Yeşim Odanın Gizli Sanatı

Yin olmadan yangda haz olmaz, yang olmadan yin heyecansızdır. Böyle durumlarda, erkek sevişmek ister, ama kadın mutsuzdur ya da kadın sevişmek ister ama erkeğin isteği yoktur. Kalpler uyumsuz oldu­ğunda, özler uyanmaz. Bu nedenle sevgi ve haz olmaz. Bununla birlik­te, erkek kadınla, kadın da erkekle kur yaptığında, hem zihinler hem de arzular birleşir. Birbirlerinin kalplerinden zevk alırlar. Kadının tutkuları uyanınca, erkeğin yeşim sapını okşar ve kendi yeşim terasına doku­nulması için gereken gücü onunla sağlar. Bu her ikisinden bolca sıvı salgılanmasına yol açar. Fazlasıyla büyümüş olan yeşim sap bazen hız­lı, bazen yavaş hareket eder. Güçlü rakibinin girişini kolaylaştırmak için yeşim kapı açılır ve al odayı sulayan özünü emer.

Erkeğin yangına tepki olarak, kadın aşağıdaki semptomları göste­rir: Sanki koyu şaraplar içmiş gibi kulaklarını ateş basar. Göğüsleri adamın ellerini dolduracak kadar sıkı bir şekilde öne çıkar. Boynu ve bacakları heyecanla titrer. Kendini şehvetli hareketlerinden alıkoyma­ya çalışır, ama birden adamın bedenine sıkıca tutunur ve kendi bedeni­ni onunkine sıkıca bastırıp eliyle her yerine dokunur. (Bu Çin masajın­da akunoktaları (acupoint) hedef alan bir temel tekniği anlatmaktadır. Bu tür erotik akupresür çeşitlilikler çok etkili bir afrodizyak görevi ya­par.)

Daha sonra metin imparatorun Dört Marifeti beklemesinin neden­leri anlatılarak devam eder. Şöyle denir: “Yeşim sap kızgın değilse, er­keğin uyumlu özü henüz ulaşmamıştır. Sertleşmişse, ama sıcak değil­se, ruh kası özü henüz ulaşmamıştır. Büyükse, ama sert değilse, kemik özü henüz ulaşmamıştır. Sertse, ama sıcak değilse, ruh özü henüz ulaş­mamıştır.” Performans için dört koşulun dördünün de yerine getirilme­si gerekir – erkek zaten ereksiyon sağlamış olsa bile.

Sonra, imparator bir kadının Dokuz Özünü araştırır. Nerede olduk­larını ve uyanmaları için neler söyleyebileceğini düşünür. Sade Kadın, şöyle der: “Bir kadın derin derin iç çekiyor ve yutkunuyorsa, bacakla­rının özü uyanmıştır. Hafifçe haykırıyor ve adamın ağzını emiyorsa, kalp özü uyanmıştır. Yin kapısı nemlenmiş ve kayganlasmışsa, böbrek özü uyanmıştır. Adamı kucaklıyor, onu bırakmıyorsa, dalak özü uyan­mıştır. Adamı hafifçe ısırıyorsa, kemik özü uyanmıştır. Son olarak, adamın yeşim sapını okşuyorsa, kan özü uyanmıştır.”

Sade Kadın, Beş Arzuyu ana hatlarıyla anlatır: “Bir kadının nefesi kesiliyorsa ve enerjisini dizginliyorsa, zihni cinsel birleşmeyi arzulu­yordur Hem burun delikleri hem de ağzı büyüyorsa, vulvası birleşme istiyordur. Aniden adamı kucaklıyorsa, orgazm istiyordur. Teri üstün­dekileri sırılsıklam ediyorsa, kalbi dolsun istiyordur. Bedenini doğrul­tuyor ve gözlerini kapatıyorsa, esrimeye yakındır.”

Soma, kadındaki Beş Semptomdan söz edilir ve erkeğin buna uy­gun tepkisi için öneride bulunulur. “Kadının yüzü kızardığında, yavaş yavaş sevişmeye başlayın. Göğüsleri dolgunlaştığında ve burnu terle­diğinde, yavaşça yeşim sapı içine sokun. Boğazı kuruduğunda ve yut­kunduğunda, acele etmeden yeşim sapı sarsın. Mağarası kayganlaştığında, yavaş yavaş derinlerine girin. Sıvıları kalçalarına aktığında, ye­şim sapı yavaşça çıkarın.” Sade Kadın, erkeğe öğüt veriyor gibi görün­mesine karşın, talimatları ancak karşılaşmanın ilk evreleri, daha tutku­lu hale gelmeden öncesi içindir.

Ayrıca, Sade Kadın tatlı bir ıstırap halindeki bir kadının On Hare­keti’nden de söz eder ve onu güçlü olmaya iter: “Kadın adamı kolla­rıyla tutarsa, bedenlerinin birbirine doğru baskı yapmasını ve cinsel or­ganlarının birbirine değmesini ister. Uyluklarını uzatırsa, vulvasının üst bölümünü adama sürtmek ister. Karnınıda tutarsa, orgazm yaşamak ister.

Kalçalarını çalkalarsa, sola ve sağa doğru derinlerine girilmesini ister. Bedenini adama doğru kaldırırsa, şehvetü hazzı fevkaladedir. Uzunlamasına geriniyorsa, kollarıyla bacakları ve bedeni hoşnuttur. “Özgün Dokuz Pozisyon”da bu hareketlerin olup olmadığına bakın, esrimenin ne kadar coşkun olduğunu anlayacaksınızdır.”