Yüzeysel travmalar

Baş deformasyonu

Doğum kanalından geçerken kafa kemikle­rinin birbiri üzerine binmesi cchevauchement) sonucu başın silindirik şekil almasıdır. Îlk hafta­lar içinde düzelir.

Doğum şişi ccaput succadeneum)

En sık olarak başın parietal ve oksipital bö­lümünde görülen, yumuşak dokuyu ilgilendiren yaygın şişliktir. Vaginal yolla doğan çocukların birçoğunda hafif veya belirgin şekilde görülür. Başın prezante olan bölümünün karşılaştığı ba­sınç değişiklikleriyle aponevroz ve periost arası­na kan ve ödem sıvısı sızarak şişlik meydana gelir. Baş genellikle asimetriktir. Suturalar ba­zen birbirinin üzerine binmiştir, bu durumda fontaneller küçüktür. Şişkinliğin çok belirgin olduğu vakalarda caput succadeneum, tentorium veya falx cerebri yırtıkları, bazen de subdural hematom veya intrakranial kanama ile birlikte olabilir.

Doğum şişinde hemoraji ve ödem derinin al­tında, periost dışındadır. Aponevroza kadar ya­yılabilir (subgaleal kanama). Kanama nadir olarak anemi oluşturacak kadar fazla olabilir.

Şiş birkaç günde kaybolur, nadiren birkaç hafta devam eder. Şiş dokuyu infeksiyondan korumak dışında tedavi gerekmez. Çok nadiren transfüzyonu gerektirecek derecede ağır anemi ve şok tablosu gelişebilir.

Cephalhematom

Kafa kemiklerinin subperiostal hematomu dur. Periost altına kanama sızıntı şeklinde ol­duğundan şişlik yavaş gelişir ve caput succade neumdan farklı olarak çok zaman doğumdan birkaç saat sonra ortaya çıkar. Kanama karak­teristik olarak sutura sınırlarını aşmaz. En sık parietal kemikte lokalize olur ve tek taraf­lıdır. Neonatal cephalhematomun sıklığı % 1.5 2.5 dur. Erkek çocuklarda iki kez daha fazladır. Sezaryan ile doğanlarda da görülebilir, iki taraf­lı cephalhenıatomlu hastaların yaklaşık % 18 in­de, ünilateral vakaların % 5 inde alttaki pari­etal kemiklerde lineer kafatası kırıkları bulu­nur. Nadiren cephalhematom oksipital alanda bulunur ve encephalosel ile karışabilir. Cephal­hematom transillüminasyon göstermeyen, loka­lize, palpasyonla flüktüasyon veren sabit bir kit­ledir (şekil 6.10.1). Giderek sertleşir ve palpas yonda çeperi çıkıntılı olarak hisedilir. Hematom genellikle 2 10 haftada rezorbe olur. Birçok va­kada lezyonun kaybolmasından birkaç ay sonra­ya kadar röntgen filminde devam edon hiperos toz gözlenir. Nadiren kalıcı değişiklikler olarak lezyon yerinde kalsifikasyon, parietal kalvari umda kalınlaşma, diploik alanda genişleme ve­ya kistik defekt oluşur. Büyük cephalhematom larda anemi veya sarılık gelişebilir.

Yaygın sistemik infeksiyonu olan bir yenido ğanda veya lezyonun iğne aspirasyonu şurasın­da kontaminasyonu sonucu apse oluşması ce­phalhematomun en ciddi komplikasyonudur. Do­ğumdan bir süre sonra kitlenin büyümesi, üze­rindeki deride eritem gelişmesi, açıklanamayan ateş ve lökositoz apse formasyonunu düşündürür. İnfekte cephalhematom alttaki kemiğin os teomyelitine ve menenjite yol açabilir.

Cephalhematom tedavisi konservatiftir. Fraktür açısından kraniografi çekilir. Sarılık oluşursa hemoglobin ve serum bilirubin düzey­leri kontrol edilmelidir.

Komplike olmayan cephalhematomda iğne aspirasyonu kesinlikle uygulanmamalıdır. Lineer fraktürler tedavi gerektirmez.

Sternokleidomastoid kasın hematomu, nadi­ren doğumda, genellikle doğumdan 2 4 hafta sonra sternokleiodomastoid kasın orta bölümün­de 1 2 cm çapında sert bir şişlik olarak beliren bir durumdur. Vakaların çoğunluğunda başın hasta, tarafa eğik olması ile birliktedir (konge nital torticollis).

Prognoz genellikle iyidir. Şişlik 5 7 inci ay­larda kaybolur. Tedavide erken dönemde ster­nokleidomastoid kastaki kontraksiyonu düzelt­mek için hergün birkaç kez masaj önerilir. Tor­ticollis varlığında boy