E.granulosus’un erişkin şekli köpek ve kedi gibi hayvanlarda barınır. Ekinokok infeksiyonu hayvancılık yapılan bölgelerde yaygındır. Koyun, sığır gibi ara konaklar yumurtaları ağız yoluyla alırlar. Bu hayvanların çeşitli organlarında hidatik kistler oluşur. Kistli organların köpekler tarafından yenmesiyle infeksiyon gelişir. İnsanlara infeksiyon, köpekle direkt temasla veya infekte köpeğin dışkısı ile çevreye yayılan E.granulosus yumurtalarının alınmasıyla bulaşır.
Duodenumda yumurtadan embriyo çıkar, barsak duvarına penetre olur ve karaciğere gelir. Embriyolar karaciğerden akciğerlere veya sistemik dolaşımla diğer organlara da yayılabilir. Embriyolar gittikleri yerlerde ya konak tarafından harap edilir veya hidatik kistleri oluşturur. Bu kistlerin çapı 20 cm ye kadar büyüyebilir. Kist içinde germinal tabakada çok sayıda larva skoleksleri ve yavru kistleri bulunur. E.granulosus insanda yaşam evresini tamamlayamaz, kist evresinde kalır.
Klinik bulgular.Hidatik kistli kişilerin büyük bir kısmı asemptomatiktir. Kistlerin büyümesi yavaştır ve edinilen infeksiyon ancak birkaç yıl sonra klinik belirti vermeye başlar.
Kistlerin en- sık lokalizasyonu karaciğer ve akciğerlerdir. Çocuklarda akciğerlerde daha sık rastlanır. Kistler nadiren dalak, periton, böbrek, kemik, orbita boşluğu, beyin, kalp ve üreme organlarına da yerleşebilir. Kistler üniloküler, çevresi belirgin, içi sıvı ile dolu yer kaplayan yapılar şeklindedir. Beyin ve akciğer gibi destek dokusu zayıf olan bölgelerdeki kistlerde semptomlar oldukça erken çıkar ve komşu dokulara açılma riski yüksektir. Kistlerin plevra veya periton boşluklarına yayılması ciddi klinik tablolara neden olabilir. Akciğer hidatik kisti tekrarlayan ateş, paroksizmal öksürük, göğüs ağrısı, dispne, hemoptizi, bronşa açılma olursa kist sıvısının ve membramn ekspektorasyonu gibi klinik belirtilere neden olur. Karın ağrısı, kusma, hepatomegali, obstrüktif sarılık karaciğer tutulmasının işaretleridir. İntrakranial hidatik kist epilepsi, kişilik değişiklikleri, intellek-tüel bozukluklar, KİBAS belirtileri ve nörolojik bozukluklar gibi beyin tümörü bulgularına benzer belirtilere yol açar. Orbita kistleri propto-sise neden olur. Kemik lokalizasyonunda medül-ler büyük bir kist oluşur ve spontan kırıklara neden olabilir.
Kist sıvısının dışarıya yavaş yavaş sızması ailerjik semptomlara, özellikle ürtikere neden olur. Kistin ani rüptürü ile ağır anafilaksi tablosu gelişir. Rüptürü izleyerek metastatik kistler oluşur.
E.multilocularis tilki, kedi ve köpeklerde infeksiyona neden olan bir başka sestoddur. Bu parazitle infeksiyon insanda nadir olmakla birlikte malign hidatik hastalığı olarak bilinen ağır tabloya yol açar. Karaciğer gibi organlarda birçok küçük kistler oluşur. Bunlar çoğalır ve çevredeki dokuları harap ederek hızla yayılır. Prognoz ağırdır. İnfeksiyonun yayıhmı önlenemez. Cerrahi girişim tehlikelidir.
Tanı: Kist varlığı toraks veya batının radyolojik incelenmesinde saptanır. Ultrasonografi veya bilgisayarlı tomografi ile kistik yapı daha iyi belirlenir. Kompleman fiksasyon, indirekt fluoresan antikor, hemaglütinasyon gibi serolo-jik testler % 85 vakada pozitiftir. «Hidatid ELİSA» testi, double diffusion «Arc 5» testi gibi yeni ve duyarlı serolojik testler de geliştirilmiştir. Kistlerin cerrahi yoldan çıkarılmasından bir süre sonra antikorlar tamamen kaybolur ve testler negatifleşir. Casoni deri testine yanıt değişken olduğundan güvenilir bir yöntem değildir. Ancak serolojik inceleme olanağı bulunmadığı zaman uygulanmalıdır. Kist bronşa açılmışsa balgamın mikroskopik muayenesi tanıya yardımcı olabilir. Kistler tanı amacıyla kesinlikle aspire edilmemelidir.
Tedavi ve korunma: Küçük veya kalsifiye karaciğer kistlerinde tedavi girişimleri yapılmaz. Büyüyen veya semptomatik karaciğer kistleri cerrahi yoldan çıkarılır. Akciğer ve kemik kistlerinde de cerrahi tedavi önerilir. İnfeksiyonun yayılmasını önlemek için kist çıkarılmadan önce içine iyot veya konsantre tuz solüsyonu injekte edilmelidir.
Son yıllarda uzun süreli mebendazole C40 mg/kg/gün 3-8 ay) tedavisi ile bazı hastalarda kistin büyümesinde duraklama, hatta küçülme olabileceği bildirilmektedir.
Hidatik kistli hayvanların organlarının köpeklere yedirilmemesi, köpeklere düzenli olarak tenya’ya karşı ilaç verilmesi ile hastalık kontrol altına alınabilir.