Perinatal resüsitasyon kavramında, doğumdan sonra karşı karşıya kalman durumlarda re süsitasyona başvurmak yerine, yüksek riskli bebek doğurabilecek hamile kadınların doğumdan önce saptanması ilkesi yer almaktadır. Böyle bir uygulama ile doğum zamanı ve şekline (vaginal, sezaryan), aynı zamanda anne ve çocuk için hangi düzeyde bir bakım gerekeceğine karar verilebilmekte, buna göre de doğumun yapılacağı yer seçilebilmektedir. Bunların yapılabilmesi için antenatal kontrollerle değerlendirme ve bu arada fetusun gestasyon yaşı ve olgunluk derecesinin (matüritesinin) saptanması gerekir.
Fetusa olumsuz şekilde yansıyabilecek değişiklikler açısından özellikle gebeliğin son trimes terindeki antenatal kontrollerde annenin kan basıncı ölçülmeli, gerektiğinde annede ve fetusta asit baz durumu ve tokokardiografi ile intraute rin basınç değişiklikleri, fetusun kalp sesleri değerlendirilmelidir. Hamileliğin son dönemlerinde uterus arterlerinin ileri derecede dilate olmaları nedeni ile bu dönemde annede oluşacak hipotansiyon hecmelerinin fetusta yaratacağı hipoksi önlenemez. Bu nedenle de annede hipotansiyonun gelişmesi dikkatle izlenmeli ve titizlikle önlenmelidir. Annede hipotansiyona neden olabilecek antihipertansiflerin uygulanmasından kaçınılmalı, hipertansiyonun tedavisi yerine annede hipertansiyon gelişmesinin önlenmesine öncelik verilmelidir. Anneye gerektiğinde serum fizyolojik veya kolloidler verilerek hipotansiyon önlenir veya düzeltilir. Vena cava basıncının ve kalbe kan dönüşünün azalmasını önlemek için hipotansi yonlu anne yan yatırılır. «fetal distres» belirtilerinin varlığında anneye hemen oksijen verilir.