yaptı­ğı solunum eforu sonucu alveolierde yırtılmalar oluşur. Pnömomediastinum, pnömotoraks gelişe­bilir.

Başlangıçta solunum eforu nedeniyle hipo kani vardır. Hiperkapni, kötü prognoza işaret eder. Mekonyum aspirasyonu vakalarının birço­ğunda klinik bulgular ilk 24 48 saatten sonra düzelmeye başlar. Kan pg2 düzeyi ve hatta rad­yolojik bulgular düzeldikten sonra bile hiper ventilasyon ve buna bağlı respiratuar alkaloz bir hafta kadar devam edebilir. Ağır vakalarda pul­moner hipertansiyon gelişir. Bu vakalarda belir­gin siyanoz ve metabolik asidoz vardır. Akciğer grafisinde yer yer infiltratlar, intraiobüler ve intrapleural sıvı görünümü saptanır.

Amnios sıvısında mekonyum gözlenen tüm yenidoğanlarda doğumda, ilk solunumdan önce orofarinks ve trakea birkaç kez aspire edilmeli­dir. Aspirasyon sırasında bradikardi oluşabilir, ancak uygulamayı hava yolları temizlenene ka­dar sürdürmek uygundur. Bunu izleyerek pozi­tif basınç ile ventilasyon başlatılır. Bu uygula­madan sonra ilk 8 saatlik sürede bebek postüral drenaj pozisyonunda tutulur ve toraksa küçük darbelerle vurularak mekonyum kalıntıları çı­kartılmaya çalışılır.

Pulmoner hipertansiyon gelişmiş vakalarda tedavi yüz güldürücü değildir. Yüksek konsan­trasyonda oksijen vermek gerekir. Mekanik venti lasyonda inspirium ekspirium oranı 1:4 e ayarla­narak ventilasyon hızlı olarak uygulanmalıdır. Bu hiperventilasyon iîe pulmoner direnç bazen düşü­rülebilir. Hiperventilasyon süresinde sistemik kan basıncının düşmemesine dikkat edilmelidir. Bazı vakalarda hipotansiyon dopamin perfüz yonu ile tedaviyi gerektirir. Pulmoner hipertan­siyon tedavisi olarak tolazoline hydrochloride (1 mg/kg) damar yolu ile verilebilir. Ancak bu uygulamanın da sistemik hipotansiyona neden olabileceği anımsanmalıdır.

Postnatal aspirasyon

Yenidoğan bebeklerin % 10 15 i, özellikle ya­şamın ilk saatlerinde aspirasyona eğilimlidirler. Böyle çocuklarda postnatal aspirasyon gavajla beslenmede ya da suni beslenmede fazla miktar­lar verildiği zaman görülebilir. Bazen beslenme sırasında fazla hava yutulmasına bağlı olarak da oluşabilir. İntestinal obstrüksiyon vakalarında da aspirasyon gelişebilir.

Tekrarlayan aspirasyon ya da beslenmeyi izleyen öksürük veya tıkanma nöbeti anato­mik bir defekti düşündürmelidir. Trakeoesofa geal fistül bu belirtilerin en sık nedenidir. Posterior yarık da benzer semptomlara neden olabilir. Tekrarlayan aspirasyon, «farinkste koor­dinasyon bozukluğu» olarak adlandırılan fonksi­yonel bozuklukta da görülür. Faringeal inkoor dinasyon sürekli ise disotonomi düşünülmelidir.

Aspirasyonun olduğu farkedildiğinde orofa rinks hemen aspire edilmelidir. Klinik duruma göre laringoskopi, trakea . Aspirasyonu gereke­bilir. Obstrüksiyon total olduğunda apne oluşa­bilir. Bu durumda intübasyon ye yardımcı solu­num gerekir.