Tirozin

Herediter tirozinemi tip I de ise semptom ve bulgular ile artmış tirozin düzeyleri arasındaki ilişki açık değildir. Bunların dışında, değişik klinik bulgularla bir­likte tirozinemi saptanan, ancak tirozinemi tiplerine uy­mayan vakalar da vardır. Tirozineminin en sık rastlanan şekli yenidoğan bebeklerin geçici tirozinemisidir.

Tirozinemi Tip I (Tirozinoz, Herediter Tirozinemi, Hepatorenal Tirozinemi)

Hastalıkta serum tirozin düzeylerinde orta derecede yükselme, ağır karaciğer, böbrek ve MSS tutulması gö­rülür. P-hidroksifenilpirüvik asit oksidaz ve fumarüasetoasetat hidrolaz enzim aktı vitelerinin düşük olduğu gös­terilmiş, ancak bu enzim yetersizliğinin karaciğer hasarı ile ilişkisi açıklanamamıştır. Serum tirozin düzeyleri henüz yükselmeden, kordon kanında alfa-fetoprotein dü­zeylerinin yüksek olduğu gözlenmiştir. Bu bulgu kara­ciğer hasarının doğum öncesinde geliştiğini düşün­dürmektedir.

Hastalığın neonatal veya akut tip ile kronik veya geç tip olmak üzere iki tipi, ayrıca ara tipleri tanımlan­mıştır.

Akut tip tirozinemi genellikle ilk 6 ayda başlar, Ge­lişme geriliği, ateş, hepatomegali, sarılık, iritabilite en sık rastlanan belirtileri oluşturur. Anoreksi, kusma, is­hal, karın şişliği, melena, hematemez, hematüri, ekimozlar şeklinde kanamalar da erken dönemde ortaya çıkabilir. Bazı bebeklerde rastlanan lahana kokusuna benzer koku metiyonîn metabolitleri ile ilgilidir. Tedavi yapılmayan bebeklerde karaciğer yetersizliği gelişerek ilk 2 yıl içinde hastalık ölümle sonuçlanır.

Kronik tiple belirtiler genellikle ilk yaştan sonra or­taya çıkar. Gelişme geriliği, gastrointestinal belirtiler, ilerleyici siroz, renal tübüler işlev bozukluğu (Fanconi sendromu) ve vitamin D ye dirençli rahitis görülür. Genellikle 10 yaşa doğru karaciğer yetersizliği veya hepatoma gelişir ve hastalık ölümle sonlanır.

Laboratuvar bulguları olarak normositer anemi, serum direkt ve indirekt bilirubin düzeylerinde, transaminazlarda ve alfa-fetoprotein’de belirgin yükselme vardır. Plaz­ma tirozin düzeyleri ve diğer aminoasitler, özellikle metiyonin orta derecede artmıştır. Generalize aminoasidüri vardır. Serum ve idrarda süksinilasetoasetat ve süksinilasctonun gösterilmesi ile tanıya gidilir. Karaciğer his­tolojisinde nonspesîfik siroz bulguları vardır. Pankreas adacık hücreleri hiperplazisi sık rastlanan bir bulgudur. Kemik iliğinde tirozin kristalleri görülebilir.

Tedaviye erken başlanarak diyet ile alınan tirozin, fenilalanin ve metiyoninin kısıtlanması hastaların bir bölümünde yararlı, diğerlerinde etkisiz olmaktadır. Hepatoma gelişen hastalarda karaciğer transplantasyonu indikedir.

Tirozinemi Tip II (Richner-Hanhart Sendromu, Okülokütanöz Tirozinemi)

Bu tipte hafif veya orta derecede mental relardasyon, palmar ve plantar hiperkeratoz, herpetiform kornea ül­serleri başlıca klinik bulgulardır. Kornea lezyonları ge­nellikle ilk birkaç ayda ortaya çıkar. Tirozin depolan­ması sonucu olduğu sanılmaktadır.

Karaciğerde tirozin aminotransferazm (sitozin transaminaz) sitozol fraksiyonunun yetersizliğine bağlı ola­rak belirgin hipertirozinemi (20-50 mg/dl) ve tirozinüri vardır. Tip I den farklı olarak bu tipte karaciğer ve böbrek işlevleri ve diğer aminoasitlerin serum konsant­rasyonları normaldir.

Yenidoğanın Geçici Tirozinemisi