Miyastenia gravisin timoma ile ilişkisi ilginçtir ve tam anlaşılamamıştır. Miyastenia gravis, nöromüsküler kavşakta asetılkolin reseptörlerinin azalmasına bağlı sistemli hareketlerde güçsüzlük ve çabuk yorulma ile karakterize bir hastalıktır. Timus, anormalliklerinin sıklığının yüksek olması, timusun çıkarılmasından sonra iyileşme, diğer otoimmun hastalarla birlikte olması ve hastaların %90’ının serumunda asetilkolin reseptörlerine karşı antikor bulunması sebebiyle, myastenia gravisin otoimmun bir hastalık olduğu kabul edilmektedir. Bu hastalık, laboratuar hayvanlarında spesifik asetilkolin reseptörleriyle immunizasyon ile oluşturulabilir. Myastenia gravisli hastaların %85’inde timusta anormallik vardır. Bunlardan %70’inde germinal merkez oluşumu ve %15’inde timoma vardır.Timomalar baskın hücre tipine göre lenfositik (%25), epitelial (%45) ve lenfoepitelyal (%45) diye sınıflandırılabilirler. İğ hücreli tümörler (bazen eritrosit aplazisi ile birlikte olurlar) epitelial tümörlere dahil edilirler. Miyastenia gravis her tipte görülebilir. Fakat en sık lenfositik tipte görülür.
Histolojik görünüşü ile kanser olup olmadığına karar verilemez. Kanser diyebilmek için en güvenilir yol lokal yayılmanın olmasıdır. Lezyonlar şu şekilde kategorilere ayrılabilirler:
Stağe I: tümör bezin kapsülü içinde sınırlıdır;
Stage II: tümör bez etrafındaki yağ dokusuna yayılmıştır, fakat komşu dokulara yayılma yoktur;
Satge III: tümör komşu organlara ayılmıştır; Stage IU’deki hastaların %50’sinde plevrada metastazlar vardır. Lenf noduna metastaz çok nadir olduğu için, böyle bir durum varsa başka teşhisler üzerinde durulmalıdır.