Palyatif tedavi yöntemleri dediğimiz metotlar hastanın semptomlarına yöneliktir. Palyatif radyoterapi uygulanacağı zaman, hastada lokal bir neoplazi söz konusu olmalı ve radyasyon tedavisinin uygulanması ile ya mevcut semptomlar gerilemeli ya da ortaya çıkacağı düşünülen belirtiler geciktirilebilmelidir. Palyatif radyoterapi lokal envazyona ya da kemiğin tutulmasına bağlı olarak ağrıya, lumeni olan organların obstrüksiyonuna, beyin yâ da medulla spinalisin fonksiyonel alanlarının tutulmasına, bronş ya da mesane gibi organların mukoza yüzeylerinin tümöral irritasyon ve ülserasyonlarına ya da lokal olarak enfekte ve ülsere tümör kitlelerine yönelik olarak kullanılabilir.
Oral ya da farengeal mukozadan çıkan bazı malign lezyonlarda palyatif tedavi için gereken doz tam iyileştirim için gereken dozun hemen hemen aynıdır. Yine obstrüksiyon yapmış ya da beyine yerleşmiş lezyonlann tedavisi için büyük dozlar gerekmektedir. Kemik ağrısına yönelik palyatif tedavide ise genellikle küçük dozlar gerekir.
Radyoterapi için doğru hasta seçiminde easas olan cerrah, radyoterapist ve kemoterapistin yakın iş birliğidir. İki ya da üç yöntemi kombine olarak uygulayan bir tedavi şemasının yapılması tam ya da palyatif iyileştirim için en iyi olanakları sağlayacaktır. Genellikle hastanın baştan beri bir onkolog grubu tarafından radyoterapistlerle birlikte değerlendirilmesi en iyi yöntem olsa gerekir.
Radyoterapi için seçilen bir hastanın öyküsünü, klinik bulgularını ve tüm laboratuvar sonuçlarını içeren tam bir tıbbi değerlendirilmesinin yapılması gerekir. Tedavi sırasında ortaya çıkabilecek medikal problemler yanında hastanın taburcu edilmesi ve transportu ile ilgili sorunlar da radyoterapi başlamadan önce çözümlenmelidir. Bu problemlerden en önemlilerinden biri, tedavi sırasında ortaya çıkan hastanın yeterli sıvı ve besin alamamasıdır. Gerek tükürük kimyasında oluşan değişimler ve gerekse hastanın tad duyusunun yıkıma uğraması bu soruna neden olur. Böyle durumlarda özel olarak hazırlanan besinler yararlı olabilir.
Yine bağırsak problemi olan hastalarda özel diyet uygulanması gerekir. Hem özel diyet uygulanması ile, hem de tedavi sırasında ortaya çıkabilecek semptomların kontrolü için gerekli medikal tedavi terapist tarafından hiç bir zaman ikinci plana atılmamalıdır. Çünki bu gibi sorunlar zaman zaman tedavinin gidişini etkileyebilir. Kanserli hasta ek bazı medikal problemler ile de karşılaşabilir. Akut miyokart enfarktüsü, serum hepatiti, akut apandisit, peptik ülser perforasyonu gibi asıl hastalıkla ilişkisiz, ama oldukça önemli tıbbi ve cerrahi sorunlar radyasyon tedavisi gören hastada ortaya çıkabilir. Bu sorunlara karşın eldeki tüm olanaklar kullanılarak radyoterapiye planlandığı gibi devam etmek gerekir.