Postoperatif serebrovasküler aksedanlar hemen daima kötü perfüzyon sonucu gelişen iskemik sinirsel hasara bağlıdır. Ameliyat esnasında yada sonrasında sepsis, kanama, kardiyak arrest vb. nedenlerle hipotansif hale gelen ileri aterosklerotik yaşlılarda sık görülürler. Beyin damarlarındaki normal regülatuvar mekanizma kan basıncı 55 mmHg’ya düşse bile kan akımını devam ettirebilir. Ancak ani hipotansiyon tedrici tansiyon düşmeleri kadar iyi tolere edilemez. Total iskemiden 4 dakika sonra irreversibl beyin hasarı gelişir.
Karotis endarterektomisinden ve karotis sisteminin ekstrakranial kısmına uygulanan diğen rekonstrüktif ameliyatlardan sonra hastaların %1-3’ünde felçler oluşur. Aterosklerotik plaklardan embolizasyon, karotisi klempleme sırasında iskemi ve arteriotomi yada intimal flep yerinde tromboz genellikle olayın sorumlusudur. Damarı kapatan klemp kaldırıldığında hava yada trombosit embolileri harekete geçebilir. Kapatılan karotis arterinin distal kısmında kalan güdükteki basıncın ölçümü Willis poligonu yoluyla t. olan kollateral akımı değerlendirmede güvenilir bir yöntemdir (50 mmHg altında güdük basıncı hipoperfüzyonu ifade eder). Güdük basıncı düşük ise karotis arteri klemp iken geçici bir şantla beyin dolaşımı devam ettirilir. Trombosit agregasyonunu inhibe eden Aspirin erken postoperatf trombozu önleyebilir. Ekstrakorporeal dolaşım yada derin soğutma kullanılarak yapılan açık kalp cerrahisinden sonra emboli, hipoksemi yada hipotansif periyotlarda kötü perfüzyona bağlı beyin hasan nadirdir.
Konvülziyonlar
Postoperatif dönemde epilepsi veya metabolik bozukluklar konvülziyonlara yol açabilir. Bilinmeyen nedenlerle ülseratif kolitli ve Crohn hastalığı olanlar ameliyattan sonra bilinç kaybı ile birlikte konvülziyonlara acayip bir şekilde yatkındırlar. Konvülziyonlar zararlı etkilerini en aza indirmek için mümkün olan en kısa zamanda tedavi edilmelidirler.